1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Kanserde erken tanı önemli"
Kanserde erken tanı önemli

"Kanserde erken tanı önemli"

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Bölümünden Dr. Gürkut, kanserden korunmanın yollarını hatırlattı

A+A-

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü Doktoru, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Gürkut, kanser hastalıklarının yüzde 30-40’ının alınacak tedbirlerle önlenebileceğini belirterek, devlet yanında bireylerin de alabileceği önlemler bulunduğuna dikkat çekti.

Gürkut, sigara ve alkol kullanmama, sağlıklı beslenme, radyasyon ve magnetik alanlardan uzak durma, egzersiz yapma, ideal ağırlığı koruma, enfeksiyonlardan korunma, stresi yönetme ve erken tanının önemini vurguladı.

Dr. Özlem Gürkut, Kanser Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyada her yıl 14 milyondan fazla insanın kansere yakalandığına ve 8 milyondan fazla insanın kanser nedeniyle hayatını kaybettiğine dikkat çekti.

İnsan ömrü uzadıkça yaşlı nüfusun çoğaldığını ve kanser görülme sıklığının da arttığını ifade eden Gürkut, bu artışta kanseri teşhis etme ve tanıma olanaklarındaki gelişmelerin, kanserli hastaları tedavideki ve daha uzun yaşatmaktaki başarıların da payı bulunduğunu kaydetti.

“GENETİK SEBEPLER YÜZDE 10-20… ESAS NEDEN ÇEVRESEL… YÜZDE 30-40’I ÖNLENEBİLİR”

Dr. Özlem Gürkut, kanser hastalığında genetik sebeplerin yüzde 10 ile 20 arasında olduğunu, esas nedenlerin çevresel olduğunu belirterek, “Hesaplamalara göre kanserlerin yüzde 30-40’ı alınacak tedbirlerle önlenebilmektedir. Tabii ki kanseri tedavi etmekten daha güzeli önlemektir. Bu amaçla devletlerin alacağı önlemler olduğu gibi, bireyin kendisinin de alacağı önlemler mevcuttur” dedi.

Kansere yakalanma riskini azaltmak için bireysel olarak yapılabilecekler konusunda bilgi veren Dr. Gürkut, önlemleri “sigara ve alkol kullanmama, sağlıklı beslenme, radyasyon ve magnetik alanlardan uzak durma, egzersiz yapma, ideal ağırlığı koruma, enfeksiyonlardan korunma, stresi yönetme, kanserin erken belirti ve bulgularını bilmek, kanser tarama programlarına girmek” başlıkları altında sıraladı.

SİGARANIN KANSER YAPICI ETKİSİ KANITLANDI

Sigaranın kanser yapıcı sebepler arasında, en çok kanıtlanmış olanların başında geldiğini vurgulayan Gürkut, akciğer kanserlerinin yüzde 87’sinin sigarayla ilişkili olduğunun bilindiğini; kansere bağlı ölümlerin yüzde 30’undan da sigaranın sorumlu olduğunu kaydetti. Sigaranın akciğer kanseri dışında da kanserlere yol açtığına; riskin pasif içicilikle de arttığına dikkat çeken Dr. Özlem Gürkut, sigara bırakıldıktan 10 yıl sonra riskin, içmeyen birinin taşıdığı riskin yarısına indiğini belirtti.

Gürkut, alkolün ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas ve meme kanserinin bilinen sebeplerinden olduğunu ve özellikle sigarayla beraber alkol almanın kanser riskini oldukça artırdığını kaydetti.

“RAFTA UZUN DURAN ÜRÜNLER ÖMRÜMÜZÜ KISALTIYOR”

Sağlıklı beslenme konusunda “Aklımızda tutmamız gereken rafta uzun durabilen/tazeliğini koruyan gıdaların tüketilmesi ile bizim ömrümüzü kısaltacağı yani zararlı olacağıdır” diyen Gürkut, salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden kaçınılmasını istedi. Kırmızı etin kalın bağırsak kanseri riskini artırdığını, tüketiminin haftada yarım kiloyla sınırlandırılması ve beyaz et tüketilmesi gerektiğini belirten Dr. Özlem Gürkut, kısa sürede yüksek ateşte pişirme yerine haşlama ve fırında pişirme yöntemlerinin tercih edilmesinin önemine işaret etti.

Dr. Özlem Gürkut, günde 2 buçuk litre su tüketilmesi, günlük tuz miktarının 2 gramı aşmaması, şeker ve yağın kısıtlanması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması, işlenmiş tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, tam yulaf tercih edilmesi önerilerinde bulundu.

Gereksiz yere kullanılan bilgisayarlı tomografi gibi yoğun radyasyon kullanılan tetkik yöntemlerinin de kanser riski oluşturduğunu belirten Dr. Gürkut, güneş ışığına uzun süre maruz kalmanın deri kanserine yol açtığını hatırlattı; “Özellikle yaz aylarında 11.00- 16.00 saatleri arasında doğrudan güneş ışığından uzak durmalı ve koruyucu kremler kullanmalıyız” dedi.

Gürkut, cep telefonu, LCD ve plazma televizyonlar, mikro dalga fırınlar, saç kurutma makineleri hatta elektrikli alarmlı saatlerin bile radyo manyetik alan oluşturduğunu belirterek, radyo manyetik alanların kanser yapıcı etkilerinin kanıtlanmamakla birlikte bazı çalışmalarda bazı tümör ve kanserlerle ilişkilendirildiğini bildirdi.

Gürkut, cep telefonunda kulaklıkla konuşulmasını, evlerde cep telefonlarını çocuklardan uzak tutulmasını, elektrikli cihazları elektrikten de kapatmayı önerdi.

30 DAKİKA EGZERSİZ

Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Dr. Özlem Gürkut, kanserden korunma yollarını anlatırken, her gün düzenli olarak 30 dakika egzersiz yapanlarda meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanserinin daha az görüldüğünü bildirdi.

“Egzersiz yapmak ve hareketli bir yaşam sürdürmek, sadece kanser riskini değil, kalp damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon gibi birçok hastalığın da riskini belirgin olarak azaltmaktadır” diyen Gürkut, aşırı kilonun da birçok kanserin nedeni olduğunu, kilo vermekle kanser riskinin belirgin olarak azaldığını vurguladı.

Gürkut, dünyadaki tüm kanserlerin yüzde 20'sinin kronik enfeksiyonlarla ilişkili olduğunu belirterek, Human Papilloma Virüsü’nin (HPV) rahim ağzı kanserine, hepatit B ve C virüsünün, karaciğer kanserine neden olduğunu; ayrıca AIDS hastalığı virüsü HIV taşıyanlarda da birçok kanserin daha sık görüldüğünü kaydetti; güvenli cinsel yaşam ve aşılanmayla bu enfeksiyonlardan ve kanserden korunmanın mümkün olduğunu belirtti.

STRES TETİKLİYOR

Modern çağın parçası haline gelen stresin, dolaylı olarak kanseri tetikleyebildiğini ifade eden Gürkut, gerektiğinde stresi azaltmak için egzersiz, meditasyon, psikolojik danışmanlık ve konuşma tedavileri, grup terapileri, sosyal destek, depresyon ve anksiyete giderici ilaçların kullanımı gibi yaklaşımların stresle başa çıkmak için önemli yöntemler olduğunu kaydetti.

Dr. Özlem Gürkut, kanserin erken belirtilerinin ve bulgularının bilinmesi konusunda da “Kanser ne kadar erken teşhis edilirse o kadar başarıyla tedavi edilebilmektedir” diyerek şu bilgiyi verdi:

ERKEN TEŞHİS

“ Açıklanmayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, deri değişiklikleri, bağırsak ve idrar alışkanlıklarındaki değişiklikler, beklenmedik ve anormal kanamalar ile akıntılar, iyileşmeyen yaralar, vücutta ele gelen kitleler, şişlikler, yutma güçlükleri, hazımsızlık, uzun süreli öksürük ve ses kısıklığı kanserin belirtileri olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde en kısa zamanda doktora başvurulmalıdır.”

Dr. Gürkut, belli yaşlarda yapılan tarama testleriyle kanserin erken evrede saptanabileceğini vurgulayarak, “Özellikle anne, baba, kardeş gibi birinci derece akrabalarında kanser olanlar, sigara içenler, risk grubunda olduklarından mutlaka bir hekim kontrolünde düzenli olarak uygun kanser tarama programlarından geçmelidirler” dedi.

40 YAŞTAN İTİBAREN KADINLAR MAMOGRAFİ VE SMEAR TESTİ; ERKEKLER PSA TESTİ

Gürkut, yaptırılması gereken testlerle ilgili şu bilgiyi verdi:“Günümüzde risk grubunda olmasa bile 40 yaşından itibaren her kadının yıllık olarak mamografi ile ve muayene ile meme kanseri, PAP smear testi ile rahim ağzı kanseri, 40 yaşından itibaren her erkeğin PSA testi ve makattan muayene ile prostat kanseri, hem kadın hem erkeklerin gaitada gizli kan testi ve 50 yaşından sonra kolonoskopi ile kolon (kalın bağırsak) kanseri taramasından geçmesi önerilmektedir. Ailevi risk taşıyanlar için bireyselleştirilmiş tarama programları uygundur.”

(tak)

Bu haber toplam 1631 defa okunmuştur