“Feminist Öğretmen İnsiyatifi”, “Aile Yasası Değişmeli Platformu”na aktif destek verdiklerini belirterek, 1998’den bu yana güncellenmeyen, birçok sorunu çözmede yetersiz kalan Aile Yasası’nın değiştirilmesi gerektiğini savundu.

Nuray Özgeçen, Feminist Öğretmen İnsiyatifi adına yaptığı yazılı açıklamada, toplumdaki her bireyin eşit ve adil yaşam talebinin, en temel haklardan olduğunu vurgulayarak, içinde bulunulan toplumdaki cinsiyet eşitsizliğinin önemli bir sorun olduğunu kaydetti.

Bu eşitsizliğin, devlet eliyle yasalarla sürdürüldüğünü ileri süren Özgeçen, “erkek ve kadın kendi aralarında anlaşsa dahi devlet kadını kocasının soy adını almaya zorlamaktadır. Çocuk sahibi olduktan sonra ise kadına kendi soyadı kullandırılmamaktadır. Toplumumuzda alışılagelmiş bu mevcut yapıya direnen kadınlar olsa da toplum bu anlamda kadın üzerinde psikolojik baskı uygulamaktadır” dedi.

Kadının görünmeyen emeği üzerinden erkeklerin statü anlamında daha rahat yükselebildiklerini belirten Özgeöen, “toplumumuzda zaman zaman basına yansıyan ancak genelde hasır altı edilen şiddet mevzularına baktığımızda da kadınların gerek fiziksel, gerek psikolojik ve diğer şiddet türlerine daha çok maruz kaldıklarını görmekteyiz. Özetle kadın ve erkeğin toplumsal cinsiyet rolleri arasında bir denge ve adalet sağlanamamıştır” şeklinde konuştu.

Özgeçen, yapılan çalışmalarla, Aile Yasası’nda  BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) temel prensipleri ile Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin  Önlenmesi Sözleşmesinin öngördüğü prensiplerin hayat bulacağına inanç belirtti.

İçinde yaşanan yapıda sadece kadınların değil, çocukların da istismar edildiklerini savunan Özgeçen, sağlıklı, huzurlu bir ortamda kişiliklerini geliştirmesi gereken çocukların, aile içi şiddetten etkilenerek, taciz ve tecavüze varan istismarlar yaşadıklarını ileri sürdü. Özgeçen şöyle devam etti:

“Yapılan yeni düzenlemeler ile Aile Yasası,  BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile uyumlu hale getirilmektedir. Çocukların boşanma gibi durumlardan daha az etkilenmesi için düzenlemeler yapılmış ve maddi manevi çıkarları garanti altına alınmıştır. “

(TAK)