1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Çöple haşır neşir olmak insana mutluluk vermez…”
“Çöple haşır neşir olmak insana mutluluk vermez…”

“Çöple haşır neşir olmak insana mutluluk vermez…”

YENİDÜZEN, 'İŞİN ZORU' yazısı dizisiyle bu kez kimilerinin tahammül bile edemediği, olduğu yerden uzaklaştığı ancak onların ekmek parası için her gün kötü kokulara mecbur kaldığı çöpü yani temizlik işçiliğini, kimilerinin deyimiyle “çöpçülüğü” kaleme aldı

A+A-

Didem MENTEŞ

Her meslek kendi içinde zordur elbette. Ancak bazı meslekler var ki dayanılacak gibi değildir. İlk günden bırakıp, gitmek ister insan… Ne yazık ki bu her zaman bir çıkış yolu değildir. Eğer aileniz ya da bakmakla yükümü olduğunuz birileri varsa ve o işten iyi bir kazanç elde ediyorsanız, katlanmak zorunda kalıyorsunuz. Temizlik işçiliği de bu işlerden biri…  

13 yıllık temizlik işçisi Veysel Atak…

YENİDÜZEN, 'İŞİN ZORU' yazısı dizisiyle bu hafta kimilerinin tahammül bile edemediği, olduğu yerden uzaklaştığı ancak onların haftanın 6 günü ekmek parası için kötü kokulara mecbur kaldığı çöpçülüğü kaleme aldı. Ve işin kirli yüzünü, zorluğunu ve sıkıntılarını 12 yıldır Lefkoşa Türk Belediyesi’nin Temizlik Şubesi’nde çalışan ve 13 yıllık temizlik işçisi olarak hizmet veren Veysel Atak ile görüştü.

Çöp taşıdık, kötü kokuya yakından tanık olduk!

Veysel Atak ile yazı dizimiz için iki kez görüşüyoruz. İlki röportajımızı gündüz gazeteye gelerek yapıyoruz. İşin zorunu görebilmek, anlatabilmek için de 27 Nisan Perşembeyi 28 Nisan Cuma’ya bağlayan gece ılık bir havada Kumsal bölgesinde buluşuyoruz. Mesaiye saat 00:00’da başlamalarına rağmen biz saat 2:35’de bir alışveriş merkezinin çöp kovalarını boşaltırken görüntülüyoruz Veysel Atak’ı. Arkadaşı Salih Serdar ile birlikte çöp kovalarını, kamyonun arkasına takıp dökerken biz de aralarına katılıyoruz. Hızlıca çöpleri alıp koyarken, ‘çöp kokusu’nun dayanılmazlığını daha yakından soluyabiliyoruz. Her kovada ayrı bir kötü koku her kovada ayrı bir ağırlık… Yarım saatlik bir işten sonra yanlarından ayrılıyoruz. Biz sıcak yataklarımıza giderken, onlar yine binlerce çöpün temizliğine doğru karanlık sokaklara doğru yol alıyor…

“İlk aydan işi bırakmayı düşündüm…”

18 yıl terzilik yaptıktan sonra çöpçü olarak  çalışmaya başlayan Veysel Atak, bu işte yaşadığı ruhsal zorlukları dile getirdi… “28 yıldır adada ikamet ediyorum. 13 yıldır belediyede çalışıyorum. 12 yıldır da bu işi yapıyorum. İşe alındığım zaman Temizlik Şubesi’nde beni görevlendirdiler. İlk girdiğim zaman işin kirliliği yönünden biraz psikolojik olarak zorlandım. Çünkü ben 18 yıl bay-bayan terzisiydim. Kat kravat temiz bir işten sonra bu işe girmek açıkçası beni zorladı. Ama memleketimizin içinde bulunduğu şartlardan dolayı ekonomik açıdan bizi rahatlattığı için, bir aydan sonra zoruma gitmemeye başladı. Memleket kötü durumda olduğu için başka alternatifim yoktu. Zaten belediyeye girmeden önce Türkiye’ye dönme kararı almıştım. İşe girince kendime biraz daha şans tanıdım. Tabi eşiniz ve çocuklarınız olunca artık bu işin zorluklarından öte daha rahat hayat şartlarını tercih etmek zorundasınız. Ekonomik olarak rahatlayınca, adapte olmaya başladım. Belki daha önceki hayatım kadar temiz bir hayat değil ama en azından ailemin ihtiyaçlarını rahat karşılayabiliyorum. Buradan bir çıkış noktası buldum, bu şekilde kendimi teskin ettim”

“Aileme 4 saat ayırabiliyorum”

Çöp toplamaya başladığı zaman sosyal hayatına da veda ediyor Veysel Atak…  “Gece çalışan bir kişi olarak en fazla 22:00 gibi uyumanız gerekiyor. Çünkü yaptığınız iş kamyonun arkasında olduğu için biraz ağır bir iş ve dikkat etmek zorundasınız. En ufak dikkatliğiniz bütün hayatınıza mal olabilir. Bu işte sosyal hayatınızdan çok fazla fedakarlık veriyorsunuz. Eşinizin dostunuzun ziyaretine gidemiyorsunuz, onlar size gelemiyor. Çocuklarınız sizinle vakit geçirmek istiyor ama siz yatmak zorundasınız. Zaten günümüzde çocuklar 17:00’ye kadar okulda. Kızım 17:00’de okuldan eve geliyor, 21:00’de de ben yatıyorum. Eşime ve çocuklarıma 4 saat vakit ayırabiliyorum. Onun dışında Pazar günleri mümkün mertebede zaman ayırmaya çalışıyorum. Gündüz istirahat saatimiz olmasına karşın ondan fedakarlık yapmaya çalışıyorum. Bu şekilde ağır aksak götürüyoruz.” 

“İş ağır… Gün geçtik sonra vücutta bir deformasyon başlıyor. Artık beden de çekmiyor… Takdir ederseniz ilk günden bıkılacak, usanılacak bir iş… Şimdi kalkıp da ben bu işte çok mutluyum bahtiyarım diyemem. Gece kalkıp yollara düşmek, çöple haşır neşir olmak insana mutluluk vermez

“Gün geçtik sonra vücutta bir deformasyon başlıyor”

“İşimden binlerce kez usandığım olmuştur” diyerek işin ruhsal olarak zorluğundan söz ediyor…

 “İş ağır… Gün geçtik sonra vücutta bir deformasyon başlıyor. Bu işe başladığımda 34 yaşındayım şimdi 44 yaşındayım. Artık beden de çekmiyor… Bir de bakıyorsunuz memlekete iş yok. Yapmazsanız ne yapacaksınız? Çünkü artık memleket öyle bir duruma geldi ki ekmek artık aslanın ağzında değil, ekmek artık aslanın kendisi oldu. Takdir ederseniz bıkılacak, usanılacak da bir iş… Şimdi kalkıp da ben bu işte çok mutluyum, bahtiyarım, bir 30 sene daha bu işi yaparım diyen bir adam değilim. Dediğim gibi bu iş ilk gün bıkılacak bir iş… Ama işte işsizlik, ihtiyaçlarınızı giderebilir olabilmeniz sizi telkin ediyor ve bugünlere kadar gelebiliyorsunuz. Size telkin ederim 1000 tane kişi varsa bu işte çalışan, 1 tanesi size ‘bu işte bahtiyarım’ demez. Ama imkanları iyi… Gece kalkıp yollara düşmek, çöple haşır neşir olmak insana mutluluk vermez.”     

“Gece vardiyasında çalışıyorum”

Veysel Atak, nasıl iş yaptıklarını anlatıyor… “Belediyemizde 24 saat hizmetlerimiz sürüyor. Ekiplerimiz vardiya usulü çalışıyor. 365 gün 6 saat kesinti yok. Ben işe başladım başlayalı gece vardiyasında çalışıyorum. Pazartesi’nden Cumartesi’ne kadar 00:00 ila 7:00 arası çalışıyorum, Pazar günleri boş günümdür. Gece 00:00’da işe gideriz, mesai kartımızı bastıktan sonra şoförümüz kamyonu getirir, kamyonun kontrolü yapıldıktan sonra bölgelere çıkarız. Biz Köşlüçiftlik, Kumsal ve Gelibolu bölgelerine bakarız. O günkü bölgemizden başlayıp, sabah iş bitimine kadar devam ederiz 6:30- 7:00 gibi Güngör Çöplüğü’ne gider kamyonu boşaltırız. Geri şubeye gelip, kartımızı bastıktan sonra mesaimizi tamamlarız. Biz iş anında fosforlu yeleklerimizi, eldivenlerimizi giyer ve maskemizi takarız. Bizde tıbbi, evsel ve iş atıkları ayrı toplanmadığı için iş kıyafetlerimiz bunlara uygun olmalıdır”

“Katı atıkları kovalara atmasınlar”

Çöp atılırken dikkat edilmesi gerekenlere vurgu yapıyor Veysel Atak… “Belediye olarak bazı aletlerimizi tekrar yenilemek için çok büyük özveri sarf etmek zorundayız. Kovalara sadece evsel atıklar atılsa çok daha güvenli olacak. Kovalarda demir rotiller, mutfak taşları, banyo taşları kovaların içinde, çöpler dışarıda. Bunları çöp kamyonuna devirdiğiniz anda bunları geri alma şansımız yok. Kamyon onu otomatik içinde çekiyor, içindeki mekaniklere zarar veriyor, araçlar arızalanıyor. Bu özelde LTB’nin genelde tüm Lefkoşa’nın zararıdır. Çünkü biz bu işi yaparken, Lefkoşalından da ücret toplayarak alıyoruz. En büyük sıkıntılardan biri de budur. Katı atıkları kovalara atmasınlar çünkü katı atıkları alan araçlarımız zaten var. Mesela bahçenizi iki iki değil, bir kerede temizleyin ve bir tarafa yığın. Bizim belediye aracımız gelip onu komple kaldırır.”

“Elimize enjektör battığı oluyor”

İşin bir zorluğunun ise vatandaşın anlayışsızlığından da kaynaklandığını, çöp atmanın da bir usulü olduğuna dikkat çekiyor.  “İşin zorluğu vatandaş çöpü mutfak kapısından çıkardığı anda sorumluluğunun bittiğini düşünüyor. Aslında modern ülkelerde böyle olmamalı. Kişi çöplerini evinden çıkardıktan sonra çöp kovasına kadar onun sorumluluğundadır. Çöpü siyah poşetlere koymalı, bağlamalı, gerekirse poşetler içinde kesici delici maddeler varsa üzerine not düşülmeli ki biz ona göre tedbirli olalım. Biz böyle bir durumla karşı karşıya kalmak istiyoruz ama yok. Çöpünü çöp kovasına kadar götürüp dışarıya bırakan insanlar var. Kova boş ve bu sefer hayvanlar poşeti parçalıyor ve koku mahalleye yayılıyor. Sıhhi ve görsel olarak kötü bir görüntü oluşuyor. Bizim vatandaştan beklentimiz; çöpün kovaya gidene kadar kendi sorumluluk alanlarında olduklarını bilmeleri ve buna göre hareket etmelidir. Poşetlere, kovalara koysunlar. Kovaların boş, yerlerin çöp dolu olması hoş karşılanacak bir durum değildir”

“Tıbbi atıklar poşetlere konulup atılıyor. Enjektör ya da başka kesici gibi atıklar, ben ve bazı arkadaşlarımın yaralanmasına neden oldu. Tıbbi atıkların deterjan kutusu içine koyup atılması daha az tehlike arz eder. En büyük sıkıntı bu gibi tıbbi atıkların uluorta atılmasıdır”

“Tıbbi atıklar uluorta atılmamalı”

Çöp toplamının bir başka sıkıntısının ise riskli durumlarla karşı karşıya kaldıkları olduğunu anlatıyor. “Tıbbi atıklar poşetlere konulup atılıyor. Enjektör ya da başka kesici gibi atıklar, ben ve bazı arkadaşlarımıza batarak yaralanmalara neden olmuştur. Bu tıbbi atıkları poşete koymak yerine, bir deterjan kutuları içerisine konularak atılması daha az tehlike arz eder. Benim elime de enjektör batmıştı ve gidip tahlil yaptırdım. Şükür ki bana zarar verecek bir madde değilmiş ama olabilirdi de…

Sıhhi açıdan sağlık kontrollerimiz yapılıyor. Ben de geçen günlerde tahlillerimi yaptırdım. İşimiz kirli bir iş, özen gösterilmesi gerekilen bir iş. En büyük sıkıntı bu gibi tıbbi atıkların uluorta atılmasıdır. Bu yüzden vatandaş atıklarını atarken mümkün mertebe de empati yapmalarını istiyorum. Kendileri için zor olsa da bizim yerimize kendilerini koysunlar. İnanın ki bu düşünceye katılırsalar bizim işimiz % 50 hafifleyecek.”

“Çöpler ağır. Bir insanın kaldırabileceğinden çok daha ağırdır. Öyle kovalar var ki kamyon kaldırmakta güçlük çekiyor. Kişi çöpü atarken empati yapsın. Eliyle bir kaldırsın eğer kaldırabiliyorsa ben de kaldırırım”

“Vatandaş empati kursun”

Bazı çöp poşetlerinin kaldırılamayacak ağırlıkta olduğuna işaret ediyor Atak, insanların bunlara dikkat etmesini istiyor. “Çöpler ağır. Bir insanın kaldırabileceğinden çok daha ağırdır. Öyle kovalar var ki kamyon kaldırmakta güçlük çekiyor. Bu da nerden kaynaklanıyor? Bahçe çöplerinde taşı, toprağı poşete koydukları zaman onu kaldırmak zor oluyor. Kişi çöpü atarken empati yapsın. Eliyle bir kaldırsın eğer kaldırabiliyorsa ben de kaldırırım. Çöp kovasına koyarlar, yere atarlar. Çöpçü temiz iş yapsın diye alıp atıyor. Çöpleri biriktirerek katı atıkları ya da bahçe atıklarını bir kerede atarsalar, bunları kamyon çeker, kişi kaldırmamış olur.”

“Bir seferinde çöp alıyordum, camdan bir poşet fırladı. Kamyonun üzerindeki lambaya takıldı ve yırtıldı. İçindeki bütün çöpün suyu üzerimize döküldü. Sportmen bir arkadaştı, camdan poşetleri fırlatırdı. Sanırım bu kez tutturamadı ve kafamıza attı. Çıkıp baktığı zaman göz göze geldik. Binlerce kez özür dileseniz ne olur…”

“Camdan çöp fırlatanları da gördük, çöpünün içi tütenleri de…”

Veysel Atak, çöp atma konusunda bilinçsiz insanlar yanı sıra bilinçli insanlar olduğuna da vurgu yapıyor. “Vatandaş çöpünü çıkarırken biraz daha dikkatli davransın. Kovalar boşken yerlerde çöp olması ve çevrenin kirlenmesi belediyenin sorunu değil. Adam var tenceresindeki yemeği çöpe boşaltıyor. Hiç unutmuyorum bir seferinde çöp alıyordum, camdan bir poşet fırladı. Kamyonun üzerindeki lambaya takıldı ve yırtıldı. İçindeki bütün çöpün suyu üzerimize döküldü. Sanırım arkadaşın tarzı buydu. Sportmen bir arkadaştı, camdan poşetleri fırlatırdı sanırım bu kez tutturamadı ve kafamıza attı. Çıkıp baktığı zaman göz göze geldik. Binlerce kez özür dileseniz ne olur… O an ben bu arkadaşa ‘Allah razı olsun’ demedim. Bu tür çok şeyler oluyor. Tabi bilinçli insanları da yabana atmamak lazımdır. Poşetini koyduğu zaman ‘dikkat cam var’ yazan insanlar var. Hatta gece saat 2:00’de sokağa çıkıp, ‘çocuklar bunda cam var atarken dikkat edin’ diyen insanlar da var. Hatta Meclis’in karşında bir ev var Dr. Fazıl Küçük’ün yeğeni oturur. Kışta hava buz gibiyse ve sokakta kaldıysanız onun kovasına girip bekleyebilirisiniz. O kadar temiz ki çöp kovasını açtığınızda mis gibi tüter. Çöplerini ağzını sıkıca bağlar, biz çöpleri aldıktan sonra kovasını iyice yıkar ve temizler. Kentsel yaşam bir eğitimdir ve bu kişi örnek bir kentlidir...  

c1-007.jpg

Veysel Atak ile çöp kovalarını dayanılmaz bir koku eşliğinde alıp kamyona boşalttık.

 

c2-006.jpg

Veysel Atak ve iş arkadaşı Salih Serdar kovaları tek tek boşaltırken

 

FOTOĞRAFLAR: Mehmet ARTEMEL

Bu haber toplam 3804 defa okunmuştur
Etiketler : ,