1. YAZARLAR

  2. Meltem Sonay

  3. Cezaevi, iddialar, Bakan’ın ‘savunması’!..
Meltem Sonay

Meltem Sonay

Cezaevi, iddialar, Bakan’ın ‘savunması’!..

A+A-

BİR AYRINTI

 

gg-060.jpg

Halil Karapaşaoğlu’nun 3 günlük cezaevi tecrübesi, geride ‘içeride’  yaşananlara ilişkin çok ciddi soru işaretleri bıraktı… Halil’in YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamalarda cezaevinin koşullarına ilişkin çarpıcı iddiaları vardı…

Yıllardır artan suç oranı ve suçlu sayısına bağlı olarak cezaevinin ‘yetersiz’ koşulları öğrenilmiş çaresizliğimiz olsa da, Halil’in anlattıkları bunların ötesindeydi…

Sıcak suydu, kırık camdı, tuvaletti… İnsan olmak, insanca yaşamaktı!..

Gazeteci refleksi olarak Halil’in iddialarından sonra hemen, ilk yapmak istediğimiz Cezaevi’nin o yüksek duvarlarının ardında, gerçekte olanları görmek için ‘içeriye girmek’ olsa da, bunu gerçekleştirmemiz ne yazık ki mümkün olmadı…

Hoş bu güne kadar Cezaevi’ne girildiğinde de görülen, gösterilmek istenen kadar olmuştur, kesin… Ve son zamanlarda Cezaevi Müdürü ile iletişimimiz de hep ‘cevapsız çağrılar’ düzeyinde öte yandan…

Halil’in röportajı Pazar günü yayınlandı…

Bekledik…

Bir ses, bir açıklama, bir hamle!..

Yok…

‘Ne yapılıyor, ne yapılacak’ diye İçişleri Bakanlığı’na biz sorduk 2 gün sonra… İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’la yüz yüze görüşme fırsatı bulduk Yazı İşleri Müdürü arkadaşım Mert Özdağ’la…

Ayşegül Baybars, hazırlıklıydı… Önünde Halil’in YENİDÜZEN’deki röportajı, kimi cümlelerin altı çizilmiş… Baybars konuşmaya başlayınca ne yazık ki hazırlığının iddiaları ‘direkt reddetmeye’ ve ‘savunmaya’ yönelik olduğunu gördük üzülerek…

İddialar arasında manipüle edilmiş olanlar da olabilir, abartılmış olanlar da… Halil kendi gözü ile gördüklerinin yanı sıra, orada kaldığı süre zarfında ona anlatılanları da aktarıyor sonuçta…

Halil’in röportajı yayınlandığı andan itibaren beklentim Halil’e, belki Bakanlığa davet edilerek, belki ziyaret edilerek, ‘Gerçekten neler gördün, bir de bize anlat’ denmesiydi…

Umduğum, ‘hemen inceleme başlatılıyor’ açıklamasıydı… Belki anında Cezaevine ‘baskın denetimdi’…

Çünkü; belki de Halil’in söyledikleri, İçişleri Bakanı Baybars’ın Cezaevi Müdürü’nden talep ettiği rapordan daha ‘detaylı’ bir rapordu.

Ve beklenilen ‘inceleme’ kararı Salı akşamki Bakanlar Kurulu’ndan çıktı… 2 gün sonra…

Bakan Baybars’ın da katıldığı sosyal medyadaki tartışmalar halen sürüyor… İnsan Hakları Savunucuları Bakan’ın söylediğinin aksine istedikleri zaman cezaevine giremediklerini, Cezaevi Danışma Kurulu’nun toplanmadığını, kamuoyu ile hiçbir şey paylaşılmadığını savunuyor.

Bakan Baybar’sa toplantıların rutin yapıldığını söylüyor…

YENİDÜZEN başından beri olduğu gibi yine sürecin takipçisi ve belki de katalizörü olmaya devam edecek.

Mesele şu ki; yıllardır talep edilen ve beklenen ‘yeni cezaevi’ sadece ‘maddesel’ sorunların çözümü olabilir, ancak ‘toptan retçi’ tavırlarla başkalarının ne dediğini önemsememek, o yepyeni cezaevinin içinde de ‘insanlık dramının sürmesine’ neden olabilir…

Bu nedenle gözümüz, kulağımız Bakanlar Kurulu’nun başlattığı incelemede olacak.

 


BİR DETAY

 

YIL 2011: ARTIŞ % 0  YIL 2018: ARTIŞ % 33

Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Genel Sekreteri Devrim Barçın, ‘Eğriye eğri doğruya doğru’ diyerek yaptığı paylaşımda, kamu maaşlarına son yapılan artış oranlarına işaret etti.

2011 yılı, UBP Hükümeti Dönemi’nde, hayat pahalılığı oranının %14.72 olduğunu hatırlatan Barçın, STG’deki yıllık artışın da %22.41 olduğunu hatırlattı.

O dönemde kamu çalışanına ve asgari ücrete hayat pahalılığı ödeneğinin de dondurulduğuna işaret eden Barçın, buna bağlı olarak YAPILAN ARTIŞIN DA  %0 (SIFIR) olduğunu anımsattı.

Barçın’ın paylaşımından 2018 yılına ilişkin rakamlarsa şöyle:

Yıl 2018, Hükümet: CTP-HP-TDP-DP, hayat pahalılığı: %29,96, STG yıllık artış: %30,95
kamu çalışanının net maaşına %32, asgari ücretlinin net maaşına: %33 artış yapıldı.


BİR ALINTI:  "Gülşah Sanver Manavoğlu benim çok iyi bir arkadaşım ve çok da severim kendisini. Yolsuzlukla mücadele konusunda hükümette yalnız kaldıklarından bahsetti. TDP’nin geçmişinden onur ve gurur duyuyoruz. Anlımız ak, yüzümüz de hep aynaya bakacak şekildedir. Eğer bunun aksini söylüyorsa biz özür dileriz hükümetten çekiliriz. Ama eğer bununla ilgili bir dil sürçmesi yaşamışsa bunun da temize çıkarılması en büyük beklentimizdir" (Mehmet HARMANCI)

 

 

Bu yazı toplam 2619 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar