1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Döviz kaynaklı bir artış, keyfi bir uygulama yok”
“Döviz kaynaklı bir artış, keyfi bir uygulama yok”

“Döviz kaynaklı bir artış, keyfi bir uygulama yok”

Semavi’nin Piliçleri işletmesi sahibi Semavi Aşık, beyaz ete yapılan fiyat artışı ile ilgili YENİDÜZEN’e konuştu

A+A-

Didem MENTEŞ


Semavi’nin Piliçleri işletmesi sahibi Semavi Aşık, beyaz ete yapılan fiyat artışının döviz kaynaklı olduğunu belirterek, son bir yılda dövizde yaşanan yükselmenin tavuk üretimi girdilerini de etkilediğini dile getirdi. Zam uygulamasının ‘keyfi’ değil tamamen döviz nedeniyle olduğunu vurgulayan Aşık, yemin ithal olması, diğer gereksinimler, işçilik ve elektrik gibi birçok giderin bu kararda etkili olduğunu ifade etti. Ülkede sebzeden meyveye, ilaç sektöründen birçok üründe fiyatlarının yükseldiğine işaret eden Aşık, Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin zamları kaçınılmaz hale getirdiğini kaydetti.
“Kimse daha fazla para için bu artışın yapıldığını düşünmesin, öyle bir durum söz konusu değildir” diyen Semavi Aşık, bir buçuk senede dövize yaklaşık %25 ila %30 civarında zam geldiğini, bir tavuğun masrafının da %70'inin yem, % 30'unun da diğer giderlerden olduğuna dikkat çekti.

Zam uygulamasının ‘keyfi’ değil tamamen döviz nedeniyle olduğunu vurgulayan Aşık, yemin ithal olması, diğer gereksinimler, işçilik ve elektrik gibi birçok giderin bu düzenlemede etkili olduğunu ifade etti.

 

“Ne yazık ki zam kaçınılmaz oldu”

Semavi Aşık, geçtiğimiz gün güney ile kuzey arasında yapılan bir karşılaştırma haberinde, kuzeyde tavuğun % 20 daha ucuz olduğunu anımsatarak, geçen yıl Kasım’da yapılan zammın ilk zam olup, döviz artışına rağmen çok cüzi bir oranda yansıtıldığını savundu.

Aşık, “Bir buçuk sene içerisinde dövize yaklaşık %25-%30 civarında zam geldi. Bir tavuğun masrafının %70'i yemdir, diğer masraflar %30'udur. Yani işçiliğidir, elektriğidir… Yemin hammaddesi ise dışarıdan ithal edilir. Yani yemin içinde ne varsa tümü yurtdışından gelir ve burada kırılır, belli bir oranda karıştırılır ve tavuğa verilir. Yalnız tavuk yemi değil diğer yemlerde aynı şekildedir. Dolayısı ile dövize ciddi bir bağımlılığı vardır. 3 aydan bu yana da dövize % 20’ye yakın zam gelmiştir.  Ne yazık TL düşüyor ve bu zam kaçınılmaz oldu. Keyfi yapılmış bir zam değildir. Zaten tavuk satışları çok iyi değildir özellikle de benim olduğum bölgede” dedi.

“Kimse daha fazla para için bu artışın yapıldığını düşünmesin, öyle bir durum söz konusu değildir” diyen Semavi Aşık, bir buçuk senede dövize yaklaşık %25 ila %30 civarında zam geldiğini, bir tavuğun masrafının da %70'inin yem, % 30'unun da diğer giderlerden olduğuna dikkat çekti.

 

“Tavuğa yapılan bu zam normaldir”

Ülkedeki birçok ürüne zam geldiğini söyleyen Aşık, şöyle konuştu: “Bugün marketteki fiyatlara baktım, patlıcanın kilosu 10 lira, dolmalık biber 10 lira, fasulye ve taze baklayı görmedim ki eminim 15 liradan fazladır kilosu. Bu saydıklarımın tümü ciddi bir fire ile tencereye giriyor. Yani patlıcanı aldığınız gibi tencereye koyamazsınız. Sapını atacaksınız, kabuğunu soyacaksınız, çekirdeğini çıkaracaksınız ve tencereye girecek. Halbuki bizim ülkemizde satılan tavuğun % 100'ü tencereye girer. Siz derisini yemezseniz yani farklı bir şeyiniz varsa ve aldığınız bütün tavuk durur ve derisi üstündedir, onu çıkarırsınız. Ama normalde eğer isterseniz derisiz alırsınız, kemiksiz alırsınız ama aldığınız verdiğiniz para karşılığında, aldığınız eve götürdüğünüz tavuğun % 100'ü tencereye girer. Yoktur öyle bir firesi ki aldın o fiyata da sana maliyeti daha yükseğe gelsin. Öyle bir durum söz konusu değildir. Dolayısı ile tavuğa yapılan bu zammı öcü gibi göstermemek lazım. Bu normaldir. “Mademki bu Türk parasına mahkumuz, bu zamlar kaçınılmazdır. Kimse zannetmesin ki biz bu zammı yapıyoruz aman daha çok para kazanalım diye. Öyle bir durum söz konusu değildir yani artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Başka bir örnek vereyim size. Sinüsleri yıkamak için bir ilaç satılır poşette. Bir poşette yanlışım yoksa 40 tane vardır 42 TL’dir, Türkiye'de ise 18 liradır. Başka bazı ilaçlar da bizde 40 kusur liradır ama Türkiye'de 30 kusur liradır. Yani bir çok avantajı vardır adada yaşamanın turizm açısından ama biz ne yazık ki onu sağlayamadık. Adada yaşamanın dezavantajı ise yurtdışından getirdiklerinizin bir maliyeti olmasıdır, nakliye maliyeti gibi. Türkiye'de 32 lira olan bir ilacın burada 45 liraya satılmasını çok da yadırgamadan alıyoruz, üstelik ilaç elzem bir malzemedir.”

“Elimizde olan bir şey değil”

Maliyetlerin önemine değinen Aşık, şunları belirtti: “Zeytinin, kaliteli zeytinin, çiğ zeytinin, tuzlanmamış zeytinin kilosu bu sene 15 liradan gitti. Yani bunun tuzlandığı zaman vereceği fire senin koyacağın tuz, yapacağın emek, bunu her gün silkele, çalkala ki yiyeceğin kıvama gelsin ve yiyesin çok ciddi bir maliyettir. Zeytin bile sana üstüne 20 liraya yakın bir paraya mal olursa tavuğun 10-11 lira kilosu olması pahalı değildir. İkide bir zam yapılır diye insanlar bunu yanlış anlamasın. Geçen sene Kasım'da yapılan zam ilk zamdı. Hiç bir sene yapılmaydı. Çok cüzi bir zamdı %10’da değildi o zaman daha azdı. Dövizin bu üç aydaki farkını yalnız hesaplasınız, % 70 giderin içine dahil etseniz bu yapılan %5 ile %10 arasındaki zamdan daha fazla tutar emin olun. Bir umut vardır ki belki düzelir, belki düşer aşağıya ve ona göre dengelenir diye bir hesaplama söz konusudur. Aksi taktir de durum böyle devam ederse tavuğa tekrar zam gelecek, buda kaçınılmazdır. Bizim elimizde olan bir şey değildir. Yani düşün sen ki kendi toprağına ektiğin, yetiştirdiğin, çıkardığın ürün bile ciddi şekilde fiyat edebiliyor”

Bu haber toplam 3693 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler