1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Bir Fin çılgınlığı: buzda yüzme
Bir Fin çılgınlığı: buzda yüzme

Bir Fin çılgınlığı: buzda yüzme

Kuzey halkları soğuk iklimde hayatta kalmayı, üretim yapmayı, büyük ve gelişmiş şehirler kurmayı ve en önemlisi soğuk havayı ölüm makinesinden daha sağlıklı yaşam aracına çevirmeyi öğrendiler.

A+A-

ulas-gokce-008.jpg

Ulaş Gökçe

İnsan doğasının çok sıcağa ve çok soğuğa dayanıklı bir yapısı yok. İnsan kendini sadece 25 derecede doğal hissediyor. Bu ısının altında üşüyor, üstüne terliyor. Ancak hem doğayla, hem de kendimizle yarış içinde olduğumuzdan kuzey kutbundan güney kutbuna her yerde yaşamaya çalışıyoruz. Belki de her iklimde yaşayan çok az sayıda yaratıktan biri de insandır.

Teknoloji geliştikçe insanlar sıcak havayı enerjiye çevirmeyi öğrendiler. Soğuk hava ise ezelden beri insana direnmeye devam ediyor. Buna rağmen insan soğuk havadan faydalanmayı da, korunmayı da öğrendi. Dünya nüfusunun önemli bir kısmı ısının sıfırın altına uzun süre düştüğü bölgelerde yaşıyor. Aşırı sıcak hava öldürücü olabiliyor. Ancak aşırı soğuk hava her zaman ölümcül özelliğe sahiptir. Kuzey halkları soğuk iklimde hayatta kalmayı, üretim yapmayı, büyük ve gelişmiş şehirler kurmayı ve en önemlisi soğuk havayı ölüm makinesinden daha sağlıklı yaşam aracına çevirmeyi öğrendiler.

YAŞADIĞIMIZ ŞARTLARA AYAK UYDURUYORUZ

Soğuk iklimde yaşam deyince akla İskandinav ülkeleri, Rusya, Moğolistan, Çin, Grönland, Kazakistan gibi ülkeler geliyor. Bu bölgelerde yaşayan halklar uzun süre kış dönemini konforlu geçirmeyi, sert kış gelmeden hızlı ve verimli üretim yapıp hazırlıklı olmayı, kışta hayvancılık, avcılık ve balıkçılık yapmayı öğrendiler. Pek çok mikrop ve virüs sıcak havada ürerken soğuk havada neredeyse hiç üremiyorlar. Bu nedenle ölümcül soğuğun böyle bir koruma özelliği de var. İnsan, yaşadığı şartlara ayak uydurmayı en iyi beceren canlılardan biridir. Hayvanlar çok daha hızlı fiziksel değişim, evrim geçirirken insanlar öğrenerek şartlara uyum gösterirler. Kuzey ülkelerinde soğuk hava şartlarına vücudu alıştırma ve sonrasında soğuk havada yüzme dâhil olmak üzere çeşitli spor dallarıyla uğraşma yüzyıllardır uygulanan bir alışkanlık.

AVANTOUİNTİ-MORJİVANİYE

Kış aylarında donan göl ve nehirlerde delikler açarak buzlu suya girmeye Fince Avantouinti deniyor. Buzlu suda yüzmenin ikinci vatanı Rusya’da bu etkinliğe Morjivaniye yani denizaygırı olma ismi veriliyor. Amerika’daki kış yüzücüleri kendilerine kutup ayıları ismi veriyorlar. Havanın -30 ve Yakutistan gibi yerlerde -45 olduğu zamanlarda dahi 0 ve +3-4 derece suya girmek uzun süreli hazırlık gerektiren bir uğraş. Çünkü buzlu suya hazırlıksız girmek veya kalp sorunları olanların girmesi mutlaka ölümle sonuçlanıyor. Bu nedenle buzlu suya girmeye başlamadan aylar önce şartlara uyum sürecine girilir. Öncelikle ev şartlarında daha az sıcak suyla banyo yapmaya başlanır. Bununla birlikte genel kondisyon yükseltilir. Sonbahar döneminde göle ve nehirlere girilerek soğuk kışa hazırlanılır. Dünyada en kitlesel kış yüzmesinin gerçekleştiği Finlandiya’da ve nüfus açısından en fazla insanın yüzdüğü Rusya’da bu hazırlık süreci geleneksel tecrübenin bilimle desteklendiği oturmuş bir metottur. Finlandiya, Baltık Denizi ülkeleri ve özellikle Rusya’da kışın buzlu suya girenler örgütlü topluluklardır. Kış yüzücülerinin dernekleri, kulüpleri, dinlenme tesisleri, federasyonları, yarışmaları vardır. Bu nedenle başlangıç seviyesindeki herkes, deneyimli yüzücülerin desteğini alırlar. Bunun yanında, elbette, yüzücülere tıbbi yardım için görevliler de her yüzme seansında hazır bulunurlar. Kışın yüzme amatörce, yalnız, hazırlıksız ve sağlıksız yapılabilecek bir iş değildir. Çünkü hazırlıklı bir insan dahi soğuk suda kalp krizi geçirebilir. Vücut ısısının ani düşmesi, kan dolaşımının yavaşlaması ve tansiyonun yükselmesi kalbin aşırı yoğun çalışmasına neden olur. Bu ise kalp krizi başta olmak üzere pek çok ciddi ve ölümcül sonuca varabilir.

Hazırlık sürecinden geçen yüzücüler suya girmeden önce ısınma hareketleri yaparak kaslarını açarak hazırlanırlar. Soğuk suda sadece birkaç dakika kalınır. Bu sürede keskin hareketler yapılmaz, suyun altına tümden girilmez, yani baş mutlaka dışarıda kalır. Sudan çıkıldığında ise hemen giyinilir.

Dünyada en meşhur 3 hamam türü vardır: Türk hamamı, Fin saunası ve Rusların saunaya çok benzeyen geleneksel hamamı. Fin ve Rus saunaları kış yüzmesiyle doğrudan bağlantılıdır. Türk hamamı çok sıcak değildir ve uzun süre “keyif” yapılacak bir yerdir. Fin ve Rus saunaları dar, çok sıcak mekânlardır ve burada “keyif” değil “cefa” vardır. Ancak bu cefanın keyfe dönüştüğü bir nokta vardır. Çünkü saunalardan çıkanlar koşarak soğuk suya atlarlar. Bazı saunalar göl ve nehirlerin yanındadır. Buralarda açılan delikler saunadan çıkanları bekler. Bazı saunalarda çok soğuk havuzlar mevcuttur. Rusya’da saunadan çıkıp kar yığını içine atlamak da oldukça sevilen bir uğraştır.

BUZDA YÜZMENİN SAĞLIĞA ETKİSİ

Kışın buzlu suda yüzme ile uğraşanlar bunu adeta bir tür dine çevirmişlerdir. Çünkü kışın yüzmenin mucizeler yarattığına inanırlar. Aslında gerçekten de kışın buzlu suda yüzenlerin önemli bir kısmı çok sağlıklı insanlardır. Soğuk algınlığı, grip veya yüksek tansiyon gibi hastalıkları bilmezler, ruh sağlıkları düzgün ve moralleri yüksek insanlardır. Sovyetler Birliği ve ardından Rusya’da uzun süreden beridir kışın yüzmenin neredeyse tüm hastalıkları yenmedeki sihirli formül olduğunu ispatlayacak çeşitli bilimsel araştırmalar yürütülüyor. Bilim insanları, kış yüzücüleriyle gerçekleştirdiği deneyler sonucunda yüzücülerin sağlıklı olmalarına ilginç bir açıklama getiriyorlar. Buna göre 0 derecedeki suya giren insanın organları bir tür alarma geçerek kendini koruma amacıyla aşırı ısı üretmeye başlıyor. Bu ise organlardaki virüs veya mikropların, “organik” olmayan unsurların ölmesine yol açıyor. Halen devam eden bir Sovyet-Rusya araştırmasına göre insan vücudunun ısısının 45 derece ve daha da fazlasına ulaşması tüm hastalıkları yenebilecek güce sahip. Burada tek sorun vücut ısısının yükseltilip beyin ısısının normalde tutulmasının başarılamaması.

Kışın buzlu suda yüzenler sadece gençler değil. Soğuk suya küçük çocuklar ve yaşlılar da giriyorlar. Şahsen pek çok kez 80 yaşlarında kadın ve erkeklerin buzlu suda yüzdüklerine şahit oldum. Finlandiya’da buzlu suya girmek bir tür milli spor halinde. Rusya’da ise Finlandiya nüfusundan kat kat daha fazla insan her yıl defalarca buzlu suda yüzüyor.

İSA AŞKINA!

Rusya, Bulgaristan, Ukrayna ve Belarus’ta kışın buzlu suya girme aynı zamanda Slavların pagan geleneklerinin Hıristiyanlıkla birleşmesidir. Ocak ayında bu Slav halklar İsa’nın Yahya [Peygamber] tarafından vaftiz edilişini suya girerek kutlarlar. İsrail’in Şeria Nehri’nde vaftiz olduğu söylenen İsa iklim şartları açısından şanslıydı. Ancak onun kuzeyli müritleri soğuk suya girmek zorundalar. 2017 yılındaki Vaftiz Yüzmesi Bayramı’nda sadece Rusya’da 2 milyonu aşkın insan buzlu suda yüzmüştü.

Çin’de buzlu suda yüzme son yıllarda oldukça popüler oldu. Yüzbinlerce Çinli her kış donan göllere ve nehirlere giriyor, yarışmalara katılıyorlar.

Temmuz ayında denize girmeye başlanılan ve “deniz sezonunu” Ağustos sonunda bitiren Kıbrıslılar için buzlu suda yüzme fikri korkutucu görünüyor. Soğuk havada buzlu suya girmek sıcak kanlı bir Akdenizliye çok uzak bir uğraş.

 

Bu haber toplam 8425 defa okunmuştur
Etiketler :
Adres Kıbrıs 300 Sayısı

Adres Kıbrıs 300 Sayısı