“Futbol ve bahis iç içe geçti, geleceğe yatırım kalmadı”

“Futbol ve bahis iç içe geçti, geleceğe yatırım kalmadı”

Doğan Türk Birliği eski başkanlarından Murat Girgen, “Tüzük marifeti” ile başkanlığının engellendiğini iddia etti, önemli açıklamalar yaptı

A+A-

“Başarıyı sadece puan olarak gören bu anlayış tüm kaynaklarını yabancı futbolcu transferine heba etmedir. Prim ya da maaş sistemi üzerine kurgulanan başarı, futbolcu yetiştirmeyi ikinci planda görmektedir.”

“Futbolumuzun bahisle iç içe geçtiği, başarının parayla anıldığı, sahalarımızın yabancı futbolcu deneme mecrasına dönüştüğü, kulüplerin adeta ele geçirildiği bir anlayış değişmediği sürece Doğan Türk Birliği’nin hiçbir kademesinde görev yapmayacağım.”
 

Doğan Türk Birliği’nin eski başkanlarından Murat Girgen, genelde futbolumuz özelde Doğan Türk Birliği’nde “parayı veren düdüğü çalar” anlayışının hakim olduğunu belirterek, bu anlayışla altyapı, amatör takım ruhu ve kaynakların ülke gençliği için kullanılması imkanı olmadığını belirtti.

Sarı-lacivertli takımın genel kurulu öncesinde “tüzük marifeti” ile başkan adaylığının engellendiğini iddia eden Girgen, “Futbolumuzun bahisle iç içe geçtiği, başarının parayla anıldığı, sahalarımızın yabancı futbolcu deneme mecrasına dönüştüğü, kulüplerin adeta ele geçirildiği bir anlayış değişmediği sürece Doğan Türk Birliği’nin hiçbir kademesinde görev yapmayacağım” dedi.

İşte Murat Girgen’in açıklaması

Doğan Türk Birliği başkanlığı için adaylık açıklamamın ardından farklı gelişmeler yaşanmıştır.
Bu nedenle, pazartesi günü yer alacak Olağanüstü Genel Kurul öncesinde bu açıklamayı yapmam şart olmuştur. Ne yazık ki, kulübümün genel kurulunda aday olamıyorum!
Doğan Türk Birliği için hazırlanan yeni tüzük, başkanlık konusunu da adeta kişilere özgü bir noktaya taşımıştır.  Doğan Türk Birliği, tüzüğünden üye listesine kadar pek çok bilinmez içerisinde yeni döneme girmeye hazırlanmaktadır.

Nereden nereye?

Şimdi biraz geriye dönmek istiyorum. Kulübümüzün deyim yerindeyse minarenin ucunda bırakıldığı bir dönemde Doğan Türk Birliği’ne başkanlık görevi üstlenmiş, sarı-lacivert sevdamızı sahipsiz bırakmamıştım.
O dönemde 36 yıl sonra kupa şampiyonluğunu kazanmış, lig üçüncülüğü elde etmiş, en önemlisi de tesisleşme yolunda devletten iki arsa almıştık.  İlerleyen dönemlerde ne yazık ki tesisleşme yönünde hiçbir adım atılmadığını gördük. Böylece kulübümüz kendi gelir kaynaklarını arttıramamış, dışarıdan gelecek mali kaynaklara bağımlı kalmıştır. Oysa en son genel kurulda verilen en önemli söz, tesisleşmenin tamamlanması olmuştur.
O dönemde; yönetim kurulumuz ve hocalarımızla birlikte sportif ve proje anlamında başarılı geçen iki yılın ardından, şimdiki başkan Bayar Piskobulu’nun telefonu ile bu görevi bırakmam istenmişti.
Bu isteğin sebebi de “futbolcuların beni istemediği” ayrıca “sponsorların yardım etmeyeceği” sözleriyle açıklanmıştı.
Sponsor ya da sporcu odaklı kulüp sistemini o günlerde daha iyi anlamıştım.
Daha sonra sponsorumuz, kulübümüze katkılarını her zaman saygıyla andığım Ünal Aydoğan’ın da Bayar Piskobulu’nun başkan olmasını istediğini söylemesi ile birlikte, bu görevden çekilmiştim.


“Yeniden görev alacaktım”

Geride bıraktığımız son sezonda, Bayar Piskpobulu, bu görevi yeniden şahsıma devretmeye hazır olduğunu söyledi. Bu sözün ardından, arkadaşlarımla birlikte Başkanlık adaylığı için hazırlıklara başladık. Ta ki Başkan Piskobulu’nun bir gazetede “4 yıl daha görevdeyim” açıklamasını okuyana dek!
Bunun üzerine Başkan Bayar Piskobulu ile yeniden bir araya geldik, takımı mutlaka şampiyon yapmak istediğini ve bir döneme daha ihtiyacı olduğunu anlattı.  Başarılar dileyerek bu toplantıdan ayrıldım.
Toplantı esnasında bana, kardeşim, antrenör Afün Girgen’i defalarca görevden almak istediğini anlattı,  fakat bunu daha sonra inkar etti.
Bu gelişmeler üzerine başkan adaylığına karar verdim, ancak, bu kez de yenilenen tüzüğün 27’inci maddesi hatırlatıldı, başkan olamayacağım söylendi.
Evet, yeni tüzüğün bu maddesi başkan adaylığımı engelliyor. Tüzüğün tüm maddeleri, mevcut adayların başkanlığına yanıt veriyor mu, bilemiyorum?

“Takım ruhu kalmadı”
Üzgünüm! Çünkü genelde futbolumuz ama özelde Doğan Türk Birliği’nde “parayı veren düdüğü çalar” anlayışı hakim olmuştur. Bu anlayışla altyapının, amatör takım ruhunun, kaynakların ülke gençliği için kullanılmasının imkanı yoktur.
Başarıyı sadece puan olarak gören bu anlayış tüm kaynaklarını yabancı futbolcu transferine heba etmedir. Prim ya da maaş sistemi üzerine kurgulanan başarı, futbolcu yetiştirmeyi ikinci planda görmektedir. Doğan Türk Birliği altyapısıyla övünen bir kulüp olmakla beraber yanlış yabancı transferleri ve yenilenmeyen kadrolardan dolayı gençlerin önü kesilmektedir.
Sponsorların katkıları da doğru kullanılmıyor, ne yazık ki geleceği kazanmak yerine sezonluk heyecanlar ile taraftarlar avutuluyor.
Bu anlayış içerisinde hesap verilebilir bütçeler, temiz futbol, takım duygusu, tesisleşme, altyapıya ve geleceğe yatırım yoktur.
Futbolumuzun bahisle iç içe geçtiği, başarının parayla anıldığı, sahalarımızın yabancı futbolcu deneme mecrasına dönüştüğü, kulüplerin adeta ele geçirildiği bir anlayış değişmediği sürece Doğan Türk Birliği’nin hiçbir kademesinde görev yapmayacağım.
Doğan Türk Birliği sevdamı bir taraftar, eski sporcu ve başkan olarak yaşatacağım.
Tüm arkadaşlara, sporcularımıza, hocalarımıza ve camiamıza başarılar dilerim.

002.jpg

Bu haber toplam 2115 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.