Başbakan Tufan Erhürman, akaryakıt ve elektrik zammını iki kez engellediklerini belirterek, bunu, toplumun alım gücünü korumak için yaptıklarını, devletin vergi kaybını da engellediklerini belirtti.
Başbakan Tufan Erhürman, bu açıklamaları, Diyalog TV’de Cemre Akar’ın hazırladığı programda yaptı.
“Yoksul ve yoksun insanlara öncelikle dokunmamız gerekiyor” diyen Erhürman’ın satır başları şöyle:
 

• “50 yılda bozulmuş bir düzen varsa, 50 günde düzeltmek mümkün değildir! Eğitim sistemi için örneğin yeni bir okul yapabilirsiniz ya da hastanelerde çok önemli dokunuşlar başarabilirsiniz. Karpaz'a çocuk ya da kadın doktoru gitmesi, polikliniklerin öğlene kadar açık kalması elbette önemlidir. Polise yeni alacağımız insanlar vardır. Tüm bunlar 4.5 ayda mümkün olabili. Ama uzun vadede gerçekleşecek sistemik değişiklikler çok daha heyecan verici olacaktır."
   
• “Ülkenin belirli kesimlerinde önemli bir yoksulluk ve yoksunluk var, kamu ve özel okullar arasında büyük bir uçurum oluşmuştur. Bu uçurumu hızla kapatmamız gerekiyor. Aksi halde 10 sene sonra bu durum sosyal patlamalar olarak bize geri dönecektir. Bu uçurumu çok kısa zamanda kapatamayız. Ancak hükümet olarak önünüze uzun vadeli hedefler koymanız gerekiyor.”
   
• “Tarıma bakıyorsunuz. Hangi ürünleri yetiştireceksiniz, ürün değişimi nasıl olacak? Üç sene içerisinde su gelecek ancak bunun programlarının çalışılması önemlidir ve bu çalışmayı yapıyoruz.”
   
• “Turizmde, gerçek marka değerimizi ortaya çıkartmak zorundayız. Yoksa çevresel faktörlere göre kimi zaman turist artıyor, kimi zaman da azalıyor.  Bunlar çoğu zaman bizim kontrolümüz dışında gelişiyor. Şimdi kendi turizm markamız için çalışıyoruz.”
   
• “Bu hükümet iki kez fiyat istikrar fonunda devletin gelirlerini azaltarak, akaryakıt zammını engelledi. Tüzükte değişiklik yaptık, Fiyat İstikrar Fonu’nu aşağıya çektik. O kadar ki, güneydeki hükümet kendince önlem almak zorunda kaldı. Bunu elektrikte de yaptık, fiyat artışını engelledik. Elektriğe, akaryakıta, süte zamları engelledik çünkü insanların alım gücünü korumayı hedefledik. Unutulmasın, bir de döviz kriziyle uğraştık. Üstelik ilk dönemde, bir önceki hükümetten miras zamları yapmak zorunda kaldık.”
   
• “Ekonomiyi bütünlüklü olarak masaya yatırmamız şarttır. Teşvikleri gözden geçirmemiz gerekiyor, çünkü teşvik belli bir süreç içindir. Ekonominin mantığı dışında sonsuza kadar gidecek bir teşvik anlayışımız var. Bu doğru değildir. Ancak, yeni teşvikler de çalışmak gerekmektedir. Neyi teşvik etmekten vazgeçeceğiz, neyi daha fazla teşvik edeceğiz, bunu bir bütün halinde yeniden çalışacağız. Planlı, programlı, ön görülebilir bir ekonomi modelinde geçmemiz şarttır.
   
• “100 bin öğrencimiz var diye sevinirken, bunu hesapsız yaptığımız için sorunları da görmezden gelemeyiz. Çünkü plansız bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bir yandan 100 bin öğrenciye sevinirken, diğer yandan da bununla birlikte gelen sorunlara şaşırıyoruz. Sadece rakamlar üzerinden bir devlet yönetme modeli olamaz. Tüm derdimiz, bu alanlarda planlı ve ön görülebilir bir yapı yaratmaktır. Elbette bu planlamayı yaparken günlük çözümler de üreteceğiz. Yoksul ve yoksun insanlara öncelikle dokunmamız gerekiyor.”
   
• “Eğitimde toplam bir kalite sorunumuz var. Biz nasıl insan yetiştirmek istiyoruz öncelikle buna karar vermeliyiz. Özerk birey olabilecek, kendini gerçekleştirmeye ehil, bugünün ihtiyaçlarını giderecek yetilere sahip, en az bir yabancı dil bilen insanlar yetiştirmeliyiz. İletişimsel yetilerinin gelişmiş olması lazım. Okumanın önemini kavraması lazım.”
   
• "Bu yaz dönemi bizim için çok önemlidir, bir icraat dönemidir, yasaların hazırlıkları yapılacak ve sonbahar dönemi de bu yasalar geçecektir. Yeni ufkumuzu hayata geçirmek için fırsatımız olacaktır. Stratejik planlamada en az 10 yıllık hedefler önemlidir. Eğitimde, sağlıkta, tarımda, ulaştırmada, 10 sene sonra kendimizi nerede görmek istiyoruz konuşmalıyız. Eğer bunları konuşamıyorsak, bir özgüven bunalımı yaşıyoruz. Kıbrıs Türk halkına gün 24 saat sizden bir şey olmaz, diyerek ekmek kazanıyor. Bir halka sürekli hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlatarak para kazanan insanlar türedi." 

• "Güzelyurt'ta, Lefke'de üniversite var. Girne'de, Lefkoşa'da, Mağusa'da zaten var. Bir tek İskele'de yok. Görevde olduğumuz sınırlı sürede, İskele'de üniversite konusunda iki ayrı görüşme yaptık. Çünkü İskele'den Dipkarpaz'a kadar belirli bir nüfus döngüsüne ihtiyaç vardır ki, hem işsizlik hem de üretim için bir sonuç alalım. Karpaz'da çevreyi önemsediğimiz için sanayi de düşünülmüyor. İskele merkeze ya da Erenköy'e en az bir üniversite açılmalıdır. 2019 sonuna Girne Amerikan Üniversitesi olacak. Yeni Erenköy'de ise İTÜ gibi marka bir üniverisite var, defalarca görüştük, ancak düşündükleri yatırım Mağusa'dadır. Böyle olduğu için de İTÜ için yatırımların iptalini masaya yatırdık"