1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bira mı içelim süt mü?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bira mı içelim süt mü?

A+A-

 

Bira mı içelim süt mü?

Elbette ‘süt’ içiniz!..
İlla ki bira içecekseniz de ölçüsünü biliniz!..

***

Öyle de ülkemde ‘süt’ dediğin ‘bira’dan pahalı!..

***

Ülker Fahri’nin paylaşımından gördüm ve meraklandım.
Hem şaştım da!..
‘Üretim fazlası’ var diye ‘teşvik’ kapsamına alınan, yani ‘üstünden para verilen’ bir ürün niye pahalı?

***

Kıbrıs’ın dışındaki dostlarıma ulaştım birer birer...
- “Dünyada da böyle mi?” diye...

***

Strazburg’ta.
• Taze süt litresi markette 1,20 €
• Pastörize süt 0, 80 euro / litre
• Bira 2,14 euro/litre ile 5 euro arasında marketlerde satılıyor.
• Fransız birası 2,25 euro/litre

Bursa’da.
• SÜTAŞ SÜT 1 litre, 2.25 TL
• Efes Bira 5.50 TL

Kanada’da.
• 1 litre süt: $2.19
• 2 litre süt: $3.39
• Bira, Molson Canadian  710ml: $4.95
• Molson canadian 355ml: $2.93
• Heineken Bira 710ml: $ 5.35
• Heineken 500ml:$3.55

Avustralya’da.
• Süt: Woolworth, litresi $1.00
• Bira: VB 375ml tanesi $1.92
• Bira: Gold 375ml tanesi $1.62

***


Şunu anladım ki, süt bizde çok pahalı değil de bira ucuz galiba !..

----------------------------------------------

Uyanınca Çocuk Olmak

Siz ne iyisiniz, ben sizi bir şeylere benzetiyorum...
Bilmem !
Bir testi bir bakır sahan kolay mı sizinle...
Çok rahat bir gökyüzü mü var sizinle...
Siz küçük adıyla mı çağırırsınız sessizliği...
Öyle mi?
Ya kim uyandırır sizde bu sevişme dalgalarını, aşk seslerini...
Bak'ları duy'ları okşa'ları evet'leri...
Hele bu elleri , ayakları bu gözleri , gözleri...
...

Bakmakla içersek gözlerimiz de bir şeye benziyor
...

Daha dün yepyeni bir son koydumdu şiire...
Aldı yepyeni bir kalabalığı getirdi...

Edip Cansever

--------------------------------------------------------------

yazar mısın?

Engelsiz yüreklerin en sempatiği BESİM, bir şikayetini iletti. ‘METROPOL supermarkette engelli tuvaleti yok’ diye... Paylaşmış olalım... “Artık var” haberini beklemeye başlayarak.

(Sahi, hangisinde var acaba?)

-----------------------------------------------------------------

izledim

Şarkılar seni söyler

Tam da saatinde gittik ama salon tümüyle dolmuştu.
Pek çok müzik dostu ayakta izliyordu, şikayeti yoktu.
Merdiven boşluğunda yer buldum kendime...
Tam karşıda, Hüseyin’in (Tilki) fotoğrafı..
Gülümsüyor!
Bu adamın ‘asık suratlı’ tek bir görüntüsü var mı acaba?
Ne zaman görsem gülümserdi, dünyaya öyle bakardı.
İşte böyledir hayat!..
Bir fotoğrafınız kalır geride, biriken anılar, şarkılar söylenir yine... Öylece akıp gider günler, bir eksik, bir fazla...

***

Şef Ersin Tünay yönetimindeki Çağdaş Müzik Derneği’nin konserine ilk kez katıldım.
Bu ülkede sanat müziği adına Aydın Hikmet’in İhsan Gürel’in Adil Sönmez’in, sevgili Ersin’in ve onlarca gönüllünün ortaya koyduğu çaba alkışı hak ediyor.

***

Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği de sahnedeydi yine.
Nihaventten Muhayyer Kurdi’ye makamlarda gezdik, ‘Mağusa Limanı’ndan ‘Aşkın Kanunu’na ezgilerle şenlendik o gece...
Üstelik yıllar yıllar öncesine gittim, yüzümde henüz ergenlik sivilcelerinin gezindiği gecelere...
Akın Zabit solo yaptı örneğin, müzik aşığı bir insan, aldığı alkışı da hak etti.
Lefkoşa’da ‘SEVEN’ diye bir yer vardı, yer altında, tam bir taverna ya da kulüp...
Orada çalardık...
Önce fasıl olurdu, sanat müziği ardından, türkülerle kapanırdı gece...
Girne’ye ya salondaki dostlardan biriyle dönerdik, ya oto-stop yaparak....
Akın gibi Ali Şan da eşlik ettiğimiz dostlardan biriydi, konserde o da çıkmaz mı sololaya?
Dudağımda ezgiler, hayalimde eskiler...
TRT’den gelen sazlar da karışınca araya, keyfimize diyecek yok...
Neşet Ertaş ustanın ‘Neredesin Sen’i hele...
Engelli camiası adına Mustafa Çelik ve Orkun Bozkurt’tan aldığı bayrağı ileriye taşıyan Günay Kibrit’in kızıyla söylediği ‘Gesi Bağları’nı dinleyince....

***

Tadı damağımda kaldı...
Müziğin her türünü seviyor insanımız, bir kez daha anladım.
Yeter ki ‘gönülden’ söylensin, yeter ki birlikte...

---------------------------------------------------------------

haftanın notcukları

- SAĞLIKSIZ et imha ediliyorsa, medyamızda ‘vaziyete göre’ yer bulur!.. Bir ‘gariban’ kasaba aitse, mutlaka.. ‘Reklam gücü’ varsa, tıkladığınız link dahi arıza verir (!)

- Çok ‘kalabalık’ oldu günlerimiz;, bu sosyal medya, dijital mecralar, mesajlar, önümüzden akıp geçen yüzlerce an, sevinçler tasalar yoruyor insanı... Hep birlikte, bir evde yaşıyoruz adeta.

- Hani şu kültür-sanat derneklerimiz yurt dışına festivallere katılıyor ya, - iyi ki öyle yapıyorlar...- “KKTC’yi temsil etti, edecek” lafından vazgeçiniz ne olur!. Dünyaya ‘Kıbrıs folkloru’ taşınıyor, kültürümüz.. “KKTC” falan değil ya!..

- Mağusa ve Girne’de SU TANKERLERİ bir saniye boş kalmıyormuş... Son üç “20 Temmuz”dur Türkiye’den gelen su, ne zaman sahi?

- 20 Temmuz demişken, ne güzel, yollar temizleniyor yine :)

- Bayramla birleşti ya 20 Temmuz, ‘Ayşe tatile çıktı’ hani... Şimdi Ayşe uğurlayacak, binlerce tatilciyi...

- Akıncı ve Anastasiadis’in liderler görüşmesi, CTP-UBP buluşması kadar ilgi çekmiyorsa, asıl sorun buradadır...

- Bir dize... "Temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa. Gel, bağışlayalım birbirimizi." (Turgut Uyar)

- Çetin Altan’ın yazılarını çok özledim... Hem yazmıyor, hem de ‘niçin yazmadığını’ bilmiyor kimse.

- PAZAR ‘plaj’ ve ‘mangal’ zamanı. Aman ha, öğlen saati güneş altında kavrulmayınız sakın !..

Bu yazı toplam 2438 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar