1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Bölgede ve Adada Düğüm Çözülür mü?
Bölgede ve Adada Düğüm Çözülür mü?

Bölgede ve Adada Düğüm Çözülür mü?

Adada son on sekiz ayda çözüm için çalışan tüm unsurlar ellerinden geleni yapmışlardır. Kıbrıslı bir çözümün zeminini oluşturmuşlardır. Adada gerek sivil toplum gerekse her iki liderlik büyük uzlaşı için hazırdırlar.

A+A-

 

Okan Dağlı
dagliokan@gmail.com

 

Avrupa’nın Orta Doğu’ya en yakın noktası Kıbrıs adasıdır. Bitmeyen sorunların içiçe geçip, düğümlendiği bu bölgede Kıbrıs da yarım asırdan fazladır süren sorunla boğuşmaktadır. Kıbrıs sorunu bugüne kadar onlarca BM Genel Sekreteri ve bir o kadar da Kıbrıslı lider tüketmiş ama kendisi hala tükenmemiştir! Kıbrıs’ın da dahil olduğu Orta Doğu’da da  bitmek bilmeyen sorunlar vardır. Kıbrıs’ın çözülmesi Orta Doğu’daki sorunların çözülmesini tetikleyebilir mi? Yeni yılın ilk günlerinde işte bu sorunun cevabı için son kez bir adım atılacak. Bu adım sadece adada değil bölgedeki düğümün çözülüp çözülmemesi konusunda bir ışık olabilir.

Birçok zenginliğin, kültürün ve uygarlığın kesiştiği Orta Doğu’nun son asırda düştüğü ateş çemberinden çıkıp düğümlenen sorunlarını çözebilmesi, bölgedeki enerji kaynakları ve yollarıyla da yakından ilgilidir. Belki de son yüzyılda bu bölgenin başına gelen sorunların ya da çözülemeyen düğümlerin de kaynağı petrol ve doğal gazın kendisidir.

Son çeyrekte adamızı da çevreleyen denizde bulunan doğal gazla beraber Kıbrıs adası sadece enerji kaynaklarına yakınlığıyla önem kazanan ve dikkat çeken ada durumundan çıkmıştır. Soruna direkt olarak dahil olmuştur. Yani tam da enerji kaynaklarına sahip ve yeni enerji koridoru üzerinde bulunan bir bölge olarak kendini bir başka boyutuyla sorunun içinde bulmuştur.

 

Orta Doğu’da düğümlenen sorunlar Kıbrıs’tan başlayıp çözülme aşamasına gelebilir.

Kıbrıslılar aslında adada sadece dış etkenlerin değil, biraz da kendi yarattıkları ve sonrasında da çözemedikleri sorunlarını  -adanın bölgede kazandığı yeni bir boyutla beraber artan önemi nedeniyle- çözme momentini yakalamıştır. Bir sorunun yaratılmasında veya çözümünde hep iç ve dış dinamiklerden bahsederiz. Yani çoğu zaman iç ve dış etkenler bir arada, bir sorunu tetikler ya da çözülmesine neden olur.

Soğuk savaş döneminde bölgeyi kontrol etmeye çalışan dış etkenler, içeride buna uygun ulus devletlerin kuruluş ve şekilleniş süreçlerinden etkilenen milliyetçi dalgadan da nasibi almış toplumlarla beraber adayı kona boğmuşlar ve bölmüşlerdir. Bölünmüş bir ada da bu sorunu yaratanlara hizmet etmiştir. Şimdi geldiğimiz noktanın o günlerle yakından uzaktan bir benzerliği yoktur. Yeni dinamikler, farklı birliktelikler bölgemizin yeniden şekilleneceğini göstermektedir. Bu şekillenmede enerji kaynakları ve yollarının önemi ve güvenliğiyle beraber adanın bölünmesine neden olan tarafların tam da bu nedenle bir arada bulunmasının önemi artmıştır.

 

Kıbrıs’ta toplumlar ve liderler çözüme hazırdır.

İçerde ise uzun bir ayrılıktan sonra, birbirine dokunmaya ve acılarını paylaşmaya başlayan insanlarımız toplumları içinde görünür hale gelmiştir. Geçmişiyle yüzleşmeye başlayan ve kendini sorgulayanlar vardır. Geçmişinden ders çıkarıp geleceğini buna esir etmek istemeyenler toplumları içinde öne çıkmaya başlamışlardır. İnsanlarımız, sivil toplum ve siyasi partilerin bir kısmı, bazı medya gruplarımız birlikte hareket etmenin örneklerini sergilemeye başlamışlardır. Bununla beraber bölgede yaşanan sıcak savaşların yarattığı acılara ve yaşanan trajedelere kayıtsız kalmayan insanlar, ülkemizde ve komşu ülkeler içinde sorumluluk almaya başlamışlardır.

Bölgedeki tüm dinamikleri gözden geçirdiğimizde acıların ve kaosun tepe yaptığı, karanlığın en yoğun olduğu bir zaman dilimini geçtiğimiz yıl(lar) itibarıyla geride bırakmaya başladığımızı düşünüyorum. Kıbrıs, bölgedeki düğümün çözülmesi için bir başlangıç olabilir. Kıbrıs’ın çözülmesi bölgedeki düğümün de çözülmesinin işareti olacaktır.

Adada son on sekiz ayda çözüm için çalışan tüm unsurlar ellerinden geleni yapmışlardır. Kıbrıslı bir çözümün zeminini oluşturmuşlardır. Adada gerek sivil toplum gerekse her iki liderlik büyük uzlaşı için hazırdırlar. Uluslararası toplumun ve Kıbrıs sorununda taraf ülkelerin çözüm için gösterdiği çabaların samimiyeti hem adanın hem de bölgenin gelecekte barış içinde yaşayıp yaşamayacağı konusunda belirleyici olabilir.

 

Yeni bir Kıbrıs mümkündür.

Artık sorunların değil birarada gelişmenin ve refahın konuşulduğu bir Kıbrıs mümkündür.

Binlerce yıl birçok kültüre ve medeniyete ev sahipliği yapmış, dinlerin, dillerin, ulusal kimliklerin bir ayrılık değil, bir zenginlik olduğunun bilinci içinde uygarlıkların kesiştiği bir Kıbrıs mümkündür.

Bölgedeki ticaret ve turizmin merkezi olan bir Kıbrıs mümkündür.

Tarihsel geçmişinde olduğu gibi barış içinde bir Orta Doğu ve Avrupa arasında köprü vazifesi gören bir Kıbrıs mümkündür.

Evet, bunlar bir hayal değildir.

Barış içinde yüzünü geleceğe dönmüş yeni bir Kıbrıs mümkündür.

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1661 defa okunmuştur
Gaile 397. Sayısı

Gaile 397. Sayısı