1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. “FEDERASYON İSTİYORUZ AMA...”
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

“FEDERASYON İSTİYORUZ AMA...”

A+A-

Einstein, değişimi ölçmenin en önemli birimlerinden birinin zaman olduğunu söyler.
Değişimin esaslarını “zaman, alan ve bilgi” içerisinde görebileceğimizi ifade eder.
***************************************
50 yıl geçti...
Siz bir değişim görebiliyor musunuz?
Eski formüller, dogmalar ve ideolojiler geçmişte mi kaldı?
Yoksa! Burası Kuzey Kıbrıs mı?
Burası zaman mevhumundan bile yoksun bir coğrafyaya mı ait?
****************************************
Sizce bir hoşgörüye varacak olan süreci neden başlatamıyoruz?
İnsan severlik anlayışını, hümanistliği neden eğitim sistemimize koyamıyoruz?
Federasyon istiyoruz evet, ama bir yöntem paradigmamız var mı?!
Kıbrıs sorunundaki baskın strateji nedir?
"Anlaşmamak için anlaşmak" mıdır yoksa?
**************************************
Cevapları bulmamız için doğru sorular sorulmalı!
Ne yapılmış elli yılda?
Nicelik olarak değil, nitelik bakımından ne yaptık? 
Hangi değerleri yarattık?
Hangi değerleri kaybettik?
Neyimizle gurur duyuyoruz?
Dünya bizi yarattığımız hangi değerle tanıyor?
****************************************
"Kimlik" diye, bu coğrafyadaki siyaset dünyasında velveleler kopartıldı!..
Bu doğrultuda bir "milliyetçilik", ve bu anlayışlarına paralel olarak da bir "ufuk" ve değerler mübadelesi  örgütlendi...

Yani etnik bakış, resmi görüş olarak devlet politikasını da temellendirdi!
Peki! Neticede ne oldu?
Kıbrıslı Türkler için hep düşünce, ideoloji ve ütopya ürettiler ama;
Bilmem bu ne haldir ki, bizim için ürettiklerine bizlerden daha fazla değer verdiler!

Oysa üretilen her şey insan için değil mi? Hiç insan için üretilen herhangi bir şey insandan daha değerli hale gelebilir mi?!
İnsan kendi yarattığı bir şeyi önüne engel olarak koyar mı?!
*****************************************
Kısacası, sanırım artık sormamamız gereken soru şu:
Başka çevrelerin menfaatleri temininde kendimizce uydurduğumuz "yalancı normallik" ve ahlâka halâ sıkı sıkıya bağlı mı kalacağız?

Yoksa! Yeni dünyadaki yerimizi almak için kendi önümüzden çekilecek miyiz?

Eğer kendi önümüzden çekileceksek,
kesinlikle kendi değerlerimiz yerine başkalarının değerlerini hayatımıza monte etmeyeceğiz!

Bunu yapabilmek için ise,
bu toplumun bir "değer önceliği" olmalıdır.
Yapmamız gereken ilk iş, işte bu değer önceliklerimizin belirlenmesidir...
***************************************
Örneğin:
Araba değerlidir...
Sizi bir yerden öteki yere ulaştırır...
Bunun için değerlidir...
Peki ya kullandığınız araba doğayı kirletiyorsa,
İşte tam bu noktada bir değer seçimi yapmak zorunda kalırsınız...

Araba kullanmak önemli, doğayı kirletmemek de önemli; 
İkisinden de vazgeçemiyorsanız, 
doğayı kirletmeyen bir araba üretmekten başka çareniz olamaz...

Eğer doğa dostu bir araba üretmez ve doğayı kirletip öldüren araba kullanmaya devam ederseniz, kendiniz de bu kirli havadan zehirlenecek, bir gün, arabayı kullana kullana dünyayı da yok edeceksiniz!
*****************************************
Ülkemizde birçok sorun var böyle değer seçimlerine maruz kalan, ancak sürgit giden...
Yok mu?
Mesela kolej sınavları...
Koleje gitmek güzel bir şey olarak kabul ediliyor. Burada pek bir sorun yok.
Ancak koleje giriş için yapılan sınavlar, ilkokulların işlevlerini ortadan kaldırıp, dolayısı ile çocuklarımızın gelişimlerini olumsuz etkiliyor...
Ve biz bir değer seçimi ve önceliğin yapmak durumundayken yapmıyoruz. 
Kolejler mi önemli, çocuklarımız mı?
Yarattığımız bu değer, bu değeri yaratan insanın önüne geçmiştir!
Kolejler araba gibi önemli, tamam.
Ancak çocuklarımız çocukluklarını yaşayamıyor, gelişemiyor; aynı doğanın kirletilmesi gibi. 
Ne yapmalı peki? 
Kolejler kapatılsa da olmuyor. 
Öyleyse kolejlere giriş yöntemlerini değişmeli. 
Güneş enerjisiyle çalışan araba yapmak gibi. 
Eğitim sistemi değişmeli, estetik olarak güçlü, hümanist, üretime dönük yaratıcı insan yetiştirmeli...
Değer üretmeli, 
Bunun için de değerler seçimi ve önceliğini yapmalı...
*****************************************
Başka?
Ekonomik sıkıntılardan dolayı doğayı betona çevirmek...!
Casinolar, bahisçilik ofisleri ya da gece kulüpleri üzerinden para kazanırken toplumsal dokunun bozulmasına göz yummak...!
Öğrenci sayısını artırırken gerekli önlemleri almamak...!
Daha niceleri sayılabilir bu değerler seçiminin ve değerler önceliğinin yapılmadığına örnek olarak....
*****************************************
Federasyon tezinin de böyle algılanması gerekir...
Artık bu noktada kesinlikle bir değer önceliği yapmak zorundayız !..

Neden bu değerler seçimini ve değerler önceliğini yapmıyoruz bu sorunlar yaşanmasına rağmen?
Neden?
Belki de kendi önümüzden çekilmek istemiyoruz!

Eğer kendi önümüzden çekilmeyeceksek,
O zaman bir ömür ziyan ettiğimiz hayatı yeni yanılsamalarla telafi edeceğiz demektir...

Bu yazı toplam 1929 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar