1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Kamu-Sen 27. Olağan Genel Kurulu yapıldı
Kamu-Sen 27. Olağan Genel Kurulu yapıldı

Kamu-Sen 27. Olağan Genel Kurulu yapıldı

Kamu-Sen 27. Olağan Genel Kurulu, Lefkoşa’da, Golden Tulip Hotel’de yapıldı.

A+A-

Kamu-Sen 27. Olağan Genel Kurulu, Lefkoşa’da, Golden Tulip Hotel’de yapıldı.

Divan Başkanlığı’nın oluşturulmasının ardından slayt gösterisiyle başlayan Genel Kurul’a  saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam edildi.

Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, LTB Başkanı Mehmet Harmancı, bazı milletvekilleri, sendika temsilcileri ve davetlilerin katıldığı Genel Kurul’un açılış konuşmalarını sırasıyla; Kamu-Sen Genel Başkanı Metin Atan, Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre ve Kamu-Sen eski Başkanı Mehmet Özkardaş yaptı.

 

Atan: “Her zaman doğrunun yanında olmayı, yanlışın da karşısında durmayı prensip edindik”

Kamu-Sen Genel Başkanı Metin Atan, Kamu-Sen’in her zaman hükümetlerle çalışanlar arasında köprü vazifesi gördüğünü belirterek, sadece çalışanların çıkarına değil, hükümetlerin de yapacağı çalışmalara katkı koyduklarını söyledi.

Kamu-Sen’in her zaman üyeleriyle bire bire muhatap olarak çalışanlarla da hükümetle de sosyal diyalog içerisinde sorunları çözme yoluna gittiğini ifade eden Atan,  her zaman doğrunun yanında olmayı yanlışın karşısında durmayı prensip edindiklerini vurguladı

Atan, sendikanın Kıbrıs konusunda da iki toplumlu siyaseten eşit azınlığı kabul etmeyen anavatanın garantörlüğünde bir konfederasyon şeklini benimsediğini belirtti.

Ülkede ekonomik sorunlar olduğuna işaret eden Atan, yaşanan döviz krizinin hem çalışanın hem de halkın belini büktüğünü, hükümetinse konuyla ilgili bir girişimde bulunamadığını söyledi.

Kendilerinin gerekli çalışmalar için girişimde bulunduğunu ancak sendikaların “öcü” mantığıyla görülmesi nedeniyle sağlanacak katkılardan yararlanılmadığını belirten Atan, ”Bu konuda sitemlerimiz var ama biz girişimlerimize devam ettiğimiz sürece doğru noktada buluşacağımıza inanıyorum” dedi.

Atan, yasalar konusunda yaşanan sıkıntıların da sendikalardan yeterince katkı ve destek alınmaması nedeniyle ortaya çıktığını savunarak, “Hükümet edenlerden ricamızdır lütfen, bu yasalarla ilgili bizlerden de katkı alarak konunun üzerine gidilsin” dedi.

Atan, “Çalışma Bakanı Çeler’in irade koyarak 1 Mayıs’ı özel sektörde çalışanlar için tatil ilan ettirmesinden” duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Çeler’e teşekkür etti ve arkasının gelmesini diledi.

 

Arslan: “Kıbrıs’ta çözüm olmaması halinde ayakta durabilecek bir yapı için tecrübelerimizi aktarmaya çalışıyoruz”

Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan ise, Kamu-Sen’in Kıbrıs Türkü’nün geleceğini belirleme iradesini gösterdiğinden beri faaliyette olduğunu hatırlatarak, sendikanın bugüne kadarki tüm yetkililerini kutladı.

Metin Atan’ın da 2 yıldır tüm zorlukların üstesinden gelerek sendikayı daha ileri noktalara taşıdığına işaret eden Arslan, Kamu-Sen’in Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı 22 sendikadan biri olduğunu söyledi.

Sendikalı yaşamın özel sektörde yer almasının önemine değinen Arslan, gelecekte kamu çalışanının azaldığı özel yapının büyüdüğü sistemin şimdiden gözlemlenebildiğini ve bunun için çalışmak gerektiğini kaydetti.

Arslan, kendilerinin oturdukları yerden Kıbrıs hakkında ahkam kesen kuruluşlardan olmadığını, Annan Planı döneminden itibaren Kıbrıs Türk halkını anlayarak isteklerine destek vermeye çalıştıklarını belirtti.

Kıbrıs’ta çözüm olmaması halinde ayakta durabilecek bir yapı için tecrübelerini aktarmaya çalıştıklarını dile getiren Arslan, çözümün anahtarının Kıbrıslı Türkler değil AB ve Rumlar olduğunu,  çözüm olmaması halinde de yaşanacak zorluklarının bilinciyle hareket ettiklerini söyledi.

 

Özyiğit: “Sendikaların ülkelerin olmazsa olmaz kurumlarındandır”

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit de, Mahmut Arslan’ın konuşmasının konferans niteliğinde olduğunu ifade ederek, bir sendikacı olarak Arslan’ın seminer vermek üzere çağrılmasını ve kendisinin de davet edilmesini istedi.

Arslan konuşurken sendikacılık günlerinin gözünde canlandığını ifade eden Özyiğit,  eski sendikacı, yeni bakan olarak çalışma barışının ne kadar önemli olduğunun bilinciyle çalıştığını söyledi.

“Sendikaların ülkelerin olmazsa olmaz kurumlarındandır” diyen Özyiğit, kamuda sendikacılığın devletin üretken ve ayakta olmasıyla verimli ve faydalı olacağının da unutulmaması gerektiğini belirtti.

Özyiğit, ülkenin kritik bir aşamadan geçtiğini, hükümet olarak sorunları çözmek için kararlılık ortaya koyduklarını müşavir yaratmamak için yasa geçirdiklerini anlatarak, artık herşeyin eskisi gibi olmayacağını herkesin bilmesini istedi.

Bu köklü değişimin kamu reformuyla olması gerektiğini de vurgulayan Özyiğit, bunun da tüm sendikaların ve örgütlerin konsensüsüyle yapmak gerektiğini belirtti.

Özyiğit, gençleri iyi yetiştirmek için 30 yılını harcamış biri olarak gelecekte gençler, kendi ülkelerinde “aş, iş” imkanı bulamayıp gitmek durumunda kalırsa kahrolacağını belirtti.

Ülkenin hem kendi içinde çalışma barışını sağlaması hem de siyasal sorunları çözmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Özyiğit, Cumhurbaşkanı’nın Guterres çerçevesinden ne anladığını ortaya koyduğunu bunu New York’a yaptığı ziyarette bir kez daha teyit ettiğini, kendilerinin de bunu TDP olarak sonuna kadar desteklediklerini yineledi.

 

Çeler: “Sendikalaşma özel sektörde ‘öcü’ olarak görülüyor”

Genel Kurul’da son konuşmacının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler olduğunun açıklanması üzerine Meclis Başkan Yardımcısı Zorlu Töre, buna tepki koyarak genel kuruldan ayrılmak istedi.

Bunun üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler de, konuşmasına “genelde benim ya yaptıklarım ya da giydiklerim olay olurdu bu sefer de konuşmam olay oldu” diyerek başladı.

Çalışma Bakanı olarak bire bir ilişkilerde olduğu kurumların kongrelerinde konuşmasının normal olduğunu dile getiren Çeler,  herkesin fikirlerini özgürce söyleyebilmesi gerektiğini, kendilerine de uzun zaman protokollerde yer verilmediği için konuşma haklarının olmadığını ama bunu sıkıntı haline getirecek tavırlarda bulunmadıklarını söyledi.

Çeler, burasının Kıbrıs konusunda fikir beyan etme değil sendikalaşma konusunda görüş alışverişi yapılacak ortamlar olduğunu anımsattı.

“Hiç sendikalaşmamış bir kişi olarak bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak karşınızdayım, 10 yıllık özelde çalışmışlığım var bir kez bile sendikalı olmadım” diyen Çeler, ülkede sendikalaşmanın özel sektörde öcü göründüğünü, “sendikalaşma olursa  greve olacak iş yeri batacak” diye düşünüldüğünü anlattı.

Çeler, özel sektörde sendikalaşmayı teşvik etmek için kavga etmeye hazır olduklarını ancak ilk başta diyalog yolunu deneyeceklerini vurguladı.

Çeler, 1 Mayıs’ın hak ettiği şekilde kutlanabilmesi için yasalar çerçevesinde ellerinde 2 seçenek olduğunu; bunların birinin hükümete giderek yasak koymak, diğerinin de yasal çerçevede hem çalışanların haklarını öğrenmeleri açısından bir adım, hem de işverenlerle diyalog yolunu açabilmek için, kimilerine göre eleştirilecek bir durum olarak görülse de da rica etmek olduğunu anlattı.

Çeler, “Yasada yasakçı bir zihniyet yoktur, yasa resmi tatillerde çalışanlara 1’e 2 ödenmesi koşuluyla işverene çalıştırma hakkı verir” dedi.

Konuşmaların sonrasında verilen aranın ardından faaliyet ve mali raporlar, tüzük değişiklikleri okunarak onaya sunulacak ve Yönetim, Denetleme ve Disiplin Kurulu üyeliklerinin seçimine geçildi.

Bu haber toplam 1436 defa okunmuştur
Etiketler :