Kıbrıslı Rum Lider Nikos Anastasiadis, müzakere masasındaki gelişmeleri bildirmek üzere Kıbrıs Rum Ulusal Konseyi’ni 8 Eylül Salı günü toplantıya çağırdı.

Anastasiadis’in bu toplantıda iç cepheden gelen tepkileri aşmayı umduğu ancak toplantı tarihi açıklanmış olmasına karşın “ateşkes belirtisi” olmadığını çünkü partilerin, tarafların müzakere masasına koyduğu belgelerin kendilerine verilmesini talep ettikleri bildirildi.

Simerini “Değerlendirmek İçin Bilgilendiriliyorlar... Ulusal Konsey’in 8 Eylül’deki Toplantısı Mülkiyet Odaklı” başlıklı haberinde, mülkiyet konusunun gündemdeki yerini koruduğunu ve bazı partilerin bu konuda Anastasiadis’i eleştirmeye devam ettiğini yazdı.

“Türk tarafının elinde olduğuna göre gizli değil”

Gazete Ekologlar ve Çevreciler Hareketi’nin ilk tepkisinin Vatandaşlar İttifakı’yla aynı frekansta olduğuna vurgu yaptı.

Habere göre, hareket, Anastasiadis’ten, müzakere masasına konulan bütün belge ve önerileri kendilerine vermesini talep ederek “Türk tarafının da elinde olduğuna göre gizli değil. Ancak bu şekilde gerçeği öğrenebilir ve milli davamızda görünen trajik tehlikeleri önleyeceğimiz teklif ve önerilerimizi bu şekilde yapabiliriz” görüşünü ortaya koydu.

Anastasiadis’in, 8 Eylül’deki toplantıyı çok kısa tutmayı planladığına işaret eden hareketin, Anastasiadis’in bilgilendirmeyi Ağustos bitmeden yapma sözü vermesine karşın bu sözünü tutmadığına ve geç kaldığına işaret etti.

“Mal sahibinin önceliğinin güvence altına alınması hayati öneme sahip”

Gazete, AKEL’in ise son dönemde mülkiyetle ilgili açıklamalarında tarafsızlığını koruduğunu ve kişisel mülkiyet hakkıyla ilgili açıklamayı, Talat-Hristofyas yakınlaşmalarının teyidi olarak yorumladığını yazdı.

Habere göre, AKEL Polit Büro üyesi ve eski Kıbrıs Rum Yönetimi Sözcüsü Stefanos Stefanu, mülkiyetle ilgili kaygıları gereksiz mi bulduğu sorusuna karşılık bunun zor ve zaman geçtiği için karmaşıklaşan bir mesele olduğundan zor müzakereler olacağını söyledi.

“Biz tezlerimizde tutarlı olmalıyız. Hatırlatırım, Kıbrıs Rum tarafının ezeli tezi, yasal mal sahiplerinin öncelikli, mülkiyet görüşmelerinde ilk söz hakkına sahip olması gerektiğidir. Ancak öte yandan, zamanın geçmesiyle birçok başka tali gelişmeyle olduğunu ve bunları müzakere masasında göğüslememiz gerektiğini bilmeliyiz.

Stefanu, şöyle devam etti:

“Biz mal sahibinin öncelikli olduğu, uzlaşılan çerçevede olanların uygulanması, yani uzlaşılan tedavilerle ilgili kriterlerin belirlenmesi, mülklerin kategorilere ayrılması gerektiği teziyle gitmeli ve müzakere masasında nasıl gelişeceğine bakmamız gerekir. Ancak tekrar ediyorum, yasal mal sahiplerinin önceliğe sahip olmalarının güvence altına alınması bizim açımızdan hayati öneme sahiptir.”TAK