1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “DÜPEDÜZ KÖLELİK…”
“DÜPEDÜZ KÖLELİK…”

“DÜPEDÜZ KÖLELİK…”

CTP Milletvekili Doğuş Derya YENİDÜZEN’e konuştu…Gece kulüplerinin bugünkü durumunu değerlendirdi…

A+A-

“Bugünkü haliyle söz konusu olan şey düpedüz kölelik! Yani “konsomatris” adı altında çalıştırılan kadınlar, dünyadaki seks işçilerinin sahip oldukları haklara sahip değil. Çalışma saatleri belli değil, tatilleri ve izin hakları yok, seyahat özgürlükleri kısıtlanmış, örgütlenme hakları yok, ücretlerini ülkelerine dönerken alıyorlar ve onu da çoğu zaman eksik alıyorlar çünkü belirlenmiş bir ücret yok.”

Gece kulübü sahiplerinin deyişi ile “genç olan kadın daha pahalı, yaşlı olan daha ucuz”. “Yaşlı dediğiniz kaç yaşında?” diye sorduğunuzda 23-24 diyorlar. Ben söylerken insanlığımdan utanıyorum…”

“Herşeyden önce gelen İnsan Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti suçlarının Ceza Yasamızda açıkça yer bulmasıdır. Biliyorsunuz geçtiğimiz dönem milletvekili arkadaşım Fazilet Özdenefe ile birlikte bu konuda bir çalışma yapıp meclise sunmuştuk ancak önerimiz erken seçim dolayısı ile kadük olmuştu. Bu dönem yine bu öneriyi gündeme getireceğiz”

“Bizim kadınları bir et parçası gibi gören, para ile satın alınacak bir nesneye indirgeyen bu ataerkil anlayışa karşı mücadele etmemiz gerek. Üzgünüm ama ben şahsen kadınlarla iletişim kuramayan ve seks ihtiyacını para ile satın alan erkeklere saygı duymuyorum. Bu yüzden toplumsal cinsiyet farkındalığının artması ve kadınlara insan olarak bakmayı beceren eşitlikçi bir anlayışın yerleşmesi için medyadan eğitime kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yapılması gerek”

“TOCED bünyesinde öngörülen tüm birimler sadece şiddeti önlemeye yönelik değil, ekonomik yaşamı planlamadan eğitime kadar birçok alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik etkili icraatlarda bulunacak şekilde tasarlandı. Tam teşekküllü bir daire olarak TOCED kurulmadığı müddetçe şiddeti etkili biçimde önlemek mümkün değil”

 

ÖDÜL AŞIK ÜLKER

CTP Milletvekili Doğuş Derya, insan kaçakçılığı ve insan ticareti suçlarının Ceza Yasası’nda yer alması gerektiğine dikkat çekerek, bu konuda bir önceki dönemde CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe ile çalışma yapıp meclise sunduklarını ancak önerinin erken seçim nedeniyle kadük olduğunu söyledi. Derya, bu dönem bu öneriyi yeniden gündeme getireceklerini belirtti.

Derya, “gece kulüpleri kapatılmalı mı, denetim mekanizması güçlendirilerek açık mı kalmalı” tartışmasının ne kadın hareketi içinde, ne de devlet düzeyinde bitmiş bir tartışma olmadığını söyleyerek, “Bu konuda kesin bir şey söylemek için İçişleri Bakanlığı’nın düzenleyeceği çalıştayın sonuçlarına bakmak gerek. Hem devletin ilgili birimlerinden, hem de sivil toplumdan konu ile ilgili çalışma yürüten uzmanlardan alınan görüş sonucunda karar vermek en doğrusu” diye konuştu.

Milletvekillerinin gece kulüpleri konusunda tek tek ne düşündüklerini bilmediğini kaydeden Derya, kadın milletvekillerinin gece kulüplerinde yaşananlardan rahatsız olduğuna dikkat çekti. Derya, gece kulüplerinde yaşananları “insanlık ayıbı” olarak nitelendirerek, “Önümüzde kısa bir süre var, yerel seçimlerden dolayı seçim yasakları başlayacak sonra da yasama yaz döneminden dolayı tatile girecek. Biz yaz döneminde de komite çalışması yapsak bile Ekim’e kadar yasa geçirmemiz mümkün olmayacak. O yüzden ivedilikle çalışmaya başlarız diye düşünüyorum” dedi.

Gece kulüplerinde yaşananların “kölelik” olduğunu da vurgulayan Derya, şunları söyledi:

 “Bir de kadınları cinsel haz nesnesi olarak gören anlayışın bir tezahürü olarak seks köleliğini ‘bir ihtiyaç’ olarak meşrulaştırmaya çalışanlar var. Bunu geçmişte de bugün de söyleyen bakanlık yapmış UBP vekilleri var. Bu bir ihtiyaç deyip meseleyi normalleştirmeye çalışıyorlar. Yani bir kadınla insan gibi iletişim kurup, sağlıklı bir ilişkilenme ve düzgün bir iletişim çerçevesinde cinsellik yaşayamayan insanların kadınları mal ya da meta gibi görmesini meşru görmemizi istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil... Toplumsal cinsiyet farkındalığının artması ve kadınlara insan olarak bakmayı beceren eşitlikçi bir anlayışın yerleşmesi için medyadan eğitime kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yapılması gerek.”

Derya, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nın 2014 yılında meclisten oybirliği ile geçtiğini ancak dairenin hala kurulmadığına dikkat çekti.

Derya, TOCED bünyesinde öngörülen birimlerin sadece şiddeti önlemeye yönelik değil, ekonomik yaşamı planlamadan, eğitime kadar birçok alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik etkili icraatlarda bulunacak şekilde tasarlandığını anlatarak, polis ve hastanede kurulması öngörülen Şiddete Müdahale Birimleri’nin yeni kadro açılmasına gerek kalmadan hemen devreye girebileceğini söyledi.

Derya, TOCED’in kurulması için gerekli iradenin tüm hükümet ortağı partiler tarafından koyulacağına inanç belirtti ve “aksi durumda bu konuda verilen her beyanat samimiyetten uzak olacaktır” dedi.

 

“Komisyonun denetim yetkisi yeterli değil”

Soru: Geçtiğimiz haftalarda bir gece kulübünde bir kadının hayatını kaybetmesiyle gece kulüpleri mercek altına alındı. Gece Kulüpleri ve Eğlence Yerleri Komisyonu toplandı, denetimlerin başladığı açıklandı. Komisyonun yetkileri gerekli tüm denetimler için yeterli mi, hak ihlalleri denetlenebiliyor mu? Etkin denetim için nasıl bir mekanizma kurulmalı? Bu arada fuhuş sadece gece kulüplerinde yapılmıyor, bazı Afrika kökenli öğrencilere fuhuş yaptırıldığı, seks kölesi gibi çalıştırıldıkları sır değil...

Derya: 7/2000 sayılı Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası’nda öngörülen komisyonun görevleri aslında neredeyse hiçbiri denetime yönelik olmayan koşullar çerçevesinde belirlenmiş. Mesela, açılacak olan gece kulüplerine ilişkin başvuruları incelemek, değerlendirmek ve sınıflandırmasını yapmak olarak tanımlanmış. Yani komisyon bir denetim mekanizmasından çok izinlendirme ve sınıflandırma yapan bir mekanizma niteliği taşıyor. Bu bağlamda komisyonun denetim yetkisi yeterli değil ve özellikle de seks köleliğinden kaynaklanan hak ihlallerini sonlandırmak açısından etkili değil. Zaten özelde seks köleliği, genelde ise insan ticaretinden dolayı yaşanan hak ihlalleri ve sömürü sadece Gece Kulüpleri üzerinden yürütülecek bir tartışma da değil. Çünkü sizin de dediğiniz gibi bugün yurtdışından gelen öğrencilerin de benzer hak ihlallerine maruz kaldığını biliyoruz. Bu bağlamda yapılması gereken, herşeyden önce İnsan Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti suçlarının Ceza Yasamızda açıkça yer bulmasıdır. Biliyorsunuz geçtiğimiz dönem milletvekili arkadaşım Fazilet Özdenefe ile birlikte bu konuda bir çalışma yapıp meclise sunmuştuk ancak önerimiz erken seçim dolayısı ile kadük olmuştu. Bu dönem yine bu öneriyi gündeme getireceğiz.

Bunun yanında özellikle Gece Kulüpleri denetimlerinin daha efekif yapılabilmesi için TOCED Yasası’nda da belirtilen ve bir tanesinin İçişleri Bakanlığı’nda açılması öngörülen Cinsiyet Odak Noktalarının derhal faaliyete başlaması gerek ki seks kölelerinin yaşadığı sorunları doğrudan izleyen ve raporlayan bir mekanizma oluşabilsin. 7/2000 sayılı Yasa’da öngörülen Komisyona İçişleri Cinsiyet Odak Noktaları ile bu konuda çalışma yapan sivil toplum örgütlerinin de dâhil edilmesi şart bence. Çünkü bu konudaki geçmiş uygulamalar gösterdi ki, bağımsız sivil toplum örgütlerinin denetimi olmadığı zaman Komisyon ortaya çıkan sorunlara yasal zemini olmayan “çözümler” üretiyor ve bu “çözümler” hak ihlallerini ortadan kaldırmıyor. Mesela seks köleliği yapmak istemeyen bir kadın ülkesine dönünceye kadar bir gece kulübünden alınıp bir başka gece kulübünde “barındırılıyordu”. Şikâyetçi olan seks kölesine refakat edecek bir avukat ve dil konusunda yardımcı olacak bir tercümanın olmadığı birçok durum ile karşılaştık. Kadınlar gece kulübü sahipleri tarafından tehdit edildikleri için polise gittiklerinde çoğu zaman şikâyetlerinden vazgeçmek zorunda kalıyorlar ve işlemlerin devam ettirilmesi de mümkün olmuyordu. Bu yüzden yine TOCED Yasası’nda kurulması öngörülen Polis Şiddete Müdahale Birimi’nin de bir an önce açılması gerekiyor. Ayrıca şunu söylemem gerekir ki, seks kölesi olarak çalıştırılan kadınlar çalıştıkları gece kulüplerinde ikamet etmek zorunda bırakılıyorlar. Pasaportlarına polis tarafından el koyulduğu için seyahat özgürlüklerinin kısıtlanması bir yana, çalıştıkları yerde ikamet etmek zorunda kaldıkları için 7/24 çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu bağlamda Çalışma Bakanlığı’nın gerekli denetimleri sürekli olarak yapması gerekiyor.

 

Cinsiyet Odak Noktaları...

Soru:Yurtdışından gelen öğrencilerin yaşadığı benzer hak ihlallerinin önlenmesi için nasıl tedbirler alınmalı?

Derya: Öğrencilerin insan ticareti sonucunda seks kölesi ya da kaçak işçi olarak çalıştırılmasını engellemek için bence YÖDAK, Çalışma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı Cinsiyet Odak Noktaları arasında yeni bir komisyon kurulması gerek. Komisyonda, İçişleri Cinsiyet Odak Noktaları’nın hazırlayacağı ve ülkeye öğrenci olarak giriş yapanlar,  YÖDAK’ın üniversitelere öğrenci olarak kaydolanların ve bu öğrencilerin ne kadarının üniversitelere devam ettiğinin dökümü, Çalışma Bakanlığı’nın yaptığı işyeri denetimlerinin dökümü karşılaştırılmalı. Bu adaya getirilen öğrencilerin kaç tanesinin okula devam ettiğini, kaç tanesinin kayıt yaptırdıktan sonra seks kölesi ya da kaçak işçi olarak çalıştırıldığını tespit etmekte önemli bir adım olabilir.

 

“Söylerken insanlığımdan utanıyorum”

Soru: Gece kulüplerinin kapatılıp kapatılmaması konusunda da bir tartışma var. Gece kulüpleri kapatılmalı mı, denetim mekanizması güçlendirilerek açık mı kalmalı?

Derya: Bu tartışma ne kadın hareketi içinde, ne de devlet düzeyinde bitmiş bir tartışma değil. Bu konuda kesin bir şey söylemek için İçişleri Bakanlığı’nın düzenleyeceği çalıştayın sonuçlarına bakmak gerek. Hem devletin ilgili birimlerinden, hem de sivil toplumdan konu ile ilgili çalışma yürüten uzmanlardan alınan görüş sonucunda karar vermek en doğrusu. Bugünkü haliyle söz konusu olan şey düpedüz kölelik! Yani “konsomatris” adı altında çalıştırılan kadınlar, dünyadaki seks işçilerinin sahip oldukları haklara sahip değil. Çalışma saatleri belli değil, tatilleri ve izin hakları yok, seyahat özgürlükleri kısıtlanmış, örgütlenme hakları yok, ücretlerini ülkelerine dönerken alıyorlar ve onu da çoğu zaman eksik alıyorlar çünkü belirlenmiş bir ücret yok. Gece kulübü sahiplerinin deyişi ile “genç olan kadın daha pahalı, yaşlı olan daha ucuz”. “Yaşlı dediğiniz kaç yaşında?” diye sorduğunuzda 23-24 diyorlar. Ben söylerken insanlığımdan utanıyorum. Daha da ötesi kadınların yedikleri yemekten, giydikleri  kıyafete, hasta oldukları zaman kullandıkları ilaçlara kadar her şey kadınların kazandığı paradan kesiliyor. Tüm bunlar yeterince korkunç zaten. Bir de kadınları cinsel haz nesnesi olarak gören anlayışın bir tezahürü olarak seks köleliğini “bir ihtiyaç” olarak meşrulaştırmaya çalışanlar var. Bunu geçmişte de bugün de söyleyen bakanlık yapmış UBP vekilleri var. Bu bir ihtiyaç deyip meseleyi normalleştirmeye çalışıyorlar. Yani bir kadınla insan gibi iletişim kurup, sağlıklı bir ilişkilenme ve düzgün bir iletişim çerçevesinde cinsellik yaşayamayan insanların kadınları mal ya da meta gibi görmesini meşru görmemizi istiyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bizim kadınları bir et parçası gibi gören, para ile satın alınacak bir nesneye indirgeyen bu ataerkil anlayışa karşı mücadele etmemiz gerek. Üzgünüm ama ben şahsen kadınlarla iletişim kuramayan ve seks ihtiyacını para ile satın alan erkeklere saygı duymuyorum. Bu yüzden toplumsal cinsiyet farkındalığının artması ve kadınlara insan olarak bakmayı beceren eşitlikçi bir anlayışın yerleşmesi için medyadan eğitime kadar geniş bir yelpazede çalışmalar yapılması gerek.


TOCED... “Koruyucu-önleyici sosyal politikalar”

Soru: Ülkemizde kadına yönelik şiddet artık çok göz önünde yaşanıyor. Mecliste bile kadına yönelik şiddet var... Çok sayıda şiddet şikayeti oluyor, 2017 yılında 5 kadın cinayeti yaşandı. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’ni (TOCED) Yasası 2014 yılında meclisten geçti ancak hala kurulmadı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler yıl sonuna kadar daireyi kurmayı hedeflediklerini söyledi. TOCED kurulana kadar şiddet ve seks köleliğiyle ilgili neler yapılabilir?

Derya: TOCED Yasası 2014 yılında oybirliği ile geçti. CTP döneminde bu dairenin teşkilatlanması için Kamu Hizmeti Komisyonu’ndan sınav ilan etmesi istenmişti. Ayrıca daire için bina kiralandı ve faaliyete başlaması için bütçe ayrılmıştı. Ardından kurulan UBP-DP azınlık hükümeti bu çalışmaları durdurdu ve dairenin teşkilatlanması için hiçbir girişim yapmadı. Halbuki TOCED sadece benim değil, ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili faaliyet gösteren birçok sivil toplum örgütünün ve üniversitelerin katkılarıyla yıllar süren bir çalışma sonucunda oluştu. TOCED bünyesinde öngörülen tüm birimler sadece şiddeti önlemeye yönelik değil, ekonomik yaşamı planlamadan eğitime kadar birçok alanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik etkili icraatlarda bulunacak şekilde tasarlandı. Tam teşekkülü bir daire olarak TOCED kurulmadığı müddetçe şiddeti etkili biçimde önlemek mümkün değil. Bizim toplumda şiddet deyince şu anda ilk akla gelen sığınma evi. Sığınma evlerinin sayısının artması şart. Lakin şiddet kültürünü ortadan kaldırmak için sosyal hizmet anlayışımıza koruyucu-önleyici yaklaşımları daha çok dâhil etmemiz gerek. TOCED bahsettiğim “koruyucu-önleyici sosyal politikalar” yaklaşımı ile tasarlanmış bir daire olduğu için çok ayaklı bir sistem öngörüyor. Şiddet ortaya çıktıktan sonra ihtiyaç duyulan imdat hattı kurulması, sığınma evleri açılması ve Şiddete Müdahale Birimleri kurulması yanında, şiddet ortaya çıkmadan önce uygulanması gereken Önleyici Müdahale Programları, Şiddeti Önleme Danışma Merkezleri gibi birimler de bu yasada öngörüldü. Özellikle polis ve hastanede kurulacak Şiddete Müdahale Birimleri hemen devreye girebilir çünkü yeni kadro açılmasına gerek kalmadan görevlendirme usulü başlaması öngörülen birimler bunlar. Yine TOCED Yasası’nda sivil toplum örgütlerinden müteşekkil olacak bir Danışma İzleme Konseyi ile her 2 yılda bir düzenlenecek olan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalıştayı öngörülmüştür ki, bu iki oluşum bütünsel politikaların tasarlanması ve fiilen uygulanması için gerekli olan bilgiyi ve kurumsal desteği sağlayan oluşumlardır. Bakanlıklar arasında işbirliği öngören ve bu işbirliğinin koordine bir şekilde yapılmasını sağlayan birimlerin tüm detayları ile yasada yerini alması bizim açımızdan bir avantajdır. TOCED’in kurulması için gerekli iradenin tüm hükümet ortağı partiler tarafından koyulacağına inanıyorum, aksi durumda bu konuda verilen her beyanat samimiyetten uzak olacaktır.


 “Kadın vekiller yaşanan insanlık ayıbından rahatsız”

Soru: Meclisin çoğunluğunun insan ticareti, fuhuş, seks köleliği, kadına şiddet gibi konularda duruşu nasıl? Şimdi gündemde bütçe var, ardından seçim yasakları girecek. bu süre içinde bu konularda birşey yapmak mümkün olabilir mi?

Derya: Mecliste görev yapan vekillerin gece kulüpleri konusunda tek tek ne düşündüklerini bilmiyorum, lakin kadın vekil arkadaşların buralarda yaşanan insanlık ayıbından rahatsız olduklarını biliyorum. Hatta geçtiğimiz günlerde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda birlikte çaba göstereceğimize dair ortak bir basın açıklaması yaptık. Önümüzde kısa bir süre var, yerel seçimlerden dolayı seçim yasakları başlayacak sonra da yasama yaz döneminden dolayı tatile girecek. Biz yaz döneminde de komite çalışması yapsak bile Ekim’e kadar yasa geçirmemiz mümkün olmayacak. O yüzden ivedilikle çalışmaya başlarız diye düşünüyorum.


yeniduzen-satin-aliniz-096.jpg

Bu haber toplam 4203 defa okunmuştur