1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Güney Kıbrıs’tan Atina’ya: “Arabuluculuktan vazgeç”
Güney Kıbrıs’tan Atina’ya: “Arabuluculuktan vazgeç”

Güney Kıbrıs’tan Atina’ya: “Arabuluculuktan vazgeç”

Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs müzakerelerine geri dönmek için gerekli gördüğü şartların yaratması amacıyla Türkiye nezdinde arabuluculuk yapmasını talep ettiği Yunanistan’dan, arabuluculuktan vazgeçmesini istedi.

A+A-

Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs müzakerelerine geri dönmek için gerekli gördüğü şartların yaratması amacıyla Türkiye nezdinde arabuluculuk yapmasını talep ettiği Yunanistan’dan, arabuluculuktan vazgeçmesini istedi.

Güney’deki haftalık Kathimerini “Dikkatler Ankara’nın Hareketlerinde... Lefkoşa Atina’dan, Olumlu Sonuca Ulaşmayacağı İçin Arabuluculuk Çabasına Son Vermesini İstedi” başlıklı haberinde Rum Yönetimi’nin, Atina aracılığıyla ilettiği tezlerine TC Dışişleri Bakanlığı’ndan aldığı cevaptan sonra Yunanistan’dan arabuluculuk çabalarına son vermesini istediğini yazdı.

Edindiği bilgilere dayanarak Rum Yönetimi’nin, Yunanistan’la birlikte izledikleri taktiğin olumsuz sonuçlandığına hükmettiğini kaydeden gazete Türkiye’nin Güney’e ilettiği tezleri şöyle özetledi:

“1-Hidrokarbonların, Kıbrıs sorununun çözümünden bağımsız olarak Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından müşterek yönetilmesi, 2-Rum tarafının müzakere masasına şartsız dönmesi ve doğalgazın değerlendirilmesi konusunun müzakere prosedürüne eklenmesi, 3-Rum Yönetimi’nin bypass edilmesi ve Kıbrıs meselelerinin yönetilmesine anavatanlar ve garantörler olarak Türkiye ve Yunanistan’ın doğrudan müdahil olması, İsrail-Mısır-Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasında bölgesel işbirliği geliştirme çabalarının durdurulması, doğalgazın boru hattıyla Türkiye üzerinden Yunanistan’a aktarılmasıyla Türk çıkarlarının güvenceye alınması.”

Gazete bu cevaptan sonra Rum Yönetimi’nin; müzakerelerin muhtemel yeniden başlaması ve Doğu Akdeniz’deki krizin yatışmasıyla ilgili süreci belirleyeceğine inandığı iki tarih sınırı belirlediğini yazdı, özetle şunları kaydetti:

“Öğrendiğimize göre Lefkoşa’nın koyduğu ilk zaman sınırı Türk Navtex’inin sona eriş tarihi olan 30 Aralık’tır. Türkiye’nin sismik araştırma gemisi Barbaros Hayreddin Paşa’yı Kıbrıs MEB’inden çekip çekmeyeceği de Navtex’i yenileyip yenilemeyeceği de bu tarihte belli olacak. İkinci zaman sınırı da 2015 Ocağı’nın ilk haftasıdır. Bu tarihte ENI-KoGas konsorsiyumu 9 numaralı parseldeki ‘Amathusa’ yatağında ikinci sondaja başlayacak. Türkiye’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına saygı mı göstereceği yoksa bunları ihlale devam mı edeceğinin ortaya çıkacağına inanıyor.”

Türk tarafı diplomatik alanda karşı atağa geçiyor
Gazete haberinin “Türkiye Diplomatik Karşı Atağa Hazırlanıyor” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise her şeyin, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun BM’ye gönderdiği yeni mektubun Kıbrıs sorunundaki yeni bir hareketliliğin başlangıcı olduğunu gösterdiğine işaret etti.
Kıbrıs Türk tarafının, Ankara ile sıkı işbirliği içerisinde, diplomatik alanda karşı atağa geçmekte olduğuna vurgu yapan gazete, Türk ve Kıbrıs Türk liderliklerinden çevreleri kaynak göstererek Kıbrıs Türk tarafının önümüzdeki dönemde uluslararası topluma; müzakerelerin kesilmesinin tek sorumlusunun Nikos Anastasiadis liderliği olduğu mesajını vermek istediğini yazdı.
Gazete Türk tarafının Batılı ülkelere, BM’ye ve ABD’ye bu mesajı vermek için yeni bir yol haritası yürürlüğe koyduğunu, bu yol haritasının da Türk tarafının yabancı karar merkezleri ve komşu ülkelerindeki diplomatik temasların yoğunlaştırılmasını öngördüğünü belirtti.

Kıbrıs Rum yönetimi BM barış gücü kararı öncesinde taktiğini belirledi
Fileleftheros “UNFICYP Öncesinde Hareket Çerçevesi” başlıklı haberinde Kıbrıs sorunu ve enerji konularındaki icraatların önümüzdeki hafta “ip üzerinde” olacağını, Rum Yönetimi’nin diplomatik düzeydeki Türk faaliyetlerini ve Doğu Akdeniz’de cereyan edenleri izleyip değerlendirmekte olduğunu yazdı.
Gazete, görüntüyü netleştirecek olanın büyük ölçüde Türkiye’nin bundan sonra yapacağı hareketler, özellikle de Barbaros konusunda yapacakları olduğu görüşünü ortaya koyarak Rum Yönetimi’nin, Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi’nde görüşülmesi öncesinde taktik belirlediğini yazdı, şunları ekledi: “Lefkoşa, Kıbrıs sorununun Güvenlik Konseyi’nde görüşülmesi, öncelikle de BM Barış Gücü’nün görev süresiyle ilgili kararın içeriği öncesinde taktiğini belirledi. Güvenilir bilgilerimize göre İngilizler tarafından hazırlanan karar taslaklarının gidip gelmeye başlamasından önce Dışişleri Bakanlığı’nda, Yoannis Kasulidis başkanlığında yapılan toplantıda hareket çerçevesi belirlendi.
Müzakere prosedürü geçici olarak dondu ve işlemler devam ediyor. Bu da kendine özgü, daha çok da Barış Gücü’nün görev süresiyle ilgili kararda benimsenecek ifadeler açısından öngörülemeyen bir durum yaratıyor.”

Anastasiadis: “Devlete iştirak etmeyen ortaklara tahammül edemem”
Alithia da “Başkan ve Siyasi Parti Başkanları Barbaros’la İlgili Gelişmeleri Görüşecek” başlıklı haberinde Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin, Doğu Akdeniz’den ayrılıp Meis Adası’na açıklarına gideceği bilgileri üzerine Rum Yönetimi’nin, Türkiye’nin yayımladığı Navtex’in sona eriş tarihi olan 30 Aralık’ta durum değerlendirmesi yaparak atacağı adımları belirleyeceğini yazdı.
Gazete, Anastasiadis hükümetinden bir kaynağa dayanarak Rum Yönetimi’nin 30 Aralık’a kadar durumun nasıl gelişeceğini değerlendireceğini, bu tarihten sonra Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in siyasi parti başkanları ile Kıbrıs sorununu, Barbaros ve Navtex bağlamında görüşeceğine işaret etti.
Haberde Türkiye’nin Barbaros Hayreddin Paşa’yı Meis açıklarına göndermesi halinde bunun, Türkiye’nin, Güney Kıbrıs örneğinde olduğu gibi Yunanistan’ın da egemenlik haklarını tanımamaya hazır olduğu anlamına geleceği görüşüne yer verildi.
Gazete Anastasiadis’in, kalp ameliyatı geçirdiği ABD’den dönüşünden sonra Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması yönünde yapılan baskılara değinirken şu net cümleleri kurduğunu hatırlattı:
“Açıkça söylemek isterim ki devlete iştirak etmeyen ortaklara ve B planıyla ilgili şantajlarla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin altını oymalarına tahammül etmem söz konusu değildir. Ankara’nın müzakerelerin yeniden başlaması ve enerji konusundaki tezleri tatmin etmemekle kalmayıp yeni sorunlar yaratıyor.”

(tak)

Bu haber toplam 1841 defa okunmuştur