1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu:“Bünyeye hem kan sulandırıcı hem de kan pıhtılaştırıcı aynı anda verilmez!”
İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu:“Bünyeye hem kan sulandırıcı hem de kan pıhtılaştırıcı aynı anda verilmez!”

İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu:“Bünyeye hem kan sulandırıcı hem de kan pıhtılaştırıcı aynı anda verilmez!”

Bankacılık ve finans uzmanı, İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu, günlük ekonomi analizinde, piyasaları kısa vadede rahatlatacak tek unsurun Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik soruna çözüm üretilmesi olduğunu söyledi.

A+A-

Bankacılık ve finans uzmanı, İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu, günlük ekonomi analizinde, piyasaları kısa vadede rahatlatacak tek unsurun Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik soruna çözüm üretilmesi olduğunu söyledi.
Değirmencioğlu, kalıcı bir iyileşme için ise TC Merkez Bankası’nı artık sahneye davet edilmemesi gerektiği yorumunu yaptı, “Merkez Bankası’nın sıkı para politikası ile (faiz) maliyenin gevşek duruşu (teşvik ve paketler), enflasyonu ve bütçe disiplininde istenilen sonucun vermeyecektir” dedi.
“Bünyeye hem kan sulandırıcı hem de kan pıhtılaştırıcı aynı anda verilmez” benzetmesini yapan Değirmencioğlu, “TL ve TL cinsi yatırım araçlarında tahribatın bir kademe daha ileriye taşınma” potansiyelini de dile getirdi.

İşte piyasa analiz ve yorumu

• Türk mali piyasalarında bir tarafta makroekonomik verilerde yaşanan bozulmanın yarattığı riskten kaçış eğilimi, diğer tarafta ise ABD ile yaşanan diplomatik sorunlar arasında sıkışmış durumda

• Yabancı nezdinde Türkiye’nin riskini gösteren 5 yıl vadeli CDS primleri dün itibarı ile 345 puana yükseldi (7 ay önce 160 seviyesinde idi)

• ABD ile son dönemlerde yaşanan gergin havanın (Rusya S400 füze savunma sistemler, Suriye’de yaşanan anlaşmazlıklar…) Papaz Brunson ile farklı bir noktaya taşınması ardından, TL ve TL cinsi yatırım araçları sahipsiz ve keşfedilmemiş sularda savrulmaya devam ediyor

• Makro ekonomik cephede yaşanan sıkıntılı sürece rağmen, ekonomi yönetimi veya siyasi iradeden henüz elle tutulur, tasarruf tedbirler içere doğru dürüst aksiyonlar da geliştirememesi, satış baskısının arkasında yatan ana neden olarak ön plana çıkıyor

• USD/TRY kuru dün 5,22 – 5,31 geniş bandında ABD’den gelecek haberleri beklerken, Borsa İstanbul gerek döviz bazında gerekse de değerleme anlamında ucuzlamasıyla dünü de % 1’e yakın artıda tamamladı. ABD’nin İran yaptırımlarını delme konusunda sıkıntılı bir süreç yaşayan Halk Bankası hisseleri dün % 3 değer kazanması, ABD’ye giden heyetten beklentileri bir nebze de olsa yansıtıyor

• Tahvil faizlerinde ise rekor seviyeler korunmaya devam ediyor. 10 yıl vadeli tahvilin bileşik faizi yılbaşına göre neredeyse % 100 artarak % 20 seviyelerine yükseldi

• Öte yandan, Washington’a giden ve ABD - Türkiye ilişkilerinde yaşanan krizi çözmek adına temaslarda bulunan Türk Heyetinin dün gece temaslarını tamamladığını görüyoruz

• Wall Street Journal haberine göre Türk tarafı Rahip ve diğer tutuklu ABD vatandaşlarının serbest bırakılması ile ilgili taahhütte bulunmayınca görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı ve yeni yaptırımlar gündeme geldi

• Diplomaside 2+2=4 etmediğini iyi bilmemiz nedeniyle, müzakerelerin kapalı kapılar ardında devam edeceğini düşünüyoruz. Dün Reuters haberine göre İran yaptırımları konusunda (kontrat etkisi nedeniyle) muafiyet talep ededen Türkiye’nin aynı zamanda Hakan Atilla’nın da serbest bırakılmasını talep ettiğini okuyoruz

• Müzakere sürecinin ne tarafa evirileceğini kestirmek haliyle mümkün değil. Gönlümüz, kuşkusuz, olumlu sonuç alınması ve krizin kısa vadede daha fazla tahribat yaratmadan sona ermesi yönünde. Olumsuz sonuçlanması durumunda ise, ister istemez risk algılarını daha da bozulacak, TL ve TL cinsi yatırım araçlarında tahribat bir kademe daha ileriye taşınabileceğini düşünüyoruz

• Ancak, unutulmamalıdır ki, esas sorun diplomasiden ziyade içerde ekonomi cephesinde yoğunlaşıyor. Türkiye ekonomisinin yeniden potansiyel büyümesine dönerek yavaşlaması, cari açık, enflasyon ve bütçe açığını daraltması ve mali disipline yeniden bel bağlaması lazım. Bunun güçlü bir şekilde izah edilmesi ve yatırımcı nezdinde yaşanan güven erozyonunun aşılaması durumunda, Tl ve TL cinsi yatırım araçlarına yeniden talep geleceğini düşünüyoruz

• TL’deki değer kaybının diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine de sıçramaya başladığını görüyoruz. Küresel olarak artan faizlerin gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde yarattığı finansmana ulaşım anlamında zorluklar bir tarafta, diğer yanda ise Rusya’ya yönelik ABD’nin yaptırım açıklaması ile Rus Rublesi dün sert bir şekilde değer kaybetti 

• Amerika Birleşik Devletleri, Rus casus (eski) Sergey Skripal ve kızının İngiltere’de sinir gazı ile zehirlenmesi olayıyla ilgili Rusya’ya yaptırım uygulama kararı aldı. Sergey Skripal ve kızı Yulia Skripal, 4 Mart tarihinde Salisbury kentinde bir bankta bilinçsiz halde yatarken bulunmuştu. İngiltere tarafından zehirleme olayıyla ilgili suçlanan Moskova hükümeti, sorumluluk iddiasını kesin bir dille reddediyordu

• Ne kadar yazarsak yazalım, yukarda da değindiğim üzere, kısa vadede piyasaları bir nebze de olsun rahatlatacak tek unsur, ABD’deki Türk heyetinin Papaz Brunson sorununa çözüm bulunması le sağlanabileceğini düşünüyoruz

• Kalıcı bir iyileşme için, TCMB’nin artık sahneye davet edilmemesi gerektiğinin altını çizmek lazım. Unutulmamalıdır ki, TCMB’nin sıkı para politikası ile (faiz) maliyenin gevşek duruşu (teşvik ve paketler), enflasyonu ve bütçe disiplininde istenilen sonucun vermeyecektir

• Bünyeye hem kan sulandırıcı hem de kan pıhtılaştırıcı aynı anda verilmez!




 

Bu haber toplam 3989 defa okunmuştur
İlgili Haberler