1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Denktaş: Patron gazeteciliğine karşı çıkalım
Denktaş: Patron gazeteciliğine karşı çıkalım

Denktaş: Patron gazeteciliğine karşı çıkalım

Denktaş: Patron gazeteciliğine karşı çıkalım, o nedenle geleneksel medyayı destekleyelim, yoksa bir parmağımızı ısırırız hepsi sızlar

A+A-

 

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı Bakanlar Kurulu gündemindeki ‘Medya destek programı’na ilişkin konuştu.

Devletin basına ciddi katkıları olduğunu belirten Arıklı, bu katkıların da olmasını KKTC’nin sesinin dış dünyada duyulması açısından önemli olduğuna işaret etti. Kritere değinen Arıklı, ‘Toplu Sözleşme’ şartının ileri sürülemeyeceğini savunan Arıklı, bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürdü.

Bazı gazetelere kriterler belirlenerek’ 5 ila 20 bin TL arasında katkı verildiğini söyleyen Arıklı, gazetelerin katkının devam etmesi için hükümeti ‘baskı altına almaya çalıştığını savundu.

Basının desteklenmesinin ‘kontrollü basının’ oluşmasına neden olacağını ileri süren Arıklı, “Yardım yapacaksanız satış başına yapabilirsiniz, gazete kağıdına indirim yaparsınız. Açıktan nakit vermek kadar saçma bir şey olamaz. Bir de bu gazeteler eylem yapacaklarmış, nasıl bir eylem yapacaklarmış ben merak ediyorum” şeklinde konuştu.

Arıklı, “Halkın Partisi bu işe karşı çıkıyormuş, şayet böyle ise HP’yi tebrik ediyorum” dedi. Arıklı, bu şekilde ülkede basın özgürlüğünün darbe alacağını da savundu.

Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu:

“Kriterler tartışılıyor, henüz karar yok”

Bu ülkenin dünyaya kapılarını açabilmenin en önemli yollarından birinin basın olduğun bilinerek bu konuya bakılması gerektiğini kaydeden Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu, 39. Hükümet’ten bu yana uygulamanın sürdüğüne işaret etti.

Gazetelere ilişkin giderlerin incelenmeden bu tür bir açıklama yapılmasını doğru olmadığını ifade eden Bakan Amcaoğlu, “Ben hiçbir zaman kafadan atıp öderiz demem. Önce bütçeye bakarım, uygun olup olmadığına bakarım. Kimseyi kimseye yönlendirmem. Kaynağı gerçekleştirmek için adım atarım, hükümet karar alırsa” şeklinde konuştu.

“Bizim görevimiz ülkenin ihtiyacına göre kaynağı aktarmak” diyen Bakan Amcaoğlu, “Ben kimseyi seçmiyorum. Bu bizim görevimiz” dedi.

Zaman içerisinde gazetelerin giderlerinin azaltılması için gereğinin yapıldığını söyleyen Amcaoğlu, şu anki hükümetin kimseye imtiyaz sağlamadan kriterleri tartıştığını söyledi.

Hedefin ‘basın emekçileri’ için nefes aldıracak bir katkı sağlanması olduğunu kaydeden Bakan Amcaoğlu, kriterler için de ortak bir çalışma ortamı yaratıldığını, henüz alınmış bir karar da olmadığını kaydetti.

Arıklı: “Her önüne gelen gazete çıkarıyor. 22 gazete var. Siz şimdi 17’sini destekleyecek bir şey yapar, diğerlerini dışarıda bırakırsanız bu yanlış olur. Toplu gazete alarak destek verebilirsiniz”

DP Milletvekili Denktaş:

 “Özgürce yayın yapan gazeteler mi, patron gazeteleri mi… Ayrımı yapılması gereken bu”

Patron gazeteciliğine karşı çıkalım, o nedenle geleneksel medyayı destekleyelim, yoksa bir parmağımızı ısırırız hepsi sızlar

Bu uygulamayı başlatan eski bakan olarak kürsüye gelen DP Milletvekili Serdar Denktaş, kriterlerin 3 yıl yayın hayatında olan, yatırım borcu olmayan gazeteler ve logosunda parti amblemi olmayan gazeteler çerçevesinde olduğuna işaret etti.

Kriterlerin içinde, gazete sahibinin bir başka yüksek gelirli işi olmaması olduğunu da belirten Denktaş, ‘özgürce yayın yapan gazetelerin mi devam etmesini istiyoruz, patronun görüşlerini yansıtan gazetelerin mi devam etmesini istiyoruz’ ayrımını yapılması gerekenin bu olduğuna vurgu yaptı.

Denktaş'ın ifadeleri şöyle:

“Yaklaşık 3 yıldır uygulamada olan bir meseledir bu. Kriterler vardır. Gazetelere bu yardımları başlatırken birincisi, 3 yıl yayın hayatında olması gereğini koyduk. İkincisi sosyal sigorta, ihtiyat sandığı ve devlete verecekleri var ise buları gidip yapılandırmaları veya ödemeleri gerektiği kriteri idi.

Başlangıçta bir kriter daha vardı, eskiden, yıllar önce siyasal partilerin gazeteleri vardı sadece bir de Halkınsesi vardı. Sonra yeni gazeteler çıkmaya başladıkça siyasal parti gazeteleri yavaş yavaş azaldı. Dedik ki, logosuna parti amblemini koyup açıkça ‘filanca partinin yayın organıdır’ diyorsa 3 bin TL de ona verelim. 4’lü Hükümet Dönemi’nde itiraz yapıldı siyasi parti gazetelerine bu yardım yapılmasın diye onu çıkarttık ve iki gazete kapandı, Demokrat Bakış ve Ortam.

Bir üçünü kriter de gazete sahibinin bir başka iş nedeniyle yüksek gelir sahibi olmaması… Çünkü öyle gazetelerimiz de var. Ve esas bu ülkede basını mahvedecek türden gazetecilik işte onların içindedir. Yoksa diğer, geleneksel gazetecilik alışkanlığını devam ettiren gazeteler evet desteklenmelidir, sonuna kadar desteklenmelidir. Bu gazeteleri Hükümet emrine sokmaz. Bu yardımı başlatan eski Bakan olarak katkı alan gazetelerin tümü en fazla beni eleştirirdi, bir tek gün de husumetimiz olmuş değil, ‘keserim ha’ demedik. Onlar da ‘vermezsen bağırır ha’ demedi… Ama benzeri yaklaşımları ortaya koyan ‘gazete patronları’ var mı devletten destek almayan, evet var.

Şimdi karar verilmesi gereken şu, ‘Hakikaten bağımsız, kendi düşüncesi çerçevesinde, özgürce gazetelerin mi devam etmesini istiyoruz, yoksa bir patronun kendi çıkarlarını koruyan kendi gazeteciliğin mi devam etmesini istiyoruz, ayrışım budur. Bakanlar Kurulu’nun vereceği karar da bu anlamda ikisinden birini tercih etmenizi sağlayacak.

Bir dönem Türkiye’de özgür gazetecilik vardı, sonra o patron gazeteciliğine dönüştü, şimdi de yandaş medya, karşı medya diye tartışmalara girdik. Aynı yolu yürümeyelim.

Bu ülkedeki basın özgürlüğü bunca yıl evet devletin de verdiği destek olacaksa olacak, onunla devam edecek ama patronların kendi parası ile kendi çıkarları için yayın yaptıracağı, sırasında siyasi linçe tabi tutacağı bir basın yaklaşımı istiyorsak bu katkıyı ortadan kaldırırız. Var olan 3-4 geleneksel gazete de kapanır, dayanabildiği kadar dayanır sonra kapanır. Ondan sonra da bir parmağımızı ısırır, bütün vücudumuzun ağrıdığını hissederiz.

Televizyonlar konusunda bir önceki hükümet dönemindeki karar, BRT’nin kendi içteki yayın kapasitesini artırmak BRT üzerinden tüm televizyonların bu yayınları yapabilmesine olanak vermek ama uydu desteğini kaldırmak. Niçin, çünkü uydu desteğini vermek geçmişte devletin dış ülkelerde de tanıtabilme, dış ülkede yaşayan insanımıza mesaj verebilmek için oluşturulmuştu ama bir televizyonlarımızın yayınlarına bakarsanız bunun şimdi ne kadar yanlış olduğunu, devlete ve devletin insanına ne kadar zarar verdiğini, kendi kendimizi nasıl yanlış tanıttığımızı görmüş oluruz.

Evet, basın özgürlüğü olmalı, kendi içimizde herkes istediğini söylesin, söylemeye devam etsin ama televizyonlara yönelik uydu desteği konusu yeniden ele alınmalı”

 

Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay:

“Hedef seçildim, üzerimizde baskı kurulmaya çalışılıyor”

Gazetelere her ay yapılan katkının 39. Hükümet Dönemi’nde başladığını, 4’lü Hükümet döneminde de devam ettiğini söyleyen Özersay, bu desteği alan gazetelerin Hükümet’e destek verdiğini görmediğini de belirtti.

Siyasi parti gazetelerinin 4’lü koalisyon döneminde katkının dışında bırakıldığını söyleyen Özersay, yeni gazetelerin açılması ile gazeteci sayılarının düşmesiyle, ‘çalışan sayılarının dikkate alınması’ önerisine sıcak bakmadıklarını belirtti.

10 aydır gazetelere bu bağlamda bir ödeme yapılmadığını söyleyen Kudret Özersay, “20 kusur gazete arasında sadece 4 gazetenin her ay devletten katkı alması mümkündür. Destek verilmezse patron gazetelerinin öne geçeceği düşüncesinde değilim. Gazetelere yatırımlar açısından da destek verilmektedir. Devlet reklamlar bağlamında da gazetelere destek veriyor” dedi.

İki hafta içerisinde ‘hedef’ haline getirildiğinde bu düzenlemenin geçirilmesi için üzerinde ‘baskı kurulmaya çalışıldığını’ savunan Özersay, kimsenin köşesini kullanarak siyasilere aba altından sopa gösterme hakkı olmadığını söyledi.

‘Tehdit iması’ dahi olsa bunun şık bir şey olmadığını ve demokrasiye de yakışmadığını söyleyen Özersay, sosyal yatırımlar dışında basına böyle bir katkıya ihtiyaç olup olmadığı konusunda endişeleri olduğunu belirtti.

Bu haber toplam 2914 defa okunmuştur
Etiketler :
İlgili Haberler