1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. GÖKÇEKUŞ, KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTI
GÖKÇEKUŞ, KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTI

GÖKÇEKUŞ, KARARIN İPTALİ İÇİN DAVA AÇTI

YÖDAK eski Başkanı Hüseyin Gökçekuş, görevden alınmasının ardından ilk kez konuştu. Gökçekuş, Yüksek İdare Mahkemesi'ne dava açtığını belirtti.

A+A-

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından geçtiğimiz haftalarda görevden alınan YÖDAK eski Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, suskunluğunu bozdu. Gökçekuş, bu kararın iptali istemiyle Yüksek İdare Mahkemesi'ne dava açtığını belirtti.

Hüseyin Gökçekuş'un yaptığı yazılı açıklama şu şekilde;

"Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı 14 Aralık 2016 tarihli yazısıyla YÖDAK Başkanı olarak aynı tarihten itibaren beni görevden aldığını bildirdi. Cumhurbaşkanı’nın bu kararına karşı ve bu kararın iptali istemiyle 27 Aralık 2016 tarihinde avukatım Fuat Veziroğlu vasıtasıyla Yüksek İdare Mahkemesinde dava açtım.

Bu davaya ve konuya ilişkin başlıca olgular özetle şöyledir:

1) Hakkı Önen bana 26/8/2016 tarihli bir yazı göndererek kamuoyuna icraatlarımla ilgili olarak yansıyan çeşitli iddialar olduğunu, özellikle bu iddiaların aydınlığa kavuşması amacıyla Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından soruşturma memuru olarak atandığını, yapacağı çalışmalar sonunda ilk nazarda savunma yapmam gerektiğine dair bulgulara ulaşması halinde bunun yasal haklarımla birlikte bana bildirileceğini duyurdu.   

2) Hakkı Önen bana 4 Ekim 2016 tarihli bir yazı göndererek ilgili iddialar hakkında bazı kişilerin yazılı ifadelerine başvurduğunu, ilk nazarda savunma yapmam gerektiği kanaatine vardığını belirterek bazı suçlamalarda bulundu ve benden savunma talep etti.

3) Hakkı Önen’in yukarıda belirtilen 4 Ekim 2016 tarihli yazısına 17 Ekim 2016 tarihinde yanıt verdim ve yapılan suçlamaları reddettim.

4) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bana gönderdiği 14 Aralık 2016 tarihli yazıda:

a) Görevlendirdiği soruşturma memurunun soruşturma raporunu 17 Kasım 2016 tarihinde kendisine sunduğunu,

b) Bu rapora göre soruşturma memurunun aleyhimde bazı bulgulara ve bir kanaate ulaştığını, 

c) Soruşturma memurunun görevden alınmam için öneride bulunduğunu,

c) Soruşturma memurunun raporu doğrultusunda ve YÖDAK yasasının ilgili maddesinin verdiği yetkiye dayanarak beni YÖDAK Başkanlığı görevimden aldığını bildirdi.

Avukatım Fuat Veziroğlu vasıtasıyla açtığım iptal davasında öne sürdüğüm başlıca iddia ve/veya hukuki dayanak ve/veya gerekçeler özetle şöyledir:

a) Cumhurbaşkanı’nın soruşturma memuru atamaya hukuken yetkisi yoktur.

b) Cumhurbaşkanı YÖDAK Başkanı’na ilişkin iddialar hakkında bizzat bilgi toplamak, bunları bizzat incelemek, bizzat değerlendirmek ve bizzat bir neticeye varmak ve/veya karar almakla mükelleftir, oysa bunu yapmadı. 

c) Cumhurbaşkanı’nın soruşturma memuru atama yetkisi olsaydı bile soruşturma memurunun ilgili bilgi ve delilleri değerlendirme, bulgu yapma, bu konuda herhangi bir kanaate ulaşma, kanaat belirtme, ayrıca görevden alınıp alınmama hususunda öneride bulunma yetkisi yoktur, bütün bunları Cumhurbaşkanı bizzat yapmakla mükelleftir.  

d) Cumhurbaşkanı konu hakkında Başsavcılık’tan defalarca görüş istemiş ve Başsavcılık Cumhurbaşkanı’na gönderdiği 19 Ekim 2016 tarihli yazıda benim YÖDAK Başkanı olarak görevden alınmamın hukuken mümkün olmadığını bildirmiştir.

e) Cumhurbaşkanı bizzat ve/veya sözcüsü vasıtasıyla yaptığı açıklamalarda hakkımdaki iddialarla ilgili olarak devletin hukuk danışmanı olan Başsavcılık görüşünü esas alacağını kamuoyuna da duyurduğu halde bu taahhüdüne uymamıştır.

f) Cumhurbaşkanı’nın soruşturma memuru atama yetkisi olsaydı bile, hukuk ilkelerine göre atanan soruşturma memurunun bir Profesör olan YÖDAK Başkanı’na oranla daha üst bir derece ve/veya eşit konumda olması gerekirdi, oysa adı geçen soruşturma memuru böyle bir konumda değildir.

g) Mevcut mevzuata göre YÖDAK Başkanı’nı görevden alabilmesi için Cumhurbaşkanı Yüksek Mahkeme yargıçlarının görevden alınmasına ilişkin şartlar dahilinde hareket etmekle mükellefti, oysa Cumhurbaşkanı Mahkemeler Yasası’nın bu konuda vazettiği usul ve esaslara uymadı.

 

h) Görevden alınmamla ilgili olarak öne sürülen iddialar görevden alınmamı gerektirecek nitelikte değildi, o nitelikte olsa bile mevzuata uygun esas ve usullere uyulmadığından dava konusu karar her hâlûkârda hukuken sakattır.       

i) Cumhurbaşkanı beni bizzat itham etmek, benden bizzat savunma talep etmek ve hakkımda soruşturma açıldığını öncelikle bana bildirmekle yükümlü olduğu halde bunlara uymadı ve/veya bütün bunları yetkisiz olarak atadığı soruşturma memuruna yaptırdı.

j) Ben kusurlu olsam bile Cumhurbaşkanı beni kusurlu bulduktan sonra bana hafifletici neden beyan etme hakkı vermesi lâzımdı, oysa bu hakkımı da kullandırmadı.

k) Bizzat Cumhurbaşkanı bana savunma hakkı, şahit celbetme hakkı, aleyhimde ifade veren kişileri istintak etme hakkı tanımakla mükellefti, oysa bu gereklere de uymadı ve zaten bütün bunlara soruşturma memuru da uymadı.

l) Hakkımdaki görevden alma kararı şeklen Cumhurbaşkanı’nın imzasını taşısa da aslında bu karar bir başkası yani soruşturma memuru tarafından alınmış ve Cumhurbaşkanınca daha sonra onaylanmış niteliktedir.

Avukatım vasıtasıyla sunduğum bu ve diğer iddia ve gerekçeler tabiidir ki davalı tarafın savunması da alındıktan sonra mahkemece değerlendirilecek ve son söz yargı tarafından söylenecektir.

Kamuoyunun bilgisine sunarım."

Bu haber toplam 2379 defa okunmuştur
Etiketler :