1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 'Hükümet sayesinde güneye koz veriyoruz'
'Hükümet sayesinde güneye koz veriyoruz'

'Hükümet sayesinde güneye koz veriyoruz'

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Hükümet’e bankacılık sektörü ile ilgili mevzuatın Avrupa Standartları ile uyumlaştırma çalışmalarına destek olması çağrısında bulundu.

A+A-

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Hükümet’e bankacılık sektörü ile ilgili mevzuatın Avrupa Standartları ile uyumlaştırma çalışmalarına destek olması çağrısında bulundu.

Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ile Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, ara bölgede Avrupa Komisyonu Yapısal Reformları Destekleme Ofisi Sorumlusu Maarten Verwey ve Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs’taki BM İyi Niyet Misyonu’ndaki temsilcisi Peter Van Nuffel ile bir araya geldi.

Akıncı, Kıbrıs’ta federatif temelde bir çözüm bulunması halinde, KKTC’nin Federal Cumhuriyetin  kurucu devletlerden biri olacağını, bu nedenle şimdiden Avrupa Birliği normlarına uyum sağlamanın önemli olduğunun altını çizdi.

Kıbrıs Türk tarafındaki mevzuatların Avrupa Birliği mevzuatları ile uyumlaştırılması için, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker  ile 2015’de gerçekleştirdikleri görüşmede  ad hoc (amaca özel, direkt bu maksat için) komite kurulması kararı alındığını kaydeden Akıncı,  Juncker’in bu konuyla ilgili Maarten Verwey’i görevlendirdiğini anlattı.

Bu güne kadar çalışmalar çerçevesinde 34 kez KKTC’ye Avrupa Komisyonu’ndan heyetler halinde ziyaretler gerçekleştirildiğini ifade eden Akıncı, bu süreçte son mevzuatların uyumlaştırılmasıyla ilgili son durum üzerine raporlar hazırlandığını söyledi.

Akıncı, bugünkü görüşmede, Maarten Verwey’in bir çözüm bulunması halinde Kıbrıs Türk kesimindeki mevzuatın AB ile uyumlaştırılması için  “geçiş dönemine ihtiyaç duyulacağı” tespitinde bulunduğunu kaydetti. Akıncı, geçiş dönemlerine ihtiyacın azaltılması için de çok çalışılması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Türk tarafı olarak tercihlerinin, adada çözümle birlikte Avrupa Birliği’nde yer almak olduğunu kaydeden Akıncı, ancak çözüm bulunamaması halinde Avrupa Birliği standartlarının vazgeçilebilecek unsurlar olmadığını kaydetti. Akıncı, AB standartlarının çağdaş yaşam için gerekli hava, gıda, çevre standartları içerdiğini söyledi

KKTC’DEKİ FİNANS KURULUŞLARIYLA İLİGİLİ MEVZUATLAR

Banka sektörünü ilgilendiren mevzuatların AB mevzuatlarıyla uyumlaştırılması alanında KKTC kurumlarının işbirliği için zorluklar çıkardığı yönde Anastasiadis’in eleştiriler yöneltmesinin yorumlanmasının istenmesi üzerine Akıncı, KKTC’deki bankacılığın uluslararası boyutunun tanınmış olmamanın da etkisiyle eksik kaldığını, KKTC’deki bankaların Avrupa Birliği ülkelerinde işlevsel olabilmesi için, uluslararası uzman kuruluşlar tarafından bazı testlere tabii tutulması gerektiğini bunun da 3 milyon Euro tutarında maliyeti olduğunu, bu maliyetin KKTC’ye verilmek istediğini ancak Hükümetin bunu reddettiğini anlattı.

Akıncı, “İlk günden beri bu konu Hükümetimizle aramızda sıkıntı oldu, bunu Meclisteki bir görüşmede ifade ettiğimde Maliye Bakanı biz kimsenin parasını istemeyiz, kendimiz karşılayacağız” dediğini söyledi.

Daha sonra bir ara formül bulunmasının ardından Maliye Bakanlığı’nın banka verilerinin Kıbrıs Rum tarafının eline geçmesini kabul etmediklerini açıkladığını kaydeden Akıncı, bu noktada verilerin ancak çözümden sonra paylaşılabileceği noktasında bir uzlaşıya varıldığını kaydetti.

Yapılacak çalışmaların, Bankaların mahrem olabilecek unsurları varsa, bunları deşifre etmek değil, genel bir takım değerlendirmeler olduğunu kaydeden  Akıncı, en son gelinen aşamada, Hükümetin AB parasını kabul etmediği şeklinde olduğunu kaydetti.

Maliye Bakanı ile görüştüğünü kaydeden Akıncı, bu konuda ayak sürülmemesi temennisini aktardığını ifade etti.

Akıncı, “Bugüne kadar milyonlarca Euro kabul ettik, şimdi niye kabul etmeyeceğiz? Bunu anlamak mümkün değil. Bu konuda Hükümetin yanlış tutumu nedeniyle Anastasiadis’e koz veriyoruz. Çıkıp bu konularda eleştiri yapabiliyor” dedi.

Esasen Kıbrıs Rum tarafının eleştirilmesi gereken pek çok yanı bulunduğunu, bunlardan birinin de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması anlamına gelen ENOSİS için 1950’de gerçekleştirilen plebisitin okullarda anılacak günler arasına dahil edilen yasal düzenleme olduğunu kaydeden Akıncı, ENOSIS’in kötülüklerin anası olduğunu ve Kıbrıslı Türkler açısından çok büyük önem arz ettiğini kaydetti.

Akıncı, “Uluslararası finans içerisinde almamızı garanti edecek bir çalışmayı bu şekilde geciktirmek, gerçekten anlaşılır gibi değil” dedi.

SİSMİK ARAŞTIRMALAR

Türkiye’ye ait sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa’nın adanın güneyinde araştırma yapmasının anımsatılması üzerine Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının tek taraflı olarak açıkladığı ekonomik münhasır bölgesinin 6’ncı parselinin sınırlarının Türkiye’nin belirlediği kıta sahanlığı sınırlarıyla  çakıştığını kaydetti.

Adanın doğusunda bulunan Barbaros Hayrettin Paşa’nın araştırma yapmasının en doğal olay olduğunu kaydeden Akıncı, ancak Kıbrıs Rum tarafının tek başına ada etrafında doğal gaz için sondaj çalışma izni vermesinin anlaşılır olmadığını söyledi.

Anastasiadis ile 2 yıl önce gerçekleştirdiği ilk toplantıda da bu konuda sıkıntılar yaşanabileceğini söylediğini ve çözüme yönelme anlayışının geliştiğini anımsatan Akıncı, “Kıbrıs’ta zenginlikleri bir işbirliği haline getirmemiz gerekiyor, sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında sınırlı kalacak bir işbirliği değil; İsrail gazı ile Kıbrıs gazının birleştirerek Türkiye üzerinden, ki en akılcı yol budur,  Türkiye’nin veya AB’nin ihtiyaçlarını karşılamak için kanalize etmeyi (mümkün kılacak bir işbirliği)” dedi.

MEHTER MARŞI

Barbaros gemisinin, Kıbrıs Rum Kesiminin uyarılarına Mehter Marşı ile yanıt verdiği haberleriyle ilgili olarak da Akıncı, Mehter Marşının savaş çağrıştıran bir marş olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Mehter Marşı’nın yerine Kıbrıslı Rumların haksız yere gönderdiği mesaja, çok farklı bir mesaj verilebilirdi. Denebilirdi ki; ‘Bu araştırma yaptığımız sulardaki doğal zenginliklerde Kıbrıs Türklerinin de hakkı var biz onların hakkını korumak için buradayız.’”

Ancak bu konuda vermek istediği mesajın iç politika malzemesi yapılmak istendiğini de söyleyen Akıncı, “Mesajımızın doğru algılanması haklılığımız kadar önemlidir...Yanlış algılanabilecek mesajlar verirseniz o zaman ek sıkıntılar yaratırsınız” dedi.

DÖRT SAYFALIK MEKTUP

Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’in Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’e gönderdiği 4 sayfalık mektup hakkında da Akıncı, mektubun Türkiye ile KKTC’yi şikayet mahiyetinde olduğu anladığını kaydetti.

Temmuz ayına haftalar kaldığını bu zaman zarfını elden geldiği kadar verimli kullanmaya çalışacaklarını kaydeden Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının da olumlu adımlar attığını görmek istediklerini kaydetti.

GUTERRES

Antonio Guterres’de de kendi gözlemleri doğrultusunda Kıbrıs sorununun çözüm süreciyle ilgili bir fikir oluştuğunu tahmin ettiğini kaydeden Akıncı, “(Guterres’in) Bizzat kendi gözlemlerine dayanarak bir fikrinin oluşturduğu kanaatindeyim. Kıbrıslı Türkler açısından bu izlenimlerinin olumsuz olmadığı kanaatindeyim” dedi.

Bu haber toplam 2296 defa okunmuştur
Etiketler :