1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Çevre eğitiminde önemli adım
Çevre eğitiminde önemli adım

Çevre eğitiminde önemli adım

“Okullarda çevre eğitimi eksikliğinin çevre problemlerine bir çözüm bulmayı güçleştirdiği de açıktır. Yapılan araştırmalar da çevre eğitimi almış çocuklarla almamış çocukların çevre problemlerine yaklaşımının çok farklı olduğunu ortaya koyuyor”

A+A-

YDÜ Çevre Eğitimi ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şerife Gündüz, çevre eğitimi eksikliğinin çevre problemlerine çözüm bulmayı güçleştirdiğini belirterek, ilkokullarda başlatılan “Çevreci Minikler Eko-Okul Projesi” hakkında bilgi verdi

Ödül Aşık Ülker

   YDÜ Çevre Eğitimi ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Şerife Gündüz, çevre eğitimi eksikliğinin çevre problemlerine çözüm bulmayı güçleştirdiğini belirterek, yapılan araştırmalarda çevre eğitimi almış çocuklarla almamış çocukların çevre problemlerine yaklaşımının çok farklı olduğunun ortaya konduğunu vurguladı.

   Eğitim Bakanlığı ve YDÜ’nün işbirliği içerisinde yürütülen proje kapsamında 15 ilkokulda Çevreci Minikler Kulübü kurulduğunu anlatan Doç. Dr. Gündüz, “Ülkemizde 5000 civarı öğretmen arkadaşım var. Her biri 10 çocukta farkındalık yaratsa, ülkemize çevre bilinci yerleşmiş olur. Bu domino gibidir, biri devrildi mi hepsi devrilecek ve kıvılcımı başlatacak” dedi.

   Doç. Dr. Gündüz projenin süreklilik arz etmesi durumunda sürdürülebilir çevrenin yaratılması ve yaşatılması açısından yeterli ve kaliteli eğitim almış nesiller yetiştirileceğinin altını çizdi.

   Doç. Dr. Gündüz, “Bilinç ve eğitim çok önemli. Bilinci davranışa dönüştürmek ve hayat tarzı haline de getirmek gerekir. Sadece bilgi yeterli değil onu davranışa dönüştürmeyi başarmalıyız ancak o şekilde gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakabiliriz” diye konuştu.

• Soru: Çevre Eğitimi’nin önemi ve amacı nedir?
• Doç. Dr. Gündüz:
Çevre insanı da içeren canlı varlıkları destekleyen tüm koşulların toplamıdır. Çevre, doğa ve doğal ve insan yapımı sistemlerden meydana gelmektedir. Çevre eğitimi , insanoğlunun çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin keşfedilmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, çevre eğitimi çevreyi koruma ve neticede dünyadaki yaşamın devamı için son derece önemlidir.

Çevre eğitimi ve bilinçlendirme çalışmalarının amacı, toplumu bilgilendirerek onların bu konuları anlamalarını sağlayıp içinde bulundukları kurum, organizasyon ve toplumu aktif davranışlara yönlendirmektir. Temelde iki felsefeyi yansıtmalıdır ; “anlama ve harekete geçme”, “harekete geçmek için öğrenme ve fırsat yaratma olanakların sağlamak”. Yani çevre eğitimi önce olayları anlamamızı sonrada harekete geçmemizi sağlamalıdır. Temelde uluslararasında sorumluluk ve dayanışma ruhunun yaratılmasını da sağlaması gerekiyor.

Çevre eğitimi, problem çözme kabiliyetini geliştirmek, küresel, bölgesel, kültürel, sosyal ve ekonomik konularda da kritik düşünmeyi teşvik etmelidir. Dünyada Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı’ndan tutun da UNESCO’ya varana kadar bu faaliyetleri üstlenen sivil toplum kuruluşları, bakanlıklar, üniversiteler bulunmaktadır.

Aslında 1960lı yılların sonunda çevre sorunlarının arkasında yatan esas nedenin insanın kendisinden kaynaklandığı anlaşılmış ve dengenin korunmasının insanın sorumluluğunda olduğu kavranmaya başlamıştır. Uluslararası çevrenin korunmasına kapsamlı olarak yaklaşan ilk kuruluş BM’dir. BM “İnsan Çevresi” adlı ilk toplantıyı 1972 yılında Stockholm’de yapmış ve dünyada değişim süreci başlamıştır.


Kıbrıs’ta çevre eğitimi...

• Soru: Ülkemizde çevre eğitimi konusunda durum nedir?
• Doç. Dr. Gündüz:
Bizde İngiliz İdaresi’nin ilk döneminde, çevresel farkındalığın özelliği “okul bahçesinin” bir ders olarak başlatılmasıdır. Bu çevre farkındalığının geliştirilmesi için ilginç bir başlangıçtır ve okul  içerisinde başarılabilmesi mümkündü. 1935 yılında “Nature Study” isimli bir ders çevre eğitimine diğer bir desteği oluşturmuştur. Dikkatinizi çekmek istiyorum, çevre eğitimine bizde 1896 yılında, öncü ülkelerden çok önce başlandı, hem de çok önce... Sonuç olarak yıllar önce başlasa da, devamı gelmezse hiçbir anlam ifade etmez. Eğitim, nesillerin bilinçlerinin bir sonraki nesile de aktarılması için süreklilik arz etmelidir. Biz ne yaptık? Tüm bu programı değiştirdik ve “çevre ve trafik” diye bir ders koyduk. Yeterli değildi ama bir kıvılcımdı. Sonra bunu da kaldırdık ve ünitelere serpiştirdik. Olayı tam anlamıyla kendimizce çözdük. Neden bunu yaptık? Çevre bizim için önemli bir olgu değil, para kazanma aracıdır. Onu yok ettiğimizde bizim de yok olacağımızı kavrayamıyoruz. Doğayı hasta ettiğimizde bize de bulaşacağını hiç anlamıyoruz. Etrafımıza baksak, ailelerimizin sağlık durumunu irdelesek bize de bulaştığını çok rahat görürüz. Ama sorgulamıyoruz. Kritik düşünce, problem çözme ve etkili karar verme becerilerimizi kaybetmişiz. Çevre konularının çeşitli yönlerini değerlendirebilen, toplumların bireyleri ve üyeleri olarak sorumlu kararlar alabilen vatandaşlar haline gelmemişiz. Kritik düşünemiyoruz. En kısa anlamıyla beynimizi kullanmıyoruz. Niçin, neden, nasıl, kim sorularını da sormuyoruz. Sadece kuru kuruya yorumlar yaparak, birşey yapmaya çalışanların da hevesini kırmaya çalışıyoruz. Düşüncesini söyleyen kişileri acımasızca eleştiriyoruz. Düşünmeden, beynimizi kullanmadan, ezberci yaklaşımlarla idare etmeye çalışıyoruz ama olmuyor artık yeterli olmuyor.


“Her öğretmen 10 çocukta farkındalık yaratsa, çevre bilinci yerleşmiş olur”

• Soru: “Çevreci Minikler Eko-Okul Projesi” nasıl ortaya çıktı? Nasıl uygulanıyor, proje kapsamında neler yapılıyor?
• Doç. Dr. Gündüz:
Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nın hizmet içi eğitimlerinde çevre ve eko okullarla ilgili ilk kez öğretmenlere yönelik eğitimler yapıldı. 5 bölgede yapılan seminerler bir kıvılcım oldu. Seminerlere katılan öğretmen arkadaşlarımın ilgisi ve olumlu dönüşleri, Çevreci Minikler Eko-okul Projesi’ni hayata geçirmede ön ayak olmuştur.Tabii ki Milli Eğitim Bakanlığı’nın da desteği olmasaydı bu proje yürürlüğe girmeyecekti.

Ülkemizde 5000 civarı öğretmen arkadaşım var. Her biri 10 çocukta farkındalık yaratsa, ülkemize çevre bilinci yerleşmiş olur. Bu domino gibidir, biri devrildi mi hepsi devrilecek ve kıvılcımı başlatacak. Ben projeye gönüllü katkı koyan ilk okul öğretmeni arkadaşlarımı yürekten kutlarım. Projeyi onlar yönetiyor. Ben sadece küçük dokunuşlar yapıyorum. 15 ilkokulun katkı koyduğu projede Çevreci Minikler Kulüpleri kuruldu. Bu proje ile ülkemizde doğal varlıkların ve çevre sağlığının korunması, erozyonla mücadele, toprak örtüsü ve toprağın korunması ve ağaçlandırmanın, biyolojik çeşitliliğin ve geri dönüşümün önemi hakkında kamuoyunu eğitmek ve bilinçlendirmek amacı ile Çevreci Minikler Kulüplerini ilköğretim kurumlarında kurarak, öğrencilerde çevre bilinci konusunda duyarlılık oluşturup davranışa dönüştürmek ve süreklilik sağlanması amaçlanmıştır.

Çevreci Minikler Kulübü çalışmaları kapsamında yer alan hedef, ilköğretimde okuyan bir öğrencinin, ilköğretim döneminden sonra, lise ve üniversitede okurken de çevre çalışmalarında aktif yer almasını sağlamak, aldığı eğitimler doğrultusunda bilgilerini okul sonrası yaşantısında kullanabilmek, öğrencilerin kazandıkları çevre bilincini çevresine aktarmak ve güç birlikleri yapmasının sağlanmasıdır. Bu çalışmalar, öğrencilerin öğrenim gördükleri okullardaki danışman öğretmenleri  ve koordinatör ile koordineli olarak yürütülmektedir. Öğretmenler eşliğinde çevreci okulların temelini atıyorlar ve de öğreniyorlar. Bu yıl bir başlangıç ve konumuz “çöp, atık su ve enerji tassarufu”. Bu konuyla ilgili her okul kendi aktivite planlarını hazırladılar ve her ay çeşitli aktivitelerle öğrencilerde ve bölgelerinde farkındalık yaratmaya başladılar. Okuldaki öğrenciler hem çevresel konularda bilgi ediniyorlar, hem de ailelerini, yerel yönetimleri ve sivil toplum kuruluşlarını çevresel konularda bilinçlendirmede etkin rol alıyorlar.

Dünyada bir marka olan eko-okulları biz kendimiz bağımsız bir şekilde uyguluyoruz. Bu proje kapsamında atık malzemelerden çeşitli uygulamalar yapılıyor. Ayrıca plastik ve kağıtlar ayrı biriktiriliyor ve Greenwise firması tarafından  geri dönüşüm için toplanıyor. Aktiviteler açıklanarak ve kavranılarak aktarılıyor . Kısacası korumayı ama neden korumaları gerektiğini biliyorlar, tıpkı neden beslendiğimizi, neden solunum yaptığımızı ve niçin susuz yaşayamadığımızı bildikleri gibi...

• Soru: Projenin diğer aşamalarında ne gibi çalışmalar yapılacak?
• Doç.Dr. Gündüz:
Projenin diğer aşamalarında her yıl farklı temalarla proje sürekli hale gelecek. Programın uygulanması, öğrencilere çevre konusunda olduğu kadar, yaşamları boyunca kullanacakları ve başarılarını etkileyecek alışkanlıklar kazandıracaktır. Öncelikle birey bir grup üyesidir ve yeni bir kimlik geliştirir, grup çalışmasına alışır katılımcıdır, sorunları tanıma, çözüm üretme ve tartışma becerisi geliştirir, inisiyatif kullanma, karar verme yeteneği gelişir, plan yapma, rapor yazma becerisi gelişir, tüketim alışkanlıkları değişir, savurganlık önlenir, doğal kaynakları koruma bilinci geliştirir.

Bu proje süreklilik arz ederse sürdürülebilir çevrenin yaratılması ve yaşatılması açısından yeterli ve kaliteli eğitim almış nesiller yetiştirilerek çevrenin korunması, geliştirilmesi ve çevre yaşam kalitesinin yükseltilmesi amacıyla, çocuklarımızın eğitildiği okullarımızın temizlik ve hijyen açısından belirli kriterler gelecektir. Öğrencilerin aktif katılım istekleri, öğretmen arkadaşların motivasyonu ve istekleri, okul müdürleri ve idarecilerin desteği gösteriyor ki proje uzun soluklu, sürekli ve yaygın hale gelecek. Bu konuyla ilgili bazı çalışmalarda var ama netleşmeden burada söylemem doğru olmaz.

Nasıl bir çevre eğitimi?

• Soru: Çevre eğitimi nasıl olmalı ve nasıl uygulanmalıdır?
• Doç. Dr. Gündüz:
Çevre eğitiminin  kendi içinde bir konu olarak değil, disiplinler arası bir konu olarak ön plana çıkarılması, bir çevre kültür yapısı yaratmak amacıyla doğaya ve doğa içerisine insanın dahil edilmesine saygı duymaya yönlenmiş ve buna saygıyı yücelten belirli pedagojik teorilerin ve uygulamaların kullanımını özendirmeyi amaçlamalıdır. Çevreden bir bütün olarak yararlanan ve aktif sorumluluğu vurgulayan, bireysel bir sorumluluk duygusunu kurmayı ,doğal dünya ile ilgili ve çevre içerisinde doğal ve sosyal sistemler hakkında eğitimi hedeflemelidir. Sorun çözme kabiliyetlerinin geliştirilmesinin ve cesaretlendirilmesinin gayreti içerisinde, küresel ve bölgesel çevre, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel konular hakkında kritik düşünceyi teşvik etmelidir.
   Bu hedefe ulaşabilmek için, müfredat, öğrencileri bir çevre kültürü yapısını geliştirmeyi teşvik edecek bilgi ve yeteneklerle donatmayı amaçlamalıdır. Stokes ve diğerleri, çevre eğitimi ile ilgili geniş bilgi alanına ek olarak, müfredat içerisinde değerlerin, etiğin, tutumların ve davranışların öneminin ortaya çıkarılması gerektiğinin de altını çizmişlerdir.  İki çeşit çevre eğitim stratejisi bulunmaktadır. Bunlardan biri çevre eğitimini okullarda öğretilen kimyadan, sosyal bilimlere kadar tüm konularla bütünleştirmek, diğeri ise çevre eğitiminin okul sistemi içerisine farklı bir disiplin olarak dahil etmektir. İlk yolun en iyi olduğu bilim insanlarının yapmış olduğu araştırmalarda kanıtlanmıştır.

“Bilgi yeterli değil, onu davranışa dönüştürmeyi de başarmalıyız”

• Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?
• Doç. Dr. Gündüz:
Toplumsal konuyu algılamanın temeli, doğa hakkında eğitimin gerekliliğinin, çevre hakkındaki bilgilerini ve farkındalıklarını artıran pratiğe dayalı aktif öğrenme ile meşgul olunması, tartışma yapmak ve diyalog kurmak için cesaretlenmek, doğada eğitime önem verilmesi, kişi ile çevre arasında ilişki yaratılması, çevre problemlerinin çözümü konusuna inanmak ve eyleme geçmenin öneminin kavranılması gerekmektedir. Harekete geçmek her zaman çevre eğitiminin en önemli bacağı olmalı, bilgiyi uygulama ve harekete geçirme...

 Okullarda çevre eğitimi eksikliğinin çevre problemlerine bir çözüm bulmayı güçleştirdiği de açıktır. Yapılan  araştırmalar da çevre eğitimi almış çocuklarla almamış çocukların çevre problemlerine yaklaşımının çok farklı olduğunu ortaya koyuyor. Bilinç ve eğitim çok önemli. Bilinci davranışa dönüştürmek ve hayat tarzı haline de getirmek gerekir. Sadece bilgi yeterli değil onu davranışa dönüştürmeyi başarmalıyız ancak o şekilde gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakabiliriz.

Bu haber toplam 7455 defa okunmuştur