1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. INSULA: Mitoloji kurma yerine, yaptırımlara yönelik radikalleşmek!
INSULA: Mitoloji kurma yerine, yaptırımlara yönelik radikalleşmek!

INSULA: Mitoloji kurma yerine, yaptırımlara yönelik radikalleşmek!

INSULA: Mitoloji kurma yerine, yaptırımlara yönelik radikalleşmek!

A+A-

 


Anber Onar
anber.onar@gmail.com


Ekonomik ve kültürel politikaların neden olduğu, kitlesel, istem dışı yer değiştirmeler… İnsanoğlunun nerede ve nasıl var olacağına dair, kimliklerle kültürlerin nasıl oluşturulduğu, yeni haritaların nasıl çizildiğiyle ilgili, masalsı ve radikal bir karşı duruşun sergisi.


Emin Çizenel, INSULA sergisiyle, 40 yıllık sanat hayatının en kapsamlı solo sergisini gerçekleştiriyor. Sergi, sanatçının tabiriyle ‘4 ayrı çekmece’den oluşuyor ve 1990’lardan bugüne değin birbiriyle ‘paslaşan’ 60’tan fazla çalışmayı içeriyor olmasına rağmen, düz ilerleyen bir kronolojiyi izlemiyor. Galeri mekânının dört ayrı bölümüyle bire bir örtüşen sergi; Mare Mare, Montis, Aşkule ve Peace Prize Antiques serileri/projelerinden oluşuyor.

Çizenel, bir yandan kayıtsız kalamadığı görsel imgeleri kullanarak en geleneksel sanat biçimlerini bireysel bir dile dönüştürürken, diğer bir yandan da sosyal ve politik ‘meselelerini’ görsel masallar ve ironik şakalar aracılığıyla entelektüel bir platforma taşıyor.

Kıbrıs adasının sunduğu ve herkesin kanıksadığı doğayı ve sanat anlayışını sürekli tersyüz etmeye çalışan Çizenel, Peace Prize Antiques isimli çalışmasıyla, conflict (çatışma) konseptine farklı bir yerden bakarak tarih, kültür, milliyetçilik, sınır, asker, kimlik, mülteci ve göç gibi meseleleri irdelerken, Nobel Ödülleri ve barış gibi konseptleri kullanarak kurguladığı masala da ironik bir yorum getiriyor.

“Mitoloji kurma yerine, yaptırımlara yönelik radikalleşmek, yaşamsal olana dair ne varsa,  onun bir parçası olmak. Önermek, bozmak, tekrardan kurmak, yedi düvele meydan okumak, gururlanmak, sahiplenmek, sevinmek, şakalaşmak ve bütün bunlarla oynaşarak kafayı bulmak.”

Aslında Çizenel bunu fantastik bir masal olarak tanımlıyor olsa da, sanki temel olarak yaptığı, gerek hikâye, gerekse destan ile masalın anlatımcı tanımlarının dışına taşarak, görsel bir ifadeye yönelmek ve var olanı gerçekte olamayana çevirip, sonuçlanması gerekeni askıda bırakmak kaydıyla konuyu ironikleştirmektir. Sergide yer alan her bir doküman, mevzii ışıklarla aydınlatılmış, korunmaya alınmış olarak, bir müze formatında sunulmaktadır. İçerik ve biçimin birbiriyle olan ilişkisiyle fantastik anlamın izleyicide bıraktığı ironik gülümseme ise komik bir gevşeme tadındadır.

Peace Prize Antiques projesi, tek başına –INSULA’yı oluşturan çekmecelerin barındırdığı işlerin tümünün birbirleriyle olan paslaşmasında olduğu gibi–  sanatçının kullandığı imgeler arasında var olan okumaları bir süreçte doğrularken diğer bir süreçte yok edebiliyor. Çizenel’in işleri, birbirleriyle kurdukları ilişkiler çerçevesinde bir dil oluştururken, en fazla da bulundukları mekânlar içerisindeki formatlarıyla ifade bulmaları için düzenlenmiş gibidir.

Projenin başrol öğeleri, içinde Kıbrıs’ın da yer aldığı 16.yy’dan kalma Piri Reis Akdeniz bölge haritası, 20.yy Birleşmiş Milletler (BM) Gücü askerleri ve Kıbrıs - Aya Irini’de bulunmuş olan MÖ 6.yy’a ait terracota heykelleridir…

Burada Kıbrıs, bir taraftan ‘gerçek’ bir harita üzerinde konum bulurken, diğer bir taraftan da eski bir hazine haritasına referans vermektedir. Bu görsel masalda geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman arasında yaşanan git-geller ortak bir mekânda sunulmaktadır. Günümüzde İsveç’teki bir müzede yer alan (Kıbrıs kökenli) hazine niteliğindeki bu terracota heykeller Çizenel’in mesel(es)inde tekrardan Kıbrıs adası ile buluşturulurken, adanın fiziksel konumu kaygan zeminlerde yer değiştirmekte ve bölgenin haritası yeniden çizilmektedir.

Bu projede zaman bir uzama dönüşüyor, antik heykeller, BM askerlerinin imgeleriyle buluşuyor ve bu eylemde/platformda yeni(den) bir anlam kazanıyor. Buradaki antik heykeller Kıbrıs’ın İngiliz Sömürge dönemi olan 20. yy başlarında İsveç’teki bir müzeye taşınmıştı. BM askerleri ise Kıbrıs’a, 20. yy ortasından sonra, barışı sağlamak amacıyla getirildi.

Bütün bu unsurların burada tekrardan coğrafya değiştirmesi, zamansal akışın bozulması, yok sayılması aracılığıyla fantastik bir zamana taşınması, insan öğesinin, bir malzeme olarak kültürel objelerle aynı platformda kullanması, sanki gerçek kimliklerin yok olduğunu ve dahil edildikleri bağlam aracılığıyla yeni birer kimliğin oluşturulduğunu, ve bütün bunların da reel politikalarla ilişkilendirildiğini gösteriyor. 

Ancak Peace Prize Antiques, ekonomik ve kültürel politikaların neden olduğu —bugünlerde çok da aşina olduğumuz—  kitlesel, istem dışı yer değiştirmeleri, insanoğlunun nerede ve nasıl var olacağıyla, kimlikleriyle, kültürleriyle ve yeni haritaların nasıl çizildiğiyle ilgili, masalsı bir karşı duruşla radikalleşir.

INSULA başlığı altında gerçekleşen serginin omurgasını Peace Prize Antiques bölümü oluşturuyor. Sergiye giriş ise, bu projenin yerleştirildiği özel odadaki, dönüştürülmüş kocaman bir Piri Reis Kıbrıs haritası ile sağlanıyor.

INSULA, genel anlamda ada, etrafı çevrili kara parçası veya yapı olarak algılanabilir. Hem serginin mekânsal seyri hem de işlerin diziliş biçimi buna uygun bir yaklaşımla izleyiciye adeta bir adanın etrafında seyir-etmesi için yön veriyor gibidir. Çizenel “INSULA, yaşadığım adanın bedenimde ve ruhumda ikinci bir ‘adacık’ olarak yerleşecek resmidir” dediği durumla çok daha içsel bir yolculuktan bahsederken, fiziksel mekândaki paylaşımını izleyicisiyle bu şekilde yapıyor.
Sergi metninde bahsedilen ‘Çekmeceler’den Aşkkule, farklı yüzeyler ve yapılarla katmanlaşmış bir adanın kalıntılarından ve kültürel unsurlarından yola çıkarken, Montis, Kıbrıs’ın belki de en belirgin imajı olan dağlarını kullanarak ironik yorumlarda bulunmaktadır. Serginin tam ortasında yer alan bu ‘çekmeceler’i çevreleyen Mare Mare işleri ise, bir adayı çevreleyen suyu temsil ediyor.

INSULA böyle vücut bulan, düşündürücü, eğlenceli, ama en fazla da yaşamın içinde yer alan kanıksanmışlıkları sürprizlerle dolu bir ironi anlayışıyla ciddi işlere dönüştüren bir Emin Çizenel sergisidir.

Bu haber toplam 1855 defa okunmuştur
Gaile 392. Sayısı

Gaile 392. Sayısı