1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Düşünce ve ifade özgürlüklerine sahip çıkılmazsa gerilime yaşanması kaçınılmazdır”
“Düşünce ve ifade özgürlüklerine sahip çıkılmazsa gerilime yaşanması kaçınılmazdır”

“Düşünce ve ifade özgürlüklerine sahip çıkılmazsa gerilime yaşanması kaçınılmazdır”

Siyaset Tarihi Profesörü Niyazi Kızılyürek  Kıbrıs’ın kuzeyinde 22 Ocak’ta Afrika gazetesi ve Meclis genelinde yaşanan olayları YENİDÜZEN için yorumladı

A+A-

Siyaset Tarihi Profesörü Niyazi Kızılyürek  Kıbrıs’ın kuzeyinde 22 Ocak’ta Afrika gazetesi ve Meclis genelinde yaşanan olayları YENİDÜZEN için yorumladı

Didem MENTEŞ

 

Siyaset Tarihi Profesörü Niyazi Kızılyürek, yaşananların Kıbrıs Türk toplumunun asla kabul edeceği bir yaklaşım olmadığını aktararak, toplumun fikir, düşünce ve ifade özgürlüklerine sonuna kadar sahip çıkılmadığı takdirde büyük bir gerileme yaşanabileceğini söyledi. Kızılyürek, şöyle konuştu:

“Seçimlerle ilgili daha önce verdiğim bir demeçte Yeniden Doğuş Partisi’nin Kıbrıslı Türklere karşı kullandığı söylemin, gerilime yol açabileceğine dikkat çekmiştim. Nitekim, yaşanan gelişmelere baktığımız zaman böyle bir şiddet ortamını örgütleyen, teşvik eden, bunun hayata geçirilmesi için çaba sarf eden herkes, şunu bilmeli ki; Kıbrıs Türk toplumunun asla kabul edeceği bir yaklaşım değildir. Kıbrıs Türk demokrasisi içinde bütün kusurlarına rağmen Kıbrıs Türk toplumunun geleneğinde olan hoşgörü kültürü, anlayışlı davranmak, ötekinin söz hakkına müdahale etmek gibi bir takım geleneksel değerler vardır. Bunlar çok eskilere dayanır. Bunlar KKTC demokrasisi değil Kıbrıs Türk toplumunun tarihinde olan bir takım değerlerdir. Dolayısıyla bu tür durumlar karşısında kesinlikle çoğulcu demokrasiye sahip çıkacağız. Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğüne tavizsiz sahip çıkmak gerekiyor. Burada geri adım attığınız zaman fikir, düşünce ve ifade özgürlüklerine sonuna kadar sahip çıkmadığınız zaman büyük bir gerileme yaşarsınız. Dolayısıyla bu olayları şiddetle kınamak lazım ve Kıbrıs Türk toplumu bütün kurumlarıyla derhal buraya müdahale etmeli ve hukuk yoluyla gereken cezalandırmanın bilhassa yapılması gerekir. KKTC-TC ilişkisi bağımlılık ilişkisidir, onun doğası değişmez. Ben Kıbrıs Türk toplumuyla Türkiyelinin arasındaki ilişki nasıl olmalı diye bakıyorum. Kıbrıs’ın kuzeyinde farklı nüfus gruplarının varlığı bir gerçektir. Türkiye’den gelen pek çok insan Kıbrıslı Türklerle yan yana yaşıyor. Önemli olan hiç kimse bir başkasının kültürüne, inanç sistemine müdahale etmeden, bir arada yaşarken birbirine ve farklılıklara saygı duyması demokrasinin gereğidir. Bazılarının kafasında olan tek tip yurttaş üretmek vardır. Bir yurttaş, yurttaş olduğu için haklara sahiptir, hak sahibidir, hak sahibi olmaya sahiptir. Bir insan etnik kimliğini istediği gibi yorumlar, inancı da kendine kalmış bir şeydir. Dolayısıyla yurttaşlık haklarına demokratik bir anlayışla saygı duymak lazımdır. Bir Müslüman yurttaş, Müslüman olmayan yurttaştan daha meşru değildir ya da İslam’ı Türklüğü belli bir biçimde yorumlayan bir yurttaş bunlara farklı anlam yükleyen bir başka yurttaştan daha meşru değildir. Burada bir kimlik ve din fetişizmi yaparsak Kuzey Kıbrıs daha da bölünmüş olacak ve maalesef bu bölünmüşlük zaman zaman büyük gerilmelerin kaynağı olabilecektir dolayısıyla bunlara dikkate etmek gerekir”

 

ozel-haber-gorsel-275.jpg

Bu haber toplam 3852 defa okunmuştur
İlgili Haberler