1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bir basın toplantısı anatomisi
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bir basın toplantısı anatomisi

A+A-

 

Şöyle bir algı oluştu, mesleğimiz açısından da üzücü:
- Kahvaltılı ya da yemekli basın toplantısı düzenlersen, katılım bol olur.
Öyle de oluyor.
Başarı kriteri de bu: ‘Kalabalık’

***

Basın toplantılarından soğudum böylece...
Sorumluluğum gereği de kaçamıyorum.
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın basın toplantısı vardı örneğin, dün sabah...
Toplantıda konuşulanları tüm detayları ile bulabilirsiniz, sayfalarda...
Köşemin konusu toplantının kendisi...

***

Başlıca işi ‘gazetecilik’ olmayan kişilerin basın toplantılarına daveti, belki ‘kalabalık’ açısından yararlı ancak ne kadar doğru?
Bir kere mesleki ve etik sorumluluk taşıyanlara haksızlık.
‘Gazetecilik’le yaşamayanlar  kazandıkları ‘statü’ ya da böylesi ‘önemli’ toplantılarda ‘ağırlanmak’tan mutlu olabilir, soru sormanın ötesinde toplantının ‘özne’si haline gelebilirler.
Ama işin içeriği “ahkam kesme”ye varıyor süreçte...
“Sarı basın kartı” da anlamsını yitiriyor ya, o ayrı mesele...

***

Peki ‘kriter’ ne?
Örneğin, Yazı İşleri Müdürümüz böylesi bir toplantıya davet edilmiyor.
Oysa ‘ilgisi çok daha az’ kimileri orada...
İnsan bu sefer  “Acaba eleştirdiği için cezalandırılıyor mu” sorusunu yöneltiyor kendine.
Öyle olduğunu düşünmüyorum...
Ancak ‘editörü, yazarı, muhabiri’ ayırmayan, mesleki bir seçim yapmayan ya da her yayın kurumuna farklı kriterlerle yaklaşan toplantıların tadı kaçıyor.
Nitekim, KIBRIS’ın Genel Yayın Yönetmeni, mesleğin duayenlerinden Süleyman Ergüçlü, kendine yer bulamıyor, arkada bir köşeye ilişiyor, sessiz sedasız da ayrılıyor toplantıdan.

***

Bir de başka anomali var!
Basın toplantısının başında “özel bir sohbettir, lütfen kaynak belirterek yazılmasın” uyarısı yapılmayan...
Ancak sonuna doğru, “Bu sözler ağzımızdan verilmesin” denen...
Ne kadarı “özel” ne kadarı “açık” anlaşılmayan bir “ortaya karışık” model.

***

İletişim, gazetecilik mesleği ve medya konusunda ‘hocalık’ mertebesindeki sevgili Gürdal Hüdaoğlu’nun müsteşar olduğu bir yapıda daha iyisi’ olabilmeli.
Cumhurbaşkanlığı’nın değil sadece, ülkenin sorunu bu, mesleğin sorunu...
Böylece çatal bıçak sesleri arasında, sucuklu yumurta tadında bir basın toplantısı kalıyor geriye.

Bu yazı toplam 3149 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar