1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. GENÇLİĞİMİZ DENENDE…
GENÇLİĞİMİZ DENENDE…

GENÇLİĞİMİZ DENENDE…

GENÇLİĞİMİZ DENENDE…

A+A-

 

Neriman Cahit


Yaşıyor musunuz, yoksa, başkalarının yönlendirmesine mi bıraktınız hayatınızın akışını? Tükettiniz mi, düşü, düşünceyi, sevme üretme yetinizi?
Kızıyorsunuz… Ne güzel! İncindiniz… Daha da güzel. Hiç yoktan iyidir, bu kadarcık insani bir tepkinin varlığı… Kızınız, incininiz! Size doğrulttuğum küçücük bir çuvaldız… Benim bağrımda ise küflü çiviler saklı…

***
Sabah haberlerinde yine korkunç olgular… Bir bebek, suyla dolu bir çöp tenekesine düşüp ölmüş… Anne suçlanıyor, doğal olarak… Ama, komşumun komşusuna söyledikleri beni daha bir delirtiyor: “Bakalım ne yaramaz bir şeydi şeytanın piçi!...
Donup kalıyorum…
Telefon çalıyor, bir arkadaşımın genelde alışkanlık haline getirdiği sorgulamalarından biri: “Düşünüyorum, o halde varım mı, yoksa, ‘nah varsın, ben olmasam’ mı…” diyor.
Söyle artık açıkça geveleme: “Ben yarattım sizi” diyenlere: tek başına ne halt edersen et, bir işe yaramıyor… Yaramaz da…

HALKI EĞİTMEK…
Çinli bir şairin, ‘şiir defterime’ geçirdiğim şiiri geliyor aklıma… Sizinle de paylaşayım istiyorum. Eminim çok seveceksiniz… Hayli de düşündürücü…

Halkı Eğitmek…

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan,
Tohum ek…
Ağaç dik… On yıl sonrası
İse tasarladığın…
Ama yüz yıl sonrası ise
Düşündüğün: Halkı eğit…
Bir kez ürün verir ekersen tohum,
Bir kez ağaç dikersen on kez ürün verir
Yüz kez olur bu ürün
eğitirsen halkı…
Balık verirsen bir kez
Doyurursun halkı…
***
Öğretsen balık tutmasını
Hep doyar karnı…

Kuran Tzu


GENÇLİK DENENDE
Bizim en çok ihmal ettiğimiz konulardan biri de: GENÇLİK…
Hep bilmezden geliriz… Ya da, gerçekten bilmez ve önemsemeyiz ki:
Gençlik, atılganlığıyla, cesareti ile yaratıcılık ve taşıdığı umutla geleceğimizin kurucuları ve bekçileridir…
Keşke zamanım olsa da – özellikle de – yöneticilerimize: Ülkemizde gençliğin – özellikle de ‘işçi gençliğin’ durumu nedir diye sorsam teker teker… Acaba, kaçı farkındadır, özellikle de ‘işçi ve fakir gençliğin’ ilgililere sorunlarını aktarabilecekleri hiçbir araçlarının olmadığının…
Ve dile getiremeseler de, onları gerçekten dinleyecek – kendinin değil, onların çıkarı için dinleyecek, - sorunlarına sahip çıkarak, taraf tutmadan, çıkar gözetmeden çözmeye çalışacak ‘politik sorumluları…’
Yoksa, kendi teminatları olarak mı görüyorlar sadece o potansiyeli…
Bu gençlerin işçi olarak sağlam bir geleceğe bağlanmaları için öncelikle “SİGORTALARININ” tam olarak yapılması gerekiyor… Ve, onların çoğu bir iş bulma umuduyla bunu kabul ediyorlar…
Bu insanların – aslında çoğu gençlerin – ne sosyal ne de kültürel gelişimden ne haberleri ne de payları oluyor…

***
Bu gerçekleri fark edelim artık…
Onların, özgür geleceğimizin teminatı olduklarını da…
Özellikle de tüm – en üstten tabana dek - yöneticilerimiz onların “GELECEĞİMİZ” olduğunu asla unutmayalım…
İdareci, öğretmen, öğrenci, gazeteci vb. isek, onlarla konuşalım, dertlerini dinleyelim… Gazeteci, yazar vb. isek zaman zaman onlar için özel ekler çıkaralım… Gençlik kesimini birleştirmenin yollarını arayalım… Ki, kendi çocuklarımız gibi onların sorunlarını çözmenin de onları sevmek ve çok iyi tanımaktan geçtiğini bilelim…

***
Bunları yapabilir / başarabilirsek, gençliğin, o akıl almaz dinamiğini, işçi gençlikle birleştirmek!
Bunu yapabildiğimiz oranda gençliği ve geleceğimizi doğru bir yöne + başarıya kanalize etmiş olacağız…

------------------------------------------------


2- 30 Eylül, 2014

12. KIBRIS TİYATRO FESTİVALİ…


Sanat ve kültür de toplumun öbür kurumları ile gelişir, olgunlaşır… Bu, bir rastlantı değildir kuşkusuz…
Bir toplumun sanat alanında ileriye gidememesinin en büyük nedeni: “Sanatın, memuriyete dönüşmesi ve yaratıcılığın ikinci plana itilmesi” nedeniyledir…
Toplum olarak – en azından ‘Kendine ve ülkesine saygısı olanlar şöyle toparlanıp, gündelik yaşamlarına dahi – SANATI – soksalar sonuç öylesine parlak olur ki…
“Dünyanın İnsanı’ olabilme sürecinde, sayıları az da olsa belirli donanımda insanımız ve kurumlarımız da var ki, bunların başına, ‘Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’ ve başta Yaşar Ersoy – Kıymet Karabiber ve takım arkadaşları olmak üzere o ‘özverili ekibi ve arkadan gelen genç ekibi’ ve de… Bir dönem de olsa, bunların başında: gencecik, yetenekli, yüreği insan sevgisiyle dolu bir Belediye Başkanı: Mehmet Harmancı da oldu mu… Bilinçli…
İyi niyet – çaba – gayret…
VE BAŞARI kaçınılmazdır…

İYİ Kİ DE ÖYLEDİR…
Neredeyse, kurulduğu günden beri izliyorum:
Seyircisini yanına alarak, birlikte yürüyen – sadece toplumsal değil, dünyasal sorunları da birlikte tartışarak – çareler üreten bir varlık olmuş LBT ki, onlardan beklenenin de ötesindeler…
Yarınlardan yana, ödün vermeden…

12. KIBRIS TİYATRO FESTİVALİ…
Bakın İşte 12. yılını bulan güzel bir örnek…


--------------------------------------------------------------

KÖPEĞİMİZİN BİZDEN ON RİCASI VAR…

En yakın dostlarımız olan hayvanlar, bizlerin ömrünü uzatıyor, hastalıklardan koruyor… İnsanlarla köpekler arasında tam üç bin yıl öncesine kadar bir dostluk ilişkisinde, onların ‘bizden’ neler istediğini hiç düşündünüz mü… Köpeğinizi azarlarken, ona cezalar verirken ‘bu (10) maddeyi’ hiç unutmayın lütfen…

1- Benim hayatım (10) ila (15) yıl sürer.
Senden her ayrılışım bana acı verir.
Beni beslemeye almadan önce bunu düşün…
2- Bana, senin benden istediklerini anlayacağım ‘bir süre’ ver…
3- Benim için ‘güven duygusu’ uyandır… Ben, bununla yaşarım…
4- Bana hiçbir zaman uzun süreli darılma ve beni cezalandırmak için bir yere kapatma… Senin hayatında iş, eğlence ve arkadaşların var. Benim hayatımda ise yalnızca sen varsın…
5- Arada sırada benimle konuş. Sözlerini anlamasam bile, bana yönelttiğin sesini anlarım.
6- Bana daima nasıl davranılması gerektiğini bil… Ben, hiçbir zaman unutmam…
7- Beni dövmeden önce… aslında… Dişlerimle kemiklerini un ufak edebileceğimi, ancak, asla, böyle bir yola başvurmayacağımı düşün…
8- Beni, “isteksiz, tembel ve inatçı” diye azarlamadan önce düşün… Belki yediğim yemek dokunmuştur… Belki, güneşin altında uzun süre kalmışımdır veya halim kalmamıştır…
9- Yaşlandığımda, benimle ilgilen… Bir gün – unutma – sen de yaşlanacaksın…
10 Her zor anımda, yanımda ol… “Benim içim kaldırmaz…”, “Ben, görmeden olsun” deme… Çünkü,
Benim içim her şey, seninle birlikte daha kolay…
Ölüm bile…

Bu haber toplam 1244 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 174. Sayısı

Adres Kıbrıs 174. Sayısı