1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. EĞİTİMDE TAM KAOS
EĞİTİMDE TAM KAOS

EĞİTİMDE TAM KAOS

2019-2020 eğitim yılı kapasite sorunlarıyla başladı… Kamu okullarındaki fiziki altyapının, nüfusa yanıt vermediği görüldü, eğitim alanında acil çözüm ihtiyacı ortaya çıktı

A+A-

selma-eylem.jpg

2019-2020 eğitim yılı kapasite sorunlarıyla başladı… Kamu okullarındaki fiziki altyapının, nüfusa yanıt vermediği görüldü, eğitim alanında acil çözüm ihtiyacı ortaya çıktı

 

Eğitim Bakanlığı’ndan alınan veriye göre, geçtiğimiz sene, ilkokulda toplam 27,448 öğrenci, ortaokul ve lisede ise 51.713 öğrenci kayıtlıydı.

 

‘Kaç öğrenci var’ bilinmiyor mu?

2019-2020 öğrenim yılı için kayıtlı öğrenci sayısı, devam eden kayıtlar, başka okullara aktarmalar nedeniyle henüz ‘bilinmiyor’… YENİDÜZEN'in "kaç yeni öğrenci var" şeklindeki sorusuna Eğitim Bakanlığı yetkilileri ise net bir bilgi veremedi.

 

YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulunan ilgili çevreler, mevcut okullara ek bina yapmanın sorunları çözmediği gibi, oyun alanı, tuvaletler gibi alanlarda sorun yarattığını vurguladı, yeni okul yapımının şart olduğunu kaydetti.

 

Acil ihtiyaçlar

  • Girne’de yeni bir anaokul, ilkokul ve ortaokul
  • Lefkoşa’da bir ilkokul
  • İskele’de ise Bekir Paşa Lisesi ile Maarif Koleji’nin ayrılması
  • Lapta ve Alsancak arasında ortaokul
  • Çatalköy’de ilkokul
  • Yeniboğaiçi’ne ilkokul

 

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Salih Sarpten:

“Eğitimle ilgili sorunlara yönelik çözüm planı yaparken bilinçli davranmalıyız”

 

Eğitimci - Yrd. Doç. Dr. Kemal Akkan Batman:

“Ek bina çözüm değil, yeni okul yapılmalı”


Dila ŞİMŞEK

2019-2020 eğitim yılı, kamu okullarından eğitim almak isteyen öğrenciler adına ‘sıkıntılı’ başladı…

Kapasitede yaşanan sorunları ve eğitimdeki ‘aciliyeti’ YENİDÜZEN’e değerlendiren ilgili çevreler, mevcut okullara ek bina yapmanın, oyun alanı, tuvalet ve kafeteryalar için yine sorun yarattığını söyleyerek “Yeni okul şart” dedi.

Eğitim ve Kültür Bakanlığı’ndan alınan veriye göre, 2018-2019 eğitim yılında; İlköğretim Dairesi’na bağlı (Özel Eğitim Merkezi, Okul Öncesi Eğitim Merkezi ve İlkokul) 114 okulda öğrenim gören 20.123 öğrenci vardı.

Aynı veride, 13 Özel okulda öğrenim gören 7325 okul öncesi ve ilkokul öğrencisi olduğu da kaydedildi. Buna göre, geçen sene toplam 27,448 ilkokul öğrenci vardı.

Genel Ortaöğretim Dairesi’ne bağlı 32, Mesleki Teknik Öğretim Dairesi’ne bağlı 12 okulda öğrenim gören 20.781; ortaokul ve lise öğrencisi ile 8 özel kolejde öğrenim gören 3484 ortaokul ve lise öğrencisi olduğu belirtildi. Toplam 51.713 öğrenci ortaokul ve liselere kayıtlıydı.

2019-2020 eğitim yılı için, kayıtların devam etmesi, okullar arası öğrenci aktarılması, ek kayıtların yapılacak olması sebebiyle öğrenci sayısı henüz ‘bilinmiyor’…

Eğitim ve Kültür eski Bakanı Cemal Özyiğit, ‘bir yıllık hükümetlerle eğitim sorununun çözülemeyeceğini’ kaydederek, eğitim alanındaki en büyük sorun olarak nüfus artışının okullara olumsuz yansımasını gösterdi. Özyiğit, yeni okulların yapılması gerektiğini ifade etti.

Öte yandan KTOEÖS Başkanı Selma eylem, “Her bölgeye yeni okullar da yapsak, kontrolsüz nüfus artışının önüne geçemedikçe, bu sorunu birkaç sene içinde yeniden yaşayacağız…” şeklinde konuştu. Selma, şu an için Girne, Mağusa ve İskele bölgelerinde yeni ilkokul ve ortaokul yapımının acil olduğuna vurgu yaptı.

Eğitim Bakanlığı'nda Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Salih Sarpten, en büyük eksikliğin nitelikli bir eğitim strateji planının olmaması olarak gösterdi. Sarpten, “Yeni okul yapacaksak hangi şehre, nereye ve hangi kademeye yapmalıyız, hangi alandaki öğretmenleri hangi sayıda istihdam etmeliyiz, ezberi odağına alan ve öğrencileri birbirileri ile kıyaslayan yarışmacı eğitim yaklaşımlarından nasıl kurtulacağız, Bakanlık merkez örgütünün ihtiyaç duyduğu örgütsel yapılanmayı nasıl kuracağız?” diye sorarak, bunun geleceğe dönük vizyon içerikli bir bakış açısıyla hazırlanmış bir eğitim planı ile gerçekleşebileceğini dile getirdi.

 

“Anadili Türkçe olmayan öğrencilere ne olacak?”

Yrd. Doç. Dr. Kemal Akkan Batman, özellikle Girne’de çok kültürlülüğün arttığını ve okullarda anadili Türkçe olmayan ciddi sayıda öğrenci olduğunu söyledi. Bu öğrencilerin öğleden sonra Türkçe dersi veya kendi anadilinde ders alması gerektiğini vurgulayan Batman, “Avrupa Birliği’nin de 1979’dan beri uyguladığı, çocuk hakları çerçevesinde bir haktır. Biz bunları ülke olarak yok sayıyoruz” diye konuştu. Eski Eğitim Bakanı Özyiğit de, ülkede 163 farklı ülkeden öğrenci olduğunu hatırlatarak, bu öğrencilerin adaptasyon çalışmaları için bu sene çalışmaların ‘başlamış olması gerektiğini’ kaydetti. Özyiğit, yepyeni bir eğitim sistemini topluma kazandırabilmek için hükümetlerin daha uzun süreye ihtiyacı olduğunu ifade etti.


Eğitimdeki sorunları, ilgili çevreler anlattı…

Eğitim ve Kültür eski Bakanı Cemal Özyiğit:

“Ne yazık ki 1 yıllık hükümetlerle, bu işler olmaz”

“2017-2018 ders yılında, Girne’de bazı ilkokul öğrencileri açıkta kalmışlardı. Biz de çocukları bir üniversitenin boş olan bir sınıfa aktarmak durumunda kalmıştık. Girne’de atıl durumda olan bir binayı, ortaokul olarak yeniden yapılandırmak istedik ve böyle bir çalışma hazırladık.

2018-2019 ders yılına başlamadan önce, bir önceki senede yaşadığımız sıkıntıları göz önünde bulundurarak, 20182in Haziran ayında önlem almaya başladık. İlk kayıtları alarak, bir veri yaratmak istediğimizde, Eylül’de de kapasite sorunlarının yaşanacağını düşünerek Girne’deki ilkokul kayıtlarının kısmen daha az olan Hasan Cafer İlkokulu’na yapılması adında çalıştık.

Bellapais’te bir binayı restore ederek eğitime kavuşturduk. Bu konuda, belediye de oldukça katkılı oldu. Bu sayede, 2018-2019 ders yılında hiçbir öğrenci açıkta kalmadı. Aynı şekilde 2019-2020 yılı için de önlem alınması gerekirdi. Devlet okulunun öğrencilerini özel bir okula aktarması çok yanlıştır. Özel okulda tam gün ders işleniyor, öğle yemeği veriliyor, şimdi devlet okulundan gelen öğrenciler yiyecek mi? Gün sonuna kadar kalacak mı? Yoksa onlar erken mi ayrılacak? Bu konuda Eğitim Bakanı, özel okulla nasıl bir anlaşma yaptı? Bunlar hakkında açıklama yapılmalıdır. Bekir Paşa Lisesi ile kolejin ayrılması projesi hazırlanmış, sadece EVKAF’tan katkı aktarılması için karar alınması bekleniyordu. Şu anda bu proje ne durumda bilemiyorum… Gemikonağı’ndan beni aradılar, ilkokul öğrencilerinin sayısı git gide azalıyor, okul kapanacak korkusu yaşıyorlar, bazı bölgelerde aşırı yoğunluk yaşanırken bazısında da sayıda düşüş yaşanıyor… Ülkemizde 163 farklı ülkeden öğrenci var ve anadili Türkçe olmayan öğrencilerin adaptasyonu ile ilgili çalışma bu sene başlamalıydı… Ne yazık ki 1 yıllık hükümetlerle, bu işler olmaz. Yepyeni bir eğitim sistemini topluma kazandırmak gerek”

 

Eğitimci - Yrd. Doç. Dr. Kemal Akkan Batman:

“Ek bina çözüm değil, yeni okul yapılmalı”

“Nüfus artışının eğitim alanına olumsuz yansıması birkaç senedir gözle görülür bir şekilde ortadaydı. Özellikle Girne’de 23 Nisan İlkokulu ve Lefkoşa’da 9 Eylül İlkokulu’nda yoğunluk olduğu belliydi. Bu iki bölge, ülkenin en çok nüfus alan ilçeleri… Okullarımız 90’lı yıllardan kalma, üzerinden otuz sene geçti, o döneme göre 4 katı nüfusumuz var ancak 4 katı fazla okulumuz yok. Bu konuda alınan önlemler de çok kötü, çünkü okulların açıldığı ilk günde devlet okulu öğrencileri özel bir okula aktarılmak zorunda kaldı. Bu kez özel okul öğrencilerinin velileri de tepkili çünkü özel okula, ‘kalabalık’ olmaması için ‘para ödediklerini’ söylüyorlar. Böyle bir durumda, öğrenciler arasında da gruplaşma ve birbirini dışlama görülebilir. Bir öğretmenin, ders saatinde yeni konu anlattıktan sonra öğrencilerle birebir ilgilenerek uygulamalı anlatımda bulunması gerekir ancak 40 dakikalık ders sürecinde, bunu yapmak sayı arttıkça olanaksızlaşıyor. Öğrenci sayısının 30’u aşması kimseye fayda sağlamaz. Yeterli ilgiyi göremeyen öğrencilerin akademik başarıları da etkilenecektir. Aynı şekilde, mevcut okullara ek bina yapılması da çözüm değil. Okullardaki oyun alanı, ders alanı ve diğer alanların kapasitesi sınırlıyken, ek bina yaparak öğrencileri oraya aktarmak yine bir sorunu çözmüyor. Bu sebeple, özellikle Girne ve Lefkoşa’da yeni okulların yapılması şarttır. Bunun yanı sıra, okullar artık çok kültürlü hale geldi ve anadili Türkçe olmayan çok fazla çocuk var. Bu çocuklar için, öğleden sonra Türkçe dersleri veya kendi dillerinde eğitim almaları şarttır. Bu, Avrupa Birliği’nin de 1979’dan beri uyguladığı, çocuk hakları çerçevesinde bir haktır. Biz bunları ülke olarak yok sayıyoruz…”

 

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem:

“Kontrolsüz nüfus artışı önlenmeli”

“Devlet okulu öğrencilerinin, özel okula aktarılmak zorunda kalması devletin ayıbıdır. Eğitim alanında, müfredat, altyapı ve kapasite gibi çok ciddi sorunlar var. Yasalar da aynı şekilde sorunludur. Nüfus sorunu, şu anda en temel sıkıntımızdır. Öyle ki, her bölgeye yeni okullar da yapsak, kontrolsüz nüfus artışının önüne geçemedikçe, bu sorunu birkaç sene içinde yeniden yaşayacağız… Şu an için ise, Girne, Mağusa ve İskele bölgelerinde yeni ilkokul ve ortaokul şarttır”

 

Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Salih Sarpten:

“Eğitimle ilgili sorunlara yönelik çözüm planı yaparken bilinçli davranmalıyız”

“Kontrolsüz nüfus artışının olumsuz anlamdaki etkileri en yoğun olarak eğitimde yaşanmaktadır. Kontrolsüz nüfus artışı, zaten planlama yapma kültürüne sahip olmayan kamusal kurumların daha da bir plansız hareket etmesine, sorunlara kalıcı ve anlamlı çözümler üretmek yerine günü kurtarma gailesiyle palyatif çözümlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Oysa eğitim maksatlıdır. Eğitim, rast gelelikten uzak, ciddi planlama ve programlamayı gerektiren önemli bir iştir. Çünkü bir ülkenin kalkınması ve çağdaşlaşması, o ülkenin kişisel ve toplumsal gelişmesinin bağlıdır. Bunu da gerçekleştirebilecek tek mekanizma eğitim sistemidir.  Eğitim sisteminin ülke kaynaklarının büyük bir kısmını tükettiği göz önüne alınırsa, bu önemin büyüklüğü ve ne kadar bilimsel bir planlamanın yapılması gerektiği açıkça kendini göstermektedir. Kontrolsüz nüfus artışı, işte bütün bunları olumsuz anlamda etkiliyor. Kontrolsüz nüfus artışı, plansızlığı beslediği için sorunlara günlük çareler aranır. Bu günlük çarelerde yeni sorunları doğurur. Örneğin, kalabalık sınıfların, 1000 aşan öğrenci sayısı ile nitelikli olarak yönetilmesi imkansız büyük ve kalabalık okulların ortaya çıkmasına neden olduğu gibi öğrencilerin eğitim-öğretim uygulamalarına da olumsuz etki ediyor. Ancak bunlardan daha da önemlisi; sınıf ve okul ortamlarının ihtiyaç duyulan standartlardan uzaklaşılmasına neden oluyor. Sınıfların iklimlendirilmesi, havalandırılması, ışıklandırılması, öğrencilerin oyun alanlarından, tuvaletlerden, kantinden sağlık bir şekilde hizmet alması imkansız hale dönüşüyor. Dahası öğrencilere yer bulmak için laboratuvarlar, atölyeler ya da diğer çok amaçlı salonlar sınıfa dönüştürülüyor. Bütün bunlar da öğrencide, öğretmende, okul yöneticisinde hatta anne-babada motivasyonsuzluk ve verimsizliğe neden olabiliyor. Açık yüreklilikle söylemek isterim ki bütün bunlar “eğitim” değildir. Eğitim, bunların dışında bir şeydir… Bütün dünya eğitim sistemleri, 21. Yüzyıl için eğitimde nitelikli dönüşümlere giderken bizim en küçük bir değişiklik yapmadan hâlâ on yıllardır yaptığımız şeyleri tekrar ederek ve onları da zamanında ve doğru olarak yapamamak en büyük eksikliğimiz diye düşünüyorum… Kısacası en büyük eksikliğimiz nitelikli bir eğitim strateji planımızın olmamasıdır. Yani yeni okul yapacaksak hangi şehre, nereye ve hangi kademeye yapmalıyız, hangi alandaki öğretmenleri hangi sayıda istihdam etmeliyiz, ezberi odağına alan ve öğrencileri birbirileri ile kıyaslayan yarışmacı eğitim yaklaşımlarından nasıl kurtulacağız, Bakanlık merkez örgütünün ihtiyaç duyduğu örgütsel yapılanmayı nasıl kuracağız? İşte bütün bunları için geleceğe dönük vizyon içerikli bir bakış açıcıyla hazırlanmış bir eğitim stratejik planına ivedilikle ihtiyacımız var.”

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190922130807.jpg

Bu haber toplam 2608 defa okunmuştur
Etiketler : ,