1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Cypfruvex Genel Müdürü YENİDÜZEN'e konuştu
Cypfruvex Genel Müdürü YENİDÜZENe konuştu

Cypfruvex Genel Müdürü YENİDÜZEN'e konuştu

YENİDÜZEN'e konuşan Cypfruvex Genel Müdürü İbrahim Aktekin, narenciyeyi ihraç etme noktasında pazar sıkıntısı yaşadıklarını vurgulayarak, bu sorunun aşılması gerektiğine dikkat çekti

A+A-

Fayka ARSEVEN KİŞİ

Cypfruvex Genel Müdürü İbrahim Aktekin, üreticilere olan borcun önemli bir kısmının ödendiğine işaret ederek, kalan 5.7 milyon TL’nin en kısa zamanda ödenmesi için çalışmaların sürdüğünü açıkladı.
Aktekin, ayrıca ülkemizde üretilen narenciyenin 1980’li yıllara göre neredeyse yarı yarıya azaldığını vurguladı, pazar sıkıntısı yaşandığına işaret etti.
Yılda yaklaşık 120 bin ton narenciye üretildiğine bunun sadece 70 bin tonun ihraç edildiğine dikkat çeken Aktekin, geriye kalan ürünün konsantre yapıldığını ancak bunun da pazarlanmasında sıkıntılar yaşandığını kaydetti.
Üreticilere olan borçlar hakkında da bilgi veren Aktekin, “Valenciya ürünü veren üreticiler dışındaki üreticilere borcumuz yok. Valenciya ürününe de 11 milyon TL borcun yarısı Aralık ayı içinde ödenmiş olup şuan ki mevcut borç 5.7 milyon TL’dir” dedi.

“120 bin tonun 70 bini ihraç ediliyor”
Aktekin, narenciye ürünün azalmasının en önemli sebebinin su, kalite ve piyasa sorunları olduğuna işaret etti, şuan da ülkemizde gerçekleşen üretim miktarları hakkında bilgi verdi:
“Limon 6-7 bin ton, Greyfruit 7-8 bin ton, Yafa Portakal 6 bin ton, Valenciya Portakal 80 bin ton ve son yıllarda ekimi gerçekleşen Mandora Mandalin 20 bin ton civarındadır.”
Yılda yaklaşık 120 bin ton narenciye üretiminin gerçekleştiğini ifade eden Aktekin, bunun yaklaşık  70 bin tonunun yurt dışına ihraç edildiği belirtti.

“Esas ihraç Türkiye ve Irak”
1980’li yıllara göre ihraç yapılan ülkelerde de önemli değişikliklerin olduğunu kaydeden Aktekin, daha önce Avrupa piyasasına ihracat gerçekleşirken, şuan da Avrupa piyasasının hiç olmadığını vurguladı.
Çok az miktarda Rusya ve Ukrayna’ya ihracat yapıldığını ifade eden Aktekin, esas ihracatın Türkiye ve Irak’a yapıldığını kaydetti.

“40 bin ton konsantreye girdi”
İhracat yapılan ülkelerdeki değişliklere de değinen Aktekin şunları söyledi:
“Global olarak narenciye üretiminde meydana gelen artışla alıcı ülkelerin kalite standartlarını yükseltmesine neden oldu. Ancak biz de özellikle sulama suyunun yetersizliği ve sudaki tuzlanma nedeniyle ürün kalitesinde meydana gelen yetersizlikle malımıza olan talebin düşmesini neden oldu.
Bunun yanında Rusya-Ukrayna gibi piyasaların iri boy ürün talep etmeleri nedeniyle 3-5 yıldır o ülkelere yapılan ihracat da önemli ölçüde azaldı.
Bildiğiniz gibi geçen yıl toplam narenciye içindeki payı yüzde 70’e ulaşan valenciya ürününde bir takım sıkıntılar yaşandı.
Bu sıkıntıların ortaya çıkmasındaki en önemli neden piyasalardaki sıkıntılardan meydana geldi.  Özel kesim de fazla bir ürün alımı yapmayınca  Cypfruvex’e büyük miktarlarda valenciya portakal geldi. Bu portakalların takriben 40 bin tonu konsantre imalatına gitti. Geçmiş yıllara kıyaslanamayacak kadar konsantre üretildi.”
“Temennimiz ve uğraşlarımız bu yıl özel kesimin daha fazla ürün alması ve konsantreye giden ürün miktarının azaltılmasıdır” şeklinde konuşan Aktekin,  “şirket olarak biz de bu yıl piyasa koşullarının zorluğuna rağmen yaş meyve olarak da ihracat gerçekleştirmek suretiyle konsantre fabrikasının yükünü azaltmak istiyoruz” dedi.

İç piyasada sorun yok”
Cypfruvex Genel Müdürü İbrahim Aktekin, iç piyasaya giden üründe bir sıkıntı yaşamadıklarını belirterek, “Mandalina, yafa portakalı, washington, limon ve bir miktar greyfruit ürünü iç piyasaya veriliyor. Valenciya portakalın tüketimi ise sınırlıdır” dedi.

“Borcumuz 5.7 milyon TL”
Üreticilere olan borçlar hakkında da bilgi veren Aktekin, “Valenciya ürünü dışındaki ürünlere borcumuz yok. Valenciya ürününe de 11 milyon TL borcun yarısı Aralık ayı içinde ödenmiş olup şuan ki mevcut borç 5.7 milyon TL’dir” açıklamasında bulundu.
Aktekin, kalan borcu kısa süre içinde ödemeyi planladıklarını ve bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Geçmiş borçlar da ödeniyor…
Geçmiş dönemlerde üreticiye ödenmeyen 8 milyon TL borcun olduğunu da ifade eden Aktekin, bunun yanında Ziraat Bankası’na da yaklaşık 8 milyon TL borçla kurumun devralındığını belirterek, “Ziraat Bankası’na şuan 5 milyon TL civarında borç olup, 2013 yılında devralınan üreticiye olan 8 milyon TL geçen yıl ödendi” dedi.
Aktekin, “Biz şirket olarak kendi ayaklarımız üzerinde durabilmenin önlemlerini almaya çalışıyoruz” vurgusunda bulundu.

“Pazar arayışı sürüyor”
Yaklaşmakta olan valenciya portakal hasadı için pazar arayış çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Aktekin, Şubat ayında gerçekleşecek en büyük meyve fuarına katılmak için Berlin’e gidileceğini ve sezon öncesi bağlantılar yapılacağını söyledi.
Ancak piyasalarda özellikle bul yıl geçmişe göre daha fazla sıkıntılar olduğuna işaret eden Aktekin şunları söyledi:
“Avrupa piyasasının Rusya’ya tarım ürünlerine koyduğu alım yasaklaması nedeniyle ürün yığılması oldu. Rusya da ekonomik sıkıntılar nedeniyle ürün alımlarını büyük ölçüde azalttı. Bizim önemli miktarda ürün ihraç ettiğimiz İran piyasası da ithalat yasaklaması getirdi. Bütün gayretimiz tüm olumsuz şartlara rağmen ürün ihraç edebilmektir. İhraç edilemeyecek kalitedeki ürün de konsantre tesisinde değerlendirilecektir.”
 
“Günü kurtaracak tedbirler değil”
Aktekin, narenciye ile ilgili kesimlerle her zaman diyalogtan yana olduklarını ve sorunların aşılması ve ne yapılabilir noktasında işbirliği yapmak istediklerini de belirtti.
Şuan ki mevcut şekliyle sektörün sürdürülebilir olmadığını da ifade eden Aktekin, günü kurtaracak tedbirlerden çok sektörün geleceğinin kurtarılmasının yanında tedbirlerin alınıp gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı.
Aktekin, “sektörün yeniden yapılandırılmasından yanayız” diyerek, “Bu doğrultuda; piyasa talepleri dikkate alınmalı, üreticiler üretimden pazarlamaya her safhaya dahil edilmelidir” dedi.

 

“Sürdürülebilir olmakta zorlanıyor…”

Cypfruvex Genel Müdürü İbrahim Aktekin, “narenciye ülkemiz yaşamına büyük ölçüde 1974 sonrasında girmiş, ekonomi ve özellikle ülke toplam ihracatında önemli bir yer edinmiştir” dedi. Bu önemin 1990’lı yılların ortasına kadar devam etiğini ancak daha sonraki yıllarda giderek azaldığını belirten Aktekin, şunları ifade etti:
“Günümüzde üretim miktarlarının oldukça azalmış olmasına rağmen, giderek daha fazla devlet desteğine ihtiyaç duyan, ilgili hiçbir kesimin sektörden tatmin olmadığı, yüksek maliyetlerin ve düşük verimliliğin yanı sıra üretilen üründe önemli oranda kalite düşüklüğü olan pazarlama ve talep sıkıntıları bulunan ve genelde sürdürülebilir olmakta zorlanan bir sektör haline gelmiştir.”

RAKAMLARLA NARENCİYE

Ürün de, ihraç da HER SEZON DÜŞTÜ

Cypfruvex’teki alımlar ve ihraç rakamları incelendiği zaman hem ürün alımının hem de ihracatın düştüğü görülüyor.  Bunun da en başlı sebeplerinden biri olarak ihraç yapılacak ‘pazar’ bulunamadığı, ifade ediliyor.

- 2001-2002 sezonunda 39 bin 803 ton ürün alan Cypfruvex, bunun sadece 11 bin 898 tonunu ihraç edebildi.

-2004-2005 sezonunda ise 69 bin 551 tonun sadece 22 bin 393 tonu pazar bulabildi. En yüksek alımın yapıldığı 2005-2006 sezonunda ise 69 bin 925 tonun sadece 20 bin 185 tonu ihraç edilebildi.

-Son sezonlar incelendiği zaman 2010-2011 sezonunda 22 bin 582 ton ürün alımı yapan Cypfruvex bunun sadece 4 bin 343’nü pazarlayabildi.

-2011-2012 sezonunda 40 bin 375 tonun 3 bin 753 tonu ihraç edilirken son 2012-2013 sezonundaki 25 bin 768 tonun bin 475 tonu ihraç edildi.

-2013-2014 sezonunda ise 40 bin 150 ton ürün alan Cypfruvex, ihraç gerçekleştirmedi, bütün ürünler konsantre tesisinde değerlendirildi.


40 bin ton, konsantre tesisine…

-2001-2002 sezonundan 2013-2014 sezonuna kadar ki en yüksek konsantre imalatı da 2013-2014 sezonunda gerçekleşti.

-2013-2014 sezonunda 40 bin 150 ton ürün alan Cypfruvex, 3.248.525 kilogram konsantre imalatı yaptı. Bunun sadece 1.312.000 kilogramı ihraç edilirken, 91.261 kilogramı yerel piyasaya satıldı.

-Konsantre tesislerinde ise 2013-2014 sezonu itibarıyla 3.867.495 kilogram konsantre ürün bulunuyor.

Bu haber toplam 2092 defa okunmuştur