1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Kadınların hakkını teslim ediyor mu?
Kadınların hakkını teslim ediyor mu?

Kadınların hakkını teslim ediyor mu?

İnternette dünyanın en ünlü bilim insanları diye bir arama yapacak olsanız, Galile, Einstein, Newton, Darwin, Stephen Hawking gibi isimler çıkıyor.

A+A-

Adı geçen birkaç kadından biri ise radyoloji biliminin kurucusu sayılan fizikçi ve kimyacı Marie Curie. Her iki dalda da Nobel Ödülü kazanmış olmasına rağmen, ikinci ödülünü aldığı 1911 yılında Fransız Bilim Akademisi'ne kabul edilmemişti.
Geçen hafta 'bilim alanında çalışma yapan kadınların sorun yarattığı'nı söyleyen Nobel ödüllü İngiliz profesör Tim Hunt tepkiyle karşılanırken, kadınların bilim dünyasındaki yeri de tekrar tartışmaya açıldı.
'Oxfordlu ev kadını'
Oysa kadınlar bilimde önemli buluşlara imza attılar. Örneğin, molekülleri incelemek için kristalografi tekniğini geliştiren ve penisilin, kollesterol ve insülinin molekül yapısını keşfeden Dorothy Hodgkin 1964'te Nobel ödülü aldı.
Dorothy Hodgkin, İngiltere'de bilimin öncülerine verilen en önemli ödüllerden Copley Madalyasına layık görüldü ve bilim dalında Nobel ödülü alan tek İngiliz kadını olma özelliğini bugüne kadar korudu.
Yine de o zamanlar gazeteler "Oxfordlu ev kadını Nobel'i kazandı" gibi başlıklar atmışlardı.
Geçmişteki birçok kadın da bilimsel başarıları karşısında hak ettiği itibarı görmedi. Bunun sonucunda adları unutuldu.
Esther Lederberg'in çalışmaları eşine Nobel kazandırdı.
İşte bunlardan birkaçı:
Esther Lederberg, mikrobiyoloji uzmanı, genetik alanında çığır açan çalışmalar yaptı. Genlerin nasıl çalıştığını gösteren temel teknikleri geliştirdi.
Çalışmaları, eşi Joshua'nın 1958'de Nobel ödülü almasına yardımcı oldu, ancak onun adı geçmedi.
İngiliz biyofizikçi Rosalind Franklin, X ışını ile kristalografinin öncülerinden biriydi. Aldığı DNA molekülü görüntüsü, DNA'nın yapısının belirlenmesinde kilit rol oynadı.
Bu, 20. yüzyılın en önemli bilim hamlelerinden biriydi. Ama fizyoloji ve tıp dallarındaki 1962 Nobel ödülleri James Watson, Francis Crick ve Maurice Wilkins'e verildi.
Rosalind Franklin, DNA'nın yapısının belirlenmesinde önemli rol oynadı.
Ida Tacke, hem kimya hem de atom fiziğinde önemli gelişmelere imza attı. Renyum ve masuryum adında iki yeni element buldu. Renyumun mucidi olarak anılmasına rağmen, masuryumun keşfi, bu elementi teknesyum adıyla laboratuvar ortamında üretmeyi başaran Carlo Perrier ve Emilio Segre'ye atfedildi.
Ida Tacke, ilk kez nükleer fisyon fikrini ortaya atan kişi olarak da tanınıyor.
Nükleer fisyonun keşfedilmesini sağlayan çalışmalar ise Lisa Meitner'in eseri.
Meitner 1907'de Berlin'e taşındıktan sonra yıllarca kimyager Otto Hahn ile birlikte çalıştı. Ancak Hahn, çalışmalarını yayınlarken Meitner'ın adını eklemedi ve 1944 Nobel kimya ödülünü tek başına aldı.
Avusturyalı Lise Meitner nükleer fizikçiydi.
20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden biri de Chien-Shiung Wu'ydu. Atom bombasının geliştirilmesine katkıda bulunmasına rağmen, bugün adını hatırlayan pek az kişi var.
Bir başka isim de evrene bakma şeklimizi değiştiren gökbilimci Henrietta Leavitt.
Harvard Gözlemevi'nde yıldızlarla ilgili çalışmalar yapan Leavitt, bir yıldızın parlaklılığına bakarak dünya ile arasındaki mesafeyi hesaplama yöntemlerinin önünü açtı.

BBC TÜRKÇE

Bu haber toplam 1113 defa okunmuştur