Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, Türkiye’nin Kıbrıs sorununda takınacağı tavrı merakla araştıran ve sorgulayan Rum basını, konuyla ilgili çeşitli duyum ve bilgilerini okurlarıyla paylaşıyor.

Haftalık Kathimerini “Tayyip Erdoğan Çözüm Olmadan Alışveriş Öneriyor... Türkiye’nin Yeni Cumhurbaşkanlığı Kıbrıs Sorununa ‘Yaratıcı’ ve ‘Yeni Fikirlerle’ Geri Dönmeye Hazırlanıyor” başlıklı haberinde, Ankara’nın artık dikkatini Türkiye’nin yeni dış politikası üzerinde yoğunlaştırdığını, 12’nci Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politikaya damgasını vuracağı ve bu kapsamda, aralarında Kıbrıs sorununun da bulunduğu bir dizi önemli konu üzerinde duracağını yazdı.

Gazete “İyi bilgili kaynaklara” dayanarak Erdoğan’ın yakın çevresinin, Kıbrıs sorununun ciddiyetini anladığını, Erdoğan ile çalışma arkadaşlarının artık Kıbrıs sorununda düzenin değişme zamanının geldiğine inandığını yazdı ve Kıbrıs sorununun kemikleşmesinin, özellikle de KKTC’nin izolasyon altında olmasının, Doğu Akdeniz’in tamamında Türk dış politikasının ve Türk lirasının varlığını hissedilir kılmak isteyen Erdoğan’ın planlarına uymadığını ekledi.

Ankara’nın, Kıbrıs müzakerelerindeki çıkmazdan büyük oranda Rum tarafını sorumlu tuttuğunu ve Anastasiadis’in, Batı’nın beklentilerine cevap vermediğine inandığını ve Türk diplomatların, Rum liderin Annan Planı döneminde gösterdiği kararlılığı henüz göstermediğini söylediklerini belirten gazete, bu yeni dönemde Ankara’nın 4 hedefi olduğu savunarak bunları okurlarına şöyle aktardı:

“Taze fikirlerle perde önüne dönmeye hazırlanıyor”

“Kaynağımız gazetemize ‘müzakereler çıkmaza sürüklendiğine ve Ankara da Kıbrıs’ta düzenin derhal değişmesini istediğine göre, çözüm alternatif formüllerden geçiyor’ dedi. İktidar partisi AKP çevrelerinden gelen bilgilere göre, Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanlığı Kıbrıs sorununda yeni, ‘yaratıcı’ ve ‘taze fikirlerle’ perde önüne dönmeye hazırlanıyor.
Yeni strateji çerçevesinde Ankara’nın öncelikleri arasında; Kıbrıs sorunu doğal gaz ve Kıbrıslı Türklerin izolasyonuna son verilmesi, Maraş’ın açılması ve Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafıyla ticari ilişkilerinin aşamalı olarak normalleşmesi gibi, Kıbrıs sorunundaki bazı önemli meselelerin çözülmesi var.

Türk tarafı açısından, bu alanda ilerleme çözüm olmadan da sağlanabilir. Kaynağımız ‘Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafı ile işbirliği yapması için artık çözüm ön şart değil. Out of the box yaklaşımlar ve çözümler zamanı yaklaşıyor’” vurgusunu yaptı.”

“Türk taktiği kendi aleyhine olacak”

Fileleftheros “Kıbrıs Sorunu: Bekleme ve Paralel Hareketler” başlıklı haberinde müzakere sürecinin ilerlemediğini, oluşan olgular temelinde görüşmelerin, usul olmamasına yapışıp kaldığını, prosedürün nasıl ilerleyeceğinin, dikkatlerini Ankara’ya çeviren BM’nin ve Amerikalıların Eylül’deki hareketlerinden ortaya çıkacağını yazdı, şunları ekledi:
“Lefkoşa için sahne çok daha elverişli olabilir, yeter ki Kıbrıs müzakerelerindeki hareketlerden bağımsız olarak enerji konularındaki bütün projelerini ilerletebilsin.
Erdoğan ve Özersay ikilisinin uygulamakta olduğu, diyaloğun bitkisel hayatta olması Ankara’nın tercihidir. Lefkoşa hidrokarbonlar alanında paralel hareket ederse bu Türk taktiği (Ankara’nın) aleyhine olacak.” (RB)