1. HABERLER

  2. GÜNEY

  3. “Bizi, ne çok uluslu petrol şirketleri, ne de ‘dostlarımız’ kurtaracak”
“Bizi, ne çok uluslu petrol şirketleri, ne de ‘dostlarımız’ kurtaracak”

“Bizi, ne çok uluslu petrol şirketleri, ne de ‘dostlarımız’ kurtaracak”

Rolandis, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’e doğal gaz konusunda uyarılarda bulunduğu mektup yazdı

A+A-

Kıbrıs açıklarında petrol ve doğal gaz konusunu ilk kez gündeme taşıyan, uzun yıllar Dışişleri Bakanlığı ile Ticaret Sanayi ve Turizm bakanlığı yapmış Nikos Rolandis, Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis’e doğal gaz konusunda uyarılarda bulunduğu mektup yazdı. Rolandis, “Sevgili Dostum, Kıbrıslı Türklerin hakları konusunda da bizi kimse haklı görmeyecek. Mesele çok hassastır. Dolayısıyla, icraatlarınıza dikkat edin. Çok geç değilse, önerimi inceleyin. Bizi, ne çok uluslu petrol şirketleri, ne de ‘dostlarımız’ kurtaracak. Türkiye, öngörülemez ve çok tehlikeli bir ülkedir.”dedi.

Fileleftheros, Rolandis’in Anastasiadis’e hitaben yazdığı ancak Yunanistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nın da ilgisini çekmek arzusunu dile getirdiği açık mektubunu, “Rolandis’ten Doğal Gaz İçin Uyarı… Eski Dışişleri Bakanı’ndan Başkan’a Pusudaki Tehlikeler Konusunda Açık Mektup” başlığıyla aktardı. Gazeteye göre, “geçmişteki bazı endişe ve korkularının doğru çıktığını” dile getirerek, şimdi de Kıbrıs için endişelendiğine dikkat çeken Rolandis, Rum toplumu olarak, bazı istisnalar hariç, uzağı göremediklerini ve duyarlılık göstermediklerine vurgu yaptı ve “dolayısıyla kazandığımızdan çok şey kaybettik” ifadesini kullandı. Rolandis, BM, Yunanistan, İngiltere, Avrupa veya başka hiç kimsenin Türkiye’yi “Kıbrıs’ı işgal ettiği” için kınamadığına dikkat çekerek, şöyle devam etti:

 

“İlk 14 yılda çok daha duyarlı ve uzağı görenler olsaydık, işgalden kaçınabileceğimize inanıyorum”

 

“İlk 10 yılda biz de, Kıbrıslı Türkler de birçok hata yaptık, birçok günah işledik. Kıbrıslı Rumların iki büyük hatası 1963 Anayasası’nı değiştirme çabası ve Meclis’in 1967 yılında oybirliğiyle aldığı Enosis kararıydı. Bundan dolayı, Türkiye birçok kez Kıbrıs’ı istila tehdidinde bulundu ancak bizim liderlerimiz buna inanmadı, blöf yaptığını sandı. 1974’te Yunan darbesi veya Makarios’un 19 Temmuz 1974’te Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmasında adlandırdığı gibi ‘Yunan istilası’- Kıbrıs’a geldi. Bir gün sonra da, biz ‘tehlike edebiyatçılarından’ başka kimsenin beklemediği, Türk istilası geldi. Böylece vatanın üçte birinden fazlasını kaybettik. İlk 14 yılda çok daha duyarlı ve uzağı görenler olsaydık, istila ve işgalden kaçınabileceğimize inanıyorum.”

 

“Kırılan milli onurumuzla birlikte 270 milyon dolar kaybedildi”

Rumlar, 1974’ten sonraki ilk yıllarda daha duyarlı ve uzağı görenler olsaydı Kıbrıs sorununun, o zamanlar önerilen, oldukça iyi planlardan biri tahtında tatmin edici şekilde çözüleceğine inandığını söyleyen Rolandis, 90’lı yıllarda Yunanistan’ın, Rum-Yunan Ortak Savunma Sahası Doktrini ile kombine başlattığı inisiyatif çerçevesinde Rus S-300 füzelerini satın aldıklarını ancak Türkiye’nin Limasol Limanı’nı bombalayacağı korkusuyla Girit’te tahliye edilerek NATO denetimi altına verildiğini hatırlattı. “Kırılan milli onurumuzla birlikte 270 milyon dolar kaybedildi. Bütün bu meseleyi başlatan Yunanistan’daki PASOK hükümeti ne göründü, ne de hesap verdi. O zamanlar, daha duyarlı ve uzağı gören olsaydık, ne itibarımızı, ne de 270 milyon dolarımızı kaybedecektik” dedi.

 

Nikos Rolandis bugün sözde Rum MEB’indeki doğal gaz yataklarının değerlendirilmesi konusunun doğru yönetilmesi gerektiğini hatırlatarak, dünyadaki çoğu savaş ve çatışmanın kaynağının petrol ve doğal gaz olduğunu ve Yunanistan’ın da Ege’de, Türkiye’yle çatışmamak için ilerlemediğini hatırlattı.

 

2006’da Ada’nın deniz bölgesindeki doğal zenginliğin Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında adil paylaşımıyla ilgili bir öneri yaptığını da hatırlatan Rolandis, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın öneriyi görüşmeye ilgi gösterdiğini, konuyu Ankara’ya iletmek niyetinde olduğunu da söylediğini fakat Rum tarafının herhangi bir tepki vermediğini kaydetti. Deniz altı zenginliğinin adil paylaşımını zaman zaman yaptıkları açıklamalarla birçok ülkenin desteklediğini söyleyen Rolandis, Mayıs 2012’de Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy’un, ABD büyükelçisi Kathleen Doherty’nin, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın (10 Mayıs 2017) ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un (17 Nisan 2013) adil paylaşım temalı açıklamalarını örnek gösterdi.

 

Rolandis, mektubuna şu ifadelerle son verdi:

 

“Dostum Niko, Türkiye tehdit ediyor. Tehditleri veya egemenlik haklarına itiraz faaliyetlerini kimse haklı görmeyecek. Ancak aynı zamanda Sevgili Dostum, Kıbrıslı Türklerin hakları konusunda da bizi kimse haklı görmeyecek. Mesele çok hassastır. Dolayısıyla, icraatlarınıza dikkat edin. Çok geç değilse, önerimi inceleyin. Bizi, ne çok uluslu petrol şirketleri, ne de ‘dostlarımız’ kurtaracak. Türkiye, öngörülemez ve çok tehlikeli bir ülkedir.”

Bu haber toplam 2768 defa okunmuştur
Etiketler :