1. YAZARLAR

  2. Zeki Kayalp

  3. Güzelyurt - Lefkoşa yolu ve kurtuluş reçetesi
Zeki Kayalp

Zeki Kayalp

Güzelyurt - Lefkoşa yolu ve kurtuluş reçetesi

A+A-

Enteresan bir ülkede yaşadığımız herkesin malumudur. Yıllarca Güzelyurt-Lefkoşa yolunun yetersiz olduğu, kazalara imkan verdiği yazıldı, çizildi, söylendi. Önlem alınmadı.  Tam bilançoyu bilemiyorum ama yanlış yol yapımı bir çok canı elimizden aldı. Suçsuzlar gitti. Suçlular ahkam kesmeye devam ediyor. Hatta seçim kazanmak için çırpınıyor. Uslandık mı? Pek tabi ki, HAYIR. Yol yine ayni. Ölümlü kazalar yine oluyor.
Futbolumuzun bugünlere geleceği de tıpkı, Güzelyurt-Lefkoşa yolu gibi önceden belliydi. Yıllarca önlem alınmadı. Futbolun sistemini, kriterlerini yenilemeden, binalarımızı, sahalarımızı ve bireysel egolarımızı yeniledik. O da makyajla. Halbuki, makyajın birgün akıp gideceği belliydi. Makyaj çıkınca gerçek yüzümüz de ortaya çıktı. Sistemimiz, kurallarımız, kriterlerimiz, yasalarımız meğerse içi boş bir fiyaskoymuş. Ve ne ilginçtir, kendi içimizdeki statüko da bize her zaman engel olmuş. Güzelyurt-Lefkoşa yolunun yetersizliği gibi, futbolumuz tüm kurumları, altyapısıyla yetersizmiş. Sorsanız, herkes bir yerde yanlış yapmış. Ama ne ilginçtir yanlışı yapanlarla hala ayni gemideyiz. Bu zamana kadar attıkları her adımı sorunlu olanlar... Hepimizi zeminsiz futbol, taraftarsız stat, ehliyetsiz hoca, kritersiz düzen, futbolcusuz futbola mahkum edenler... Bugün kurtuluş reçetesinin yine kendi ellerinde olduklarını iddia ediyor.
Örnek mi? Alın size örnek. Sertoğlu geçen hafta hakem seminerinde “Federasyonu soyan hırsızlardan” bahsetti. Hasan Sertoğlu bunca yıl nerede yaşamış merak ediyorum! Özellikle Sertoğlu’nun konuşmasından anladım ki meğer Sertoğlu, federasyon başkanı olana kadar ülke futboluna dair hiç birşey bilmiyormuş! Koltuğa oturup 4 yıl bir çalışmanın ardından vakıf olmuş tablonun bu denli vahim olduğuna! Konuşmasından sonra  “Acaba bunca yıl nerede yaşamış, hangi konularla ilgilenmiş!” diye de sordum kendime. Futboldan birazcık anlayanın, kulüp başkanlığı yapmış olanların, o dönemde futbolla ilgilenenlerin ezbere bildiği konuydu “yolsuzluk” olayı. “Kanka” ilişkilerimiz ne yazık ki, bizleri suskunluğa itmiş. Biz ki, kilometrelerce uzakta, federasyonun nerde olduğunu “bilmememize” rağmen rakamlar verip soruşturma açılmasını istemiştik. Kulüp başkanlarını ve yöneticilerini uyarmıştık. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra konuyu gündeme taşıyıp gündem değiştirmek kurtuluş reçetesi olamaz.
Kurtuluş reçetesi ona buna nutuk atmaktan ibaret değildir. Kendi ev ödevinle alakalıdır. Notların tümü kırık, sınıfta kalmış, yeniliğe kapalı, hantal bir yapıyla futbolun yürütülemeyeceğini, yeni kriter ve düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu artık beynimizin bir köşesine yerleştirmeliyiz. Şova dayalı, futbol üzerinden bireysel rant sağlama ve medyada boy boy resimler yerine doğru dürüst adım atma zamanı gelmiştir. Yardım isteniyorsa da hep hazır olduğumuz söylenmiştir. Aksi halde “Zirzirolar” gibi kuru gürültüye bağırıp, Güzelyurt-Lefkoşa yolundan beter oluruz.
Benden söylemesi...

Bu yazı toplam 1758 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar