1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Davacılar konuştu: “Bürokrasi bezdirdi”
Davacılar konuştu: “Bürokrasi bezdirdi”

Davacılar konuştu: “Bürokrasi bezdirdi”

Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu projesi kapsamında ‘ara emri’ alan ve ‘istimlak sorunu’ ile boğuştuğunu anlatan davacılar Hasan Kofalı ve Kemal Sakallı, YENİDÜZEN’e konuştu, ağır aksak ilerleyişten dert yandı

A+A-

Fehime ALASYA

Yapımına 2012 yılında başlanan Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu projesi, ara emirleri nedeniyle tamamlanamıyor. Devletin istimlak ederek kamulaştırmaya çalıştığı ve ara emri alarak buna izin vermeyen arazi sahiplerinden Hasan Kofalı ve Kemal Sakallı içini YENİDÜZEN’e döktü.

Girne trafiğini rahatlatacağı umuduyla yapımına 2012 yılında başlanan fakat bir türlü bitirilemeyen 16 kilometrelik Lefkoşa Kuzey Çevre Yolu Projesi ‘ara emirleri’ nedeniyle tamamlanamıyor.

2012 yılından beridir istimlâk edilmek istenen arazi davası yürüten şahıslar da ağır aksak ilerleyen bürokrasiden bezmiş durumda.

Arazi sahipleri, bir yandan verdikleri hak mücadelesi için çaba sarf ederken, diğer yandan da bu sorunların bir an önce uzlaşıyla çözülmesi ve yolun tamamlanması temennisinde bulundu.

Haspolat bölgesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi arka kısmından, Girne-Boğaz yoluna kadar olan güzergahın açılması için birçok noktanın istimlak sorunuyla ilgili mahkeme sürecinde bulunduğunu anlatan davacılar, bu davaların çözülmesi halinde bile yolun kısmen açılmış olacağını belirtti. Girne-Boğaz yolundan Alayköy kavşağına kadar olan bu güzergahta da pek çok istimlak sorunu bulunduğuna değinen davacılar, birçok alanda bu sorunların boy gösterdiğini dile getirdi.

 

“2012 yılından beridir bu sorunu çözemediler”

Hamitköy bölgesinde toplamda 10 dönüm arazisinin istimlâk edildiğini anlatan Kemal Sakallı, yaşanan süreçle ilgili bilgi aktardı. 2012 yılından beridir mahkemede olan davanın halen daha neticelenmediğine dikkat çeken Sakallı, verdiği mücadeleyi anlattı.  

Küçük bir paragrafta sıkıntının ne olduğunu özetleyen Sakallı, başta ‘işbilmzelik’ ve ağır aksak çalışan bürokrasi’ye tepki gösterdi. Sakallı, “Bu beş dönümün ortasından geçerseniz tüm zeytin ağaçları sökülecek, günahtır yapmayın dedim. Bu arazinin yan tarafı hali arazidir, biraz ordan geçirin, biraz da benim arazimden alın, bu kadar ağaç sökülmesin, arazim heba olmasın dedim. Bu yol için bir şerdi yana kaydırın, benim de arazimin kenarından alın, sizin de işiniz olsun benim de işim olsun dedim, dinletemedim… İlla ki ortasından geçmek istiyorlar, tek kavgamız bu. 2012 yılından beridir bu sorunu çözemediler” diyerek neden devlet ile uzlaşılamadığını kısaca ifade etmeye çalıştı.

Beş dönüm arazisi içindeki zeytin ağaçlarının kesilmemesi için bu dava sürecini gerekirse insan hakları mahkemesine kadar taşıyacağını anlatan Sakallı, birkaç adım ötede hali arazi dururken neden bu ağaçların tamamını söküp yolu oradan geçirmek istediklerini anlamakta zorlandığını ifade etti.

 

“Koskoca devlet bir şahısla olan sorununu yıllardır çözemiyorsa bu benim suçum mu?”

“Kendisine yönlendirilen eleştirilere de tepki gösteren Sakallı, “Neymiş, iki kök zeytin için mi bu mücadeleyi veriyorum da trafikte yitip giden onca can varmış… Benim yerimde her kim olsa bu mücadeleyi verirdi. Neden devlet usulüne uygun bir çalışma yapmıyor? Evvela ne maksat için, neden bu şahıs yolun durmasına neden oldu diye araştırsın, sonra eleştirsinler. Koskoca devlet bir şahısla olan sorununu yıllardır çözemiyorsa bu benim suçum mu?” diyerek eleştirdi.”

 

Hasan Kofalı; “Diyalogdan uzak değiller ama bürokrasi çok yavaş ilerliyor”

Konuya ilişkin durum değerlendirmesi yapan Hasan Kofalı, kendinsin de yıllardır dava sürecinde olduğunu ifade ederek, sürecin yıllara yayılmasını ‘yavaş ilerleyen bürokrasiye’ bağladı. Kofalı bun açıklarken de “Diyalogdan uzak değiller ama bürokrasi çok yavaş ilerliyor” diyor.

Kofalı, özellikle tapu kısmındaki işlerin ve Kara Yolları’ndaki prosedürün çok yavaş ilerlediğini anlatıyor.

 

2014 yılından beridir mahkemelik…

2014 yılından beridir mahkemelik olduğunu anlatan Kofalı, mahkemenin sürekli ertelendiğinden ve bir neticeye varılamadığından yakındı.

Kendisine hiçbir şekilde ne yazılı ne de sözlü olarak bilgi verilmediğini anlatan Kofalı, “Bizde de resmi gazetede yayınlayıp yürürlüğe koyarlar, adeta gizlin gizlin yayınlarlar… Sonra da girip arazileri parçalar. Mal sahibi de dozerler geldiğinde görür ve haberdar olur” dedi. 

Kimseyle şahsi bir sorunu bulunmadığını dile getiren Kofalı, bürokrasiden dolayı bezdiklerinin altını çizdi.

 

İstimlâk uygulamaları çağ dışı

Devlet tarafından ödenmek isteyen rayiç bedelden memnun kalmayan Kofalı, arazisinin tamamını değil, bir kısmını devlete verme teklifinde bulunmuş.

Halen daha dava sürecinde olan Kofalı, bugünlerde uzlaşıya varılabilineceğinin sinyallerini aldığını ifade etti.  

Kofalı, adadaki istimlâk şeklinin de çağdaş uygulamalarla örtüşmediğini ileri sürdü.

 

Süreçte gelinen son nokta ne?

Yol çalışmasıyla ilgili en fazla hangi bölgelerde sorun yaşandı, kaç kişinin istimlak sorunu yüzünden mahkemeye baş vurdu ve gelinen son noktadaki durumun ne olduğuyla ilgili bilgisine baş vurduğumuz Ulaştırma Bakanlığı’ndan ise herhangi bir açıklama alınamadı. 

 

Proje nasıl olacaktı?

Haspolat'taki üniversitenin arkasından, Yakın Doğu Üniversitesi'ndeki çembere gelecek ve oradan Dikmen ve Lefkoşa-Girne Anayolunu alt üst geçitle bölecek şekilde yapılacak olan çevre yolu, dört ana noktaya bağlanacaktı.

Alayköy ve Güzelyurt’tan gelecek olan araçların Girne’ye gidişlerde çevre yolundan yararlanabileceği ve Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nın yükünü azaltacağı belirtilmişti


Hamitköy’de davacı Kemal Sakallı:

“Yolu biraz hali araziye kaydırsaydılar tüm bunlar yaşanmazdı. İş bilmezlikleri yüzünden bu yol incir ipine döndü”

22 Dönümlük bir yerde 5 dönüm, 5 dönüm de daha ileride kamulaştırılmış arazim var. Bu arazilerin içerisinde 5 dönüm olan yerde, kendi ellerimle ekip büyüttüğüm zeytin ağaçlarım var. Devlet bu arazinin ortasından geçip gitmek istiyor, ben de onlara ortasından değil de kenarından geçin diyorum! 2012 yılından beridir bu uzlaşmazlık için hiçbir çözüm bulunamadı… Varsın nedenini siz sorun… Bir kişinin derdini çözüp koca yolu bitiremiyorlar. Bu yüzden beni suçlayanlar bile oluyor. Neymiş, iki kök zeytin için mi bu mücadeleyi veriyorum da trafikte yitip giden onca can varmış…” Benim yerimde her kim olsa bu mücadeleyi verirdi. Neden devlet usulüne uygun bir çalışma yapmıyor? Kimse sorumuyor…

2012 yılında tarlamda zeytinlerle uğraşırken bir araba geldi, içinden adamlar indi, ölçüp biçmeye başladılar. Hayırdır diye sorunca da devlet burayı istimlâk etti, içinden yol geçecek dediler. Sonra da akabinde postadan yazılı, taahhütlü bir kâğıt yolladılar.

Henüz bir çivi bile çakılmamıştı… Hemen gidip gerekli girişimleri yaptım. Bu beş dönümün ortasından geçerseniz tüm zeytin ağaçları sökülecek, günahtır yapmayın dedim. Bu arazinin yan tarafı hali arazidir. Devlet kişilere mandıra yeri olarak gösteriyor. Bu yol için bir şerdi yana kaydırın, benim de arazimin kenarından alın, sizin de işiniz olsun benim de işim olsun dedim, dinletemedim… İlla ki ortasından geçmek istiyorlar, tek kavgamız bu. 2012 yılından beridir bu sorunu çözemediler.

Avukat tuttum, hali yere uygun, devlet arazisinden geçmesi için savaş başlattım. Toplamda 10 dönümü istimlâk etmek istiyorlar. Diğer arazimde ses çıkarmadım, arazinin kenarından zaten yol geçecekler ama bu zeytin ağaçları için izin vermedim.

 

“Benimle uzlaşsalar, bu yol kısmen çözülür fakat yıllardır bu uzlaşı sağlanamadı”

Ben onlardan başka bir şey istemedim. Yolu biraz hali araziye kaydırsaydılar tüm bunlar yaşanmazdı.

İş bilmezlikleri yüzünden bu yol incir ipine döndü. Gelen giden aynı, kimse çözemedi… Bir de bana gazeteye konuştuğum için tepki koyuyorlar.  Kemal Dürüst yerinde incelemelerde bulundu, telefon numaramızı aldı, bize geri döneceğini söyledi.

Benimle uzlaşsalar, bu yol kısmen çözülür fakat yıllardır bu uzlaşı sağlanamadı. Ben hiç vermem demiyorum, al ama kenarından al, tüm ağaçlarımı talan etme. 10 kök zeytin sök razıyım ama yok da 50 kök zeytinimi söksünler… Alsınlar ama usulüne göre alsınlar…

 

“Bu davayı gerekirse insan hakları mahkemesine kadar götüreceğim”

Evvela ne maksat için, neden bu şahıs yolun durmasına nende oldu araştırsın, sonra eleştirsinler. Koskoca devlet bir şahısla olan sorununu yıllardır çözemiyorsa bu benim suçum mu? Hali yer dururken, orayı şahıslara dağıttılar, iki adım içeri alamadılar, bu kadar uzun zamandır deva ediyorlar. Ama daha ileride şahısların isteği üzerine yolu iki kilometre kaydırıp değiştirebiliyorlar. Adamına göre muamele yapılıyor…

Bu süreç senelerdir tamamlanamadı, bu bürokrasi bu kadar mı yavaş çalışır? Bu davayı gerekirse insan hakları mahkemesine kadar götüreceğim ama bu zeytinlerin tamamını söktürmeyeceğim”

Devamı arka sayfada

Boğaz’da davacı Hasan Kofalı:

“Süreç çok yavaş ilerliyor. Diyalogdan uzak değiller ama bürokrasi çok yavaş…”

 

Arsamız, Girne yolunun üzerinde yapılacak olan üst geçidin yanındadır. On dört dönüm büyüklüğündedir arsa nitelikli tarladır. İmara kısmi açık olan bir yerdir. Erbay Kaptan’ın orda yüksekte bir arsa. Dozerler gelip tarlaya girdi, 450 zeytin fidanımız vardı. Mahkemeye gittik ara emri aldık ve çalışmaları durdurduk. Kara yolları dairesini mahkemeye verdik. Üç yıl önce ara emri aldım, sayısız kez mahkemeye gittim. Kadastrodan geçerse anlaşmaya başlıyoruz.

Bu kadar zaman gecikmesinin nedeni bence bürokrasi. Süreç çok yavaş ilerliyor. Biz koşturup hade artık yapın, oturup anlaşalım da bu işi bitirelim diyoruz. Tapudaki işler ve kara yollarındaki prosedür çok yavaş ilerliyor. Koca adada bu işi yapan tek bir personel var. O da çok iyi niyetli ama iyi niyetle de olmuyor. Mahkeme sürekli ertelenir, ortada bir netice yok. 2014’ten beridir bu durum böyle…

“Hiçbir şekilde bana ulaşan olmadı ne sözlü ne de yazılı bilgi verilmedi”

Yurt dışında bu işlemler nasıl yapılır diye araştırdık. İstimlâk edilecek arazinin önce kadastrosu ödenir, sonra parası ödenir, sonra yol inşaatına başlanır. Bizde de resmi gazetede yayınlayıp yürürlüğe koyarlar, adeta gizlin gizlin yayınlarlar… Sonra da girip arazileri parçalar. Mal sahibi de dozerler geldiğinde görür ve haberdar olur. Hiçbir şekilde bana ulaşan olmadı ne sözlü ne de yazılı bilgi verilmedi.

 

“Üç yıldır malımız bağlanıp kaldı”

Arazimi hiçbir şekilde kullanamıyorum, değerlendiremiyorum. İpotek verip kredi alacağım ama kredi de alamıyorum. Üç yıldır malımız bağlanıp kaldı.

 

“Verdikleri rakam bizi tatmin etmedi”

Diyalogdan uzak değiller ama bürokrasi çok yavaş ilerliyor. Malımın tümünü alacaklardı, karşı çıktım, ihtiyacınız olduğu kadar alın. Verdikleri rakam bizi tatmin etmedi, o zaman kısmi alın dedim. Yolun geçeceği kadar olan kısmı alıp, onu ödeyin dedik. Bu teklif edilen paralar, rayiç bedeline göre ödenen rakamlardır, kimse kendi keyfine göre ödeme yapamaz.

 

“Kimseyle bireysel hiçbir sorunumuz yok ama bürokrasi bezdirdi”

Dün gidip yeniden soruşturduk, bizi yeniden anlaşma için çağıracaklarmış. Biz iş insanıyız, kredi almak için ipotek vermek isterim ama veremiyorum. Müteahhit ve çalışanlar da çok iyi niyetlidir, kimseyle bireysel hiçbir sorunumuz yok ama bürokrasi bezdirdi. İtirazlar çok fazla, mal sahipleri itiraz ediyor.

 

cevre-yolu--(4).jpg
Yolun bazı bölümleri asfalt bazı bölümleri ise toprak iken istimlak sorunu yaşanan bölgeler tamamen boş arsa olarak duruyor.

Bu haber toplam 5330 defa okunmuştur