1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Çalıştayda “nükleere hayır” pankartı
 Çalıştayda “nükleere hayır” pankartı

Çalıştayda “nükleere hayır” pankartı

1’İnci Çevre Çalıştayı Acapulco Otel’de başladı

A+A-

 


Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın düzenlediği 1’inci Çevre Çalıştayı dün Acapulco’da başladı.
“Yaşayan Çevre, Yaşanacak Çevre” temasıyla “Biyolojik Çeşitlilik”, “Katı Atık Yönetimi” ve “Sanayi Atık Suları” başlıklı eş zamanlı oturumlarla gerçekleşen çalıştay, tüm gün sürecek.
Açılış konuşmaların ardından oturumlara geçilmeden önce çalıştaya katılan bazı çevre örgütü temsilcileri salonda “nükleere hayır” yazılı pankart açtı.
1’inci Çevre Çalıştayı’nın KKTC’de yaşanan çevre sorunlarına sürdürülebilir çözümler üretmesi bekleniyor.

“Çevre sorunlarına insan odaklı çözüm üretmeyi hedefliyoruz”

Konuşmalarda ilk sırayı alan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Çevre biliminin ekonomiden turizme, enerjiden doğal afetlere ve deniz kirliliğine kadar birçok konuyu içine alan çok geniş bir bilim dalı olduğunu belirterek, bu bilim dalının uygulayıcısı ve politika üreticisi konumunda bulunan bakanlığın çalıştayda konu başlıklarını seçerken ülkede çözülmesi gereken öncelikli konuları da belirlediğini vurguladı. “Çevre sorunu diye sorun yoktur. İnsanın çevreye yarattığı sorunlar vardır. İnsan odaklı çözümler bulunamazsa bunlar geçici ve sonuca ulaşmayacak çözümler olacaktır” diyen Bakan Dinçyürek, çalıştayda çevre sorunlarına insan odaklı çözüm üretmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Çevreye karşı duyarlı olunması, çevre bilincinin oluşması ve çevreye katkı koymanın ancak eğitimle mümkün olabileceğine işaret eden Bakan Dinçyürek, göreve geldiği günden itibaren daha yaşanabilir bir çevre adına önemli girişimler yaptıklarını söyledi.

Bakanlığın çevre konusunda gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında da katılımcılara bilgiler veren Bakan Dinyürek, çalıştaydan çıkacak sonuçların bakanlık ile ülkenin yol haritasını oluşturacağını vurguladı.

TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Recep Akdeniz ise ikinci sözü alarak, Türkiye’de çevre konusunda yapılan çalışmalara değinerek, sürdürülebilir bir kalkınmanın sürdürülebilir bir çevreyle mümkün olabileceğini vurguladı.
Ana Muhalefet UBP’yi temsilen konuşan Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel de, ülkede, geçmişten bu güne çevre konusunda yasa ve tüzüklerin uygulanmasında sıkıntılar yaşandığına vurgu yaptı.


“Çevre konusundaki sorun ve eksikliklerin giderilmesi için neler yapılması tartışılmalı”

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise çalıştayın büyük önem taşıdığını belirterek, ülkede bundan sonra çevre konusundaki sorun ve eksikliklerin giderilmesi için neler yapılmasının tartışılması gerektiğini kaydetti. Lefke CMC’de etkileri ortadan kaldırılmadan bölgede yeni maden başvurusunda bulunulduğunu belirten Özyiğit, bunun ülkeye katkı ya da yeni bir felaket mi getireceği konusunun düşünülmesi gerektiğin söyledi. Dere yatağı, taş ocağı, katı ve sıvı atık, betonlaşma ve yüksek binalardan kaynaklanan sorunlara değinen Özyiğit, ülkede çevreye sahip çıkarak gelecek nesillere nasıl bir miras bırakılacağı düşünülerek adım atılması gerektiğini söyledi.


“ÇED raporları yatırımların karşısına demokratik engel haline geldi”

DP-UG Genel Başkanı Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş da, kendisinin Olgun Paşalar’dan sonra çevreyi ele alan, çevre yasasını hazırlayan, ÇED tüzüğünü geçiren ikinci bakan olduğunu anımsatarak, bu çalışmaları; ülkeye yapılacak yatırımların çevreye neden olacağı zararı önceden görebilme ve yön adına yaptığını kaydetti.

Bugün gelinen noktada ÇED raporlarının yatırımların karşısında ‘demokratik engel’ haline geldiğini ifade eden Denktaş, halkın katılımına da sunulan ÇED raporlarının uygulamada; ‘engelleyen değil yönlendiren olması’ gerektiğine vurgu yaptı.

“Kıbrıs’ta kıyı, tarım arazisi, dere yatağı ve su kaynaklarının korunması için daha iyi plan ve yol haritasına ihtiyaç var”

TC Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ise, çevre konusunda çalıştay düzenlenmesinin son derece gerekli ve anlamlı olduğunu belirterek, düzenleyenleri kutladı.

Çevre sorunlarının endüstriyel gelişimin sonucunda ortaya çıktığı ve bunu sürdürülebilir kalkınma kavramı izlediğini belirten Akça, gelişimin tüm sektörleri kapsayacak şekilde gerçekleşmesinin önem taşıdığını kaydetti.
Çevre kirliliğinin dünyayı etkileyen sorunlara neden olduğu belirten Akça, bu sorunlardan bir tanesinin iklim değişikliği sözleşmesi olan Kyoto Protokolü diğerinin de ortaya çıkan atıkların belli değerleri aşmayacak şekilde yönetilmesi olduğunu vurguladı.

Çevresel etki değerlendirmesi konusunun ise yatırımların yapılmaması, engellenmesi ile değil, daha çok çevreye verilen zararın telafi edilmesiyle ilgili olduğunu ifade eden Akça, yatırımların buradan gelecek raporlarla şekil aldığını söyledi. Kıbrıs’ta kıyılar, tarım arazileri, dere yatakları ve su kaynaklarının korunması konusuna dikkat çeken Büyükelçi Akça, bunun için daha iyi bir plan ve yol haritasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.


Talat: “Eğitim programları, kirletenlere ciddi ve tavizsiz; sorumlulara rücu ceza, yasa ve tüzüklerin uygulanma ve iyi idare yasasının gerekleri uygulanmalı”

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da çevre konusunda yasa ve tüzüklerin uygulanamamasının; hükümet, kurum ve sivil toplum örgütleri arasındaki koordinasyonsuzluktan kaynaklandığını belirterek bu soruna bir çare bulunması gerektiğini kaydetti. Güven yaratıcı önlemlerin yeniden gündeme geldiği, müzakerelerin yeniden başladığı bugünlerde Kıbrıs Türk ile Rum tarafının Kıbrıs’ta çevreyi koruma; moloz, peynir altı suyu, zeytin kara sularının değerlendirilmesi gibi birçok alanda ortak tesis kurarak işbirliği yapılabileceğini söyledi. Ülkede yaşanan çevre sorunlarına değinen Talat, çevre sorunlarının giderilmesi için eğitim programları, çevreyi kirletenlere ciddi ve tavizsiz cezalar verilmesi, sorumlulara cezaların rücu etmesi, yasa ve tüzüklerin uygulanması ve iyi idare yasasının gereklerinin de yerine getirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“Çevre konusu topyekün ele alınmalı, devlet politikası olmalı ve çevre bilinci oluşuncaya kadar yasa ve tüzüklerle korunmalı”

Meclis Başkanı Sibel Siber ise sağlıklı bir çevrede olmazsa sağlıklı bir yaşamın da mümkün olamayacağını ifade ederek, çevre konusunun topyekün ele alınması, devlet politikası olması ve çevre bilinci oluşuncaya kadar yasa ve tüzüklerle korunması gerektiğini vurguladı. Başbakanlık yaptığı sürede Kalecik’te meydana gelen petrol sızıntısı ve Yeşilırmak Yangını gibi iki büyük çevre felaketi yaşandığını anımsatan Siber, her iki felakette de zamanında denetim yapılmadığı, gereken tedbirlerin alınmadığı, acil durumlar için kriz masası tüzüğü çıkarılmadığı ve acil durumlarda nasıl müdahale edileceği, teknik donanım ve nereden yardım isteneceğini bilinmediğimi için yaşandığını anımsattı.

Tüzükler tamamlanmadıkça sorunların yaşanmaya devam edeceğini de belirten Siber, gelişmiş ülkelerin çevre konusundaki yasa tüzük ve uygulamalarının örnek alınması gerektiğini de kaydetti.


“Çevre küresel bir konu, ülkeler atacağı adımlarda bu gerçeği ön planda tutması gerek”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da yaptığı konuşmada, çevre konusunun küresel bir konu olduğunu ifade ederek, ülkelerin atacağı her adımda bu gerçeği ön planda tutmaları gerektiğini vurguladı.

Ukrayna ile Japonya’da yaşanan nükleer felaketlere dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, deprem bölgesinde bulunan Mersin’de nükleer santrali inşası başlanması bölge ve insanlık için ciddi bir tehdit yaratabileceğine dikkat çekti. Akıncı, geçmişte yaşananlardan ders çıkartılması gerektiğini belirterek, nükleer yerine rüzgar, güneş enerjisi gibi çevreyle uygun enerji politikalarının geliştirilebileceğini söyledi. Ülkede yaşanan çevre sorunlarına da değinen Akıncı, ülkede tarih, doğa ve çevreyi koruma konusunda farkındalık geliştirmenin, aile ocağından başlayarak yaşam boyu sürecek eğitimle mümkün olabileceğini kaydetti. Ülkede sürdürülebilir bir çevre ve bilinç yaratmak için ödül ve cezanın önem taşıyabileceğini ifade eden Akıncı, yasa ve tüzüklerin uygulanma ve denetlenmesi gerekliliğine vurgu yaptı. Taş ocağı konusunda aynalama sistemi yerine teraslama yöntemi uygulanması gerektiğini belirten Akıncı, ülke şartlarıyla iklimine daha uygun yeni inşaat sistemleri geliştirilmesinin de ihtiyaç olduğunu kaydetti. Ülkede sürdürülebilir bir çevre politikası hayata geçirilmesinin elzem olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, geçmişte yaşanan hatalardan her zaman ders çıkarılması gerektiği konusun altını çizdi. Ülkede öncelikle fiziki planın ardından şehir ölçekli imar planları ve bölgesel çevre planlarının hayata geçirilmesi gerektiğini de ifade eden Akıncı, ülkede yıllarca bunun tersi uygulama yapıldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Akıncı, çalıştayı düzenleyenleri kutlayarak, buradan çıkacak sonuçların yasalar, tüzükler ve yaşama yansımasını da diledi.

Bu haber toplam 1737 defa okunmuştur