1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Davaya ‘takipsizlik’, saldırgana özgürlük
Davaya ‘takipsizlik’, saldırgana özgürlük

Davaya ‘takipsizlik’, saldırgana özgürlük

İskele Bafra bölgesinde 2 Mayıs 2017’de Hollandalı 16 yaşındaki bir genç kıza cinsel saldırıda bulunup, ciddi şekilde darp ettiği iddia edilen H.Y. isimli zanlı hakkındaki dava dosyasının kapatılarak, serbest bırakıldı.

A+A-

Didem MENTEŞ

İskele Bafra bölgesinde 2 Mayıs 2017’de Hollandalı 16 yaşındaki bir genç kıza cinsel saldırıda bulunup, ciddi şekilde darp ettiği iddia edilen H.Y. isimli zanlı hakkındaki dava dosyasının kapatılarak, serbest bırakıldı.

O dönem olayla ilgili genç kızın hastanede ifadesini verdikten sonra ailesiyle birlikte ülkesine dönmesi üzerine, Savcılığın ‘müşteki yurt dışında’ olduğu için davanın ileriye götürülemeyeceğinden dosyayı geri çektiği öğrenildi.  

Meseleyle ilgili 12 Mayıs 2017’de merkezi cezaevine hükümsüz tutuklu olarak gönderilen zanlı H.Y.’nin 2 aylık tutukluluk süresinin aşılması nedeniyle 13 Ekim’de mahkemeye çıkarıldığı, aleyhinde ‘takipsizlik’ dosyalanması nedeniyle serbest kaldığı bilgisi elde edildi.

Konuyla ilgili Başsavcılık tarafından YENİDÜZEN’e resmi açıklama yapılmadı.

YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulunan hukuk çevreleri ise bir davayla ilgili ispat külfetinin Savcılıkta olduğuna, davasıyla ilgili değerlendirmeyi Savcılığın yaptığına işaret etti.

 

Davaya ‘takipsizlik’

Hollandalı 16 yaşındaki genç kıza cinsel saldırıda bulunup, ciddi şekilde darp ettiği iddia edilen H.Y. hakkında takipsizlik dosyalandı. Olayın tanığı turist kızın ailesiyle birlikte ülkesine dönmesi nedeniyle Savcılığın davayı geri çektiği öğrenildi. Savcılığın ‘müşteki yurt dışında’ olduğu için davanın ileriye götürülemeyeceğinden dosyayı geri çektiği ve zanlı H.Y.’nin mahkemede serbest kaldığı belirtildi. Hollandalı kızın ülkeye gelip mahkemeye çıkması durumunda davanın yeniden görüşülebileceği öğrenildi.

 

Bilmem: “13 Ekim’de mahkemeye çıkıp serbest kaldı”

YENİDÜZEN’e konuşan Merkezi Cezaevi Müdürü Metin Bilmem, zanlı H.Y.’nin olayla ilgili teminata bağlandıktan sonra 12 Mayıs 2017’de cezaevine geldiğini, tutukluluk süresinin 13 Ekim 2017’de dolması nedeniyle mahkemeye çıkarıldığını belirtti. Mahkemeye çıkan zanlının serbest kaldığını aktaran Metin Bilmem, zanlının hangi gerekçeyle serbest kaldığını bilmediğini ifade etti.

Hukukçular ‘ispat külfeti’ne değindi

Hukuki açıdan YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulunan Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı, bir davanın ispat edilip edilemeyeceği, bir kişinin mahkumiyetini sağlayıp sağlayamayacağının değerlendirmesini savcılığın yaptığını dile getirdi.

Esendağlı, “Savcılık bu davayı bu şekilde değerlendirdilerse ve davayı ispat edemeyecekleri kanaatine vardılarsa kendi takdirleridir. Ama bunun izahatını yapması gereken Savcılıktır” dedi.

Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı Başkanı Avukat Deniz Düzgün ise ceza davalarında savcılığın ispat külfeti olduğunu, bu tür davalarda sadece ifade verme değil, şikayetçinin mahkeme önündeki tanıklığına ihtiyaç duyulduğunu da vurguladı. Düzgün, bunun bir gereklilik olduğuna dikkat çekti.

 

Neler olmuştu?

Hatırlanacağı üzere Mayıs 2017’de ailesi ile tatile gelen ve Bafra’da faaliyet gösteren bir otelde konaklayan 16 yaşındaki turist sahil şeridinde yürüyüş yaptığı esnada cinsel saldırıya uğrayarak, hastanelik olmuştu. Zanlı H.Y.’nin cinsel ilişkiye girme isteğini reddetmesi üzerine inşaat demiri ile ciddi şekilde dövülen turist kız, çevrede bulunan diğer turistler tarafından saldırganın elinden kurtarılmıştı. İnşaat demiriyle başına aldığı darbelerden dolayı ciddi şekilde yaralanan 16 yaşındaki turist kız Mağusa Devlet Hastanesine ardından ise Yakın Doğu Hastanesine sevk edilmişti. Olaydan kısa bir süre sonra polis ekiplerinin yaptığı operasyon sonucunda bir arazide tespit edilen saldırgan H.Y tutuklanmıştı. Turist kız ise hastanede ifade vererek, zanlıdan şikayetçi olmuş daha sonra ailesiyle birlikte ülkesine dönmüştü.

Bu arada zanlı H.Y. “Cinsel saldırı” ve “Ağır yaralama” suçlarından tutuklnarak, mahkemeye çıkarılmış soruşturmanın ardından cezaevine gönderilmişti.

 

Esendağlı: "Dava çekildiyse savcılık tarafından açıklanması gerekir”

Hukuki açıdan YENİDÜZEN’e değerlendirmede bulunan Barolar Birliği Başkanı Avukat Hasan Esendağlı, bir davanın ispat edilip edilemeyeceği, bir kişinin mahkumiyetini sağlayıp sağlayamayacağının değerlendirmesini savcılığın yaptığını dile getirdi.

Esendağlı, “Savcılık bu davayı bu şekilde değerlendirdilerse ve davayı ispat edemeyecekleri kanaatine vardılarsa kendi takdirleridir. Ama bunun izahatını yapması gereken Savcılıktır. Bir davayı geri çekme veya ileri götürme konusundaki yetki Başsavcılığındır eğer kendi davasını ispat edemeyeceğini düşündüyse bu onlar tarafından açıklanması gerekir. Bizim dosyanın içeriğini bilmeden yorum yapmamız mesnetsiz olur”

 

Düzgün: “Sadece ifade yeterli değil, mahkeme önünde tanıklık gerekliliktir”

Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı Başkanı Avukat Deniz Düzgün, ceza davalarında savcılığın ispat külfeti olduğunu, bu tür davalarda sadece ifade verme değil, şikayetçinin mahkeme önündeki tanıklığına ihtiyaç olduğunu da vurguladı.

Bunun bir gereklilik olduğuna dikkat çeken Düzgün, şunları söyledi:

“Yurt dışında olan bu kişinin ifadesi polisin ve savcılığın dosyasında duruyordur. Ceza davalarında da savcılığın bir ispat külfeti vardır. Eğer sanık böyle bir şeyden itham ediliyorsa ve böyle bir suçla itham altındaysa, Savcılığın bu suçu ispat etmesi için müştekinin (kızın) mutlaka gelip mahkemede şahadet vermesi gerekirdi. Konunun detayını bilmemekle birlikte; büyük ihtimal kıza mahkeme aracılığıyla şahadet vermesi için haber yollanmıştır. Sadece ifade yeterli değildir. Bunun mahkeme önünde ispat edilmesi için kızın şahitliğine ihtiyaç vardır. Bu her davada böyledir. Bir şikayeti ispat etme prosedürü Savcılığın yükümlülüğündedir.  Kız sadece ifade verdi, yurt dışına gitti ve dosya takipsizlikten reddedilmesi kızın ülkeye gelmemesinden dolayıdır. Mahkeme önünde bunun üzerinde şahadet sunulması önemlidir. Yasa müştekinin kesinlikle mahkeme önünde gelip şahadet vermesi gerektiğini söylemiyor, bu bir gerekliliktir. Bu savcılığın ispat külfeti için önemli bir etkendir. Mahkemede olayın nasıl vuku bulduğunu anlatmak gerekir. Sadece kuru bir ifadeyle yeterli olmaz. Görgü tanıklarının ifadeleri de yeterli olmayabilir. Kendi kanaatimce; keşke kız buraya getirip, kişi yargılanabilse. Bu tür davalarda mağdur birçok kez mağduriyet yaşar. Mahkeme ortamında da şahadeti verirken de mağduriyet yaşar. Sonuçta birçok kez kendini ifade etmek zorundadır. Ama davanın nasıl yürütüleceği savcılığın kendi tezekkürüdür. Bunu kesinlikle buraya getirmek değil elleri güçlü olmadığından, belki de kız şikayetini geri çekti diye davayı devam ettirmediler.  

Bu haber toplam 1526 defa okunmuştur