1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. “Birçok gömü alanı askeri bölgeler dâhilinde”
“Birçok gömü alanı askeri bölgeler dâhilinde”

“Birçok gömü alanı askeri bölgeler dâhilinde”

Kayıp Şahıslar Komitesi Rum Temsilcisi: “Askeri bölgeler kazıya açılırsa kayıpların tespit edilmesi süresi kısalır”

A+A-

 

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Rum Temsilcisi Nestoras Nestoros, askeri bölgelerin kazıya açılması halinde, kayıpların tespit edilmesi süresinin kısalacağını söyledi.
Fileleftheros gazetesine söyleşi veren Nestoros, kayıplarla ilgili detaylı bir analiz yaparak, gerek önümüzdeki yıllar için planladıkları, gerek bugüne kadar başardıkları, gerekse askeri bölgelerde gömülü bulunan kayıpların durumuyla ilgili bilgiler verdi.

“Askeri bölgelerdeki kazıların başarı oranının yüzde 50’lerde…”
Habere göre Nestoros, askeri bölgelerle ilgili meselenin, en ciddi meseleler arasında bulunduğunu ve ellerindeki bilgilere dayanarak, askeri bölgeler dışındaki bölgelerde yaptıkları kazılardaki başarı oranı ortalama yüzde 17’yken, askeri bölgelerdeki kazıların başarı oranının yüzde 50’lerde olduğunu söyledi.

Nestoros, askeri bölgelerden kastedilenin yalnızca askeri alanlar olmadığını; KKTC makamları tarafından “askeri bölge” tabiri için, askeri birliklerin ve dekonfrantasyon hattı yakınındaki bölgeleri ima eden bir “talimat” bulunduğunu öne sürdü.
Türkiye’ye, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bu bölgelere erişimine izin vermesi için uluslararası alanda çağrı yapıldığını belirten Nestoros, Avrupa Konseyi’nde de bu konunun tartışılmakta olduğuna vurgu yaptı.

“Birçok gömü alanı askeri bölgeler dâhilinde”
“Türklerin söz verdiğini ama çok azını yerine getirdiklerini” iddia eden Nestoros, birçok gömü alanının askeri bölgeler dâhilinde olduğunu belirtti. Nestoros, Türk tarafının 2005-2013 yılları arasında kazı izni verildiğini belirttiği 23 bölgeden ikisinin, tellerle çevrilmiş askeri bölgeler içerisinde bulunduğunu kaydederken, geçen yıl Kayıp Şahıslar Komitesi’nin askeri bölgeler kategorisinde olan 31 bölge için hemfikir olduğunu ifade etti.
Bosna Hersek’teki laboratuarla olan anlaşmanın, bu işi daha az maliyetle ve daha iyi yapan başka laboratuarlar bulunması nedeniyle yenilenmediğini kaydeden Nestoros, Güney Kıbrıs’taki Nöroloji ve Genetik Enstitüsü ile de işbirliği içerisinde olduklarını söyledi.
Kayıpların tespit ediliş sürecinin zaman kaybettiren bir süreç olduğunu belirten Nestoros, kaybedilen bu zamanı azaltmaya çalıştıklarını, geçen hafta Kayıp Şahıslar Komitesi’nin yurtdışındaki bağlantılarından olan Arjantin Adli Antropoloji Grubu ile görüşerek, bu sürecin nasıl hızlandırılabileceğine dair yöntemlerle ilgili fikir aldıklarını kaydetti.
Nestoros, komitenin yaptığı tespitlerde hata yapma lüksü bulunmadığını; bazen bir kaybın kimlik tespitinde yalnızca DNA testinin yeterli olmadığı ve daha ileri genetik tetkikler yapılmasını gerektiren durumlar yaşandığını ve üst düzey hizmet sunduklarını söyledi.

“Şu ana kadar 521 kaybın kimlik tespiti yapıldı”
Habere göre Nestoros, komitenin şu anda, laboratuarlarının antropolojik analizlerle ilgili nasıl ilerleyeceğine dair 6 aylık bir planları bulunduğunu ve bu planın, komitedeki Kıbrıslı Türk ve Rum üyeler tarafından hazırlandığını belirtti.
Nestoros, şu anda antropoloji laboratuarında, 200 kişiye ait olduğu tahmin edilen kalıntılar bulunduğunu; bunlardan 150’si Rum, 50’si Kıbrıslı Türk kayıplara ait olduğunun düşünüldüğünü ve bu kalıntıların 30’unun iskelet parçası, gerisinin ise küçük kalıntılar olduğunu söyledi.
Şu ana kadar 521 kaybın kimlik tespiti yapıldığını belirten Nestoros, bunlardan 396’sının Rum, 125’inin Kıbrıslı Türk olduğunu kaydetti.
Habere göre Nestoros, “Komitede 1963-1964 ve 1974 yıllarına ait 502 Kıbrıslı Türk kayıp, kayıp yakınları tarafından bildirilen 26 yeni Kıbrıslı Türk kayıp ve 8 Kıbrıslı Türk şehit vakası bulunmaktadır” dedi.
Nestoros, Rum kayıpların kategorileriyle ilgili olarak ise” komitenin resmi listesinde bulunan bin 493 vaka, resmi liste dışında 126 vaka, 1963-1964 ve 1974 dönemine ait 43 vaka 555 şehit bulunduğu” bilgisini verdi.

Kayıp listesine dahil edilmeyenler…
Şu ana kadar 885 bölgede kazı yaptıklarını ve bunlardan 283’ünde kayıp kalıntıları tespit ettiklerini kaydeden Nestoros, arkeologların değerlendirmelerine göre, yapılan kazılarda bin 90 kişiye ait olduğu tahmin edilen kalıntılar bulunduğunu ve bunlardan 138’inin, kayıplar listesine dahil edilmediğini söyledi.
Nestoros, eskiden kayıplarla ilgili daha çok kişinin bilgi verdiğini, ancak son zamanlarda, gerek suçlanma korkusu, gerekse bu konuya çok fazla ilgi gösterilmemesi nedeniyle bilgi veren kişilerin azaldığını ifade etti.

“Problemin ana kaynağı Türk askeri”
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin ana finansörlerinden birinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” olduğunu kaydeden Nestoros, son zamanlarda Kuveyt’ten ve bazı diğer kaynaklardan komiteye para aktarıldığını belirtti.
Komitenin Kıbrıslı Türk üyesi Gülden Plümer Küçük ve BM Temsilcili Paul Henry Arny ile çok iyi ilişkiler içerisinde olduklarına da işaret eden Nestoros, problemlerin ana kaynağının, komitenin tüm bölgelere erişimine izin vermeyen Türk askeri olduğunu öne sürdü.
Nestoros, bu noktada bir örnek de vererek, Paşaköy kökenli Rum kayıplarla ilgili Türk tarafının bilgi vermemesi nedeniyle büyük bir öfke olduğunu iddia etti.
Askeri bölgelerde gömülü bulunan Kıbrıslı Türklerin de bulunduğunu belirten Nestoros, kapalı bölge Maraş ile ara bölgede de gömülü Kıbrıslı Türk kayıplar bulunduğunu kaydetti.
Habere göre Nestoros, komitenin kazı çalışmalarında 2011 yılında yüzde 32, 2012 yılında yüzde 24, 2013 yılında da yüzde 17 oranında başarı sağlandığını söyledi.
(tak)

Bu haber toplam 1423 defa okunmuştur