1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Eide, tarafları uyardı
Eide, tarafları uyardı

Eide, tarafları uyardı

“Ağacı Görüyor Ormanı Kaçırıyorsunuz... Türkiye’nin Talepleri, Anastasiadis’in Tercihleri, Ekonomik Kriterlerle Doğal Gaz ve Çözümsüzlüğün Etkileri”

A+A-

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin “Kıbrıslılar küçük şeylerle uğraşıp büyük resmi, çözümün menfaatlerini kaçırıyor –ağacı görüyor ormanı kaçırıyorlar” dediği ve bütün taraflara, doğal gazı çözüm için engel değil gerçek bir teşvik haline getirme çağrısı yaptığı bildirildi.
Haftalık Kathimerini, Eide ile yaptığı söyleşiyi “Ağacı Görüyor Ormanı Kaçırıyorsunuz... Türkiye’nin Talepleri, Anastasiadis’in Tercihleri, Ekonomik Kriterlerle Doğal Gaz ve Çözümsüzlüğün Etkileri” başlığıyla aktardı.

Gazete hidrokarbon konusunun şimdiden, kimse itibarını kaybetmeden ve ana tezlerinden ödün vermeden görüşülmesi yönteminin var olduğunu söyleyen Eide’nin “doğal gaz meselesi çözülmezse gerilim tırmanacak, daha çok savaş gemisi göreceksiniz ve bu durumda kimse ne olacağını asla bilemez. Sahte niyet olduğuna inanmıyorum ancak sonunda Kıbrıs’a yatırım yapmak isteyenleri korkutuyorsunuz” uyarısını öne çıkardı.
Gazeteye göre bütün tarafların bütün konularda değil ama hidrokarbon konusunda görüş birliği içerisinde olduğuna işaret eden Eide “Hidrokabonların Ada’nın tamamına ait doğal zenginlik olduğunu ve birleşmeden sonra merkezi hükümetin yetkisinde olacağına katılıyor” dedi, şöyle devam etti:

“HİDROKARBONLARIN ADA’NIN TAMAMINA AİT DOĞAL ZENGİNLİK OLDUĞUNA BÜTÜN TARFLAR KATILIYOR”

“Herkes gelecekte ne olması gerektiği konuda uzlaştığına göre dikkatimizi bu noktada yoğunlaştırmalıyız çünkü doğal gaz veya petrol şu anın değil yıllarca sonrasının meselesidir. Geliri de Ada’nın yeniden birleşmesinden 10-12 yıl sonra ortaya çıkacak. Dolayısıyla doğal gazın uzun vadeli yönetimi konusunda çalışmaya, düşünmeye ve fikirler geliştirmeye başlamamız iyi olur.

Sadece gelirlerin yönetilmesinden de söz etmiyorum. Petrol ve doğal gaz ekonomisinin Ada ekonomisine giriş hızından, özel veya kamu şirketlerinin müdahil olması gerekip gerekmediğinden, Kıbrıs’ın bir turizm cenneti olarak kalması için doğanın nasıl korunacağından söz ediyorum. Bütün bu konuların, birinin Kıbrıslı Türk mü, Kıbrıslı Rum mu olduğuyla alakası yoktur. Kıbrıs’ın, gelecekteki iki bölgeli, iki toplumlu federasyonun ne yapacağı ile alakalıdır. Dolayısıyla, bunlar üzerine şimdiden çalışmaya başlanmasını öneriyorum. Bu kısa zamanda, önümüzdeki hafta diyelim, olursa tarafların doğal gazın ortak doğal kaynak olduğunu kastettiğine iyi bir örnek olacak.

Kıbrıs Rum tarafının doğal gazı müzakereler çerçevesinde görüşmeyi kabul etmediğini biliyorum. Bana göre doğal gazın müzakereler çerçevesinde görüşülüp görüşülmeyeceğinin bir önemi yok. Bana göre önemli olan tarafların görüşmesidir. Görüşmede hazır bulunmakla da ilgilenmiyorum. Önemli olan bu meselenin göğüslenmesidir. Çünkü eminim ve biliyorum ki, an gelecek göğüslenmesi gerekecek. Dolayısıyla neden şimdiden görüşülmeye başlamasın?

“TÜRKİYE’NİN DOĞU AKDENİZ’DEKİ FAALİYETLERİ SORUNUN PARÇASIDIR ANCAK NE KADAR BÜYÜK PARÇASI OLDUĞU KİME SORDUĞUNUZA BAĞLI”

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon aramalarına başlaması doğal olarak sorunun bir parçasıdır. Ne kadar büyük parçası olduğu kime sorduğunuza bağlı. KıbrısTürk tarafı sorunun Kıbrıs Rum tarafı sondajlara başladığında başladığını savunuyor. ‘Doğal gaz ortak kaynak ise bir taraf nasıl tek yanlı sondajlara başlar, bu kışkırtmadır’ diyorlar. Kıbrıs Rum tarafına sorarsanız size meşru hareket ettiğini, tanınmış devlet olduğunu, doğal kaynaklarından yararlanma hakkı olduğunu, kışkırtanın Türk tarafı olduğunu söyleyecek. İstenen, yeniden müzakere edebilmemiz için bu anlaşmazlığın üzerine köprü kurulmasıdır. Gaz meselesini çözmekten değil diyalogun yeniden başlaması için (doğal gaz konusunu) dizginlemekten söz ediyorum.”

“MEB KARA SULARININ PARÇASI DEĞİLDİR. SAVAŞ GEMİLERİ DE DAHİL HERKES MEB İÇERİSİNE GİREBİLİR”

Gazetenin “Türkiye Barbaros’u Kıbrıs MEB’inde tutarken Anastasiadis’in diyaloga dönüp gazı görüşeceğini gerçekten bekliyor musunuz? Böyle bir şey yaparsa siyasi intihar olur” sorusuna karşılık Eide “Geri adım atmasını ve hiçbir şey olmamış gibi masaya dönmesini önermiyorum. Tarafların itibar kaybetmeden veya ana tezlerinden ödün vermeden diyaloga yeniden başlamalarına olanak tanıyan fikirler paketim var” cevabını verdi.

Türkiye’deki temaslarında muhataplarının, çözüm istedikleri konusunda kendisini güçlü ve ikna edici şekilde savunduklarına işaret eden Eide “Çözümün kendileri de dahil herkes için daha iyi olacağına işaret ediyor ve buna katkı koymak istiyorlar. Elbette başlıca tezleri çerçevesinde. Onlar da Kıbrıslı Türkler de petrol ve doğal gazın ortak değer olduğunu ve en kısa zamanda ortak değer olarak yaklaşılması gerektiğinde ısrar ediyorlar”  dedi.
Gazetenin, Barbaros’u bunun için mi bölgeye gönderdiklerini sormasına karşılık “Yine aynı noktaya dönüyoruz. Türkler, sondajlara başladıkları için Kıbrıslı Rumlar suçlu, Kıbrıslı Rumlar da tepki gösteren Kıbrıslı Türkler suçlu diyor” cevabını veren Eide, devamla şunları söyledi:

“Kıbrıs’ın belirli ekonomik faaliyetler için egemenlik hakları var ancak savaş gemileri de dahil herkes MEB içerisinden geçebilir. Orada on savaş gemisi bile bulunabilir. Başka bir ülkenin MEB’ine platform götürüp sondaj yapamazsınız, bu doğru. Ancak istila söz konusu değildir. Bir ülkeyi veya kara sularını istila edebilirsiniz. MEB kara sularının parçası değil. Her haber bülteninde bir üçüncü dünya savaşı gibi gösterilirse, bir üçüncü dünya savaşı çıksa ne yapacaksınız? Dünyaya bir bakın. Bugün birçok yerde cinayetler oluyor, kan dökülüyor. Burada kimse ölmüyor. Küstah görünmek istemiyorum ama bu perspektiften bakarsanız durum çözülebilirdir ve Türkiye de dahil bütün taraflar iyi niyetle yaklaşırsa zor durumdan çıkabilirsiniz.”

“TÜRKİYE’NİN GERİLİMİ, KIBRIS RUM TARAFINA KAYNAKLARIN ORTAK OLDUĞUNU, TEK BAŞINA KULLANAMAYACAĞINI GÖSTERMEK İÇİN TIRMANDIRDIĞINA İNANIYORUM”

Bunun için ne kadar zaman verdiği sorulduğunda söze “Çok açık olacağım. Benim zamanım var, sizin yok” diyerek başlayan Eide şöyle devam etti:
“Sadece iki liderin değil her bir Kıbrıslı’nın çabuk hareket etmesi gerek çünkü durum –daha önce de söylediğim gibi-  ya daha iyiye veya daha kötüye gidecek. Aynı noktada kalmayacak ve bunu bu süreçte görüyorsunuz. Doğal gazla ilgili bu mesele çözülmezse daha çok savaş gemisi göreceksiniz ve bu durumda ne olacağını asla kimse bilemez. Bazı hileli niyetler olduğuna inanmıyorum ama sonunda yatırım yapmak isteyenleri korkutuyorsunuz.”
Türkiye’nin siyasi menfaat sağlamak için mi bu şekilde hareket ettiği sorusuna karşılık da Eide “Gerilimi, Kıbrıs Rum tarafına kaynakların ortak olduğunu ve bunları tek başına kullanamayacağını göstermek için tırmandırdığına inanıyorum. Anastasiadis’e, kaynakların geleceği yaratacağını savunuyorsa buna şimdiden müdahil olmak istediklerini söylüyorlar” dedi.

“KIBRISLILAR OLARAK SADECE SİZE ZARAR VERECEK BÜYÜK JOPOLİTİK OYUNLARA GİRMEK İSTEMEZSİNİZ”

Espen Barth Eide, Kıbrıs sorununun bütün yönlerinde ilerleme sağlayabilecek fikirleri bulunduğunu söylediği hatırlatıldığında ise şöyle konuştu:
“Bunca zaman geçmiş olması, tarafların bunca zaman her şeyi birçok kez düşündüğü e bütün meseleleri çok iyi bildiği anlamına da geliyor. Ancak şu anda durumun farklı olduğuna inanıyorum.  Bölgesel olgular çok farklı, durum çok daha kötü. Ortadoğu’daki alışılagelmiş sorunları kastetmiyorum. Şu anda sorun çok daha derindedir. I’inci Dünya Savaşı sonrasında kurulan devletler sistemi yıkılıyor ve hepimizi, ama daha çok da sizi tehdit ediyor çünkü Kıbrıs Suriye’nin bir nefes kadar yakınındadır.

Duruma buradan baktığımda sorununuzun yanınızdaki komşularınızla olmadığına, çevrenizdeki daha büyük meselelerle ilgili olduğuna inanıyorum. Kıbrıslılar olarak sadece size zarar verebilecek büyük jeopolitik oyunlara girmek istemezsiniz. Aynı zamanda ekonominin turizm ve bankacılıktan hidrokarbonlara yönelmesi ihtimali gibi kayda değer fırsatlar da var. Bu durumda Kıbrıs sorununa bir çözümün avantajı çok daha belirgindir. 

Yabancıların da güveneceği istikrarlı kurumlar, ekonominin birleşik olması avantajınız olacak. Bir gün doğal gazı nasıl ihraç edeceğinizi seçmeniz gerekecek. Şahsen, bunun boru hatlarıyla Türkiye üzerinden mi yapmanız gerektiği yoksa sıvılaştırılmış doğal gaz mı ihraç edeceğiniz konusunda bir görüşüm yok. Ancak size bu kararı, siyasi değil ekonomik kriterlerle almanızı tavsiye edeceğim. Dünya Ekonomi Forumu yönetiminde olan bir kişi olarak, bir miktar büyük şirketin Ortadoğu’daki faaliyet merkezlerini taşıyacak başka bir yer aramakta olduğunu söyleyebilirim. Yıkılmakta olan ülkelerde bulunmak istemiyorlar. Kıbrıs bir onlar için seçenek olabilir. Birleşik, istikrarlı, Türkler ve Helenlerin birlikte var olduğu öngörülebilir bir Kıbrıs. Bir çözüm bu perspektifi çok daha mümkün kılacak. Olgular 2004’tekinden, 94’tekinden veya 84’tekinden farklıdır. 2014’teyiz. Hepsi değil ama çoğu Kıbrıslı’nın küçük meselelerle uğraştığını, ağacı görüp ormanı kaçırdığını hissediyorum.”

Kathimerini “Kıbrıs siyasi liderliğinin büyük endişesi, doğal gazı çözümden önce, şimdi masaya koyarlarsa Ege’deki gibi olguların tekrarlanması, Kıbrıs sorunu çözülmeden doğal gazın değerlendirilmesini engelleyecek sonu gelmez yorumlara karışmaktır” sorusuna gülerek “E o zaman çözmeniz gerek” diye karşılık veren Eide şunları ekledi:

“HARİTAYA BAKILDIĞINDA TÜRKİYE’NİN YOK OLMAYACAĞI AÇIKTIR. BU GÖĞÜSLEMENİZ GEREKEN BİR GERÇEKTİR”

“Haritaya bakıldığında Türkiye’nin yok olmayacağı açıktır. Kıbrıs’ın göğüslemesi gereken bir gerçektir. Ancak Türkiye ile olacak ilişkinin türünü etkileyebilirsiniz. Çok daha iyi de olabilir çok daha kötü de. Uluslararası deneyim, petrol bulunmasının sorun yarattığını gösterdi. İstisnalar var, ülkem, iç savaş veya krizlerden kaçınmayı başaran diğer ülkelerden biridir çünkü kurumları ve uzun soluklu petrol yönetim planı vardı. Kıbrıs şu anda sınırdadır. Durum durağan kalmayacak. Daha iyi veya daha kötü olacak. Şu anda da yanlış yöne kaydığımızı hissediyorum.”

Gazetenin “liderler sonunda önerinizi benimsemezse başka alternatifleriniz var mı” sorusuna karşılık “Tam olarak ne olacağını bilmeden başka alternatifler geliştirmem söz konusu değil” diyen Eide “Ama ne olduğunu basın açıklamalarından biliyorsunuz” diye üstelenince “Deneyimlerimden, insanların genellikle müzakerelere tezlerini bırakmaya hazır olduklarını söyleyerek başlamadıklarını da biliyorum. Gerçekçi iyimserliğimi koruyorum” cevabını verdi.

(tak)

Bu haber toplam 2115 defa okunmuştur