1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Karargah nöbetleri ve anılar
Karargah nöbetleri ve anılar

Karargah nöbetleri ve anılar

Karargah nöbetleri ve anılar

A+A-

ÇOCUK GÖZÜMDE KIBRIS VE ANILAR -25-
 

Erdinç Gündüz

Bölük Karargahında oniki saatlik nöbetlerimiz vardı.  07.00-19.00 veya 19.00-07.00 şeklinde olurdu.  Mevzi nöbetlerine göre tabii ki çok daha rahattı.  Ama benim için en ilginci, bu nöbetler sırasında, komutanlarla yaptığımız sohbetler ve anlattıklarıydı.  Zaman zaman anılarını dinlemek çok heyecan verici oluyordu.
Lefkoşadaki Bölüklerin komutanları Kıbrıslı eski TMT’cilerdi. Ama bizimki – her nedense-   Türkiyeli’ydi.  1969 yılında, ben terhisime kadar olan süre içindeki komutanımız Artvin’den Kıbrıs’a nakledilmiş bir yüzbaşıydı.  Hep, üç aylıkken geride bırakıp geldiği çocuğunun ve eşinin özlemini çekerdi. Sıkça cebinden çıkarır bana onların resimlerini gösterirdi.  Bölük Komutan Muavini  ve onun altındaki Takım Komutanlarının çoğu ise eski TMT’cilerdi. Oniki  saatlik gecelerde uzun sohbetlerimiz olurdu. TMT’yi, TMT’nin nasıl çalıştığını, yaşadıkları bazı olayları, katıldıkları bazı eylemleri bu uzun gece nöbetleri sırasında uzun uzun anlatırlardı. 

***

“1960 yılında, Cumhuriyet ilan edileceği resmen açıklanmazdan hemen önce bir emir aldık bir gece. Rum tarafında bazı eylemler yapacaktık. Arabaların camlarını kıracak, fırsat bulursak bazılarını yakacaktık. Ama ne pahasına olursa olsun yakalanmamalıydık. Ben, arabalara hasar vermekle görevlendirilenler arasındaydım.  Eylem timlerinin birbirinden ve ne yapacaklarından hiç haberi olmazdı. Zaten sistem dörder, beşer kişilik hücreler şeklinde kurulmuştu. Her kişi sadece ve sadece kendi hücresindekileri bilir, tanırdı.
Sözünü ettiğim görevi aldığımız gece bazı arkadaşların da, Lefkoşa-Larnaka yolundaki bir Rum’a ait kereste fabrikasını yakmaya gideceklerini öğrenmiştim. Gece koyulduk yola. Uzun Yol ve çevresinde park edilmiş arabalardan kaçına hasar verdik hatırlayamıyorum.  Amaç, galiba, kargaşa çıkarıp Cumhuriyetin ilanını önlemekti. Bu bir tahmin. Çünkü biz, verilen görevi sorgulamaz, sadece yerine getirirdik. Bu görevimizi yerine getirdik ve evlerimize döndük. Ertesi gün gazetelerde okuduk, o gece Lefkoşa’da park edilmiş araçlara hasar verildiğini, bilmem nerede neler olduğunu, Larnaka yolundaki bir kereste fabrikasının yakıldığını falan...”

***

“Emir verilir, gider verilen emri yerine getirirdik. Mesela, falanca haindir, gidip biraz korkutun, hırpalayın ama öldürmeyin denirdi, gider yapardık. Evinde dövdüklerimiz de oldu, sokak ortasında dövdüklerimiz de. Bazılarını, şehir dışına, ovalara kaçırıp dövdüğümüz de oldu kaç defa. Bunlardan bazıları, tanıdığımız, bildiğimiz kişilerdi. Ama bu,  verilen görevi yerine getirmemize engel olmazdı, olamazdı.”

***

“Bir gün akşam üzeri, Girne Kapısı’ndaki Ford Garajı’nın önünde bir Rum’u vurmuştuk. Adam kaç kurşun yedi o gün bilmem.... Bir gavuru da,  tren ambarlarının önünde vurup öldürdüydük. Kimdiler neden öldürdüydük hiç bilmem...”

***

“Bir gün bir emir aldık. Tüccar (......) TMT’yi dolandırmıştı. İngilizden silah satın alıp teslim etmek için söz vermiş, bilmem kaç bin lirayı da peşin almış ama silahları bir türlü teslim etmemişti. Birkaç kez uyarılmış ama aldırmamış.  ‘Öldürün’ dediler, dükkanının oralarda pusuya yattık. Üç kişiydik. Dükkanda yalnız olduğunu farkedince içeri daldık. Bizi görünce başına gelecekleri anladıydı herhalde, avazının çıktığı kadar bağırmaya başladı. Bıçakladık öldü. Her birimiz farklı yönlere kaçmaya başladık. Etraf polis dolduydu. Ben, kaçacak yer bulamadım, babamın, yakınlardaki dükkanına sığındım. Ve yakalandık. Üçümüz de. Çok zorladılar ama hiç bir şey söylemedik. Mahkemeye çıkarıldık. Nasıl oldu bilmem ama kurtulduk.”

***

Uzun gecelerin ilginç sohbetleri sadece TMT döneminin 63 öncesindeki  vur-döv-öldür-yak-kır-dök anılarından ibaret değildi.  Sadece ‘Mücahidin’ sözünün geçtiği o günlerde, kimin, hangi kadınla ilişkisi olduğu, ilişkinin nasıl başladığı nasıl geliştiği gibi ‘özel’ konular da bayağı renkliydi.
Kimin, Mücahit kocasını nöbete koyup, gece evine, onun karısına gittiği; kimlerin arada bir eş değiştirdiği;  hangi kadının,  kocası yukarı katta otururken, her gece, bahçe sulamak bahanesiyle bahçesine inip, kimlerle ilişkiye girdiği; kimin, karısını bilmem kiminle yakaladığı ama tehditle susturulduğu v.s. v.s. v.s.

Bu haber toplam 1329 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 270. Sayısı

Adres Kıbrıs 270. Sayısı