1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 'EVKAF malı casino ve gece kulübüne kiralandı'
'EVKAF malı casino ve gece kulübüne kiralandı'

'EVKAF malı casino ve gece kulübüne kiralandı'

Erhürman önceki basın toplantılarında olduğu gibi bu haftaki basın toplantısında da yürüttükleri çalışmaları aktardı ve soruları yanıtladı.

A+A-

Başbakan Tufan Erhürman, Sayıştay raporlarında devletin gelir kaybına neden olduğu belirlenenlerden ilgili meblağın istenmesi, ilgili kişilerin ödemeyi reddetmesi halinde konunun mahkemeye taşınmasını içeren bir genelge yayınladıklarını açıkladı.

Hazırlanan genelge uyarınca, Sayıştay’ın dosyayı sadece Başsavcılığa göndermekle yetinmeyeceğini, sorumlu tuttuğu kişilere bildirimde bulunarak “ya bu paraları ödeyin ya da devlet, ceza davası yanında tazminat davası açarak bu meblağları talep edecek” diyeceğini ifade eden Erhürman, bu kişiler hakkında disiplin işlemi de başlatılacağını anlattı.

Başbakan Tufan Erhürman konuyla ilgili ilk uygulamanın Piyangolar Birimi’nde yapıldığını anlattı.

Erhürman önceki basın toplantılarında olduğu gibi bu haftaki basın toplantısında da yürüttükleri çalışmaları aktardı ve soruları yanıtladı.

 

Evkaftan ilgili sözleşmeleri istedik, 10 yıl ve daha uzun süreli sözleşmelerle ilgili çalışma yaptık.
81 tane 10 yıl ve daha uzun süreli kiralama sözleşmesi var. Şu an yürürlükte olanların sayısı…
81 sözleşmenin yüzde 83’ü gerçek kişilerle veya özel şirketlerle imzalandı. Yüzde 8’i belediyelerle, yüzde 6’sı dernek ve vakıflar, yüzde 3’ü de merkezi idarelerle yapıldı…
Konularını inceledik. 81 dosyanın 14’ü konut yapımı veya kiralaması ile ilgili özel kişilere
6’sı öğrenci yurdu, 6’sı kültürel tesis, 6’sı çeşitli binalar, 4’ü üniversite, 4’ü okul, 4’ü de 5 yıldızlı ve casinolu otel yatırımlarıyla ilgili…
Kamu yararı amacı güdülecekse, ekonominin ihtiyaçları açısından nerelerde öğrenci yurduna ihtiyaç duyup duyulmadığına mı ilişkin bu mu yapıldı, üniversitelere ihtiyaç var mı, vakıf mallarını vakıf edenlerin 5 yıldızlı ve casinolu otellere kiralanması uygun mu? 2 tanesi de gece kulübü olarak kullanılan arazidir… Bu amaçla kullanılması ve fesih edilmesiyle ilgili davalar açılmış. Evkaf kazanmış ancak şu anda istinaf süreci yaşanıyor.
Bunlar yanında vakıf mallarının oto galeri, makinist garajı, daire ve dükkan, kiralık araba ofisi, personel lojmanı gibi amaçlarla kiralandığını gördük. Şu andaki kiralama tüzüğünün içinde ihale kuralı yok. Sözde kiralama tüzüğü var, içinde ihale kuralı yok.
İhalesiz kiralama da var, zaman zaman ihaleme ile kiralama var. Ortada ciddi keşmekeş var.
Bir takım sözleşmeler imzalanıyor. Bir yandan da imzalanan sözleşmelerin takibi önemli… Kiralamalar neticesinde yatırımların yüzde 52’si tamamlandı, yüzde 48’i tamamlandı.
Yüzde 27’si henüz tamamlanmadı ama kira sözleşmeleri tarihleri bitmedi, yüzde 20’si tamamlanmadı ve sözleşmede belirlenen sözleşmeler aşıldı. Bu durumda Evkaf'ın sözleşmeleri tek taraflı fes etmesi gerekiyor.
2 tanesi fesih edildi, geriye kalanlar fes edilmedi. Bu Evkaf'ın ciddi gelir kaybı anlamına geliyor. Sözleşmelerin tarafları kendi uhdelerinde tutuyor, söz verdiklerini yapmıyorlar.
Bir takım iddialar var, araştırıyoruz. Sonlandırılan sözleşmelerde Evkaf tarafından teminatların iade edildiği iddialar saptadık.
Bu çalışma bize, bir an önce Evkaf’ın kiralama kriterlerini, kamu yararı kriterini belirlememiz gerektiğini gösterdi.
Tüzüğü de ihaleleri da kapsayacak şekilde değiştirmemiz gerektiğini gösterdi. Yönetim Kurulu üyelerinin takdirine dayalı sistem olmamalı.
Evkaf gelirleri doğru şekilde sağlanması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Bugün ya da yarın Sayıştay Başkanı ile görüşme yapacağım, Evkaf’ta denetimi başlatması için ricada bulunacağım.
Çok uzun süredir denetim yapılmıyor.
Oysa buraları ‘akçeli işlerin’ en fazla yürüdüğü yerlerden biri…"

 

“10 YIL VE DAHA UZUN SÜRELİ SÖZLEŞMELER İNCELENDİ”

Vakıflar İdaresi’nin yaptığı sözleşmelerle ilgili Başbakanlık’ta çalışma başlattıklarını anlatan Erhürman, bu hafta 10 yıl ve daha uzun süreli sözleşmeleri incelediklerini söyledi; çalışma sonuçlarını paylaştı.

Hala yürürlükte bulunan 10 yıl ve daha uzun süreli olan kiralama sözleşmelerin sayısının 81 olduğunu aktaran Erhürman, bu sözleşmelerin yüzde 83’ünün gerçek kişilerle veya özel şirketlerle, yüzde 8’inin belediyelerle, yüzde 6’sının dernek ve vakıflarla, yüzde 3’ünün merkezi idareyle yapıldığını dile getirdi.

Konularına bakıldığında sözleşmelerin 14’ünün konut yapımı ya da kiralaması, 6’sının öğrenci yurdu, 6’sının turistik tesis, 6’sının eğitsel kültürel ve sportif amaçlı bina, 6’sının çeşitli binalar, 4’ünün üniversite, 4’ünün okul, 4’ünün 5 yıldızlı ve/veya casinolu oteller hakkında olduğunu belirtti.

Bu bağlamda kamu yararı açısından, ülkenin nerelerde daha fazla öğrenci yurduna ihtiyaç duyup duymadığına ilişkin çalışma yapılıp yapılmadığı; ülkede hala üniversite inşasına ihtiyaç olup olmadığının araştırılıp araştırılmadığı; vakıf mallarının vakfedilenlerin dini inançlarına uygun olarak vakfettikleri malların örneğin 5 yıldızlı ve casinolu otellere kiralanması uygun mu tartışmalarının gündeme geldiğini hatırlattı.

“ARAZİLERDEN İKİSİNDE GECE KULÜBÜ…”

Öte yandan 2 tane de gece kulübü olarak kullanılan arazinin Vakıflar tarafından kiraya verildiğini anlatan Erhürman, bu konuda açılan davayı Evkaf kazandığı halde istinaf süreci yaşandığını, kiracıların “Biz yıllardır bu işi burada yapıyorduk, siz de bizden kira alıyordunuz, bugün itibariyle bunu yeni fark etmiş gibi dava açmanız kabul edilebilir değil” diyerek çıkmayı reddettiğini dile getirdi.

Başbakan Tufan Erhürman, bütün bu örneklerin vakıf mallarının amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı açısından önemli olduğunu belirtti.

“MEVCUT KİRALAMA TÜZÜĞÜNDE İHALELERLE İLGİLİ KURAL YOK”

Kiralanan araziler arasında, oto galeri, makinist garajı, daire ve dükkan, oto yedek parça satış ofisi, showroom, personel lojmanı gibi amaçlarla kullanılanlar olduğuna işaret eden Erhürman, eğer bu kiralamalar Vakıflara gelir getirmek için yapıldıysa, bu amaçla ihaleye çıkıldı da en fazla parayı verene mi verildi sorusunun gündeme geldiğini ancak şu anki kiralama tüzüğünde ihalelerle ilgili kural bulunmadığını dile getirdi. Erhürman bazen ihalesiz bazen ihaleli kiralamalar yapıldığını, öte yandan ihalelerin neye göre yapılacağına dair düzenleme de bulunmadığını anlattı.

Ortada ciddi bir keşmekeş bulunduğunu dile getiren Erhürman, sözleşmelerle ilgili kriterler yanında, imzalanan sözleşmelerin takibinin de önemli olduğunu dile getirdi.

“SÖZLEŞME SÜRESİNİN AŞILMASI HALİNDE TEMİNAT, VAKIFLARA GELİR KAYDEDİLMELİ… BAZI DURUMLARDA BU UYGULANMAMIŞ”

Erhürman, bu kiralamalar neticesinde yatırımların sadece yüzde 52’sinin tamamlanmış olduğunu; yüzde 27’sinin henüz tamamlanmadığını ancak sözleşmede belirtilen sürenin aşılmadığını; yüzde 20’sinde ise yatırımların tamamlanmadığını ve sözleşmelerde belirtilen sürelerin de aşıldığını dile getirdi.

Sözleşmelere göre sürelerin aşılması durumunda Evkaf’ın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi ve diğer tarafın teminatını Vakıflara gelir olarak kaydetmesi gerektiğini anlatan Erhürman, yatırımlarını tamamlamayan ve süreyi aşan yüzde 20’lik sözleşmenin sadece yüzde ikisinde sözleşmelerin feshedildiğini anlattı.

Bu sözleşmelerin feshedilmeyerek teminatın gelir olarak kaydedilmemesinin Evkaf açısından ciddi bir gelir kaybı anlamına geldiğini dile getiren Erhürman, bu sözleşmelerden birinde başkasına devir için talepte bulunulduğunu, bunun “hava parası” yani evkaf malı üzerinden rant elde etme durumunu akla getirdiğini kaydetti.

Sözleşme feshi ardından bazı durumlarda teminatın iade edilmediğini de kaydeden Erhürman, tüm bunların Evkafın gelirleri açısından önemli konular olduğunu dile getirdi.

Önümüzdeki dönemde 10 yıldan daha az vadeli sözleşmelerin de inceleneceğini dile getiren Başbakan Erhürman, bunların sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.

“KRİTERLER BELİRLENECEK, TÜZÜĞE İHALE KONUSU DA EKLENECEK”

Erhürman bir an önce Evkafın kiralama kriterlerinin belirleneceğini, kamu yararı kriterinin tanımlanacağını, kiralama tüzüğünün ihaleleri de içerecek şekilde değiştirileceğini belirterek, vakfedenlerin amaçlarına ters düşen, gece kulübü, casinolu oteller gibi yatırımlar için kiralama yapılamayacağının tüzüğe eklenmesi ve Evkaf’ın gelirlerinin doğru bir şekilde sağlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini anlattı.

Erhürman, bugün ya da yarın Sayıştay Başkanıyla görüşerek Sayıştay’ın Evkaf’ta bir an önce denetim yapması için talimat vereceğini dile getirdi.

 

"Sayıştay denetimleri konusunda yıllardır hukuki sonuç doğurmadığı yönünde genel algı var, bu da ne yazık ki doğru bir algıdır.
Bu hafta içerisinde hem Sayıştay hem de Başsavcılık yetkilileriyle görüştüm.
Başbakanlık Genelgesi yayınladım, Sayıştay Raporu söz konusu olduğunda, ne yapılması gerektiğini ilettim.
Sayıştay Raporlarının iki tür sonucu olabilir. Bir suç işlendiği tespit edilebilir, o kişi hata bile yapmış olsa devletin gelir kaybına uğramasına yol açılmış olabilir.
Bugüne kadar raporlar Başsavcılığa gönderilir, suç unsuru varsa ceza davası açılıyordu.
Sayıştay kişileri belirli rakamlardan sorumlu tutmasına rağmen, devlet bu paraların üzerine düşmüyordu. Hukuk davalarıyla bu paraların geri istenmesi gerekiyor.
Sayıştay, hazırladığı raporda sorumluluk çıkarmış olmasına rağmen ilgili şahıslara bildirime bulunacak ve bu paraları ödemeleri istenecek. Aksi halde devlet tazminat davası açılacak.
Sorumluluğu söz konusu tek yol değil, 3 yol izlenecek. Ceza davası yine izlenecek, devleti zarara uğrattıkları miktar istenecek, aksi halde hukuk cezası açılacak.
Son olarak da Aleyhlerine disiplin soruşturması başlatılacak.
4 Nisan 2018 tarihinde Sayıştay daha önce de Piyangolar Birimi ile ilgili dosyalar konusunda bunları yaptı.
2012,2013,2014’te ortaya çıkan devleti zarara uğratma ile ilgili gerekli parayı talep etti.
Bizde Başbakanlık olarak bu parayı talep edeceğiz.
3 ay içerisinde bu paralar ödenmezse bu kişilerle ilgili Başsavcılığa başvuruda bulunacağız. Dava açacağız. Paraları söz konusu kişilerden geri isteyeceğiz.
Sayıştay raporları, bugünden sonra çıkanlarla ilgili değil, bundan önceki süreçle ilgili de aynı yol işlenecek.
Bu adım, genelgenin geriye yürümesi değildir. Bunların zaten yapılması gerekiyordu."

 

“SAYIŞTAY DENETİMLERİ KONUSUNDA BAŞBAKANLIK GENELGESİ…”

Sayıştay denetimlerinin hukuki sonuç doğurmadığı yönünde kamuoyunda, doğru da olan bir algı bulunduğunu söyleyen Erhürman, bu hafta Sayıştay Başkanı ve Başsavcılık yetkilileriyle toplantı yaptığını ve toplantı ardından bir Başbakanlık Genelgesi yayınlayarak Sayıştay raporları konusunda merkezi idarenin ne yapacağını tüm merkezi idare birimlerine genelgeyle ilettiğini anlattı.

Erhürman, Sayıştay raporlarında, bir suç işlendiğinin tespit edilebileceğini ve/veya ortada teknik bir suç olmasa bile devletin gelir kaybına yol açılmış olunduğunun tespit edilebileceğini kaydetti.

Bugüne kadar raporların sadece Başsavcılığa gönderildiğini; suç işlendiyse ceza davası açıldığını ancak suç unsuru yoksa devletin bu paraların peşine düşmediğini anlatan Başbakan, devletin bu paraların peşine düşmeme lüksü bulunmadığını dile getirdi.

Erhürman, yapılması gerekenin hukuk davaları yoluyla bu paraların ilgili kişilerden istenmesi olduğunu kaydetti.

“CEZA DAVASI YANINDA TAZMİNAT DAVASI DA AÇILACAK… DİSİPLİN İŞLEMİ BAŞLATILACAK”

Hazırladıkları genelgeyle, Sayıştay’ın dosyayı sadece Başsavcılığa göndermekle yetinmeyeceğini, sorumlu tuttuğu kişilere bildirimde bulunarak “ya bu paraları ödeyin ya da devlet, ceza davası yanında tazminat davası açarak bu meblağları talep edecek” diyeceğini ifade etti.

Aynı kişilerin disiplin sorumluluğu da olduğuna işaret eden Erhürman, idarenin de kendi içinde disiplin işlemlerini başlatacağını anlattı.

“İLK UYGULAMA PİYANGOLARDA…”

Bu genelgenin ilk uygulamasının 4 Nisan’da, daha önce açıkladıkları Piyangolar Birimiyle ilgili dosyalar hakkında yapıldığını anlatan Erhürman, ilgili kişilerden raporlarda belirtilen meblağların talep edildiğini söyledi.

Kendilerinin de Başbakanlık olarak aynı talebi bu kişilere ileteceğini, yasa uyarınca 3 ay içinde bu meblağların ödenmemesi halinde de bu kişiler hakkında Başsavcılığa başvuru yapıp dava açılacağını kaydetti.

Erhürman artık Sayıştay raporlarının bu şekilde ele alınacağını, bunun genelge öncesinde hazırlanan raporlar için de geçerli olduğunu dile getirdi.

 

“Çok uzun süre geçti, sigortalı olan laboratuvarının alacağı devlete gelmedi. Geçmişte çeşitli girişimler yapıldığı iddia ediliyor, ancak yangın sigortası olmasına rağmen devlet bu konuda bir şey almadı.

İlgili sigorta şirketi ile bu hafta toplantı yaptık. Gelecek Cuma’ya kadar bekleyeceğiz. Sigorta şirketinin bir öneriyle gelmelerini, bunun ödemesini yapmasını istedik. Eğer yapılmazsa hemen dava yoluna gidip, devletin alacağını talep edeceğiz.

Bir takım iddialar var, sigortanın yanlış yapıldığı ile ilgili… Gerekli işlemler yapılır. Bir yanda bakanlık hızla harekete geçti, biz de sigorta meselesiyle ilgilenmeye devam ediyoruz.”

“DEVLET LABORATUVARI’NIN SİGORTA ÖDEMESİ GELMEZSE DAVA YOLUNA GİDİLECEK”

Devlet Laboratuvarı’nda Aralık 2016’da çıkan yangından bu güne çok uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen sigorta alacağının hala devlete gelmediğine işaret eden Erhürman, bu hafta ilgili sigortanın yetkilileriyle toplantı yaptıklarını dile getirdi.

Sigorta yetkilerinin gelecek hafta sonuna kadar süre istediğini anlatan Erhürman, bu süre içinde kendilerine bir ödeme ile gelirlerse bu ödemeyi alıp devlet kasasına koyacaklarını, aksi halde dava yoluna gidileceğini ifade etti.

Sigorta konusunda “yangına karşı sigortalıydı ama dumana karşı değildi” iddialarının da mahkemede zaten ortaya çıkacağını ifade eden Erhürman, sorumlular kimse bununla ilgili olarak da gerekli işlemlerin yapılacağını dile getirdi.

Erhürman, bu kadar zaman geçmesine rağmen devletin hala sigorta parası almadıysa ve bu nedenle dava açmadıysa ve bu nedenle çok sayıda tahlili yapılamadıysa bunun “saldım çayıra Mevlam kayıra” yaklaşımı olduğunu kaydetti.

 

“Basına da yansıyan fotoğraflar var. Bir takım şüpheler yaratıyor. Hem Eğitim Bakanlığı, hem de Evkaf’a talimat verdim, rapor istedim. Güvenlik ve bilgi alma birimlerinden bilgi istedim. Bu fotoğrafların arkasında ne var. 3’ü de harekete geçmiş durumda. Bu sabah itibariyle bağlantı kurdum, en kısa sürede raporlar gelecek.
Kamu okullarında eğitim gören çocukların öğleden sonra üniversitelerde ilgi alanlarına yönelik eğitim almaları ile ilgili DAÜ, YDÜ, UKÜ, GAÜ, LAÜ, ODTÜ ve KAÜ’den destek gördük.
Bu konuda Lefkoşa ve Mağusa’daki görevli rehber öğretmenleriyle toplantı gerçekleştirdik. Teşekkür ederiz… 30’ar kişilik gruplar belirlenecek.”

 

“NAMIK KEMAL VE ANAFARTALAR ÖNÜNDEKİ GÖRÜNTÜLER HAKKINDA RAPOR İSTEDİM…”

Basına yansıyan, Namık Kemal Lisesi ve Anafartalar Lisesi önündeki görüntüler hakkında da konuşan Başbakan Erhürman, görüntülerin çok da fazla veri vermediğini dile getirdi.

Erhürman, bu sabah hem Mili Eğitim Bakanlığından bilgi aldığını, hem Evkaf’a konuyla ilgili rapor hazırlanması için talimat verdiğini, hem de devletin güvenlik ve bilgi alma birimlerinden bilgi istediğini anlatan Başbakan Tufan Erhürman, çıkan raporun sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacağını kaydetti.

Erhürman ortada ciddiye almak gereken bir durum varsa bu konuda gerekenin yapılacağını dile getirdi.

“KAMU OKULLARINDA OKUYAN ÇOCUKLAR İÇİN PROJE…”

Gençlik alanında yapılan çalışmalara da değinen Erhürman, başta Surlariçi ve Gazimağusa Maraş’la başlayan ancak daha geniş alana yayılan bir projeyi aktardı.

Erhürman, DAÜ, YDÜ, UKÜ, KAÜ, GAÜ, LAÜ ve ODTÜ’den destekle yürütülen proje kapsamında kamu okullarında okuyan çocuk ve gençlerin öğlenden sonra vakitlerinde üniversite taşıma olanaklarından yararlanarak, üniversitelere taşınacağını ve ilgi alanlarına göre 30 kişilik gruplara ayrılarak, bilim, sanat, spor gibi alanlarda eğitimler alacağını kaydetti.

Erhürman böylece hem çocukların zamanını iyi değerlendirme, hem yetenekli oldukları alanlarda eğitim alma şansına sahip olacağını, hem de üniversite vizyonuna sahip olabileceğini dile getirdi.

Gençlik Dairesi görevlilerinin projeyle ilgili Lefkoşa ve Mağusada’dan rehber öğretmenlerle toplantı gerçekleştirildiğini kaydeden Erhürman, projenin rehber öğretmenlerin rehberliğinde bu 30 kişilik grupların belirleneceğini söyledi.

 

"Üniversite Sporları Federasyonu, uzun süren girişim yaptı. EUSA’nın düzenleyeceği her türlü müsabakaya, bizim üniversitelerimiz artık katılma hakkına sahip…"

 

“KKTC ÜNİVERSİTELERİ EUSA MÜSABAKALARINA KATILABİLECEK”

Üniversite Sporları Federasyonu’nun, Avrupa Üniversite Sporları Birliği (EUSA) nezdinde yaptığı girişimler sonucu, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun da katkılarıyla, KKTC üniversitelerinin EUSA’nın düzenleyeceği her türlü müsabakaya katılma hakkına sahip olduğunu kaydeden Erhürman, takımlar EUSA bayrağı ve marşıyla yarışmaya katılsa ve madalya almaları halinde EUSA bayrağı çekilip ve EUSA marşı çalınacak olsa da sporcuların KKTC bayrağı arması ve kendi üniversitelerinin isimlerini taşıyacaklarını dile getirdi.

Erhürman, bunun diğer spor branşları için de olanak yarattığını ve bu yönde çalışma başlattıklarını kaydederek, bu gelişme sayesinde sporcuların başarılı olurlarsa Avrupa’da önemli spor müsabakalarında yarışan sporcularla yarışma şansına sahip olacağını anlattı.

Başbakan Tufan Erhürman, bu bağlamda üniversite sporları federasyonuna çalışmaları için teşekkür etti.

Erhürman daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 


S  O  R  U  L  A  R

SOLOMOS APOSTOLİDİS CİNAYETİ…

"PGM Müdürü ile görüştük. Şahsın kim olduğuna ilişkin kuvvetli deliler var. Soruşturma sürüyor. Söz konusu kişinin buradayken ne yaptığıyla ilgili çok sayıda veri var. Bu şahsın nerede olduğu biliniyor. Bu cinayet adli vaka olduğuna dair verilerdir. PGM bu konuda önemli yol kat etti…"

KIBRIS MÜZAKERELERİ

“Cumhurbaşkanı ile dün görüştük. Anastasiadis, “Siyasal eşitlik, sayısal eşitlik değildir” açıklaması malumunun ilanından başka değildir. Onlarca BM kararında yer almış bir şeydir. Müzakere sürecinin bilinen bir şeydir… Bugüne kadar sayısal eşitliğin sağlanması konuşuldu. Bunlar müzakereler tarihinde çok bilinen noktalardır. Akıncı’nın ‘yol ayrımındayız’ açıklaması, müzakere masasını bu dönemde kurabilecek miyiz yoksa kuramayacak mıyız noktasında. Akıncı, sosyal buluşmada 'Anastasiadis esasa dair ışığı göstermelidir' diyor. Sırf masa kurulsun, dostlar alışverişinde görsün noktasına dayalı müzakere sürecinde biz yokuz diyoruz. Ucu bucağı olmayan müzakere süreçlerine hapsolmayı doğru bulmuyorum. Amacımız müzakerelere ön şartlar koymak değil, sonuca ulaştıracak modaliteye sahip müzakere sürecinin başlamasıdır. Hem Akıncı hem de benim düşüncem budur.”

VAKIFLAR, TAŞKENT KÖY KOOPERATİFİ

"Vakıflar’ın yönetimde kim olursa olsun belli kriterle iş yapmak zorunda olduğunu bilmesi gerekiyor. Kriter yoksa kim gelirse gelsin Vakıflar’a, kamu yararına aykırı işlemler yapmasının önüne geçemezsiniz.

Taşkent Kooperatifi ile ilgili köy muhtar ve kooperatif yetkililerle bir araya geldik. Taşkent’teki kooperatifin polis soruşturması deva ediyor. İmza sahtelemesi de var."

 

Bu haber toplam 5431 defa okunmuştur
Etiketler :