1. YAZARLAR

  2. Necmi Belge

  3. Ezber bozan Sertoğlu’nun büyük zaferi
Necmi Belge

Necmi Belge

Ezber bozan Sertoğlu’nun büyük zaferi

A+A-

Bu yazının yayınlandığı gün, muhtemelen Kıbrıs Türk Futbolunun 1955 yılında KTFF çatısı altında başladığı ancak, 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı ile önü kesilen büyük yürüyüşüne yeniden başlamış olacaktır.
Bu yürüyüş sonunda Kıbrıs Türk futbolu artık dünyalı olurken, FIFA geçici anlaşması ile de dünya futbolundaki yerini alırken, dünyalı olmanın keyifini yaşayacaktır.
Bundan sonra, Kıbrıs Türk futbolcusu dünya futbolunu sadece televizyonlardan izlemeyecek ve bu “BÜYÜK OYUNUN” bir parçası olacaktır.
İşte, Futbol Federasyonu başkanı olduktan sonra, yaptığı müthiş icraatlar ile adeta statükocuların ve Red Cephesinin adeta ezberini bozan büyük başkan Hasan Sertoğlu’nu  ellerim kızarıncaya kadar ayakta alkışlamak istiyorum.
Aslında, bu noktaya hiç de kolay gelinmedi ama önümüzde daha yürünecek yol vardır. Ancak, bu geçici anlaşma tam 30 yıldır yoğun bakımda olan Kıbrıs Türk futbolunu yoğun bakımdan çıkarmış oluyor.
İki yıl önce, Futbol Federasyonu başkanlığına seçildiğinde hem idari, hem de mali yönden adeta bir enkaz bulan Hasan Sertoğlu önce, yaptığı şok icraatlarla Futbol Federasyonu’nu çağdaş bir kuruma dönüştürdü.
Bu icraatın ardından, kafasındaki büyük hayali aslında tüm Kıbrıslı Türklerin hayali olan Kıbrıs Türk Futbolunu dünyaya taşıma misyonuna soyundu.
Aslında, biraz da “İmkansız Görev - Mission Imposible” gibi olan bu görev için, kurduğu ekibi FIFA ile UEFA’da Uluslararası Dış İlişkilker Genel Sekreteri görevini yapan Fransız Avukat Jerome Champagne ile güçlendiren Sertoğlu temaslarına gizli gizli başladı.
Bu bağlamda, tüm dünyanın tek tanıdığı Kıbrıs Futbol Federasyonu (KOP) başkanı Koutsokoumnis ile Limasol’da bir akşam yemeğinde buluşan Sertoğlu, bu temasları resmi temaslara dönüştürdü.
Önce, Kıbrıs Futbol Federasyonu’nun Güney Lefkoşa’daki merkezinde bir araya gelen taraflar bunun dönüşümünde tarihte ilk kez Kıbrıs Türk Federasyonu Merkezinde bir araya geldi.
Bu tarihi görüşmeyi ise, Kıbrıs Türk-Rum medyasının yanı sıra dünya medyası da yerinde izledi. Bu görüşmelerde FIFA ile UEFA temsilcilerinin de yer alması sonucu görüşmelerin Zürih’e taşınmasını getirdi.
Ne var ki, geçmişte Adal ile Okutan federasyonlarının da Zürih’te görüştükleri ancak, Kıbrıs’a dönüldüğünde siyaset duvarına çarparak akim kaldığı da bir vakıa idi.
İşte, bu karmakarışık ortamda start alan Zürih görüşmeleri 05 Kasım 2013 tarihindeki büyük randevu ile tarihe geçerken, FIFA gözetiminde hazırlanan Geçici Anlaşmanın taraflarca imzalanması özellikle, Kuzey Kıbrıs’ta adeta “DEPREM” etkisi yaptı.
Bu geçici anlaşma, Kuzey Kıbrıs sathında çoğunlukla büyük destek bulurken, bir elin parmağı kadar az olan “Red  Cephesinin” itirazaları ile karşılaştı.
Bu red cephesini hepimiz biliyoruz. Bu cepheye son olarak Başbakan Yardımcısı ve Spor Bakanı Serdar Denktaş’da katıldı. Katıldı ama, zafer bu çözüme çok ihtiyacı olan Kıbrıs Türk futbolunun, onu temsil eden kulüpler ile Futbol Federasyonu’nun ve onun müthiş başkanı Hasan Sertoğlu’nun oldu. Selam Sana Sertoğlu bu halk seni unutmayacaktır.

-----------------------

Red cephesinin B Planı var mı ?
Futbol Federasyonu başkanı Sertoğlu’nun “Kıbrıs’ta Futbolu Birleştirme” hareketi son hızıyle devam ederken, bu süreci engellmek isteyen KKTC’’nin varlığından nemalanan ve adını “RED CEPHESİ” harekete geçti.
Başını, Başbakan Yardımcısı, Spor Bakanı Serdar Denktaş’ın çektiği, bir gazetenin sponsorluğunu yaptığı red cephesi yanına doğal olarak Cumhurbaşkanı Eroğlu, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ile küçük bir azınlığın yer aldığı red cephesi son atılımını da yaptı.
Bir gazetedeki başlık gibi DARBE GİRŞİMİ iddiasını ortaya atılırken, bunu  başlatanın Başbakan Yardımcısı, Spor Bakanı Serdar Denktaş’ın girişimleri gündeme geldi.
Şöyle ki, önce imzalanan protokol gereği kulüplere verilmesi gereken katkı payını vermemek için ayak sürüyen Bakan Denktaş, Kulüpler Birliği ile Futbolcular Derneği’ni, daha sonra Futbol Federasyonu genel kurulunu oluşturan kulüpleri kerhen toplantıya çağırdı.
Bu toplantılarda, Sertoğlu’nun imzaladığı anlaşmayı bir teslimiyet belgesi olarak sunan Bakan Denktaş, aba altından da sopa göstermeyi ve spor yazarı arkadaşım Kıral’ın dediği gibi “kulak çekemeye çalıştı.
Ne var ki, iki gün süren toplantılara çağırdığı 42 Lefkoşa, Girne ile Mesarya, Girne, İskele ve Güzelyurt kulüplerinden 24’ünün bu toplantıya katılması hatta, bu 24 kulübün büyük bir kısımının Bakan Denktaş’a muhalif tavır koyması, aynı şekilde  Bakan Denktaş’ın son girişiminin de fiyasko ile sonuçlandığını gösterdi.
Bu noktada, RED CEPHESİNE şöyle bir sorum olacaktır. Kıbrıs Türk futbolunun önünün açılması için bu güne kadar ne yaptınız? B PLANINIZ VARMI?

------------------

MHK İstifa etmeli
Kıbrıs’ta futbolu birlşetirme çabaları devam ederken, dünyadan dışlanan futbolmuzda da hiç de iç açıcı şeyler olmuyor.
Özellikle, futbolun sacayaklarından biri olan hakemler ne yazık ki gerekli adaleti dağıtamıyorlar.
Bu bağlamda, en büyük hata hakemleri bu görevlere tayin eden Sadık Özbilgehan başkanlığındaki Merkez Hakem Kuruludur.
Yıllardır, statükonun da bir parçası olan Merkez Hakem Kurulu hakem tayinlerinde hiçbir bilimsel esasa göre değil, ahbap-çavuş ilişkilerine ve MHK ya olan  yakınlık ve uzaklı derecelerine göre yapılmaktadır.
Böylece, bir çok kulübün  canı yanarken, hiçbir siyasi kulisi  olmayan ve rant sağlayamayan kulüpler kurban olarak seçilmektedir.
Bu kulüplerden son kurban Lefkoşa’nın köklü kulübü Gençlik Gücü oldu. Bu konunda, geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı yapan yeşil-beyazlılar hakem ismi de vererek, Ecvet Kanatlı ile GG-TOL maçındaki kötü yönetimi nedeniyle hakemliği bırakmak zorunda kalan Gökhan Koşer’i suçladı.
Tabii, Gençlik Gücü yönetimine göre bu örnekler çoğaltılabilir. Bu olaylar karşısında, canları o kadar yanmış olacak ki, Gençlik Gücü yönetimi, KTFF’den ayrılıp doğal üyesi olduğu Kıbrıs Futbol Federasyonu’na dönebileceklerini açıkladı.
Ne yazık ki, yıllardır Merkez Hakem Kuruluna ve Futbol Federasyonu’na çöreklenen bu çevreler rant sağlayabilecekleri kulüplere hakem tayinlerinde kıyak geçerken, Gençlik Gücü gibi kulisi olmayan kulüpleri ise adeta yerle bir etmektedirler.
Özel konuşmalarımızda, bu konunda yaptığımız eleştirilere kulak asmayan, hakemlikte bir skandal olan hakemleri koruyan ve kendi bildiği gibi MHK’yı yöneten MHK Başkanı Özbilgehan’ın istifa zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.

Bu yazı toplam 1034 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar