25 Nisan’da firar eden ve geçtiğimiz hafta YENİDÜZEN’e verdiği röportajda "Kaçmama polis yardım etti, 20 bin sterlin ödedim” diye konuşan Mohamed Amine Khereoub, YENİDÜZEN’e verdiği röportajdan sonra ‘çelişkili’ bulunan açıklamaları için yeniden konuştu, iddialarını derinleştirdi… “Bu son” dedi, yeni iddialar ortaya koydu, detay verdi.

 “Nissan marka bir salon araca binerek, feribotla Girne Liman’ından Türkiye’ye, oradan da İran’a geldim”

“Kaçmam için yardım eden polis, kendi adıma yeni pasaportu da getirdi”

“Cezaevindeyken, telefonumu bulduklarında, beni döverek sorguladılar. Cezaevi Müdürü, 7 gardiyan beni ve bir diğer mahkumu döverken, dışarıda her şeyi duyabiliyordu”

“Bizi döverek sorguladıktan sonra, Türkçe yazılı bir şeyler imzalatmaya çalıştılar, ben imzalamadım ama diğer mahkum imzaladı”

“Bu, Kıbrıs ile son kez iletişime geçişimdir”

Dila ŞİMŞEK

Apandisit ameliyatı olmak üzere Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu hastanesine kaldırılıp, ameliyat olduktan sonra hastaneden firar eden mahkum Mohamed Amine Khereoub, öne sürdüğü iddialar hakkında ayrıntılı bilgi verdi.

25 Nisan’da firar eden ve geçtiğimiz hafta YENİDÜZEN’e verdiği röportajda "Kaçmama polis yardım etti, 20 bin sterlin ödedim” diye konuşan Mohamed Amine Khereoub, YENİDÜZEN’e verdiği röportajdan sonra ‘çelişkili’ bulunan açıklamaları için yeniden konuştu, iddialarını derinleştirdi… “Bu son” dedi, yeni iddialar ortaya koydu, detay verdi.

Khereoub, yayımlanan röportaj üzerine, ortaya çıkan soru işaretlerini yanıtladı, “Nissan marka bir salon araca binerek, feribotla Girne Liman’ından Türkiye’ye, oradan da İran’a geldim. Kaçmam için yardım eden polis, kendi adıma yeni pasaportu da o gün yanında getirdi. 25’inde hastaneden kaçtım, feribota da yine o polisin yardımıyla bindim. Tam tarih bir veya iki gün içinde de olabilir, zaman kavramım değişmişti…” dedi.

Kaçmak için polise 20 bin Sterlin ödediğini iddia eden Khereoub, geçen hafta YENİDÜZEN’e ulaşarak kaçışını anlatmış, olay büyük bir yankı uyandırmıştı.

Khereoub, cezaevindeyken bir gardiyandan tedarik ettiği telefonu, diğer gardiyanlar bulduğunda müdürün odasına çağrıldığını söyleyerek, “Müdür, telefonu içeriye nasıl aldığımı sordu. Kendisine, telefonu kimden tedarik ettiğimi söyledim, inanmadılar. Nijeryalı, Micheal isimli bir mahkum vardı, onun telefonla bir ilgisi olmadığı halde, bizi bir yere alıp, 7 gardiyan dövdü. Biz dövülürken, Cezaevi Müdürü de dışarıda, bizi duyabilecek pozisyondaydı” iddialarında bulundu.

Firari, bu olayın 19 Nisan’da Cezaevi’nde yaşandığını savundu ve şöyle devam etti: “Bizi döven 7 kişiden, sadece ikisinin ismini biliyorum: Birisi dövmeleri olan A…, diğeri ise kel S… Biz bu işkenceye dayanamayıp fenalaştık. Zorla, Türkçe yazılı bir şeyler imzalatmaya çalıştılar. Micheal artık dayanacak gücü olmadığı için imzaladı ama ben imzalamadım. Beni hastaneye kaldırmak zorunda kaldılar”

“İki şirketim var… Hayatım söz konusuydu, parayı buldum”

Hakkında çıkan iddialara da yanıt veren Khereoub, “Benim bir kiralık araba şirketim, bir de ithalat ve ihracat yaptığım şirketim var. Detaylarını vermeyeceğim. Buradan geçimimi sağlıyordum. 20 Bin Sterlini de böyle buldum, çünkü hayatım söz konusuydu” şeklinde konuştu.

Kendisine her şeyde yardım eden kişiyi açıklayan Khereoub, “Bana Mağusalı bir polis yardım etti. Adını biliyorum. Soyadını bilmiyorum… Araştırabilirler. Hastaneden beni Nissan salon araç ile aldı, rengi siyah veya koyu lacivertti. Girne Limanı’na gittik. Yeni pasaportumu hazırlamıştı. Aracı o kullanıyordu ve ben de arabadaydım. Kimse ile konuşmadım, bana kimse bir şey sormadı. Onun yanında olduğum için, feribota kadar bana o eşlik etti. Sonrasında da Türkiye’ye, oradan da İran’a döndüm. Türkiye’deki kimsenin benden haberi yoktu” diye konuştu.

“İran’da olduğumla ilgili kanıt fotoğraf atamıyorum çünkü tam yerimin bilinmesini istemiyorum”

Khereoub, İran’da olduğunun altını çizdi, Kıbrıs’ın güneyinde olduğu iddiaları ile ilgili şunları söyledi: “İran’da olduğumla ilgili kanıt fotoğraf atamıyorum çünkü tam yerimin bilinmesini istemiyorum”

Firar eden mahkum Khereoub, sözlerine şöyle devam etti: “Gazeteye röportaj vermemin amacı, Kıbrıs’taki insanlara Cezaevi’nde neler yaşandığını duyurmaktır. Çünkü insanlar, orada yaşanan işkence ve insanlık dışı muameleyi bilmiyor veya görmezden geliyor. Ben bunları ortaya çıkarmak istedim. Birçok kişi, benim yaptığım yerine sessiz kalmayı ve hayatına devam etmeyi, bu şeylere karışmamayı tercih eder. Ama ben bu yaşananları duyurmak istedim. Kendimi tehlikeye atmamak için daha fazla detay vermeyeceğim”