1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. CİLALI ŞOVENİZM 
Sami Özuslu

Sami Özuslu

CİLALI ŞOVENİZM 

A+A-



'Ukrayna'da öğrenim gören dört Kıbrıslı Türk tıp öğrencisinin, KKTC liselerinden mezun oldukları için okuldan atıldığı' haberi basında yer aldı. Konu hakkında birkaç açıklama yapıldı ancak bir sürü belirsizlik ve tuhaflık var.
Dört gencin okuldan atılma gerekçeleri 'KKTC lise diplomaları' ise ve bunu iddia edildiği gibi Kıbrıs Cumhuriyeti yaptırdıysa, durum gerçekten de çok enteresan.
Zira Kıbrıs Cumhuriyeti, KKTC diplomalarını kendisi tanıyor!
İster devletin Kıbrıs Üniversitesi'ne gitsin, isterse özel okullara, Kıbrıslı Türklere herhangi bir sorun çıkarılmadan kayıt yaptırılıyor.
Güney'deki üniversitelerde KKTC liselerinden mezun epey öğrenci var. Master ve doktora yapanlar, hatta öğretim kadrosuna girenler de cabası...
Diğer yandan KKTC ilkokullarından mezun olmuş, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı'nın onayladığı ilkokul diplomalarıyla güneye geçip oradaki ortaokul ve liselerde okuyan yüzlerce Kıbrıslı Türk öğrenci de var.
Dolayısıyla soru şu: Kıbrıs Cumhuriyeti makamları bir yandan kendi okullarına KKTC diplomalı öğrencileri kabul ederken, öte yandan Ukrayna nezdinde girişim yapıp "KKTC liseleri illegaldir, tanımayın" diye bir işgüzarlığı nasıl yapabilir?
Dahası var...
Eğer teknik, akademik, denklikle ilgili bir pürüz yoksa, KKTC liselerinden mezun olan öğrencilerin AB ülkelerinde, ABD'de üniversite eğitim almasında da bir sıkıntı yaşanmıyor.
Yüzlerce genç başta İngiltere olmak üzere birçok AB ülkesinde okuyor. Şimdiye kadar da AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti'nin herhangi bir AB üyesi ülkeden "Atın şu Kıbrıslı Türkleri" dediğini işitmedim. Böyle bir girişim olmuşsa da, belli ki başarıya ulaşamadı. Ulaşsaydı tantanası kopardı.
Dolayısıyla bu işte bir 'iş' var gibi geliyor.
*  *  *
Ama diyelim ki bu işte herhangi bir 'iş' yok ve basına yansıdığı gibi dört tıp öğrencisi Ukrayna'da okuldan sırf 'KKTC liselerinden mezun oldukları için' atıldılar.
Peki ama nerede KKTC'yi yönetenler?
Hani vatandaşının hakkını koruması gereken devlet?
Ortada iddia edildiği şekliyle bir 'hak gasbı' varsa eğer, buna karşı eli kolu bağlı oturmak ve demeç vermek dışında yapabileceği bir şey yok mu kimsenin?
Bu kadar sahipsiz midir bu ülkenin yurttaşları?
KKTC tanınmıyor. 
Ama bunun arkasına sığınarak, doktor olmak için hayal kuran dört gencin yapayalnız bırakılması kabul edilemez.
'Türkiye nerdedir' diye de sormak gerekir ama önce çuvaldızı kendimize batırmamız lazım.
Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Eğitim Bakanlığı nelerle uğraşıyor acaba ki böylesine önemli bir konuda hiçbir şey yapmıyor?
Ya da yapıyorlarsa, yaptıkları ve sonuçları nedir?
*  *  *
'Dört öğrenci Kıbrıs Rum liderliğinin baskısı sonucu Ukrayna'daki okuldan atıldı' iddiasına ilk andan itibaren şüphe ile yaklaştım.
Konuyu biraz araştırınca şüphelerim daha da arttı. 
Elde ettiğim bilgi kırıntıları ve çıkardığım kimi sonuçlar şöyle:
Ukrayna'da tıp okuyan dört değil, üç öğrenci okuldan atılmış.
Olay en az iki, belki üç ay önce yaşanmış.
Konu KKTC Dışişleri Bakanlığı tarafından ele alınmış.
Eğitim Bakanlığı ise sonradan bilgi sahibi olmuş.
Öğrencilerden biri 2'nci sınıf, bir diğeri ise 3'üncü sınıftaymış.
Bunlardan biri DAÜ, diğeri ise YDÜ Tıp'a kaydedilmiş. Ya da kaydedilecek.
Üçüncü öğrencinin durumunu henüz öğrenemedim. 
'Atılma gerekçesi' olarak 'KKTC liselerinden mezun olmaları' gösterilmiş.
Bu konuda resmi bir yazı olup olmadığı bilgisine ulaşmak mümkün olmadı.
Ancak 'Kıbrıs Rum Yönetimi istedi' ya da 'girişim yaptı' iddiasını kanıtlayacak bir bilgi de devlet yetkililerinde yok.
Aksine, okuldaki 'fanatik bir Rum milliyetçisi hocanın işgüzarlığı'ndan söz ediliyor. Ukrayna'daki üniversitede Böyle bir işgüzar profesör var mı, bilemiyorum. 
Ancak bizde bu kadar şüpheli, bilgi yetersizliğinin sırıttığı bir konu üzerinden şoven duyguları cilalama operasyonu yürütmek isteyen işgüzarlar olduğu kesin!..
*  *  *
Tekrar geriye dönelim.
Ve farz edelim ki o iddia doğrudur: Yani öğrencilerin okuldan atılma sebebi 'KKTC diplomaları'dır ve bunun müsebbibi de Kıbrıs Rum Yönetimi'dir.
O zaman alırsınız yanınıza hukukçuları, eğitimcileri...
Hazırlarsınız dosyalarınızı...
Koyarsınız içine bugüne kadar ABD'de, İngiltere'de, Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da, Rusya'da ve Ukrayna'da ve de -en önemlisi- Kıbrıs'ın güneyinde okuyan Kıbrıslı Türk öğrencilerin ilkokul, lise, üniversite diplomalarını...
Çıkarsınız yola ve Brüksel'deki AB kurumlarından başlayarak, uluslararası İnsan Hakları örgütlerine kadar her yere yollarsınız bulgularınızı...
Çağırırsınız Kıbrıs'taki Ukrayna Büyükelçisi'ni Cumhurbaşkanlığı makamına ve dersiniz ki "Ekselansları, nedir ama ülkenizin yaptığı? Kıbrıs Üniversitesi'nde okuyan, mezun olan, hocalık yapan KKTC liselerinden mezun insanlar varken ve Kıbrıs Cumhuriyeti makamları kendi okullarında böyle bir ambargo uygulamazken, siz nasıl böyle bir yola girersiniz?"
Eğer niyet 'üzüm yemek' ise, bunlar yapılır.
Ama anladığım o ki, birileri illa 'bağcıyı dövecek.'
Bu konunun dibine darı ekmek gerekiyor!
Nereden tutsanız elinizde kalıyor çünkü...

Bu yazı toplam 2124 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar