1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. İki toplumlu çocuk korosu oluşuyor
İki toplumlu çocuk korosu oluşuyor

İki toplumlu çocuk korosu oluşuyor

İki toplumlu çocuk korosu oluşuyor

A+A-

Simge Çerkezoğlu

Hare Yakula, genç ve aydın yüzlerimizden biri… İdealist bir ilkokul öğretmeni. Hakkıyla mesleğini icra etmesi yanında onu başkalarından farklı kılan yanı topluma karşı gösterdiği duyarlılığı… Akdoğan’da dünyaya gelen Hare, bugün köyü ve civarı için umut ışığı. Geldiği yeri unutmayarak özellikle Mesarya Kadınlar İnisiyatifi’nin kuruluşuyla önemli projelere imza atıyor.

Her ne kadar röportajımızın nedeni Mesarya Kadınlar İnisiyatifi ve onun çatısı altındaki koro olsa da henüz kimseyle paylaşmadığı, resmi olarak dahi açıklanmayan, büyük haberi benimle paylaşıyor. Sanırım ne kadar çok mutlu olacağımı hissediyor ve yakında iki toplumlu çocuk korosuna kavuşacağımızı müjdeliyor. Kendisi de bu koronun şeflerinden biri olarak barış şarkıları söylemeye hazırlanıyor.

“MESARYA KADINLARI İNİSİYATİFİ BÖLGE İÇİN FARKINDALIK YARATIYOR”

Hare 2001 yılında Atatürk Öğretmen Akademisi’nden mezun olmasının ardından Çayönü İlkokulu’nda öğretmenliğe başlıyor. O günden bu güne farklı okullarda sınıf öğretmenliği ve müzik öğretmenliği yaparak hayatına yön verişini ve Mesarya Kadınları İnisiyatifi’nin gerçekleşme sürecini anlatıyor.
“Hem müzik hem de insan haklarına ilişkin Mesarya Bölgesinde, Mesarya Kadınları İnisiyatifini oluşturma kararı aldık. Hedefim özellikle kadınlara haklarını öğretmek, kendilerini savunmalarını, ayakları üzerinde durmalarını ve tüm bunlardan yola çıkarak, özgürleşmenin yollarını anlatmak olarak başladı. Belirli aralıklarla bazen ben, bazen de farklı meslek alanlarından kadınları davet ederek seminerler gerçekleştiriyoruz. Bölge için farkındalık yaratıyoruz. Ben de o bölgedenim. Ailem orada. Bir anlamda bu şekilde Lefkoşa’da yaptığım çalışmaları oraya taşıyorum. Onların talebi ve benim isteğim doğrultusunda inisiyatif küçük bir örgütlenme haline geldi.”

Bu örgütlenmeyi gerçekleştirirken Hare, elinde bulunan çok önemli bir gücün de farkına varıyor. Sanatın en güçlü alanlarından biri olarak anılan müziği insanları birleştirmek ve örgütlemek için kullanıyor.
“Müzik örgütlenmemizi güçlendiren, bizi birbirimize bağlayan bir şey oldu. İnisiyatif olarak başlayan çalışmalarımıza ek olarak erkeklerin de yer aldığı bir koroyu, Mesarya Bölge Korosu’nu hayata geçirdik. Lefkoşa’da zaten yıllardır devam eden LTB Çocuk Korosu Şefliğinden gelen tecrübemi bu kez yetişkinlerden oluşan bir koro ile taçlandırdım.”

“AMACIMIZ SADECE ŞARKI SÖYLEMEK OLMADI, MESAJ DA VERMEK İSTEDİK”

Aslında branş olarak ilkokul öğretmenliği eğitimi alan Hare’nin müziğe karşı geliştirdiği bu ilgi ve bunu profesyonel bir uğraşa dönüştürme süreci de etkileyici. Mesleği kadar öne çıkan koro şefliğine yönelme sürecini de kendisinden dinliyoruz.
“Ben bir ilkokul öğretmeniyim, haklısınız. Müzik her zaman hayatımda olan çocukluğumdan bu yana ilgilendiğim, özel dersler alarak kendimi geliştirdiğim bir alan. Okullarda korolar açmak hep hayalimdi. Ancak devlet okullarının sınırlı şartlarında bu mümkün olmadı. Sanata okullarımızda fazla ilgi gösterilmiyor. Hatta bazen branş saatleri bile derslerle dolduruluyor. Koro konusundaki hayalimi gerçekleştirmek için öncelikle Türkiye’de Koro Şefleri Atölyesi’ne katıldım. Atilla Çağdaş Değer ve Çiğdem Aytepe’den dersler aldım. Hacettepe’de konservatuarda eğitimciler. Onlardan aldığım kursla koro şefliği konusunda kendimi geliştirdim. Bu akademinin ardından Kıbrıs’ta koro fikrini yaygınlaştırma fikri zihnimde oluştu. Her yıl Ankara’da yapılan koro atölyelerine katılmaya devam ediyorum. Hem teknik öğreniyor hem de repertuarımı geliştiriyorum. Koro çalışmalarım Lefkoşa Türk Belediyesi çatısı altında kurduğumuz çocuk korosu ile başladı. Yaygınlaşmaya da devam ediyor.”

Mesarya korosu olarak pek çok platformda özellikle de sosyal sorumluluk çerçevesinde sahneye çıktıklarını ve seçtikleri şarkılarla farkındalık yaratmaya çalıştıklarını söyleyen Hare, ayrıca seslendirdikleri iki dilli şarkılarla da kültürümüze hizmet ettiklerini vurguladı.
“Mesarya Korosu olarak pek çok farklı platformda sahne aldık. Şarkılarımızı kadınlar ve çevre için düzenlenen etkinliklerde ve özel günlerde sevgi için söyledik. Amacımız hiçbir zaman sırf şarkı söylemek olmadı. Biraz da mesaj vermek istedik. Önce benim seçtiğim şarkılarla mesajımı grup alıyor, ardından onların da katkılarıyla mesajımız dinleyicilere ulaşıyor. Bunun yanında halk türkülerimizi de seslendiriyoruz. İki dilli olarak söylediğimiz şarkılarımız da var. Bizim türkülerimiz aslında iki dilli. Bir Dillirga veya Feslikan türküsünü iki dilde söylemeyince türküler eksik kalıyor. Elbette bunları size anlatmam ne kadar kolay olsa da, bunları gerçekleştirmek bu kadar kolay olmadı. Hele de köy ortamlarında. İnsanların el alem ne der kaygısıyla hep karşılaştım. Rumca şarkı söylememizden rahatsız olan ve bizi çok eleştirenler de oldu ama hiç yılmadık. Böylece bu duruma ulaştık.”

“MESARYA BÖLGESİNDE YAPTIKLARIMIZ YAVAŞ YAVAŞ FARK EDİLİYOR”

Bu çalışmaları gören Geçitkale Belediyesi’nden de teklif aldığını söyleyen Hare, aslında belediyeciliğin biraz da kültüre ve sanata hizmet etmek olduğuna vurgu yapıyor.
“Artık günümüzde belediyecilik sadece çöp toplamak ve yer temizlemek değil. Bundan çok daha fazlası. İnsanın kültür ve sanat yaşamı, onların sosyalleşmesi için de bir şeyler yapmak anlamına geliyor. Çalışmalarımızı gören ve takdir eden Geçitkale Belediyesi’nden de bir teklif aldım. Belediye çatısı altında var olan bir koro ile çalışmaya başladım. Bölgede yaptıklarımız yavaş yavaş fark ediliyor, takdir topluyor. Mesarya Kadınları İnisiyatifi’ni iki yıl önce kurduk. Yavaş yavaş anlaşıldığımızı görüyorum. Şimdi Geçitkale Belediyesi Korosu ile çalışmaya başladık. Bu koro ile daha farklı çalışmalar yapmayı hedefliyorum. İnsanları çok sesli müziğe alıştırmak istiyorum. Bu koroda katılım çok daha yoğun olduğu için bu hayalimi gerileştireceğimi düşünüyorum.”

ÇOCUK KOROSU

Hare, henüz resmi olarak açıklanmayan çok güzel bir haberi benimle paylaşıyor. İki toplumlu bir çocuk korosunun yakında aktif olarak çalışmaya başlayacağını ve Eylül ayında bunun resmi olarak açıklanacağını müjdeliyor. Elbette bu habere çok seviniyorum. Daha önce de iki toplumlu koroda yer alan bir Kıbrıslı Türk ve Rum’la konuştuğum için bunun ne denli önemli ve kıymetli bir adım olduğunu hissediyorum. Bunun birlikte şakı söylemekten çok daha fazlası olduğunu biliyorum. 
“Yıllardır iki toplumlu yetişkin korosu var. Aklımızda çocuk korosunu oluşturabilir miyiz sorusu hep vardı. Sonunda projenin nasıl olacağı ve kendine nasıl bir yol çizeceği kesinleşti. Eylül ayında bu projenin detaylarıyla resmi olarak da açıklayacağız. Artık karma bir de çocuk koromuz var diyebilirim. Ben kuzeyden koro şefi olarak projede yer alıyorum, güneyden ise Lena Melanidiu şef olacak. Proje, Dayanışma Evi (Home For Cooperation) çatısı altında gerçekleşiyor. Ağaç yaş iken eğilir felsefesinden yola çıkıyoruz. Çocukları ön yargılardan arındırmaya çalışıyoruz. Birbirimizi dil, cinsiyet, ırk ve etnik kökenimizle görmeksizin insan olarak algılamanın önemini çocuk yaştan aşılamak istiyoruz. Kısa bir süre sonra belki kâğıt üzerinde çözüme ulaşabiliriz,  zihinlerdeki barışı ise ancak bir araya gelerek gerçekleştirebiliriz. İki toplumun yakınlaşması için bunun çok önemli bir çaba olduğunu düşünüyorum.”

Bu haber toplam 2434 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 278. Sayısı

Adres Kıbrıs 278. Sayısı