1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Çevre Eğitimi” ders kitabı olarak okutulacak
“Çevre Eğitimi” ders kitabı olarak okutulacak

“Çevre Eğitimi” ders kitabı olarak okutulacak

“Öğretmenlere Yönelik Sürdürülebilir Çevre Eğitimi Programı” kapsamında geliştirilen ve Yrd. Doç. Dr. Nazım Kaşot tarafından kaleme alınan “Çevre Eğitimi” kitabına olan ilgi giderek artıyor.

A+A-

Yrd. Doç. Dr. Nazım Kaşot’un kaleme aldığı ve “Öğretmenlere Yönelik Sürdürülebilir Çevre Eğitimi Programı” kapsamında yazılan “Çevre Eğitimi” kitap, birçok kişinin kütüphanesinde yer edinebilecek içeriğiyle, toplumun tüm kesimine hitap ediyor.

 

“Şimdi ciddi bir çevre eğitimi vermeye başlasak ürünlerini 15 yıl sonra alabileceğiz. Çok ciddi eğitimler verip cezai yaptırımlarla bunu sağlayabiliriz. Bir yandan çevresini temiz tutan bir yandan da kirletenlerle ancak bu şekilde baş edebiliriz. İyi bir eğitim ve ceza şart...”

 

“Çevre eğitimi bilgilenme ile başlar, bilgilenme beraberinde farkındalığı getirir, farkındalık da bilinçlenmeyi getirir, sorumluluk alma ve görev alma gibi etkin hareketler başlar... Bu bir piramittir, buna basamak basamak mücadele vererek ulaşmalıyız”


Fehime ALASYA

“Öğretmenlere Yönelik Sürdürülebilir Çevre Eğitimi Programı” kapsamında geliştirilen ve Yrd. Doç. Dr. Nazım Kaşot tarafından kaleme alınan “Çevre Eğitimi” kitabına olan ilgi giderek artıyor.

Kapsamıyla toplumun birçok kesimine hitap eden “Çevre Eğitimi” kitabı, çevre bilincine ve eğitimine dair pek çok güzelliği bünyesinde barındırıyor.

Nazım Kaşot, yeni kitabı “Çevre Eğitimi” üzerine YENİDÜZEN ile gerçekleştirdiği keyifli söyleşide bir yandan çevresini temiz tutan bir yandan da kirleten bireylerle başa çıkabilmek için iyi bir eğitim ve cezai uygulamaların şart olduğuna değindi.  

Kaşot’un kaleme aldığı kitap, öğretmenlerin dışında, çevre ile iç içe olan herkesin, dağcısından kampçısına, birçok kişinin okuyabileceği, her kesimin kitaplığında olabilecek bir kaynak olarak gösterildi.  

Kitabın öğretmenlere yönelik olarak geliştirildiğini anlatan Nazım Kaşot, buna karşın kitabın, öğretmen adayları ve çevre konusuna ilgi duyan birçok kişiye kaynak olma özelliği taşıdığının altını çizdi.

Kitabıyla ilgili bilgi veren Nazım Kaşot, birçok önemli noktaya dikkat çekti. 

“Çevre eğitimi bilgilenme ile başlar, bilgilenme beraberinde farkındalığı getirir, farkındalık da bilinçlenmeyi getirir, sorumluluk alma ve görev alam gibi etkin hareketler başlar... Bu bir piramittir, buna basamak basamak mücadele vererek ulaşmalıyız” diyen Kaşot, eğitim ile başlayarak,  yaşanan tüm çevre sorunlarıyla başa çıkılabilineceğine değindi.

Çevre eğitiminin çok boyutlu bir kavram olduğunu ifade eden Kaşot, “Tarihi eserlerimize sahip çıkılması, biyo-çeşitliliğin anlatılması, sürdürülebilirlik, çevre sorunları, kültürel miras, kuş gözlemciliği, doğa fotoğrafçılığı, gibi birçok konu çevre eğitimi ile bağlanan konulardır” dedi.  

 

“İyi bir eğitim ve ceza şart...”

Çevre eğitimi yanında etkin cezaların da uygulanması gerektiğine dikkat çeken Kaşot, “Şimdi ciddi bir çevre eğitimi vermeye başlasak ürünlerini 15 yıl sonra alabileceğiz. Çok ciddi eğitimler verip cezai yaptırımlarla bunu sağlayabiliriz. Bir yandan çevresini temiz tutan bir yandan da kirletenlerle ancak bu şekilde baş edebiliriz. İyi bir eğitim ve ceza şart...” dedi.  

 

“Ders kitabı olarak okutulacak”

Kitabının etkilerini arttırmak için öğretmenlere ‘Hizmet içi eğitim’ olarak verilebilineceğine değinen Kaşot, bu doğrultuda bazı girişimler başlattığını kaydetti. Kaşot, kitabın aynı zamanda Kıbrıs ve Türkiye’de satışa sunularak, ders kitabı olarak da okutulmaya başlandığını ifade etti.

 

“Toplumsal olarak çok ciddi çevre sıkıntılarımız var”

Çocuklara verilen çevre eğitiminin okul öncesinden başlanması gerektiğine değinene Kaşot,  yaptığı bu çalışma ile topluma fayda sağlama mücadelesi verdiğini anlatıyor.

Kaşot şöyle devam ediyor; “Bu kitap aslında benim doktora tezimin bir ürünüdür. Öğretmenlerimizi çevreye nasıl daha duyarlı hale getirebiliriz noktasından yola çıkarak öğretmenlere yönelik sürdürülebilir çevre eğitim programı geliştirdim.  İlk başta 6 ilçede bir ihtiyaç analizi yaptık, buradan çıkan sonuçlar doğrultusunda eğitim programının geliştirilmesi aşamalarına geçtik.

Öğretmenler, eğitim konusunun sadece bir bacağı diğer bacağı ise aile… Çünkü eğitim ailede başlıyor. Bu gün aileler açısından da toplumun durumuna baktığımızda aileler tarafından verilen eğitiminde yetersiz olduğunu görüyoruz çünkü toplumsal olarak çok ciddi çevre sıkıntılarımız var. Bende kendi doktoram kapsamında bu konuyu çalışmayı tercih ettim.  Hep söylüyoruz çocuklara çevre eğitimi okul öncesinden verilmeye başlanmalı diyoruz ama bunun için bir adım atılmadı. Şu anda da ikinci doktorama başladım ve okul öncesindeki çocuklar için bir çevre eğitim programı geliştiriyorum. Topluma bir fayda sağlamak için bir mücadele vermeye çalışıyorum.”

 

“Öğretmensek hiçbir zaman ‘biz olduk dememeliyiz’”

Öğretmenlerin her zaman için kendini geliştirmeye açık olan kişiler olduğunu düşünene Kaşot, her şeye rağmen araştırmacı, yenilikçi olunması gerektiğini belirtti.

Kendisinin de tüm öğretmenlerin de halen daha öğreneceği pek çok ey olduğuna değinen Kaşot şöyle devam etti:

“Burada şunu değerlendirmek gerekiyor, bu gün çevrede benim bile halen öğrendiğim şeyler var üzerinde doktora yapmama rağmen çünkü öğrenmenin sonu yok. Bu nedenle öğretmenlerimizin de bu bakış açısıyla bakmaması gerekir, muhakkak her şeyden öğrenecek bir şeylerimiz vardır.  Öğretmenimiz bu kitabın içerisinden küçücük bir şey bile öğrense ve bunu öğrencisine aktarsa bu bile bizim için çok değerlidir. Fen ve Biyoloji öğretmenleri bölümleri gereğince çevreye daha yakın olabilirler ama burada açıkçası iddialı konuşuyorum onlarında halen daha öğreneceği çok şey var benim halen daha öğrendiğim gibi. Bu nedenle eğer öğretmensek hiçbir zaman ‘biz olduk dememeliyiz’, kendimizi geliştirip öğrencilerimize yeni bilgiler yeni konular aktarmamız gerekiyor.”

 

“40 farklı öğretmenle bu çalışmanın da deneysel olarak çalışmasını yaptık”

Kitabın içeriğiyle ilgili de bilgi veren Kaşot, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

“Kitap yedi üniteden oluşmaktadır. Bu yedi ünite ihtiyaç analizine göre belirlenmiş ve öğretmenlerin ihtiyaçlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bunun yanında kitabın başında ünite kapsamında öğretmenin kazanımları yer almaktadır.

1974-1980 yılları arasında beş parmak dağlarında üreyen kızıl akbabalar vardı, şu anda beşparmak dağlarında hiç akbaba kalmadı. Bu noktadan yola çıkıp kitabımızda bir mesaj veren bir çevreci kızıl akbaba karakteri yaratık.

Bunun yanında her ünite için ayrı kavram haritaları var, ünitede kazanacağı kavramları haritalaştırdık. Ünite içerikleri yapılandırmacı yaklaşıma göre hazırlanmıştır ve araştırma ve çoklu zekâ kısımları da kitabımıza dâhildir. Bunlara ek olarak bol bol yararlanılabilecek kaynaklar da vardır.

Zengin bir içerik yaratmaya çalıştık. Milli Eğitim Bakanlığından katılan 40 farklı öğretmenle bu çalışmanın da deneysel olarak çalışmasını yaptık ve bu deneysel çalışma sonucunda da bu programın verimli olduğuna dair veriler elde ettik.

Bu nedenle tesadüfen yazılmış bir kitap olmadığını belirtmek istiyorum. 

nazim-kasot-(2).jpg

“Çevrenin ne kadar önemli olduğunu anlatamıyoruz ve bunu yapacak olan araç ise çevre eğitimidir”

Çevre eğitimini, toplum içerisinde hep çiçeği böceği anlatmak gibi algılanıyor ama çevre kendisi çok boyutlu bir kavramdır.  Bu yüzdende çevrenin içerisine çok farklı şeyler girer örneğin kültürel mirasın anlatımı da aslında tarihi çevre eğitimidir ama ne yazıktır ki biz tarihi eserlere de sahip çıkmıyoruz onlara zarar veriyoruz buda çevre eğitimini ilişkilendiren bir konudur. Esas sıkıntı bizler bu gün çevrenin ne kadar önemli olduğunu anlatamıyoruz ve bunu yapacak olan araç ise çevre eğitimidir.

 

“Onlara güzel bir örnek olun”

Son olarak ailelere de mesaj gönderen Kaşot, şunları ifade etti;

“Çocuklarımızı yetiştirmeye çekirdekten başlayın. Uygulayın ve çocuğunuza da uygulatın, en önemlisi onlara güzel bir örnek olun. Aileler olarak bilinçli olup çocuklarımıza ve çevremize örnek olmalıyız. Aileler de öğretmenler gibi çok önemli rol modelidir, buna göre davranmalıyız, iyi rol modelleri olmalıyız ki daha bilinçli nesiller yetiştirmeliyiz...

ozel-haber-gorsel-062.jpg

Bu haber toplam 3327 defa okunmuştur