1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. 'Bu duvarlar yıkılacak'
Bu duvarlar yıkılacak

'Bu duvarlar yıkılacak'

"Ben işimi yapmaya devam edeceğim. Yine saldırılara karşı durmaya, insan haklarını savunmaya devam edeceğim."

A+A-

Ünlü Fransız Karikatürist Jean Plantureux (Plantu), 'Barış İçin Karikatür' grubu için geldiği Kıbrıs'ta, YENİDÜZEN'e konuştu

Simge ÇERKEZOĞLU

Ünlü Fransız karikatürist Plantu, milyonların lanetlediği terör saldırının ardından Kıbrıs'tan dünyaya barış mesajları verdi, Berlin'de olduğu gibi Kıbrıs'ta da bir gün duvarların yıkılacağını söyledi.
"Barış için ve silahlanmaya karşı karikatürler çizmeye devam edeceklerini" anlatan Plantu, böylece dinler ve inançlar arasında da köprüler kuracaklarının altını çizdi.
Charlie Hebdo dergisinden seçkilere, Kıbrıs'ta, YENİDÜZEN gazetesinde yer verilmesini 'etkileyici' bulduğunu da ifaden ünlü karikatürist, "Çok büyük bir trajedi yaşadık ancak işimizi yapmaya devam edeceğiz" dedi.

Plantu, Kıbrıs'ta

2008 yılında “Barış İçin Karikatür” hareketini başlatan, Fransa’nın ünlü karikatüristlerinden Jehan Plantureux, profosyonel ismi ile Plantu, Güney Kıbrıs’ta çeşitli temaslarda bulundu. Kıbrıslı Türk ve Rum karikatüristler ve sanatçılarla bir araya gelen Plantu’ya ilgi özellikle Fransa’da geçtiğimiz hafta yaşanan saldırıların ardında hayli fazlaydı.  Plantu, sorularımızı samimiyetle yanıtladı.

• Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıya ilişkin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
• Elbette arkadaşlarımın başına gelen büyük bir trajediydi. Onlar bir grup tarafından saldırıya uğradılar ve şiddetle öldürüldüler. Onları hiçbir zaman unutmayacağım. Daima sevgiyle hatırlayacağım. Bu çok büyük bir trajedi ama işime sarılmaya devam edeceğim. Ben Kıbrıs’a gelmeden önce Barış için Karikatür grubu olarak bir araya geldik. Yürüyüş gerçekleştirdik. Sokaklarda herkes bize lütfen dünya için, barış için, silahlanmaya karşı karikatürler yapın dedi. Ne olursa olsun bizim işimiz kendi gazetelerimde çizimler yapmaya devam etmek olacaktır. Görevimiz toplumla iletişim kurmaya, bir anlamda dünya ile iletişim kurmaya devam ederek çizimler yapmak ve bunları anlatmak olacaktır. Yine saldırılara karşı durmaya, insan haklarını savunmaya devam edeceğim. Yine güçlü, sert karikatürler çizmeye devam edeceğim. Bunlar bazen Pakistan ile ilgili olacak bazen Yahudilerle ilgili bazen Suriye’yi anlatacak bazen Fransa’yı. Sonuçta değerlerimizden vazgeçmeden dengesizlere karşı akıllı durmaya da dikkat edeceğiz.

• Saldırıdan sonra İslami fobi’de veya ırkçılıkta artışlar olduğunu görmeye başladık. Bundan karikatürleri sorumlu tutabilir miyiz?
• Ben bir karikatürcü olarak bu tip barbarlıklara veya teröre karşı eleştirel çizimler yapmaya devam edeceğim. Elbette yaşananların ardından hiç kimse için hayat aynı olmayacak. Her karikatürümden fanatikler, kökten dinciler farklı sonuçlar diğer insanlar farklı sonuçlar çıkaracak. Ancak barış için karikatür çizmeye devam ettikçe tüm dinlere köprü de olacağız. Böylece inançlar ve fikirler arasında köprüler kuracağız.


'Bizim işimiz duvarları yıkmak'

• İfade özgürlüğünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bundan sonra sizin için hayat daha mı zor olacak?
• Aslında başkalarını bilemem ama benim için değişen bir şey olmayacak diyebilirim..

• Kıbrıs’a ve adaya ilişkin olarak düşünceleriniz neler? Biliyorsunuz Kıbrıs bölünmüş bir ada barış için karikatürler çizen bir grubun üyesi olarak bu konuda neler söylemek istersiniz?
• Daha öncede duvarlarla bölünmüş şehirler gezdim. Bizim işimiz tüm duvarları yıkmak olmalı. Bunu da kalemlerimizle karikatürlerimizle ve fikirlerimizle yapacağız. Tüm sınırları ve entrikaları bu şekilde ortadan kaldıracağız. Bundan  yirmi beş yıl önce tüm karikatüristler Berlin Duvarı’nı eleştiren, o duvara karşı karikatürler yayınlıyordu. Sonra bir gün o duvar yıkıldı. Bir gün bu duvar da yıkılacaktır. Biz işimizi tüm duvarların yıkılması, herkesin birlikte olması, ve konuşması için sürdürmeliyiz. Belki bir şeyleri hemen değiştiremeyeceğiz ama denemeye devam edeceğiz.


Charlie Hebdo ABARTTI MI?

• Charlie Hebdo’nun abartılı yorumlarda bulunduğunu düşündüğünüz oldu mu?
• Her sanatçının kendini ifade etme ve bunu yayma hakkı vardır. Bizim anlatmak istediklerimizi sokakta yanlış anlayanlar ve yorumlayanlar olabilir. Aslında bu yüzden biraz uluslar arası, biraz dinsel biraz da pedagojik bir mesleğimiz olduğu kanısındayım. Okullar ve üniversiteler verdikleri pedagoji eğitimi ile insanlara bazı şeyleri doğru anlama ve bazı konuları konuşma yetisi kazandırmalı. Bu noktada öğretmenlere çok iş düştüğü kanısındayım. Bu yüzden benim gibi tüm karikatürcülerin de özellikle Filistin, İsrail, İran ve Irak gibi ülkeleri gezmesi gerektiği kanısındayım. Okullara gitmeli ne anlatmak istediğimizi, ne yaptığımız öğrencilere anlatmalıyız. Ben karikatürlerimi çizerken hiçbir dini ya da insanı aşağılamak için çizim yapmıyorum. Ancak insanların gördüğü bir karikatürü yorumlayabilmesi için belli bir dünya görüşü ve yaşanmışlık tecrübesi edinmesi lazım. Bizler gençlere bunu kazandırmalıyız. Bir reklam fotoğrafına bakan insan mesajları doğru olarak algılarken karikatür söz konusu olunca olay tamamen politikleşiyor. Bu noktada yapılan politika ise tamamen yanlış bir politika oluyor. Oysa karikatürleri de reklamlar gibi doğru okumak gerekiyor. Bazı karikatüristlerin limitleri aştığı söyleniyor. Oysa onlar anlatmak istediklerini anlatmayı seçerek yollarına devam ediyor. İnsanlara bu sınırları iyi anlatmak gerekiyor. Dünyadaki tutucu ve kökten dincilerle olan mücadelemiz daha yeni başlıyor. Önümüzde daha gidilecek çok yol var. Kendi adıma hoşgörüsüzlüğe karşı dikkat çekmeyi ise görev gibi yapmaktayım.

• Fransa anayasasında dini aşağılayacak şeyler yapmak yasalarla sınırlandırılmış. Bu noktada Charlie Hebdo yaptıklarını düşünecek olursak o zaman ifade özgürlüğünün sınırları nerede?
• İşte bunun için diyorum ya konuşalım, konuşalım, konuşalım. Tam da bu sınırları aşmak için özellikle farklı ülkelere gitmeyi tercih ediyorum. Dünyayı dolaşıyorum. Ancak böylece kafamızda nelerin olduğunu anlatabilir ve birbirimizi anlayabiliriz. Böylece inançlarımızı ve birbirimizi aynı fikirde olmasak dahi anlayabiliriz. Düşüncelerimin ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Bunu Fransa’da da yapıyorum.  Başka Müslüman ülkelerde de. Bunun için çizmeye devam ediyorum. Mesela 2006 yılında Danimarka’da bir karikatürcü arkadaşımın Muhammed karikatürleri yüzünden saldırıya uğramasının ardından ben Mısır’a bir ziyaret gerçekleştirdim. Amacım tam olarak oradaki insanlara ne yapmaya çalıştığımızı anlatmaktı. Herkes orada bana karşıydı. Farklı düşünüyordu ama yine de gittim. Onlara anlatmaya çalıştım ki bizler hiçbir dine değil kökten dinciliğe karşıyız. Bunu tüm Ortadoğu’ya anlatmaya çalıştım. Onun için de Koffi Annan’nın da katkıları ile “Barış İçin Karikatür” hareketini oluşturduk.


Provokasyon yok mu?

• Siz Charlie Hebo’nun son sayısındaki kapağının ardından benzer diyalogların devam edeceği sonucunu mu çıkarıyorsunuz? Orada yine Muhhamed’in olduğunun söylenmesi aslında bir provokasyon değil mi?
• Onun Muhammed olduğu söyleniyor. Benim için o Muhammed değil. Kafası türbanlı ve sakallı bir adam. Hayatta esas olan sonunda beni affedin demeyeceğiniz işler yapmamaktır. Ben de çizimlerimi bu şekilde yapıyorum. Elbette birileri bundan rahatsız olacaktır ama ben çizdiklerimden asla pişman olmayacağım. Esas olan da bu olmalıdır.

• Son dönemlerde ifade özgürlüğüne karşı saldırılar gittikçe artıyor. Bunun devamı sansürü de beraberinde getirebilir mi sizce?
• Ben yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen iyimserim. Karikatür çizmek demek insanları aydınlatmak demek. Ne olursa olsun bizler de işimizi yapmaya devam edeceğiz. Dünyanın farklı coğrafyalarında çok farklı sorunlar var. Bizim görevimiz de bu sorunları ifade etmek. Ne olursa olsun bunu yapmaya devam edeceğiz. “Barış için Karikatür” grubumuz adına da bunu söyleyebilirim. Bizi hiçbir şey durduramaz.

Bu haber toplam 2484 defa okunmuştur