1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Eğlence sektöründe DJ olmak
Eğlence sektöründe DJ olmak

Eğlence sektöründe DJ olmak

Eğlence sektöründe DJ olmak

A+A-

Filiz Uzun

Benim gençlik yıllarımda öyle çok da eğlenilecek mekânlar yoktu. Parti’ler ise okulun yeni yıl partilerinden ibaretti.  Okul dışında partiler çok da fazla olmazdı. Orada bir teybe kasetler takılır eğlenilirdi. Bizler sevdiğimiz parçaları radyolardan dinler, çok sevdiğimiz parçaları ise record tuşuna basar radyoda çalarken kasetlere kaydederdik. Aynı kaset üzerine defalarca sevdiğimiz başka parçaları kaydeder öyle dinlerdik. Eğlenebileceğimiz mekânlar yok denecek kadar azdı.

Birbirimizin evlerinde toplanır, radyoyu açar ve dans edip eğlenirdik. O dönemlerde bile dünyadaki popüler parçaları bilir, severdik. 1980-1990 yıllarının en popüler parçalarını ezbere bilir, kendimizce söyler eğlenirdik.

Yıllar geçtikçe hem partiler hem de eğlence anlayışı değişti. Şimdiki gençler ne kadar da şanslı. İstedikleri her parçayı internetten dinleyebilir, sevdikleri sanatçıların albümlerini elde edebiliyorlar. Hızlı bir değişim yaşadığımız son dönemlerde müzikler de eğlence de değişti elbette. Dünya artık bir tıkla elimizin altında.

Benim dönemimde saat 12’de müzik kapanır, herkes evine dönerdi. Oysa şimdi bizim evlere dağıldığımız zamanlarda başlıyor eğlence. Gidilecek alternatif eğlence mekânları açıldı. Bu mekânlarda müzik yapan kişiler de doğal olarak arttı. Dj’lik bir meslek haline geldi. Ve eğlence sektöründe önemli bir yere sahip oldular.

Hep söylerim eğlence sektörü turizmde önemli bir yere sahiptir. Bilindiği üzere ülkemize gelen turistler Kıbrıs’ın güneyinde daha çok genç nüfusken bizde yaşlı turist. Bunun tek sebebi ise eğlence sektöründe uzun yıllar dünyanın çok gerisinde olmamızdı.

Şimdi durum değişiyor. Hem mekânlar olarak hem eğlence olarak dünyayı yakalamaya çalışıyoruz.

Bu haftaki konuğum da bu yaza Cage Club’da Dj ve eğlence koordinatörü olarak damgasını vuran Umut Özsoy. Hem mekân, hem eğlence hem de Dj olarak Kıbrıs’ta eğlence adına çok farklı işler yaptığına inanıyorum. Kıbrıs’ın kuzeyinde eğlencenin akışını değiştiren bir Dj Umut Özsoy. Genç yaşına rağmen 12 yıldır istikrarlı bir şekilde Dj’lik yaparak bu alanda bu mesleğe bakış açısını da değiştirdi.

Umut Özsoy’la hem Dj’lik mesleğini, hem eğlenceyi, hem de bu alandaki hedeflerini konuştuk.

F.U: Kaç yıldır Disk Jockey (DJ) olarak çalışıyorsun?
U.Ö:
Yaklaşık 12 yıldır DJ’lik yapıyorum. Kıbrıs’ın çeşitli eğlence kulüplerinde çalıştım. Cage’den önce Locca’daydım, ondan önce Beyond’da, Malika’da, İce’da birçok clubda çalıştım.

F.U: Dj’lik bir meslek midir ülkemizde? Sadece bu işten para kazanılıp yaşayabilir misin?
U.Ö:
Bizim ülkede elbette zor, eğlence sektörü yeni yeni canlanmaya başladı. Ancak iyi bir DJ iseniz elbette bu işten para kazanabilirsiniz. Ben 12 yıldır bu işi yapıyorum, 10 yıldır da bu işten para kazanıyorum. Ancak kalıcı %100 bu işten para kazanıp yaşayacağınız bir meslek değil ülkemizde.

F.U: 12 yıldır yapıyorum dedin. Nasıl öğrendin bu işi? Nasıl başladın peki?
U.Ö:
Çok küçük yaşlarımda hiç Dj olma hayalim bile yokken arşivler biriktirirdim. CD’ler, albümler, hatta bir şarkının 20 versiyonunu indirdiğim olurdu. İngiltere’ye giden gelen herkesten CD getirmelerini isterdim. O dönemlerde internette bu kadar kolay her şeye ulaşılamazdı. Bir parçanın adını bile kolay kolay bulamazdınız. Müziğe inanılmaz ilgim vardı. Gençlik yıllarım kulüplerde geçti. Organizasyonlar yapardım. Partiler düzenlerdim. Partilerde müzik yapardım.

F.U: DJ olmanın dışında eğlence sektöründe organizasyonlar yapmaya da devam ediyorsun bildiğim kadarıyla değil mi?
U.Ö:
Dj’lik dışında müzik koordinatörlüğü ve organizasyon müdürlüğü de yapıyorum 6 yıldır. Son 2 yıldır da ortağım Atakan ile  bir club işletiyoruz. Bunun için kendi ekibim var. Açılış - kapanış DJ’im, show ekibimiz var.

LAMBORGHINI VE RENO TX FARKI

F.U: Bu işi daha kaç yıl yapabileceksin?
U.Ö:
Hiç belli değil. Çıtanı en yüksek club ile yükseltirsin sonra başka club açılır ve orası popüler olur belki de sen orda iş almazsın. Bu iş hiç belli olmuyor. Dj’lik yapan birçok arkadaşımız var böyle. Ben bu anlamda şanslıyım. Clublarin en popüler olduğu dönemlerde oralarda çalıştım. İlerde zaman ne gösterir bilemeyiz. 12 yıldır da hep en iyi yerlerde çalışmaya devam ediyorum. Belki insanları iyi tanımam, ne istediklerini iyi kestiriyor olmam, belki müzik bilgim, teknik bilgim etkendir diye düşünüyorum. İnsanlar bazen de kendi kaderlerini kendileri çizerler.

F.U: Bu işte iyi olmak için belli bir alt yapının olması gerekir değil mi?
U.Ö:
Ben dj’lik yapmaya başladığım yıllarda şu anki teknolojinin onda biri yoktu. Şu an ben Pioneer 2000 nexus kullanıyorum. O zamanlar Denon 1800f’ler vardı.

F.U: Aradaki fark nedir?
U.Ö:
Biri Lamborghini, diğeri Reno TX yani aradaki fark bu kadar büyük yani. Şu anki teknoloji ile bir adam 3 gün boyunca 1 saatlik çalışmayla normal bir house şarkıyı geçiş şeklinde öğrenebiliyor. Yani şu anki teknolojiyle her şey daha kolay. Şu anki teknoloji inanılmaz her parçanın hızlarını, vuruşlarını, nerde düşüp nerede kalkacağına kadar ekranınızda her şeyi görebiliyorsunuz. Benim bu işe başladığım yıllarda bu teknoloji yoktu.

F.U: Sizin yaptığınız işte esas olay nedir? Arka arkaya iki parçayı karışmadan çalabilmek midir?
U.Ö:
Esas olay iki farklı şarkıyı aynı hızda hiçbir ölçü kaçmadan ikisini de üst üste oturtabilmektir. Çünkü her parçanın kendi yazılış hızları var bunları rakamlandıracak olursak bir şarkı 108 BPM’dir, başka parça 128 BPM’dir, 130 BPM olan var. Bunları çok iyi bir şekilde karıştırmadan senkronize edebilmektir DJ’lerin yaptığı iş. Bizim ülkemizde bu iş çok daha zordur çünkü çalıştığımız Club’ların bir çizgisi yoktur. Bir gecede çok farklı tarzlarda çok ayrı parçalar çalabiliyoruz. Bu parçalar birbirinden oldukça farklı parçalardır ve bunları senkronize etmektir esas beceri aslında. Hep aynı tarzda çalsak işimiz daha kolay olurdu. Ancak bu bizim ülkemize uygun değildir. Örneğin aynı gecede R&B de çalıyorsunuz, pop da, reagy de, Türkçe pop da. Bunları senkronize etmek hayli zordur. Herkese hitap etmek zorundasınız ayrıca çalacağınız  müziği ne zaman çalacağınızı kestirmektir mühim olan.

DJ VE SANATÇI AYNI SAHNEDE

F.U: Peki yaptığınız bu tarz yabancı turistlerin ilgisini çekiyor mu?
U.Ö:
Ben çalıştığım tüm club’larda insanları eğlendirmeyi başarıyorum. Bunun nedeni insanların nabzını iyi tutabiliyor olmamdır. Evrensel müzik yapıyorum. Gelen herkesin sevebileceği ve eğlenebileceği tarzlardan biraz biraz çalıyorum. Ve yabancılar da eğlenebiliyor Türkler de. Örneğin gecelerimde birkaç parça Türkçe çalıyorum, House müzik sevenlere de hitap ediyorum, elektronik müzik sevenler için de çalıyorum. Eğleniyorlar.

F.U: Dünya’da DJ’ler çok değer kazandı. Hatta sanatçılardan daha fazla paralar kazanan DJ’ler var.
U.Ö:
Evet kesinlikle. Bundan 7 sene önce David Guetta’nın bir atılımı oldu ve sanatçılarla birlikte sahne alması çok ses getirmişti. Ve ondan sonra da dünya’da Dj’ler sanatçı gibi değer görmeye başladı. Dj’ler artık şarkı çalan değil club’daki tüm eğlenceden sorumlu kişiler olmaya başladı. Mikrofon kullanmaya başladılar daha ön plana çıktılar. Geceye showlar katmaya başladılar. Bizler de dünyayı takip eden insanlar olarak bu akımı takip ediyoruz ki Cage Club ile biz de ülkemizde eğlence sektörünü bir level yukarıya çıkarttığımızı düşünüyorum. Müzik, showlar, kostümler her şeyi ile eğlence sektörüne yeni bir bakış açısı getirdik. Ülke şartlarına göre en iyisini yapmaya çalıştık.

F.U: Bu alanda kendini geliştirmek için neler yapıyorsun?
U.Ö:
Ben geçen hafta Amsterdam’daydım. Amsterdam Dans Event vardı. 60 bin kişinin katıldığı bir organizasyondu. Dünyanın bir numaralı Dj’inin açıklandığı organizasyondu bu. Her yıl bu organizasyon orada olur ve ilk kez o an siz öğrenirsiniz dünyanın en iyisinin kim olduğunu. En iyiler açıklandıktan sonra Dj’ler sahne alır ve onları dinleme şansınız olur. Senede birkaç kez böyle organizasyonlara katılmaya çalışıyorum işim gereği. Dünyada ne oluyor görmek için.

F.U: Dünyadan çok mu uzağız peki bu alanda?
U.Ö:
Tam tersi aslında. Bizler onlardan daha iyiyiz bile hatta. Çünkü onlar hep aynı tarzda parçaları çalıyorlar. Çok farklı şarkıların geçişleridir zor olan ve onlardaki alt yapı bizde olmadan çalışıyoruz biz. Çok farklı hızları olan parçaları senkronize ediyoruz bizler. Onlar gibi bizler de sadece R&B, ya da House müzik yapsak sadece işimiz daha kolay olurdu. Ancak onların bizden tek farkı kendi şarkılarını üretiyor olmalarıdır. Sıfırdan parça yapıyorlar. Bu da nota bilgisi gerektirir. Tek farkımız budur.

“KENDİ PARÇAMI ÜRETMEK”

F.U: Bizde bunu yapan bir Dj yok mu?
U.Ö:
Hayır yok. Benim Dj’lik kariyerime eklemek istediğim tek şey budur. Hedefim bu. Bu yüzden tüm çalışmalarım bu anlamda olacak. Dj’lik adına ben bu ülkede yapılabilecek her şeyi yaptığıma inanıyorum. Şu an tek istediğim kendi parçamı üretmek. Bunun için de ders almaya başladım. Kendi single’ımı üretmek istiyorum.

F.U: Dünyanın diğer ülkelerinden gelen Dj’lere duyduğumuz kadarıyla hayli yüksek ücretler ödeniyor.
U.Ö:
Evet benim bir sezonda kazandığım parayı onlar sadece bir gecede kazanabiliyorlar. Bunun nedeni dünya onları tanıyor ve talep ediyor. Duyulmaları ve tanınmalarının en önemli nedenleri ise ürettikleri parçalardır. Tüm yıllarını üretmeye harcamışlardır. Bu yüzden onların bir fiyatları vardır ve asla onun altında çalışmazlar.

F.U: Cage club’da bu yaz çok farklılıklar getirdiniz eğlence adına. Showlar konseptler…
U.Ö:
Evet bunun uzun bir süre ön hazırlığı oldu. Ben orada sadece Dj gibi görünüyor olsam da aslında tüm eğlencenin organizasyonunu ben yapıyorum. Showlar, dansların kareografisi, kostümler, o gecenin konsepti ve partinin ismi. Showlarda kullanılan müzikler ve dansların uyumu. Her şey için kafa yormanız ve çalışmanız gerekiyor. Dediğim gibi ortağım Atakan ve ben bu yaz Cage Club ile eğlencenin seviyesini bir tık yukarıya çektiğimizi düşünüyorum. Çok yorucu olsa da işimizde başarılı olduğumuzu düşünüyoruz. Çok severek çalıştık çünkü.

F.U: Cage Club’ın sahibi de planladıklarınızı yapmanızda sizi özgür bıraktı sanırım.
U.Ö:
Evet onun çok büyük bir etkisi var. Planladıklarımızı yapmakta tamamen özgür bıraktı. Çok destekledi. En mühimi bize güvendi. Yıllar önce çalacağımız listeyi bile işletmecinin verdiği günleri yaşadık bizler. O yüzden buradan Atakan da ben de işimizi tam anlamıyla özgür yaptık ve çok mutlu çalıştık. Atakan işletme müdürüdür bense DJ, eğlence ve showların organizasyonunda görevliyim. Herkes kendi işini en iyi şekilde yapar mekân sahibimiz de sağ olsun bize güvenir ve asla işimize  müdahale etmedi hiç.

F.U: Ülkemizde birçok eğlence mekânı var ve bu mekânlarda da Dj’ler çalışıyor. Diğer Dj’ler de aynı tarzda mı çalıyorlar yoksa herkesin bir çizgisi var mı?
U.Ö:
Açık konuşmam gerekirse 12 yıldır faal bir şekilde bu işi yapan biri olarak ben de eğlencenin olduğu günlerde hep çalışıyorum.  Çok fazla diğer mekânlarda çıkan Dj arkadaşlarımı gidip dinleme şansım olmadı açıkçası. Hiçbir Dj hakkında yorum da yapamam ama bana sorarsanız adamızda iyi mekânlarda çıkan Dj’ler iyidir kendi tarzına göre. Mekânın doluluk oranı ile Dj iyi olup olmadığının alakası olduğunu düşünmüyorum. Mekânın popüler bir mekân olmasıdır sebep en çok. Artık biz Dj’ler mekândan çok müziğimizle ön planda olmayı başarmamız lazım. Yani müziğe gelmeli insanlar mekâna değil. Bunu başarmazsak bugün bu mekân popülerken yarın başka mekan popüler olacaktır. Oysa müzik ve Dj’in yaptığı müzik popüler olmalı. Showlar, eğlence. Bence biz bunu başardık. Bence her Dj bunu yapmak ister ancak bizim kadar özgür çalışamadıkları için belki istediklerini yapamaz.

 

KULAKLIĞIN NEDENİ VE EN BÜYÜK HEDEF

F.U: Neden Dj’ler kulaklık takar?
U.Ö:
Dışarıda başka müzik çalarken Dj arkadan gelecek şarkıyı dinleyip hazırlar bu yüzden kulaklık takar.  Hatta kulaklığın bir tanesi takılı olmaz ve dışarıda çalan parça ile gelecek olan parçanın hızını ayarlar ki karışmasın. İki şarkı arasında sağlıklı senkronizasyonu yapabilmek için bu gereklidir. Ben yıllardır bu işi yapan biri olarak çoğu zaman kulaklık takmama bile gerek kalmadan en ufak bir kaymada müdahale edecek tecrübeye sahibim. Bu da sahne tecrübesi ile ilgilidir. Ben çalışırken de spontane çalışıyorum, liste önceden hazırlamam. O anki duruma göre seçerim parçaları.

F.U: Peki hiçbir Dj yetiştirdin mi?
U.Ö:
Evet şu an Cage Club’ta benim öğrencim olan Emrah Polat var. 2009 yılından beridir ki benim yanımdadır. 6 yıl önce Beyond’da beridir benimle. Açılış ve kapanış Dj’liğimi yaptı. Egosu olmayan çok saygılı bir arkadaşımdır. Hiçbir zaman ters düşmedik. Ona kattıklarımın farkında olan bir çocuk. Karakteri ve kişiliğini de sevdiğim için uzun zamandır beraberiz.

F.U: Hiç zorlandığın ya da tıkandığın zamanlar oldu mu sahnede?
U.Ö:
Olmadı. Çünkü 18 yaşımdan beri 2 bin 3 bin kişilik gruplara müzik yapmaya başladım. Yıllardır neredeyse haftanın 3 günü çalışıyorum. Bayram, yılbaşı, özel günlerde de. Hiç sahneden inmedim. Çok büyük gruplara müzik yapıyorum yıllardır. Bu yüzden sahne tecrübem çok fazla. Arkadan gelecek müziği seçmekte geç kalsam da onu dinleyiciye asla hissettirmem lup dediğimiz müzik tekrarlama formüllerimiz var. Elim titremez yani. Bu da tecrübe gerektirir. Çok rahat ve özgür bir Dj’im bunun da avantajlarını yaşıyorum sahnede.

HEDEF SİNGLE

F.U: En kalabalık seyirci kitlen hangisiydi? 
U.Ö:
2012 yılında Jasmin Green Garden’da Model konseri öncesi çalmıştı. 9 bin kişi vardı o gece. 2008 yılından beri de ortalama 2 bin kişiden az kişiye çalmadım. 2 bin ve üstü.

F.U: Şu an Kıbrıs’ta en uzun yıllar Dj’lik yapan sen misin?
U.Ö:
Hayır Bora var. Barış var. Joker var. Benden uzun yıllardır bu işi yapıyor. Hepsinin de ayrı ayrı bana katkısı olmuştur. Benden daha da önce başladılar. Bende emekleri var asla da unutmam. Hepsinden biraz biraz bir şeyler kaptım ama ben Dj olmaya karar verdiğimde aylarca eve kapanıp çalıştım. Sabahlara kadar uyumadan çalıştığımı bilirim. O dönemlerde hiçbir teknoloji yoktu. Ben çekirdekten yetiştim. Bu yüzden bu teknoloji ile Dj yapmak çok daha rahat.

F.U: En büyük hedefin nedir?
U.Ö:
Kendi single’mı yapmak ve bu single eğer kendi içime sinerse dünyada duyulmasını sağlamak. Sınırlarımı zorlamak isterim. Amsterdam’a gittikten sonra orada inanılmaz bir güvenle geldim. Çünkü inanın hiçbir eksiğimiz yok oradaki Dj’lerden hatta fazlamız var. Bana orada deselerdi ki çık ve 60 bin kişiye çal yemin ederim çıkar ve elim titremeden orada inanılmaz bir gece çıkarırdım. O yüzden Dj adına yapabileceğim Kıbrıs’ta birçok şeyi yaptım. Şunu da söyleyeyim bu ben değil diğer Dj arkadaşlarım da aynı olurdu çünkü bizler teknik anlamada çok daha zorunu yapmış insanları bu teknoloji ile neler yaparız. Şimdi sıra üretmeye geldi. Artık Avrupada neler yapabilirime bakmak lazım bunun için de prodüktörlük gerekir. Küçük bir stüdyo kuruyorum. Klavye ve piyanomu sipariş verdim. Özel ders almaya başlıyorum. Nota öğreneceğim. Eğer içime sinen bir şey üretebilirsem Avrupanın sınırlarını zorlayacağım. Tek hedefim budur. Neden olmasın? Hayal etmeden hiçbir şey olmaz.

F.U: Son olarak söylemek istediğin var mı?
U.Ö:
Umarım Umut Özsoy olarak KKTC’de bir Dj olarak eğlence hayatına bir şeyler kazandırdık diye düşünüyorum. Avrupa standartlarını ülkemize taşıyabildik. Eğlence sektörüne bir şeyler kazandırabildiysem ne mutlu bize diye düşünüyorum. Yaz sezonunda yine yeni fikirlerle geleceğiz diyorum. Teşekkür ederim size de.

Bu haber toplam 12673 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 235. Sayısı

Adres Kıbrıs 235. Sayısı