1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Herkes bildiğini anlatsın”
“Herkes bildiğini anlatsın”

“Herkes bildiğini anlatsın”

Dohnili Mustafa Şevket’in “göbek kordonu” ile bulunmasına katkı sağlayan Kayıp Şahıslar Komitesi Bilim Danışmanı ve DNA Laboratuarı Yöneticisi Dr. Cemal Gürkan, kayıplarını arayan ailelere çağrı yaptı

A+A-

Devrim DEMİR
Dohnili kayıp Mustafa Şevket’in yıllarca saklanan “göbek kordonu” sayesinde 42 yıl sonra kimliğinin belirlenerek ailesine teslim edilmesi sonrasında, bu çalışmayı büyük bir titizlikle yapan Kayıp Şahıslar Komitesi Bilim Danışmanı ve DNA Laboratuarı Yöneticisi Dr. Cemal Gürkan, süreci YENİDÜZEN’e anlattı.
Kayıp Şahıslar Komitesi’nde ilk kez birinin “göbek kordonu” ile kimliklendiğini anlatan Dr. Cemal Gürkan, “Göbek kordonu ile hiç çalışmamız olmamıştı. Çok önemi bir deneyim yaşadık” dedi.
2005 yılı sonlarında sürece bilimsel katkı koymak amacı ile Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi çatısı altındaki Thalassemia Merkezi’nde kurulan DNA Laboratuarı’nda 7 yıldır titizlikle genetik analizler yapılıyor.
Dr. Cemal Gürkan, Şevket’in ailesinin de kayıplarının bulunması için 2013 yılında saklanan “göbek kordonu” ile laboratuara başvurduklarını anlattı.

Uzun bir süreçten geçti
Dohnili kayıp Mustafa Şevket’in hikayesinin çok dramatik olduğunu, yaşanan süreçte kayıp Şevket’in ailesinde kız kardeşi ve kardeş çocuklarının DNA örnekleri ile yola çıktıklarını daha sonra kemikten alınan örneğin 2014 yılında Bosna’ya gönderildiğini, örneklerin yüzde 34 olasılık çıktığını kaydetti.
Gürkan, örneklerin 2016 yılında yeniden Amerika’ya gönderildiğini ve analiz sonuçlarında sadece full profil elde edildiğini söyledi.

“Çok etkileyici bir deneyimdi” 
Bir çok kaybın kimliklenmesinde önemli rol oynayan DNA Laboratuarında yapılan işlemlerin en etkileyicisiydi 22 yaşındaki kayıp Mustafa Şevket’in kimliklenme hikayesi. Dr. Cemal Gürkan, bu süreçte ailenin tüm fertlerinden gerekli DNA’ların alındığını ve tüm olasılıkların incelendiğini anlattı.
Gürkan, 2013 yılında Şevket’in hayatta kalan kız kardeşinin gözü gibi sakladığı bohça içinde “göbek kordonunun” çalışma için ellerini güçlendirdiği kadar etkileyici bir deneyim yaşadıklarına da değindi.
Dr. Gürkan şöyle konuştu:
“Mustafa Şevket’in kimliklenmesinde en büyük rol Şevket’in annesiydi. Bir anne çocuğunun göbek kordonunu bu olayların yaşanacağından habersiz bohça dikip saklıyor. Şevket 1974 yılında evinden alınıyor bohçayı saklayan anne ise 90’lı yıllarda vefat ediyor. Şevket’in ailesinden geriye kalanlar, kayıplarının bulunması için büyük mücadele verirken annesinden geriye kalan kardeşine acı da olsa kavuşmasını sağlayan göbek kordonu ailenin aklına geliyor ve bunu bize getiriyorlar. Süreç senelerce sürdü ama göbek kordonu sayesinde ekip olarak yürüttüğümüz çalışmalar 42 senelik bir hasreti sonlandırdı. Göbek kordonu ile yaptığımız çalışma sonucu yüzde 99.99 üzerinde çıktı. Raporlar hazırlandı, Antropologlar çalışmalarını tamamladı ve kayıp Mustafa Şevket kimliklenerek ailesine teslim edildi.”

“Bu olay örnek teşkil ediyor”
Kayıpların tespiti için kurulan DNA banaksında kuruluşunun üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen hala örnek topladıklarını ifade eden Dr. Gürkan, 2012 yılında projenin yapılandırılarak DNA Laboratuarına daha büyük görevler verildiğini kaydetti. Bin 500 kayıp Kıbrıslı Türk’ün örneklerinin olduğunu kaydeden Gürkan, 7 yıldır genetik analizlerin de yapıldığını söyledi.
“göbek kordonu” ile kimliklenen tek şahıs Mustafa Şevket’in olduğunu kaydeden Gürkan, “Çalışmamız oldukça ilgi gördü. Bir insanlık dramıydı ve bunlar gibi bekleyen binlerce dram var. Komite görevini yapıyor, ancak ailelerin inisiyatifi çok önemlidir. Aileler hikayelerini anlatsın, bu olay örnek teşkil etmekte.”

“Eski insanlar ölüyor… zaman daralıyor”
2012 yılından önce adli genetik çalışmalarının Güney Kıbrıs’ta bulunan Kıbrıs Nöroloji ve Genetik Enstitüsü’nde yapıldığını hatırlatan Gürkan, 2012 yılında KŞK projesinde yapılanmaya gidilmesiyle DNA Laboratuarı’nda adli genetik çalışmalarının yapılmaya başlandığını ifade etti.
Gürkan, 2012 yılından günümüze kadar binden fazla kayıp yakınının DNA profillendirilmesinin tamamen kendileri tarafından yapıldığını vurguladı.
Gürkan, eskiyi anımsayan o dönemleri hatırlayan insanların yavaş yavaş hayatlarını kaybettiğini bilgiler için zamanın daraldığını ifade ederek, “O döneme ait bildikleriniz varsa anlatın. Gerek Kıbrıs’ın kuzeyinde gerekse güneyinde yaşayanlar bildiklerini gündeme taşısınlar yüzlerce aile bir umut yarım asırdır kayıplarına kavuşmayı bekliyor” dedi.

Uluslararası alanda tanınıyor
Kayıp Şahıslar Komitesi Bilim Danışmanı ve DNA Laboratuarı Yöneticisi Dr. Cemal Gürkan, DNA Laboratuarı’nda yapılan tüm adli genetik çalışmalarının uluslararası kitle temini sertifikasyonuyla yapıldığına da dikkati çekti.
Gürkan,” DNA Laboratuarı olarak ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Yale Üniversitesi, TC Adli Tıp Kurumu, Santiago de Compostela Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, Ankara Üniversitesi ve Gaziantep Üniversitesi’nin de olduğu birçok uluslararası kuruluşla ortak bilimsel çalışmalar yaptık. Bu sayede de laboratuarımız uluslararası tanınan bir laboratuar halini aldı. Ayrıca laboratuarımızda yapılan çalışmaların bir kısmı da uluslararası bilimsel literatüre girdi.”

Polisin mahkeme bazındaki dosyalara bakılıyor
Gürkan, laboratuarda bir çok mahkeme bazındaki dosyalara da, olayların aydınlanmasında da rol aldıklarını ifade etti. Temel alt yapının olduğunu yeterli alt yapının henüz mevcut durumda olmadığını belirten Dr. Cemal Gürkan, laboratuarın Uluslararası tanındığını yaptıkları “göbek kordonu” çalışması ile bir adın öne çıktıklarını kaydetti. Şartların iyileştirilmesi durumunda laboratuarda daha da iyi ilerlemeler yapılabileceğini kaydetti.

 

 

Bu haber toplam 2346 defa okunmuştur
Etiketler : , ,
İlgili Haberler