1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Dünya Özgürlük Raporu 2015’in Kıbrısın Kuzeyi ile İlgili Bölümü (1)
Dünya Özgürlük Raporu 2015’in Kıbrısın Kuzeyi ile İlgili Bölümü (1)

Dünya Özgürlük Raporu 2015’in Kıbrısın Kuzeyi ile İlgili Bölümü (1)

Dünya Özgürlük Raporu 2015’in Kıbrısın Kuzeyi ile İlgili Bölümü (1)

A+A-

 

Çeviren: Meltem HAMİT
meltemhamit@yahoo.com

2015 Skorları:
Statü: Özgür
Özgürlük Sıralaması (1=en iyi, 7=en kötü): 2.0
Sivil Özgürlükler (1=en iyi, 7=en kötü): 2.0
Siyasi Haklar (1= en iyi, 7= en kötü): 2.0

GENEL DEĞERLENDİRME*

Şubat 2014’te Kıbrıslı Türk cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıslı Rum devlet başkanı Nikos Anastasiades 1974’te Türk müdahalesi ve ardından da 1983’te -yalnızca Türkiye tarafından tanınan- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin bağımsızlığının ilanından beridir bölünmüş olan adayı yeniden birleştirmek için yapılan ve  uzun süredir hızı kesilmiş olan görüşmeleri canlandırmayı amaçlayan ortak bir açıklama yayınladılar. İki lider de federasyon inşa edebilecek bütüncül çözüm taahütünde bulundu. Temmuz ayında, Eroğlu teklif edilen federasyonun her iki tarafında yapılacak olan referandumla sonuçlanan çözüm için beş adımlık yol haritasını sundu. Bu yol haritası, Kıbrıslı Rumlar tarafından prematüre bulunup geri çevrildi. Yeni anayasal çerçeve, sınır düzenlemeleri, mülk talepleri ve açık denizde petrol ve gaz kaynakları da dahil olmak üzere, iki tarafı bölen birçok hususa ilişkin mesafe kaydedilip edilmediği hususu güvenilmezdir. 

5 Haziran’da KKTC Meclisi, 23 anayasal değişikliği kabul etmiştir; ve bu değişiklikler 1985 anayasasında yapılmış ilk değişikliklerdir. Bu değişikliklerin kısmi nedeni, KKTC yasalarını Avrupa Birliği (AB) yasaları ile daha fazla uyumlu hale getirmek ve yolsuzlukla mücadele etmektir. Bazı merkez-sol partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının azınlık haklarının genişletilmesi, Türkiye ordusunun polis üzerindeki kontrolünün kaldırılması, vicdani reddin oluşturulması ve mahkemelerin anayasal hakların yorumlanmasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) görüşlerinin kullanılmasına ilişkin teklifler geri çevrilmiştir.  Reform paketinin son hali Meclis’teki tüm partiler tarafından desteklenmiş olsa da, seçmen 29 Haziran referandumunda bunu reddetmiştir. Bazı gözlemciler, (%62 oranıdaki) “hayır” oyunun seçmenlerin yeterince bilgilendirilmediğine ya da yeterli miktarda refomların yapıldığını düşündüğe işaret ettiğini iddia etmiş, diğer gözlemciler ise bu sonucu dönemin hükümetine karşı yapılan bir protesto oyu olarak yorumlamıştır.
Ocak ayında, Meclis sömürge döneminden kalan ve erkek homoseksüel ilişkiyi suç sayan yasayı yürürlükten kaldırmıştır. 

SİYASİ HAKLAR VE SİVİL ÖZGÜRLÜKLER
Siyasi Haklar: 32 / 40

A. Seçim Süreci: 11 / 12

KKTC’deki seçimler uzun zamandan beridir özgür ve adil olarak değerlendirilmektedir. KKTC orantılı temsil sistemini kullanmakta ve partilerin 50 sandalyeli meclise girebilmeleri için %5 barajını geçmesi gerekmektedir. 2013 seçimlerinde, beş partinin dördü meclise girdi. Ana muhalefet partisi konumundaki CTP en fazla sandalyeyi kazandı (21). Parti lideri Özkan Yorgancıoğlu başbakan oldu ve DP ile kurulan koalisyon hükümetinin başına geçti.

Devletin başı olarak görev yapan ve KKTC’yi uluslarası alanda temsil eden umhurbaşkanı, 5 yıllık dönem için seçilmektedir. UBP’li cumhurbaşkanı Eroğlu 2010 yılında seçilmiştir.
Yüksek Seçim Kurulu bağımsız bir organdır. Öte yandan, anayasal reform peketine muhalefet edenler, haziran ayında Meclis Başkanlığı ofisinin referendum oylarına ilişkin açıkça taraf almasına izin verdiği gerekçesiyle Kurulu protesto etmiştir.

B. Siyasi Çoğulculuk ve Katılım: 12 / 16

Kıbrıslı Türkler siyasi parti kurma konusunda özgürdürler ve seçimler rekabetçidir. 2014 yılında seçmen tarafından reddedilen anayasal değişikliklerden biri, kamu personelinin siyasi partilere katılmasına izin vermekteydi.

Türk yetkililerin KKTC’deki siyasi iktidarı kullandıklarına ve seçilmiş KKTC yetkililerinin otoritelerinin altını oyduklarına yönelik bir algı bulunmaktadır. KKTC, güvenlik ve ekonomik destek hususlarında ciddi biçimde Türkiye’ye bel bağlamaktadır. 2013 yılında Ankara, kemer sıkma tedbirleri ve özelleştirme öngören ekonomik protole bağlı kalmak konusunda KKTC’ye baskı yaptı ve sözkonusu tedbirlerin uygulanmaması durumunda fonların kesileceği şeklinde tehdit etti. Bu protokol yürürlükte kalmıştır ve 2014 yılında hükümet muhalifleri,  KKTC’nin ekonomik politikalarında iddia edilen Türkiye elini görmeye devam etmiştir. KKTC anayasasında yer alan ve KKTC güvenlik ve polis güçleri üzerinde Türkiye ordusunun kontrolünü tahsis eden  “geçici” madde 10’un değiştirilmesi ya da kaldırılmasına yönelik çabalar başarısız olmuştur; bu husus bazılarının anayasal reform paketinin reddedilmesine yönelik kampanya yapmasını teşvik etmiştir.

Azınlık hakları sorun olmaya devam etmektedir. KKTC’de birkaç yüz Kıbrıslı Rum ve Maruniler  yaşamaktadır. Bu kişiler yasal olarak Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıdır ve bu yüzden KKTC seçimlerinde oy verme hakkına sahip değillerdir. 2014 anayasal reform paketinin bir parçası olarak azınlık haklarının genişletilmesi çabaları başarı sağlayamamıştır.

C. Hükümetin İşleyişi: 9 / 12

Birçok gözlemci, KKTC hükümetinin etkili biçimde işlemesinin Türkiye’nin  müdahalesi ile engellenmekte olduğunu ileri sürmektedir. KKTC siyasetçileri arasında olan yolsuzluk da bir sorundur.  2013’teki milletvekili seçimleri, sonrasında iktidar partisi olan parti içindeki birçok temsilcinin yolsuzluklarının kınanması ardından gerçekleşmiştir. Diğer bir millet meclisi üyesi,  yolsuzluk problemlerine işaret ederek Ağustos 2014’te istifa etmiştir. Halk referandumu nihayetinde reddedilmiş olan haziran ayında geçmiş anaysal değişiklikler, göreve gelmelerinin ardından millet meclisi üyelerinin ve ailelerinin varlık bildiriminde bulunmasını öngörmekteydi.Hükümet muhalifleri, bunun destekçilere affı verdiği yönünde iddiada bulunmuştur.

Sivil Özgürlükler: 47 / 60

D. İfade ve İnanç Özgürlüğü: 14 / 16

Basın özgürlüğü kanun ile güvence altındadır ve bazı medya kuruluşları açıkça hükümete muhalefet etmektedir. Öte yandan, bazı gözlemciler,  yayın özgürlüğünden taviz verilmekte olduğunu; çünkü Türkiye hükümetinin KKTC’deki gazeteciler ve editörlerin bazı yazılarının, özellikle de Ankara’yı eleştiren yazıların, tonunu yumuşatmaları yönünde baskıda bulunduğunu öne sürmektedir. Bazı gazeteciler de özel hayatın mahremiyetine ilişkin Mart ayında çıkan yeni kanunların araştırmacı gazeteciliği ve bilgi paylaşımını sınırlayacağı yönündeki çekincelerini dile getirmiştir. Hükümet internet erişimine kısıtlama uygulamamaktadır.

Kıbrıslı Rum yetkililerle 1975’te imzalanan anlaşma, aynı zamanda KKTC anayasası, inanç özgürlüğünü temin etmektedir; KKTC laik bir devlettir. Öte yandan, Müslüman olmayanların dini faaliyetleri bazı düzenlemelere tabiidir; ve Hristiyan kiliselerinin koşulları ve dini mekanlara erişim konularında tartışmalar halen devam etmektedir.
Akademik özgürlük ve açık özel tartışma bulunmaktadır.


E. Toplanma ve Örgütlenme Hakları: 9 / 12

Her ne kadar polis protestocuları dağıtmakla ve iddiaya göre orantısız güç kullanmakla eleştirilse de, toplanma ve örgütlenme hakları genel olarak muhafaza edilmektedir.  Sivil toplum kuruluşları (STK) genellikle herhangi bir kısıtlama olmadan çalışmaktadırlar.  İşçiler bağımsız sendikalar kurmakta, toplu grev yapmakta ve toplu pazarlıkta bulunmaktadırlar. Haziran ayında, birçok sendika ve STK anayasal değişikliklerin reddi yönünde açıkça lobi faaliyetinde bulunmuştur. Eylül ayında beş sendika, devletin toplu pazarlık faaliyetine müdahalesini protesto etmek için açlık grevi organize etmiştir. Aynı ayda, sendikalar ve diğer STKlar Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretine yönelik protestolar organize etmiştir. Polis, protestoculara karşı durmuş ve bazı protestocular tutuklanmıştır.

F. Hukukun Üstünlüğü: 12 / 16

Yargı bağımsızdır ve duruşmalar genellikle uluslarası adil yargılanma standartlarını yerine getirmektedir. Türkiye ordusu kontrolündeki KKTC polisi, bezen adil yargılanmaya ilişkin prosedürleri yerine getirmemektedir; ayrıca tutuklulara kötü muamele yönünde iddialar da mevcuttur.  Hukukçular dernekleri ve gazeteiler adalet sistemindeki düzensizliklere çare bulmak için aktif biçimde çalışmıştır. Ancak, çocuk mahkemelerinin ve hapisanelerinin kurulması, meclis tarafından görevlendirilen ombudsman, yüksek idare mahkemesine yerel mahkemeler üzerinde genişletilmiş gözetim gücü vermeyi öngören anayasal reformlar Haziran referandumunda kabul edilmemiştir.

Az sayıdaki Rum ve Maruni azınlıklar, toplumsal ve ekonomik beklentilerin oldukça sınırlı olduğu enklavlarda yaşamaktır. Bazıları, sınır kontrol noktalarında zorluk yaşadıklarını ifade etmekte, ayrıca KKTC yetkililerinin gözetlemelerine maruz kaldıklarını iddia etmektedir.

Ocak 2014’te Millet Meclisi erkek homoseksüelliğini yasallaştırmıştır. Bundan önce, homoseksüel davranış gerekçesi ile suçlu bulunanlar hapis cezası alabilmekteydi; ancak bu hüküm nadiren uygulanmıştı.

G. Bireysel Özerklik ve Kişi Hakları: 12 / 16

KKTC sınırları içinde hareket göreceli olarak özgürdür. KKTC’den yalnızca Türkiye’ye direk uçuş mümkündur. Birçok devlet KKTC seyahat belgelerini tanımamaktadır; bu yüzden birçok Kıbrıslı Türk,  hak sahibi oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaportunu almıştır.

Özel mülkiyet hakkı mevcuttur. KKTC,  adanın bölünmesinden önce Kuzey’de mülkiyet sahibi olan Kıbrıslı  Rumların taleplerini çözümlemek için 2006 yılında  bir mülkiyet komisyonu kurmuştur.  2010 yılında AİHM komisyonu “erişilebilir ve etkin” mekanizma olarak tanımıştır.  2014’ün sonu itibarı ile komisyona 6000 başvuru yapılmış ve 600 civarında başvuru çözüme kavuşturulmuştur. Maruniler, varislerinin KKTC’de yaşamadığı ve KKTC kimlik kartına sahip olmadığı koşullarda mülkiyetlerini miras edemediklerini bildirmiştir. Mart ayında AİHM Türkiye’ye işgali ve ardından gerçekleşen adanın bölünmesi nedeniyle meydana gelen zarara ilişkin 90 milyon  Euro ceza vermis; bu miktarın üçte ikisi KKTC’deki Rum azınlık nüfusunun mülkiyet taleplerinin tazminine gitmiştir.  Türk yetkililer, Türkiye’nin bu cezayı ödemeyeceğini belirtmiştir.

Türkiye uyruklu kişilerin Kuzey Kıbrıs’a yerleşmeleri ihtilaf kaynağıdır.  Resmi rakamlara göre, KKTC sakinlerinin üçte biri Türkiye’de doğmuştur; ve bu orana bu kişilerin çocukları da katıldığında , yerleşikler toplam nüfusun yarıya yakınını oluşturmaktadır.  Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye’yi, KKTC’deki kontrolünü arttırmak ve yeniden birleşme sürecini sekteye uğratmak için kasıtlı olarak nüfus değişimini teşvik etmekle suçlamıştır. Haziran 2014’te Kıbrıslı bir grup, Türkiye’nin yerleşim politikasının potansiyel savaş suçu olarak soruşturulması için Uluslarası Ceza Mahkemesine başvuruda bulunmuştur .

Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahiptir; ancak aile içi şiddet gibi çeşitli biçimlerde ayrımcılığa maruz kalmaktadır.  Hükümet  ağustos ayında kadın sığınma evlerini fonlamak için yeni bir protocol yapacağını taahhüt etmişti. Meclis başkanının kadın olmasına ve Eylül 2015’te CTP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesine rağmen, kadınlar siyasette yeterince temsil edilmemektedir. KKTC  fuhuş bağlamında insan ticaretinin varış ülkesidir; ve yerel yetkililer bu soruna çözüm bulmak için çok az yol katetmiştir.  Kurtaj yasaldır; ancak evli kadınların kürtaj için eşlerinin iznini alması gerekmektedir.


(1)Yayınlayan: Freedom House, Yayınlanma Tarihi: 4 Ağustos 2015, raporun orijinali için bakınız http://www.refworld.org/docid/55c084f941.html   

* Çevirenin Notu:  “Dünya Özgürlük Raporu”, ABD merkezli “Freedom House” sivil toplum örgütünün her ülke ve tartışmalı bölgeler için sivil özgürlükler ve siyasi haklar derecesini yıllık olarak değerlendiren raporudur.  Bu yıllık rapor, raporlama döneminde, ülkelerdeki siyasi haklar ve sivil özgürlük derecelerini 1 (en özgür) ile 7 (en az özgür) olarak sıralamakta ve bu sıralamaya göre ülkeler “özgür”; “kısmen özgür”; “özgür değil” şeklinde sınıflandırılmaktadır. 2015 raporunda Kuzey Kıbrıs’ın derecesi 2 (özgür); Kıbrıs Cumhuriyetinin derecesi 1(özgür); Türkiye’nin derecesi ise 3.5 (kısmen özgür) olarak değerlendirilmiştir.

Bu haber toplam 1434 defa okunmuştur
Gaile 337. Sayısı

Gaile 337. Sayısı