1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. Eğitimde Görünmeyen Sorun: Çok Kültürsüzlük
Salih Sarpten

Salih Sarpten

Eğitimde Görünmeyen Sorun: Çok Kültürsüzlük

A+A-

 

Son yıllarda KKTC’deki okulların çok kültürlü bir yapıya doğru hızla ilerlediği açıkça kendini göstermektedir. Okullarda görev yapan öğretmenler, giderek artan bir hızla; farklı uyruklara sahip, farklı geçmişi olan, farklı diller veya Türkçenin farklı lehçelerini konuşan, farklı yetenekleri, farklı alışkanlıkları, farklı öğrenme hızları, farklı sosyal ve duygusal davranışları ve dolayısıyla da farklı öğrenim ihtiyaçları olan çocuklarla karşılaştıklarını ifade ediyorlar.

İşte tam da bu konuya değinen bir araştırmadan bahsetmek istiyorum… Yakın çalışma arkadaşım Barış Uzunahmet’le beraber öteden beridir çok kültürlülük üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bahsedeceğim bu araştırma da onlardan biri… Değerli çalışma arkadaşım Barış’la çok yakın zamanda tamamladığımız ve 2. Uluslararası Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği Kongresi’nde de sunulan bir araştırma. Yani bilimsel bir platformda tartışılan ve ortaya çıkardığı bulgular açısında takdir toplayan bir araştırma: “Anadili Türkçe Olmayan Öğrencilerin KKTC Okullarına Entegrasyon Sorunlarının Belirlenmesi”. Araştırmamızda hem anadili Türkçe olmayan öğrencilerin yaşadığı sorunları belirlemek hem de eğitim sistemimizdeki çok kültürlüğü irdelemeye çalıştık...

KKTC ilkokullarında okuyan anadili Türkçe olmayan ve başka bir kültürde doğan ve/veya ilk çocukluğunu başka bir kültürde geçiren çocuklarla yapılan görüşmeler araştırmanın temel veri kaynağını oluşturdu. Elde edilen bulgulara göre; araştırmaya katılan çocukların, okullarda çok ciddi iletişim sorunları yaşadığı ortaya çıktı. İşte araştırmanın çarpıcı sonuçları:

Araştırmaya katılan çocuklar;
• %50’si sınıf arkadaşlarıyla, %33’si öğretmenleriyle, %17’si de hiç kimseyle anlaşamadığını ifade ettiler.
• “Türkçe”, “Fen Bilgisi”, “Hayat Bilgisi”, “Sosyal Bilgiler” gibi sözel ağırlıklı dersleri sevmedikleri, “Resim”, “Müzik”, Beden Eğitimi”, “Matematik” gibi sözel ağırlığın bulunmadığı dersleri daha çok sevdiklerini belirttiler.
• Hem öğretmen ve okul yöneticileri ile hem de arkadaşları ile iletişim problemi yaşadıkları, bu problemini çözmede yeterli destek alamadıkları, kendi imkanlarıyla çözmeye çalıştıklarını dile getirdiler.
• İletişim sorunların onlar için büyük bir mutsuzluk kaynağı olduğu, yaşadıkları bu sorunlar okul başarılara olumsuz anlamda etki ettiği ve bu sorunların çözümlenmesine destek ve katkı beklediklerini ifade ettiler.

Araştırmaya katılan çocukların bazı ifadeleri şöyle:
• “Okul ortamında karşılaştığım en önemli sorun etrafımdaki kişilerin beni anlamaması ve benim de onları anlamamam...”
• “Okula ilk geldiğimde konuşulanları anlamıyordum…”
• “Konuşulanları anlamakta Türkçe, Fen gibi dersleri, sınavlarda sorulan soruları anlamakta zorlanıyorum.”
• “En önemli sorun Türkçe kelimeleri düzgün söyleyemediğim için arkadaşlarım alay ediyor ve arkadaş olamıyoruz...”
• “Bence en önemlisi diğer çocuklarla anlaşamamak…”
• “Okula İlk geldiğimde mutlu değildim. Dilimi bilen bir öğretmen olmalı diye düşünmüştüm…”

Bu bulgular; kabul etmesek de eğitim sistemimizin bir “çok kültürsüzlük” sorunu olduğunun göstergesi niteliğindedir. Oysa biz, bunun gibi eğitimi derinden etkilen sorunlar yerine öğretmen eksikliği, alt yapı sorunları, taşımacılık, hademeler gibi yönetsel sorunlarla boğuşmaya devam ediyoruz… Ne yazık ki enerjimizi, dikkatimizi bir türlü “eğitime” çeviremiyoruz. Tüm uğraşımızı, güncel sorunlara geçici çözümler bulmak üzerine kurgulamışız… Bu durum sürdürülebilir değildir…

Hiç aklımızdan çıkarmamız gereken şeyi, hep unutup duruyoruz: Çocuklar; aile içinde, akran grubu arasında, okulda birbirlerinin kopyası olarak yaşamazlar. Her çocuğun başarısı, sahip olduğu kültürü, akranının kültürü ile ne derece buluşturabildiğine bağlıdır. Biz ise başarıyı hâlâ bireysel yarışta ya da sınav notunda arıyoruz… Bu gidişle de hiç bulamayacağız gibi…

 

-----------------------------

App Kuşağı

“Çoklu Zeka Kuramı”nın sahibi olan Howard Gardner’den çarpıcı bir araştırma daha… Yedi yıllık araştırma programına liderlik eden eğitim profesörü Howard Gardner ve Katie Davis’in yazdığı ‘’App Kuşağı’’ adlı kitapda çok boyutlu bir araştırmanın sonuçları paylaşılıyor... Nitel araştırma yöntemleri kullanılarak desenlenen araştırmayla yazarlar, dijital teknolojilerin kimlik, yakınlık ve hayal gücünün son yıllarda ciddi ölçüde yeni baştan şekillendirildiğini ortaya koyuyorlar. Dijital dünyanın gençler üzerindeki etkilerini bir metafor üzerinden anlatan yazarlar bu yönüyle güçlü bir anlatım kurgulamışlar.

Aplikasyon (App) genel olarak cep telefonlarında “uygulama” olarak Türkçeleştirilse de genelde bir mobil cihaz üzerinde çalışmak üzere tasarlanmış bir yazılım programından başka bir şey değildir... Aplikasyonlarla şarkılara, filmlere, videolara, gazetelere erişim sağlanıyor, oyun oynanıyor… En can alıcı yanı ise mutlaka her iş için bir aplikasyonun olması ve cep telefonumuzda olduğu için de sürekli yanımızda bulunması…

Araştırmada öğrencilere; bu aplikasyonların arkadaşları, aileleri ve öğretmenleriyle ilişkilerin kalitesi, okuldaki deneyimleri ve kendileri ile ilgili ne gibi etkileri olduğu hakkındaki düşünceleri sorulmuş… Araştırma sonuçlarını merak edenlere kitabı almalarını öneririm…

 

----------------------------------

Eğitim Bakanlığı Bütçesi Onaylandı

Uzun tartışmalar sonucunda Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda, 523 milyon 313 bin 200 TL olarak öngörülen Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla onaylandı. Tartışmalar uzundu ancak eğitimin geleceğine ışık tutacak perspektif de ne dişe dokunur bir eleştiri ne de çarpıcı bir öneri vardı…

Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı,  523 milyon 313 bin 200 TL’lik payı ile genel bütçedeki en büyük orana sahip gibi görülüyor. Ne yazık ki bu büyük bütçedeki aslan payı her zaman olduğu gibi yine öğretmen maaşları, müşavir maaşları ve diğer cari harcamalara ayrılmış durumda… Eğitimin geliştirilmesine yönelik yatırım kalemlerini ara ki bulasın…

Bu yazı toplam 4183 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar