1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Bu antika eşyalar, hep aileme ait”
“Bu antika eşyalar, hep aileme ait”

“Bu antika eşyalar, hep aileme ait”

Elli yedi yaşındaki Çetin Buro, kendisine ailesinden kalan hatıralara ve eşyalara sahip çıkarak, küçük bir sergi açtı. Anne ve babasının antika eşyalarını sergileyen, ufak çaplı satış yapan ve bu eşyaların tadilatını yapan Buro anlatıyor…

A+A-

Dila ŞİMŞEK

Çetin Buro, kendisine ailesinden kalan hatıralara ve eşyalara sahip çıkarak, küçük bir sergi açtı. Anne ve babasının antika eşyalarını sergileyen, ufak çaplı satış yapan ve bu eşyaların tadilatını da üstlenen Çetin Buro, “Hiçbir zaman çekinmeden, ekmeğimi kazanabilmek için her şeyi yaptım. Asla bir şeye bağlı kalıp kendimi kısıtlamadım”diyor.

57 yaşındaki Çetin Buro, şimdi emekli olduğunu, ancak bugüne dek 12 çeşit iş yaptığını söylüyor. “İlkokuldan sonra babam beni okula göndermedi, o zamanlar öyleydi. Sonrasında Türkiye’den bir akrabamız geldi, bana ‘sen okuyacaksın’ dedi. Ben de onun desteği ile okula yazıldım. Babam hayvancılıkla uğraşıyordu. Okula gider, okul sonrası hayvanlara bakardım” diyor. 7 kardeş olduklarını kaydeden Buro, bir abisinin İngiltere’ye gittiğinin, diğerinin hayvanlarla ilgilenmek istemediğini belirterek, “Ben de okuduğum için yeterli zaman ayıramıyordum. Babam da hayvanları sattı. Ben ailemden para istememek için, işçilik yapmaya başladım” diye devam ediyor.

ff-069.jpg
 

“Ne iş olsa yaptık…”

Babasının festivallerde stant kurduğunu anlatan Buro, kendisinin de ona hep yardım ettiğini, ne iş bulursa yaptığını söylüyor. Buro, “Limanda çalıştım, iş için Mağusa’ya gittim, hiçbir zaman çekinmeden, ekmeğimi kazanabilmek için her şeyi yaptım. Asla bir şeye bağlı kalıp kendimi kısıtlamadım” şeklinde konuşuyor. Müzikle ilgili olduğunu dile getiren Buro, “Düğün, nişan gibi etkinliklerde şarkı söyler, çalgı çalardım. Kendimi geliştirmeye hep devam ettim” diyor.

“Hem ufak çaplı satışlar yapıyor, hem antika eşyalarımızı sergiliyoruz”

Emekliliğinden sonra, kendisine annesinden, babasından ve yakınlarından kalan eşyaları sergileyerek, anılarını yaşatmak için ufak bir atölye açtığını ifade eden Buro, şunları ekliyor:
“Eşime bunu yapmak istediğimi söyledim. Hem ufak çaplı satışlar yapıyor, hem antika eşyalarımızı sergiliyoruz. Aynı zamanda tadilat da yapıyoruz. Hem çevreden, hem de bölgeyi ziyaret eden Kıbrıslı Rumlardan çok iyi tepki alıyoruz. Kıbrıs’a özgü eşyaları da canlı tutuyoruz” diye devam ediyor.

“Babamın mekanının ismini, buraya gelen Rum çift koydu”

Buro, bir anısını da şöyle paylaşıyor:
“Babamın bir meyhanesi vardı, mekanın ismi yoktu. 1958’de bir gün, Atatürk’ün gemisi Savarona gelmişti. Atatürk’e bu gemiyi, Rum çift Savay ve Rona hediye etmiş, ismini yaşatmaları için böyle koymuşlardı. İşte o çift babamın mekanına geldi, hep birlikte eğlendik. Babama ‘buranın adı ne, yakınlarımıza da anlatalım da gelsinler’ dediler. Babam mekanının isminin olmadığını söyleyince, ‘O zaman buranın ismi de Savarona olsun dediler. Biz de mekanının ismini böylelikle koyduk.”

“Hem ailemin, hem de kendimin bu anılarını canlı tutmak istiyorum”

Buro, sözlerine şöyle devam ediyor: “Köyüm İnönü’de, anılarla dolu güzel bir çocukluk ve gençlik yaşadım. Şimdi ise hem ailemin, hem de kendimin bu anılarını canlı tutmak istiyorum. Sonuna kadar burada olup, zaman geçireceğim”

Bu haber toplam 8605 defa okunmuştur