1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. “Bu iş balık tutmaya benzer”
“Bu iş balık tutmaya benzer”

“Bu iş balık tutmaya benzer”

“Bu iş balık tutmaya benzer”

A+A-

 

Levent Özdağ

Ferit Kabaali, çocukluğundan bu yana terzilik ile yatıp kalkan biri. Lefkoşa Gönyeli’de zanaatını yapan Ferit Kabaali, işini seven bir esnaf. Kabaali “Terzilik merak isteyen ve özellikle sabır isteyen bir iştir. Eğer terzilik yapacaksan ilk önce sabırlı olmayı öğrenmen gerekir” diyor.


• Bir esnafın gün içinde yaşadığı duygular nasıldır?
• “Çok zevkle bu işi yapıyorum. Severek yapıyorum işimi ve çok güzel bir çevrem var. Çevremi de çok seviyorum. Her zaman söylüyorum bunu. Onlar olmazsa ben de burada olmazdım. İlkokuldan bu yana çantamı atardım evime ve terzihaneye giderdim. Tabii bu işe başlarken çıraklık döneminden başlarsın siler, süpürürsün yavaş yavaş öğrendikçe öğrenirsin ve insanlara güzel şeyler sunarsın.”

• Hiç düşününüz mü masa başı bir işim olsaydı diye?
• “Yok öyle bir şey düşünmedim çünkü o zaman hayat şartları buna müsaade etmedi. Küçük yaşta bu işe başladığım için başka bir iş hiç aklıma gelmedi.”

“FABRİKASYON OLDU”

• Terzilik yapan kişiler artık çok az, bunu neye bağlıyorsunuz?
• “Yapan az kişi vardır. Her zaman buna üzülürüm bu işi yapmak isteyen insan çok azdır. Keşke isterim birileri bu işi öğrensin ya da bu işin okulu açılsın. Terzilik merak isteyen ve özellikle sabır isteyen bir iştir. Eğer terzilik yapacaksan ilk önce sabırlı olmayı öğrenmen gerekir. Çünkü öyle ince işler gelir ki sökmeye sabrım olması lazım. Bu iş balık tutmaya benzer, sabırlıysan bu işi yapabilirsin. Özellikle bizden sonraki nesillere sesleniyorum, gerçekten bu işi yapacak kimse kalmıyor. Keşke şimdiki gençleri aşılayabilsem, öğretebilsem. Kaç tane çocuk aldıysam buraya “bu iş zor geliyor” diyerek işi bıraktılar. Terzilik okulu açılsın yoksa ileride çocuklar terzilik mesleğini bulamayacak ve göremeyecekler. Fabrikasyon durumuna geldi, sıfırdan benim gibi burada bir ceket yapılmıyor artık. Fabrikada ceketin biri ön parçasını diğeri arka parçasını bir diğeri cep yapar. Bir kişi bir ceketi sıfırdan yapmaz. Biz burada el emeği yapıyoruz ve gerçekten saygı duyulacak bir iştir.”

• En zorlandığınız veya yapmak istediğiniz ürün nedir?
• “Kolay diye bir şey yok bizim işte hepsi zordur. Örneğin bir kumaşı alıyorsun bir parça kumaşı çevirip dört parçaya bölüyorsun. İki ön iki arka olacak şekilde birleştiriyorsun ve bir pantolon haline getiriyorsun. Küçükken en çok merak ettiğim şeydi bu kumaş nasıl pantolon olur diye. Kendime sorardım nasıl olur diye. Bir ustam vardı bir lafı vardı; yaptığın işi ilk önce sen beğen derdi. Bu lafı aklımda tuttum ve severek yapmaya başladım.”

• İlk Kıbrıs’a geldiğiniz zaman ile şimdiki ile ne gibi farklar var?
• “İlk geldiğimde yabancısın, kimseyi tanımıyorsun yavaş yavaş ortama alışıyorsun. Çevre edinmeye çalışıyorsun. Her işin bir ayrı metodu vardır. Kendini kabul ettirene kadar uğraşırsın, sonrası zaten çorap söküğü gibi gelir.”

“AİLEMİ VE İŞİMİ DEĞİŞEMEM”

• İlk Kıbrıs’a geldiğiniz zaman ile şimdi arasında ne gibi farklar var?
• “İş konusunda sorunum yok ama insanlar bu işi hafife almasın ve bu meslek devam etsin. Bu iş önemlidir ve en çok tercih edilen iştir. Terzide yapılan kıyafet tam üzerine oturur. Gereklidir bu iş.”

• En mutlu olduğunuz gün nedir?
• “Her zaman işimde mutluyum evimde de mutluyum. Biraz kendimi şanslı hissediyorum, sevdiğim eşim çocuklarım, işim bunlar beni mutlu ediyor. Onları değişemem.”

• Hayal ettiğiniz bir ülke var mı yaşamak veya gitmek için?
• “Şüphesiz tabii ki vardır ama şartlar uygun olmaz. En çok hayal ettiğim ülke Bosna Herkes, oranın doğası süper. En kısa zamanda gitmek isterim.”

• Çocuklarınız mesleğinizi sürdürecek mi?
• “Pek sanmıyorum ama göreceğiz. Kısmet büyük konuşmayalım ama isterim tabii ki devam etsin bu iş. Temennim öyle ama her şey kısmet.”

“İNSANLARI MUTLU ETMEK ZOR”

• Mesleğiniz size neler kazandırdı veya kaybettirdiği varsa neler var?
• Kaybettirdiği tek şey gözlerin zayıflaması çünkü ince işler yaptığımızdan dolayı. Ama çok iyi bir çevre ve arkadaşlar kazandım. Özellikle çevre tabii çünkü insan memnun kaldığı yere gider gözünün arkada kalmadığı yere gider. Buraya her gelen insan mutlu gelip, gider.”

• İnsanları mutlu etmek zor mu?
• “Çok zor. İnsanlarla uğraşmak çok zor. Her insanın düşünce yapısı, karakteri farklıdır. Nasıl olacak ve nasıl yapılacak diye anlatırsın ama insanlar yine aynı şeyi tekrar edip anlatır. Özellikle bir anım var onu anlatayım. İngiltere’den bir bayan arkadaşım bir iş getirdi bana orada kaç kişiye verdiyse işi yapamadılar. Onun için o ürün önemliydi ve düzeltmek isterdi. Atmayıp o ürünü bana getirdiler, içindeki payını kesmedilerdi. Aldım, söktüm kalıbına göre yaptım o kadın duygulandı ve çok sevindi. Ben de mutlu oldum, o gün bugündür bu işi severek yapıyorum.”

Bu haber toplam 1321 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 237. Sayısı

Adres Kıbrıs 237. Sayısı