1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Gözümüz üzerinizde!
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Gözümüz üzerinizde!

A+A-

YENİ HÜKÜMETE MEKTUP

 

 

Sevgili yeni hükümet.
Çok zor bir dönemde göreve geliyorsunuz.
Son 2 yıllık sürede bu sayfanın okuyucuları çok yolsuzluk, çok usulsüzlük, çok yasa dışı icraat gördü, okudu, dinledi.
Bu sayfanın yazarı yolsuzlukları yazdığı için alenen tehdit edildi.
Ne kadar kötü günler yaşadık.
Bunları hep birlikte yaşadık.
Bu nedenle sizden beklenti çok yüksek.
Ne olur adaletli olun.

Şimdilerde yavaş yavaş kulislerde fokurdamaya başlayan "Kim nereye atanacak- kim ne olacak" söylemleri inanın mide bulandırdı yıllarca.
Yine mide bulandırmasın!
İnanın, böyle bir gündemle yer almak ne size ne de topluma fayda sağlar!
Görevlendirmeler, atamalar, kabuller kısa sürsün, lütfen.
Zaten 2 yılı heba ettik, yolsuzluğa, talana, hukuksuzluğa armağan ettik.
Bir an önce iş görmek istiyor bu toplum.
Hayata dokunan icraatlar görmek istiyor, kendi yaşamına ulaşan, gözle görünür, elle tutulur somut işler, icraatlar arzuluyor.
Tek tek sayamam belki ama bu trafik her gün bir evden yeni bir yaşam çalıyor, yolların durumu ortada.
TC'ye, AB'ye hızla projeler yollanmalı, yollara ciddi ciddi el atılmalı, trafikte devlet üzerine düşen görevi hızla getirmeli.
Sağlık desen keza öyle!
2 yılı iki doktor grubu arasındaki gerginlikle geçirdik.
Toplum sağlığını, hastane alt yapılarını ele alacak, didişmeyi bir kenara atacak bir atılım lazım şimdi.
Şimdilerin yeni milletvekili Sıla Usar İncirli'nin sağlık konusundaki deneyimi büyük kazanç, büyük şans, hepimize.
Şimdi bunları yola koyma zamanı değil mi?
Eğitim? Tartışmaların, laiklik ve imam hatip konularının gölgesinde devlet eğitimden adeta elini çekti.
Cemal Özyiğit'in okul müdürlüğü döneminde kendi okulunda başlattığı tam gün eğitimin tüm devlet okullarında başlamaması için bir sebep var mı şimdi?

Bu sayfanın okuyucuları son 2 yılda sık sık ölümlü iş kazalarını, işçilerin yaşam koşullarını ve asgari ücretlinin durumunu okudu.
Çalışma Bakanlığı belli ki sol değerleri özümsemiş bir bakan olacak.
Çok süratle iş yeri denetimleri istiyoruz, sektörel asgari ücret istiyoruz, iş kazalarını önlemek için acil adımlar görmek istiyoruz şimdi.
Yalnız kamu maliyesini düşünen değil, aile bireylerinin ‘ev maliyesini’ de düşünen bir ekonomi politikası istiyoruz şimdi.
Dış politikada Cumhurbaşkanı ile didişmeyecek, tam aksine Kıbrıs'ın daha yaşanır bir hale dönüşmesini sağlayacak adımlara destek adımlar bekliyoruz.
Cumhurbaşkanı'na güven yaratan önlemler çerçevesinde destek bekliyoruz.
Sivilleşme, daha fazla özgürlük adımları istiyoruz
.
Tarımda, hayvancılıkta, iş yaşamında, üretimde, tabandan tavana doğru adalet beklentimiz var şimdi.
Kurulan bu hükümet CTP'li bir hükümet değil!
TDP'li de değil, HP'li de değil, DP'li de değil!

Sakın ola ayrıcalıklı bir zümre yaratmayın!
Partililerinize, yakınlarınıza devlet olanaklarını altın tepside sunmayın.
Adaletli olsun kamu işleri.
Sınavlı, yasal, hukuk çerçevesinde olsun.
Eğer sağda solda ‘ben ne koparırım’ diye perende alan varsa, ne olur, bu iktidar dönemlerinin adamlarını uzak tutun bu hükümetten!
Geçmiş dönemin yasa dışı, kamu vicdanını yaralayan işlerini hiç düşünmeden iptal edin.
UBP dönemi kamuya çöreklenen çeteyi temizleyin!
Kamu kaynaklarını kullanarak provokasyon görevi üstlenen şebekeyi kamudan sökün atın. 
Siz kimler olduğunu iyi biliyorsunuz.
Sakın ola “toplumu kucaklama” çerçevesinde bu adamları görmezden gelip unutmayın.
Bu, bir Toplumsal Uzlaşı Hükümeti’dir ve kimsenin de değildir, bunu aklınızdan çıkarmayın.
Ne olur, icraatlarınız konuşulsun toplumda, yapılan işler konuşulsun.
Uzun uzadıya 'yapılacaklar' gündem olmasın, bunu geçmişte yaşadık.
Pratik olsun adımlar, sana, bana, köydeki Ayşaba'ya, okuldaki Melisa'ya, öğretmen Fatma Hanım'a, hasta Mehmet’e, asker Hüseyin’e, doktor Selim’e, herkese, en sade vatandaşa dokunsun.
Hissedilsin, "Oh be" dedirtsin yaptığınız işler.

Sizi değil, işinizi konuşalım!
Daha yazacak çok şey var, kısa kesiyorum.
Siz yapın, bize de desteklemek düşsün.
Hadi, şimdi iş, denetim, hesap sorma zamanı.
Gözümüz üzerinizde!
Görelim sizi.
Bu toplumun yüzü gülsün artık.


 

BUNU YAZMAK BOYNUMUN BORCUDUR

 

Akıncı’nın duruşu, takdire şayan!

Kıbrıs yakın tarihine “22 Ocak Olayları” olarak geçen olayların yaşandığı gün ve sonrasında Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın göstermiş olduğu tavrı önemsiyor ve takdirle karşılıyorum.

Hem kendi hayatını tehlikeye sokarak olayların içine girmeye çalışması, hem de olaylardan sonra ortaya koyduğu dirayetli duruşu ile polise ve güvenlik makamlarına sık sık - ısrarla görevini hatırlatması takdire şayandır.

Bu sayfada kendisine daha önce en ağır eleştirileri yazan bir gazeteci olarak doğru davranışlarını da desteklemek boynumun borcudur.

“22 Ocak Olayları” konusunda Mustafa Akıncı’nın tavrı, duruşu tam isabettir, topluma “iyi ki varsın” dedirtecek bir adımdır.

Tebrik ederim, gerçek bir liderlik göstermiştir.

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2114 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar